ingiiz arkeolog j.t.woodun 1859 yilinda efeste ortaya cikardigi, dunyanin yedi harikasindan biri olan eser. izmirde bulunmaktadir. su an sadece bir kac sutun ve temeli kalmistir.
artemis tapınağı
pers imparatorluğu zamanında yunan mimar chersiphron tarafından tasarlanan tapınak, anadoluyu ele geçiren lidya kralı croesus tarafından büyütülmüş ve dönemin büyük heykeltıraşları tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmiştir. en büyük halinde tapınak, koca çatısını 100 tane sütünla tutuyordu.
antik efeste tapınak hem bir pazaryeri, hem de dini alan olarak kullanılıyordu. dünyanın yedi harikasından biri olan artemis tapınağı, m.ö. 356 yılında adını ölümsüzleştirmek isteyen herostratus adlı biri tarafından yakılmıştır. bir efsaneye göre, büyük iskender tapınağın yandığı gece doğmuş ve bu yüzden anadolu’yu fethettiğinde artemis tapınağı’nın yeniden yapılmasına yardım etmiştir.
bizans döneminde harabe olan efes yeniden yapılandırılmış, ancak tapınak tekrar yapılmamıştır. temelleri de zamanla, kıyısında bulunduğu ırmağın taşıdığı alivyonların altında kalarak yok olmuştur.
yapılan kazılar sonucunda, tapınağın 6 defa üst üste yapıldığı anlaşılmıştır. kazılarda çıkan eserler gizlice british muesuma götürülmüştür. tapınağın bulunduğu bataklık alana da yerini belli etmek amacıyla tek bir sütün dikilmiştir.
antik efeste tapınak hem bir pazaryeri, hem de dini alan olarak kullanılıyordu. dünyanın yedi harikasından biri olan artemis tapınağı, m.ö. 356 yılında adını ölümsüzleştirmek isteyen herostratus adlı biri tarafından yakılmıştır. bir efsaneye göre, büyük iskender tapınağın yandığı gece doğmuş ve bu yüzden anadolu’yu fethettiğinde artemis tapınağı’nın yeniden yapılmasına yardım etmiştir.
bizans döneminde harabe olan efes yeniden yapılandırılmış, ancak tapınak tekrar yapılmamıştır. temelleri de zamanla, kıyısında bulunduğu ırmağın taşıdığı alivyonların altında kalarak yok olmuştur.
yapılan kazılar sonucunda, tapınağın 6 defa üst üste yapıldığı anlaşılmıştır. kazılarda çıkan eserler gizlice british muesuma götürülmüştür. tapınağın bulunduğu bataklık alana da yerini belli etmek amacıyla tek bir sütün dikilmiştir.
(bkz: artemis)
1.biricik yuvam,
2.tanrıça artemis adına ilk türbe m.ö.800lü yıllarda efesteki nehrin yakınındaki bataklık kıyıya yapılmıştır. bazen diana da denen efes tanrıçası artemis, yunan artemisiyle aynı değildi. yunan artemisi av tanrıçasıydı. efes artemisi ise belinden omuzlarına kadar birçok göğüsle resmedildiği gibi verimlilik, bereket ve doğurganlık tanrıçasıydı.
bu eski tapınakta muhtemelen jüpiterden düşen bir meteorit olduğu düşünülen kutsal birtaş vardı. tapınak, sonraki yüzyıllarda birkaç kez tahrip olmuş ve yeniden inşaa edilmiştir. m.ö.600lerde efes şehri büyük bir ticaret limanı haline geldi ve chersiphron adlı bir mimar yüksek taş kolonları olan yeni ve büyük bir tapınak inşaa etti.
lidya kralı croesus, m.ö.550de efesi ve anadoludaki diğer yunan şehirlerini fethetti. bu savaş sırasında mabet tahrip oldu. croesus, mimar theodorusa daha öncekilerin hepsini gölgede bırakan yeni bir mabet yaptırdı. yeni tapınak öncekinin 4 katı büyüklükte 90 metre yükseklikte ve 45 metre genişlikteydi. masif bir çatı, yüzden fazla taş sütunla destekleniyordu
m.ö. 356da herostratus adlı biri tarafından çıkarılan bir yangında yanarak tahrip oldu. bundan kısa bir süre sonra o günün en ünlü heykeltraşı olan scopaslı paros tarafından yeni bir mabet yapıldı. romalı tarihçi plinyye göre yeni tapınak, 130 metre uzunlukta ve 68 metre genişlikteydi. tavanı, yükseklikleri 18 metre olan 127 adet sütun destekliyordu. inşaat 120 yıl sürmüştü. büyük iskender m.ö.333de efese geldiğinde tapınağın inşaası hala devam ediyordu. bu yeni tapınak, yunan tapınakları içinde o güne kadar yapılan en büyük yapı idi. tapınağın başka bir özelliği de tamamen mermerden yapılmış olmasıydı.
m.s. 57de st. paul hristiyanlığı yaymak için efese geldi. o kadar başarılı oldu ki bundan, şehrin demircisi ve tapınaktaki heykellerin sahiplerinden birisi olan demetrius büyük bir korkuya kapıldı. çünkü demetrius tapınaktaki heykellerin bir kısmının sahibiydi ve her yıl tapınağa hacca gelenlerden iyi bir geliri vardı ve insanların dinini değiştirmesi demek onun geçimini kaybetmesi anlamına geliyordu. birlikte ticaret yaptığı
diğer kişileri de yanına alan demetrius heyecan verici ve "yaşasın efeslilerin artemisi" diye biten bir söylev yaptı ve halkı galeyana getirdi. hemen sonra st. paulun yardımcılarından ikisini tutukladılar. bunu bir isyan takip etti. sonuçta st. paul, tutuklanan yardımcılarıyla şehri terketti ve makedonyaya geri döndü.
262de gotların bir akını sırasında büyük artemis tapınağı yakılıp yıkıldı. bir yüzyıl sonra roma imparatoru constantine şehri yeniden inşaa ettirdi. fakat hristiyan olduğu için tapınağı restore ettirmedi.constantinin çabalarına rağmen efes eski günlerine dönemedi. çünkü gemilerin demirlediği liman yokolmuştu. nehrin taşıdığı alüvyonlar tarafından deniz şehirden uzaklaşmıştı. zamanla şehir sakinleri kenti terkettiler. mabetin kalıntıları başka yapıların ve heykellerin yapılmasında kullanıldı.
british museumdan john turtle wood 1863de tapınağı araştırmaya başladı. 1869da 6 metre derinlikte, çamurların içinde tapınağın temellerini buldu. bulduğu heykelleri ve bazı kalıntıları british museuma götürdü.
1904de yine aynı müzeden d.g. hograthın liderliğindeki bir ekip kazılara devam ettiler ve sitede birbirinin üzerine inşaa edilen 5 tapınak olduğunu keşfettiler. bugün gelen ziyaretçilere tapınağın yerini belli etmek için, bataklık halinde olan bölgeye sadece bir tek sütun dikilmiştir.
kollarını iki yana açmış, dimdik duran bir tanrıçanın yunan üslubuna yabancı bir tarzda betimlendiği ünlü artemis heykelinin kopyaları günümüze kadar gelmiştir. (kaynak odevsitesi.com)
2.tanrıça artemis adına ilk türbe m.ö.800lü yıllarda efesteki nehrin yakınındaki bataklık kıyıya yapılmıştır. bazen diana da denen efes tanrıçası artemis, yunan artemisiyle aynı değildi. yunan artemisi av tanrıçasıydı. efes artemisi ise belinden omuzlarına kadar birçok göğüsle resmedildiği gibi verimlilik, bereket ve doğurganlık tanrıçasıydı.
bu eski tapınakta muhtemelen jüpiterden düşen bir meteorit olduğu düşünülen kutsal birtaş vardı. tapınak, sonraki yüzyıllarda birkaç kez tahrip olmuş ve yeniden inşaa edilmiştir. m.ö.600lerde efes şehri büyük bir ticaret limanı haline geldi ve chersiphron adlı bir mimar yüksek taş kolonları olan yeni ve büyük bir tapınak inşaa etti.
lidya kralı croesus, m.ö.550de efesi ve anadoludaki diğer yunan şehirlerini fethetti. bu savaş sırasında mabet tahrip oldu. croesus, mimar theodorusa daha öncekilerin hepsini gölgede bırakan yeni bir mabet yaptırdı. yeni tapınak öncekinin 4 katı büyüklükte 90 metre yükseklikte ve 45 metre genişlikteydi. masif bir çatı, yüzden fazla taş sütunla destekleniyordu
m.ö. 356da herostratus adlı biri tarafından çıkarılan bir yangında yanarak tahrip oldu. bundan kısa bir süre sonra o günün en ünlü heykeltraşı olan scopaslı paros tarafından yeni bir mabet yapıldı. romalı tarihçi plinyye göre yeni tapınak, 130 metre uzunlukta ve 68 metre genişlikteydi. tavanı, yükseklikleri 18 metre olan 127 adet sütun destekliyordu. inşaat 120 yıl sürmüştü. büyük iskender m.ö.333de efese geldiğinde tapınağın inşaası hala devam ediyordu. bu yeni tapınak, yunan tapınakları içinde o güne kadar yapılan en büyük yapı idi. tapınağın başka bir özelliği de tamamen mermerden yapılmış olmasıydı.
m.s. 57de st. paul hristiyanlığı yaymak için efese geldi. o kadar başarılı oldu ki bundan, şehrin demircisi ve tapınaktaki heykellerin sahiplerinden birisi olan demetrius büyük bir korkuya kapıldı. çünkü demetrius tapınaktaki heykellerin bir kısmının sahibiydi ve her yıl tapınağa hacca gelenlerden iyi bir geliri vardı ve insanların dinini değiştirmesi demek onun geçimini kaybetmesi anlamına geliyordu. birlikte ticaret yaptığı
diğer kişileri de yanına alan demetrius heyecan verici ve "yaşasın efeslilerin artemisi" diye biten bir söylev yaptı ve halkı galeyana getirdi. hemen sonra st. paulun yardımcılarından ikisini tutukladılar. bunu bir isyan takip etti. sonuçta st. paul, tutuklanan yardımcılarıyla şehri terketti ve makedonyaya geri döndü.
262de gotların bir akını sırasında büyük artemis tapınağı yakılıp yıkıldı. bir yüzyıl sonra roma imparatoru constantine şehri yeniden inşaa ettirdi. fakat hristiyan olduğu için tapınağı restore ettirmedi.constantinin çabalarına rağmen efes eski günlerine dönemedi. çünkü gemilerin demirlediği liman yokolmuştu. nehrin taşıdığı alüvyonlar tarafından deniz şehirden uzaklaşmıştı. zamanla şehir sakinleri kenti terkettiler. mabetin kalıntıları başka yapıların ve heykellerin yapılmasında kullanıldı.
british museumdan john turtle wood 1863de tapınağı araştırmaya başladı. 1869da 6 metre derinlikte, çamurların içinde tapınağın temellerini buldu. bulduğu heykelleri ve bazı kalıntıları british museuma götürdü.
1904de yine aynı müzeden d.g. hograthın liderliğindeki bir ekip kazılara devam ettiler ve sitede birbirinin üzerine inşaa edilen 5 tapınak olduğunu keşfettiler. bugün gelen ziyaretçilere tapınağın yerini belli etmek için, bataklık halinde olan bölgeye sadece bir tek sütun dikilmiştir.
kollarını iki yana açmış, dimdik duran bir tanrıçanın yunan üslubuna yabancı bir tarzda betimlendiği ünlü artemis heykelinin kopyaları günümüze kadar gelmiştir. (kaynak odevsitesi.com)
tanrıça artemis için yapılmış bir tapınak.dönemin en ünlü heykeltraşı pheidias tarafından yapılmış.sonra bi adam burayı adını ölümsüzleştirmek için yakıyor.aynı gece de büyük iskender doğuyor.büyük iskender anadolu’yu fethettiğinde artemis tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiştir.
"babil in asma bahçelerini, olimpos taki zeus heykeli ni, rodos kolossosunu, yüksek piramitlerin kudretli işçiliğini ve mausoleus in mezarını gördüm. ama bulutlara doğru yükselen efes teki tapınağı gördüğümde, diğerlerinin tümünün gölgede kaldığını hissettim." demistir bizanslı philon artemis tapinagi için.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?