26 nisan tarihinde oynanan fenerbahçe-beşiktaş karşılaşmasında maç esnasında ve maç sonrasında yaşanan olaylar nedeniyle 1 mayıs 2007 tarihinde tff tarafından açıklanan cezalarla birlikte haluk ulusoy bence misyonunu tamamlamıştır.
federasyon başkanlığı yaptığı sürecin başından bu yana bir çok takımın canını yakan,alenen takiyyecilik yapan,8.sınıf kabadayı imajına sahip haluk ulusoy ve şakşakçılarının aldığı kararlar fenerbahçe camiasının kendisinden daha da tiksinmesine yol açmış olup gidişatın daha da boka sarmasına yol açmıştır.
haluk ulusoy ve şakşakçıları şu cezaları uygun görmüş fenerbahçeye.
aziz yıldırım: 1 yıl hak mahrumiyeti, 20 bin ytl.
murat özaydınlı: 6 ay hak mahrumiyeti, 10 bin ytl.
ali koç: 2 yıl hak mahrumiyeti, 30 bin ytl.
mahmut uslu: 1 ay hak mahrumiyeti.
zico: 1 maç.
aurelio: 2 maç.
fenerbahçe: 1 maç seyircisiz, 30 bin ytl para cezası.
beşiktaş: 25 bin ytl.
federasyon tarafından fenerbahçeye verilen cezalar
herkes layığını bulmuştur.
taraflar tarafsız olamaz sozune ornek teskil etmis cezalardır.
asıl ceza verilmesi gereken uğur boral arada kaynayıp kurtulmuştur.adamın ensesine bilinçli bir şekilde tekme atmak yanına kar kalmıştır.
verilen cezalar az bile olmustur.
geç bile kalındığını düşündüğüm cezadır.
aslında bu cezalar hafiftir.gerçekte verilmesi gereken cezalar
marco aurelio-34 maç
aziz yıldırım-ömür boyu
ali koç-evladiyelik
fenerbahçe stadı-kapısına mühür
arthur zico-sürgün dür.ama bu cezalar verilmemiştir.
ayrıca rico paşaya barışçıl hareketlerinden dolayı 40 dönümlük zeytin tarlası verilmeliydi ödül olarak.(burada ciddiyim adam elini bile kaldırmadı millet tekme tokat dalarken)
baki mercimeke ise mitte tekmeleyerek öldürme yöntemleri adı altında bir ders hocalığı verilmeliydi.belki verilmiştir haberimiz yoktur.
marco aurelio-34 maç
aziz yıldırım-ömür boyu
ali koç-evladiyelik
fenerbahçe stadı-kapısına mühür
arthur zico-sürgün dür.ama bu cezalar verilmemiştir.
ayrıca rico paşaya barışçıl hareketlerinden dolayı 40 dönümlük zeytin tarlası verilmeliydi ödül olarak.(burada ciddiyim adam elini bile kaldırmadı millet tekme tokat dalarken)
baki mercimeke ise mitte tekmeleyerek öldürme yöntemleri adı altında bir ders hocalığı verilmeliydi.belki verilmiştir haberimiz yoktur.
haklı olmalarıyla birlikte bu cezalar, fenerbahçenin son 4 maçtaki performansını ciddi derece etkileyecektir.
seyircisiz oynama cezaları tarafsız sahada oynama cezasına çevrilmiş ve zico ya verilen bir maçlık hak mahrumiyeti cezası kaldırılmıştır...muhtemelen trabzonspor maçını izmir de en az 50.000 taraftarının desteğiyle oynar ve böylece cezasını ödemiş olur..hem böylece kadıköy’deki baskıdan da kurtulmuş olurlar.
sizin vereceğiniz cezayı sikeyim ben.
sizin vereceğiniz cezayı sikeyim ben.
kaç gündür federasyona kafam girsin diye vikleyen fenerbahce yöneticilerinin tepkisini çok merak ettiğim durumdur. aslında etmediğim durum. adamlara ceza değil resmen hediye verildi. mahmut usludan "100 yıllık klübümüz federasyonun daha bize bir kere vermişliği yok" açıklamasını bekliyoruz.
cezalarin indirimi, federasyonun üç büyüklere yaptigi kiyaklardan sadece biridir. bu kiyaklardan takimim besiktasta nasibini almistir. ah ve vah edecek bir durum yoktur. sonuçta federasyon adam olmayi beceremiyor o kadar. ha ugur boral ceza almaliydi. onun haricinde bir sorun yok benim için.
aziz yıldırım’ın da cezasının kaldırılmasını talep etmekteyim bazılarının kaldırılmasının akabininde vallahi. 1 yıl ne yahu? ulan konuşmayın federasyon böyle böyle diye ya allah aşkına salak mıyız biz.
beşiktaş taraftarının ettiği küfürlerin süresi kronometre ile tutulup buna göre sahaları kapatılırken, sahaya yabancı madde atan,federasyona ve hakemlere hakaret eden, sahada ve dışarda futbolcu döven, yayıncı kanalın kablolarını kesen ve herkesi ligden çekiliriz diye tehdit eden fb nin sahası nedense kapatılmamıştır.işin özü budur..bu ülkede ağlamayana meme vermezler.lakin kendilerine en büyük memeyi hafta sonu beşiktaş verecektir.
oncelikle ceza ortamını olusturan kisinin zaten federasyona bagli olması , bu yapılanlari dogru kılmamakla beraber, toplumsal olarak psikopat olan bir ulkede bu denli buyuk cezaların onenune gecmiştir. adalet herkes için olacaksa kabul, lakin insanlarin istegine gore adaletse, o zaman susalım. bu ulkede 3 buyuk takım dısında 15 takımın bir sezaonda en az 5 puanı calınıyosa, onlarin haklari icin kimse yırtınmıyorsa, simdi adil olunmasini kimse beklemesin.
ulan beşiktaş küfür eder anında kapatılır sahası fener götünü yırtar hemen ceza kaldırılır ondan sonrada adaletten bahsederler sokim bunların adaletine...
yaptırımlar tiyatrosunun kısa adı. maddeler halinde açıklamak gerekirse:
1- milli takım antrenörümüz mehmet özdilek (şifo mehmet) ‘in türk ve dünya futbol kamuoyunca nasıl kınandığı ve cezalandırıldığı, üstüne birde daha cezası kesinleşmeden türk futbol kamuoyundan özür dileyerek istifa ettiğinin hatırası çok tazedir. (rakip futbolcuya hafif bir çelme atmaya çalıştı)
zidane ise dünya kupasında ağır tahrike maruz kaldığı kameralarca belgelenmesine rağmen aldığı cezaları metanetle kabul etmiş ve çıkıp delikanlıca özür dilemiştir.
(kafasını hafifce rakip futbolcuya dokundurdu)
şu yaşıma kadar türkiye birinci liginde görmediğim ve duymadığım bir olay gerçekleşmiş ve ev sahibi takımın güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu misafir takımın oyuncularından biri, her ne sebepten olursa olsun saldırıya uğramıştır. daha da üzücü olanı saldırganlardan birinin fb’li bir futbolcu olduğu kameralarca tespit edilmesine rağmen, bu badireyi hafif cezalarla atlattıklarına şükretmek yerine hala utanmadan ağlaklık yapan bir kısım taraftarının acınası durumudur.
(yurtdışında olsa söz konusu futbolcunun lisans iptali doğal karşılanırdı)
2-türkiye’ye geldikleri ilk aylarda terbiyeli ve profesyonel tavırlarıyla dikkat çeken yabancı futbolcuların ilk sezonu atlattıktan sonra her pozisyonda hakemlere itiraz etmeleri, maç içindeki çirkeflikleri ve tribünleri tahrikte sınır tanımayan hareketleri hepimizin artık neredeyse kabullendiği bir durumdur. (nouma, mondragon vb…) ligimize profesyonellik getirsin diye milyonlar saçarak getirttiğimiz yabancı futbolcular maalesef kısa süre sonra her fırsatta skandallara imza atmaktadırlar. bu durum sorunun sistemle ilgili olduğuna işarettir.
milli takımın en çalışkan ve istikrarlı ve centilmen oyuncusu aurelio’nun nasıl olupta böyle bir olaya karıştığı düşündürücüdür.(malesef yabancılar bile kısa sürede bütün kötü huylarımıza adapte oluyorlar)
3-“damlaya damlaya göl olur” atasözünü “ağlaya ağlaya kupa olur” şeklinde algılayan yönetimlerine tepki göstermek yerine, her duruma at gözlüğüyle bakmayı refleks edinmiş taraftarlara müstehak olan 7-1’lik avrupa rekorlarının tekerrür etmesi doğal karşılanabilir.
(geçmişte adaletin çarpıtılmasına sessiz kalanlar gelecekte aynı haksızlıklara uğrayabilirler)
dip not : taraftarların kendi takımlarını eleştirebildikleri, futbolcuların centilmenlikten ödün vermediği, yöneticilerin ağlamak yerine takımla alakadar oldukları bir ligi bütün samimiyetimle dilerim
1- milli takım antrenörümüz mehmet özdilek (şifo mehmet) ‘in türk ve dünya futbol kamuoyunca nasıl kınandığı ve cezalandırıldığı, üstüne birde daha cezası kesinleşmeden türk futbol kamuoyundan özür dileyerek istifa ettiğinin hatırası çok tazedir. (rakip futbolcuya hafif bir çelme atmaya çalıştı)
zidane ise dünya kupasında ağır tahrike maruz kaldığı kameralarca belgelenmesine rağmen aldığı cezaları metanetle kabul etmiş ve çıkıp delikanlıca özür dilemiştir.
(kafasını hafifce rakip futbolcuya dokundurdu)
şu yaşıma kadar türkiye birinci liginde görmediğim ve duymadığım bir olay gerçekleşmiş ve ev sahibi takımın güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu misafir takımın oyuncularından biri, her ne sebepten olursa olsun saldırıya uğramıştır. daha da üzücü olanı saldırganlardan birinin fb’li bir futbolcu olduğu kameralarca tespit edilmesine rağmen, bu badireyi hafif cezalarla atlattıklarına şükretmek yerine hala utanmadan ağlaklık yapan bir kısım taraftarının acınası durumudur.
(yurtdışında olsa söz konusu futbolcunun lisans iptali doğal karşılanırdı)
2-türkiye’ye geldikleri ilk aylarda terbiyeli ve profesyonel tavırlarıyla dikkat çeken yabancı futbolcuların ilk sezonu atlattıktan sonra her pozisyonda hakemlere itiraz etmeleri, maç içindeki çirkeflikleri ve tribünleri tahrikte sınır tanımayan hareketleri hepimizin artık neredeyse kabullendiği bir durumdur. (nouma, mondragon vb…) ligimize profesyonellik getirsin diye milyonlar saçarak getirttiğimiz yabancı futbolcular maalesef kısa süre sonra her fırsatta skandallara imza atmaktadırlar. bu durum sorunun sistemle ilgili olduğuna işarettir.
milli takımın en çalışkan ve istikrarlı ve centilmen oyuncusu aurelio’nun nasıl olupta böyle bir olaya karıştığı düşündürücüdür.(malesef yabancılar bile kısa sürede bütün kötü huylarımıza adapte oluyorlar)
3-“damlaya damlaya göl olur” atasözünü “ağlaya ağlaya kupa olur” şeklinde algılayan yönetimlerine tepki göstermek yerine, her duruma at gözlüğüyle bakmayı refleks edinmiş taraftarlara müstehak olan 7-1’lik avrupa rekorlarının tekerrür etmesi doğal karşılanabilir.
(geçmişte adaletin çarpıtılmasına sessiz kalanlar gelecekte aynı haksızlıklara uğrayabilirler)
dip not : taraftarların kendi takımlarını eleştirebildikleri, futbolcuların centilmenlikten ödün vermediği, yöneticilerin ağlamak yerine takımla alakadar oldukları bir ligi bütün samimiyetimle dilerim
artık bu işin fenerbahçesi , beşiktaşı , galatasarayı kalmadı.
hakemler ve bilinçsiz cahil seyirci yüzünden tüm takımlar ceza alıyor.fenerbahççe haketti biz sütten çıkmış ak kaşığı mantığı doğru değildir.hakeden kimse acımadan ceza kesilsin.
hakemler ve bilinçsiz cahil seyirci yüzünden tüm takımlar ceza alıyor.fenerbahççe haketti biz sütten çıkmış ak kaşığı mantığı doğru değildir.hakeden kimse acımadan ceza kesilsin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?