500 days of summer

chimera
aşkın 500 günü adı altında vizyona giren filmdir. eğlencelidir anlatılmak istenen güzeldir, anlatım tarzı bambaşka bir yönetmenlikle süslenmiştir. izlenir, izlettirilir...
john maynard keynes
garden state’den sonra soundtrack’ine en cok bayildigim film olmustur, the smiths bile var icinde, daha ne olsun bir de here comes your man pixies olsaydi tam olurmus.

film hakkinda da;

-----------------------------spoiler----------------------------:
- i loved this girl. what did she do? she took a giant shit on my face. literally.
+ literally?
- not literally. this’s disgusting. jesus! what’s the matter with you?

sevistikten sonra kendisini aynada harrison ford olarak gormesi ayri ayri yarmistir
-----------------------------spoiler----------------------------

tayfa75
az önce ikinci kez izlediğim ve morrisey’ in sesinden please please please let me get what i want ve carla bruni’ den quelqu un m a ditnin çok güzel oturduğu, bazen kısaca ve sadece "o" olunamayabileceği gerçeği ile yüzleşmek ve ne kadar ağır gelse de bununla yaşamayı öğrenmek gerektiğini naif bir dille kulağımıza fısıldayan film. buruk bir tat bırakıyor insanda. öyle olmasın istiyorsun sonu, ama öyle olduğu halde yine de buruk, hüzünlü bir tebessüm konduruyor yüzüne. mutluluk demeye dilim varmıyor ama sanki onun gibi bir şey.



-----------------------------küçük bir spoiler----------------------------:

- i just, i just woke up one day and i knew.
- knew what?
- what i was never sure of with you.

-----------------------------spoiler----------------------------


şimdi bekleyin ki birisi please please please let me get what i want next time diye bir şarkı yazsın.

edit : adından bahsetmezsem eksik kalacaktı; eşek gözleriyle zooey deschanel cuk oturmuştur rolüne.

bir de mimar kızın adı automn olmasaydı iyiydi.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol