anlamiyorsun!" yerine "anlatamadim" demek bir erdemdir.
kimse de beceremez pek. basarabildiginiz takdirde ise tekrar ayni noktaya donulmesi sonucundan hareketle celikten bir sabir gerekmektedir.
recetesi sudur; "renkleri ince ince ne anlatirsin kore / konusun insanlarla akillarina gore"
anlatamamak
bir tartışma yaşanmıştır,söylenmemesi gereken şeyler söylenmiştir o kızgınlıkla,kırılmıştır karşı taraf..taraflar yatıştıktan sonra söylenen şeylerin anlamsızlığını,yanlışlığını anlatmak bir nevi yapılan hatayı telafi etmek gerekmektedir ancak o kadar tuhaf bir ruh haline girilmiştir ki akla söylenecek şey gelmez,gelse de ağızdan çıkan sözler kavgada edilen sözlerden daha da anlamsızdır.bir türlü işin içinden çıkılmaz..karşı taraf bekler ancak mantıklı bir cümle çıkmamaktadır hala sizden.işte böyle bir şeydir anlatamamak;yığınla şey düşünmek ama bunları düzgünce ifade edememek.
ya ben anlatamıyorum yada sen anlamıyosun durumu gibi bişey...
cok fazla sey bu duruma sebeb verir.hele taraflar arasında anlatan ve anlatılan arasında fikir ayrılıgı var ise omur tuketecek caba.bu durumu anlatan cok fazla soz vardır,mesela mevlana ya ait olan su sozler de
sagırlar carsında gazel atma korler carsında ayna satma.
anlatabildigin anlayabildigi kadardır v.b.bir erdem olup olmadıgı tartısılır tabiki ama eger anlamak istemiyor ise sanatın savas olan halini icra etmeye sebeb verebiliecek sinir gerilimi de olabilecek durumdur.anlatmak hele ki bir durumu anlatmak bir seyi anlatmak kelime ile imkansızdır.baska bir konu ile ilgili yazdıgım yazıda verdıgım ornek olarak masalar.siz bir insana masanın ne oldugunu anlatamazsınız,ama masanın ne oldugunu herkes bilir.öz e en uzak sozdurdeyisi bu durumuda destekler.anlatmak hele masumiyeti cok zor...
sagırlar carsında gazel atma korler carsında ayna satma.
anlatabildigin anlayabildigi kadardır v.b.bir erdem olup olmadıgı tartısılır tabiki ama eger anlamak istemiyor ise sanatın savas olan halini icra etmeye sebeb verebiliecek sinir gerilimi de olabilecek durumdur.anlatmak hele ki bir durumu anlatmak bir seyi anlatmak kelime ile imkansızdır.baska bir konu ile ilgili yazdıgım yazıda verdıgım ornek olarak masalar.siz bir insana masanın ne oldugunu anlatamazsınız,ama masanın ne oldugunu herkes bilir.öz e en uzak sozdurdeyisi bu durumuda destekler.anlatmak hele masumiyeti cok zor...
hissettiğini dile dökecek kelimeyi bulamamak; hatta, kelimeyi oluşturacak harflerin bucak bucak kaçması...
(bkz: aşk)
anlatamamak.. öyle yani.. ifade edememek demiyorum, anlatamamak diyorum. hitap edilen odaklı bir kelime yani. "200 kelime ile konuşuyoruz abi kitap okumak lazım" diyen adamın muhattabı olarak yazıyorum bu entry`i.
huzursuz bir insan olmak gerek bir kere. birden fazla insanın, konuşurken zihninlerinde aynı nesnelerin aynı önizlemeleri canlandıramayacağı gerçeğinden çok uzakta tecelli etmez bu olay bir de. düşünsene ibne adam! bir "şey" var. şey evet. bir nesne, bir insan, bir hayvan, bir tek hücreli, bir masa, bir vanilyalı prezervatif, bir varoluş var. ikimizde ona bakıyoruz sonra aynı şeyi anladığımızı iddia ediyoruz. nereden buluyoruz bu kadar yavşak ve iddialı önermeleri dillendirirkenki cesaretimizi.
düşünsene ibne adam! bir koku duyuyorsun, "bana güzün sarısını, geçiciliğin yıkıcılığını hatırlattı bu koku" diyorsun. diğeri aynı kokuya "eheheh am göt meme am göt meme eheheh" diye bir tepki veriyor, bir diğer dallama ise "kadın parfümü abi bu" diyor aynı saniyelerde.
bir süre sonra hasiktir lan diyip daha fazla kullanmaya başlıyorsun "öyle işte", "ya neyse", "boşver amına koyayım" gibi sonsuza erteleme ifadelerini. hatta o kadar ibneleşiyorsun ki "amına koyayım" bile demiyorsun "amına koyim" diyorsun.
demem o deme değil, zaten bir şeyler de demeye çalışmıyorum. ya da siktiret amına koyim bu entry de burada bitsin. içime don giymedim.
öyle işte.
huzursuz bir insan olmak gerek bir kere. birden fazla insanın, konuşurken zihninlerinde aynı nesnelerin aynı önizlemeleri canlandıramayacağı gerçeğinden çok uzakta tecelli etmez bu olay bir de. düşünsene ibne adam! bir "şey" var. şey evet. bir nesne, bir insan, bir hayvan, bir tek hücreli, bir masa, bir vanilyalı prezervatif, bir varoluş var. ikimizde ona bakıyoruz sonra aynı şeyi anladığımızı iddia ediyoruz. nereden buluyoruz bu kadar yavşak ve iddialı önermeleri dillendirirkenki cesaretimizi.
düşünsene ibne adam! bir koku duyuyorsun, "bana güzün sarısını, geçiciliğin yıkıcılığını hatırlattı bu koku" diyorsun. diğeri aynı kokuya "eheheh am göt meme am göt meme eheheh" diye bir tepki veriyor, bir diğer dallama ise "kadın parfümü abi bu" diyor aynı saniyelerde.
bir süre sonra hasiktir lan diyip daha fazla kullanmaya başlıyorsun "öyle işte", "ya neyse", "boşver amına koyayım" gibi sonsuza erteleme ifadelerini. hatta o kadar ibneleşiyorsun ki "amına koyayım" bile demiyorsun "amına koyim" diyorsun.
demem o deme değil, zaten bir şeyler de demeye çalışmıyorum. ya da siktiret amına koyim bu entry de burada bitsin. içime don giymedim.
öyle işte.
insanın düşebileceği en iğrenç durumlar silsilesinin bir üyesi
bazen bir esprinizin içinizde patlamasına neden olablir . nitekim kendi kendine gülen insana hak verdiğim zamanlar olmuştur bu sebepten .
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?