altemur kılıç

ankakusu
1924 yılında ankara’da doğdu. atatürk’ün yakın arkadaşı kılıç ali’nin küçük oğlu. eğitimi’ni istanbul’da robert kolej’de ve new york’ta new school for social research siyasal bilgiler bölümünde tamamladıktan sonra tasviri efkar, vatan ve milliyet gazetelerinde muhabirlik, yazarlık ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. devir adlı haber gazetesinin ve milliyet yayınları’nın genel müdürlüğünü yaptı.

devlet hizmetinde washington ve bonn büyükelçilerinin basın müşavirliği görevlerinde bulundu. iki kez basın yayın genel müdürlüğü ve bir defa da trt’nin kurulması sürecinin başında, turizm ve tanıtma bakanlığı’nın radyo ve televizyonlardan sorumlu danışmanlığını yaptı. birleşmiş milletler sekreteryasının basın bölümü’nde uzmanlıktan sonra da unicef’in avrupa bürosu enformasyon bölümü müdürlüğünü yaptı.

1980’de devlet hizmetinden emekli olmadan önce birleşmiş milletler nezdindeki türkiye daimi temsilciliği’nde orta elçi olarak bulundu. emekli olduktan sonra trt yönetim kurulu ve radyo-tv yüksek kurulu üyeliği yaptı.

halen köşe yazarlığının yanında yeni kitap çalışmalarını sürdüren yazarın “türkey and the world” adıyla 1957 yılında amerika’da, türkiye’nin dış politikası konusunda yayımlanmış bir kitabı bulunmaktadır.

http://www.kenthaber.com/yazardetay.aspx?id=9034
benduruyorumsebagitti
dhkp c’ye: "erkek, mert, onurlu" diyerek tıynetini ortaya koymuş yazar kişisi. 12 ağustos tarihli yazısının o bölümü aşağıda. ulusalcılık bu işte, milliyetçilikten farkı bu!

"...
fakat dhkp-c, gene “erkek” çıktı, bu iddiaları “onuruna” yediremedi, şiddetle yalanladı! dhkp-c’nin 28 temmuz 2008 tarihli ve “birbirlerini yerken bile devrime saldırıyorlar” başlıklı bildirisinde, özetle, şöyle deniyor:
“ergenekon iddianamesinde oligarşi içi it dalaşının hesabı görülürken, iddianamenin sayısız sayfası devrimcilere karşı karalamalara, iftiralara ayrıldı… türkiye halkına ve tüm basın yayın kuruluşlarına açıkça belirtiriz ki; ergenekon iddianamesi’nde örgütümüzle, yoldaşlarımızla ilgili her kelime uydurmadır. hiçbir iddianın gerçekle ilgisi yoktur… olamaz!”
ve, dhkp–c bildirisinde, “tekelci” özdemir sabancı’yı cezalandırdıklarını, öldürdüklerini, açıkça, itiraf ediyor, hatta meydan da okuyor: “sabancı gibi işbirlikçi tekelcileri ve halk düşmanlarını cezalandırmaya devam edeceğiz!” diye!
en güzeli, dhkp-c’nin iddianame hakkındaki hükmü: “şu söyledi, bu şundan duymuş... diye bir iddianame yazıldığı nerede görülmüştür!”
teröristin “mert’i”, işte böyle, cinayetleriyle iftihar eder!.. şimdi, biz radikal, taraf gibilerine mi, turgay (kendisi turgay yazmış, doğrusu tuncay) güney’e mi, inanacağız? yoksa dhkp-c’ye mi? ben, doğrusu, geçmişte beni de ölümle tehdit etmiş olan dhkp–c’ye inanıyorum!"
....

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol