epikuros

para sıcaktır buharlaşıp uçup gider bir delikten, denmek istenmiş olabilir. hiç alakasız bir şey de olabilir.

hemen herkesin tanıdığı bir sporcudur. hakkında bilinen üç beş bilgiden ilk bir ikisi en çok kazanan sporcu olduğu ve sanırım en zengin sporcu olduğuyla ilgili. golfçülüğüyle ilgili nasıl başarılarının olduğu, hangi maçı nasıl kopardığı, hangi yıl hangi maçta kimin eline verdiği, zekasıyla veya ne biliim topa nası vurduğuyla ilgili kimsenin bir bildiği yok sanırım.

bir bu bir de tempra, hala bunlara saygı duyan ve bunların değerini bilen ciddi bir kesim var.

(bkz: los galacticos)
(bkz: fos galacticos)

şu haliyle hem faydasız hem de geç kalınmış bir harekattır. başbakanın "ramazan sabrım bitti" gibi bir cümlesine bakan harekatmış onu anladık. sabır olayı, çok ilginç bir ülke olduğumuzun göstergesi. cılız ve kaşıntı piç velet gelir mahallenin ağır abisine hareket çeker, apış arasına cüccük der kaçar, ensesine şaplak atıp tüyer de ağır abi "ya sabır!" der ya. başbakan da kendini böyle ağır abi sanıyor. yav pkklılar gelip makas almıyor askerin yanağından, şaka yapıp kaçmıyor. gencecik insanların canını alıyor şerefsizler. sabretme toleransını sen kendi çocuğun şehit olduğunda göster gösterebiliyorsan. beş şehitte ses yok, on beşte de yok, yirmi beş yetersiz, otuz beş kırk olduğunda anca sabır eşiğinin tükendiği buyuruluyor. bundan sonra bir ay içinde 20-30’a kadar şehide tepki yok o zaman, itler bundan bu sonucu çıkarsın. tövbe tövbe.

olsa da faydasız bir harekat olacağı herkesin malumu. en sert şekilde tepki vermek gerekli aslında. gerekiyorsa nükleer silah kullanılmalı. büyük şehirlerde yapılacak hain eylemler için dikkatli olunmalı bu süreçte. açık açık pkkya destek veren bdplilere "durun bakiim siz napıyosunuz amuga koduklarım" denmeli.

böyle yapan insanlar var evet, ne yazık ki dışardan nasıl göründükleri hakkında hiç fikirleri yok. örnek;

- gittim indirimden terlik aldım boynerden. çok ucuzdu ya, düşün 79 lira.

yav benim hayalimde bile en pahalı indirimli terlik olsa olsa 50 lira olabilir. bu nasıl indirim anlamadım. indirimli terlik dediğin on lira olur on beş lira olur kardeşim.

uzun yıllar ankara’da yaşayıp, günlerini melih gökçek sempatisi beslemeyle geçiren bünyelerin taşraya gidip ordaki alt yapı eksikliklerini gördüklerinde verdikleri tepkidir.

her yeri paris yapma potansiyeli vardır melih gökçeğin. şuraya bi viyadük, şurdan şuraya bi metro, öteye havalimanı, beriye nükleer tesis, karşı tepeye uzay üssü kurmak hiç büyük marifet değildir melih gökçek için. sihirli değneği neresinde saklıyor merak ediyorum.

kullanımına rastlamanın gına getirdiği ikileme. meşhur şike soruşturmasıyla yızdızı parlayıp boku çıkarılmıştır. soruşturmadan önce fenerbahçeliler şike yapmayı övünç kaynağı sayıp "şike şike şampiyonuz" diyorlardı. şimdi rakipleri "fener şike şike kümeye" ve onlarca türevini üretiyor. yüzlerce yazı başlığına, binlerce laf ebeliğine konu olup durması da cabası.

(bkz: sike sike)

nasıl gelişir, psikolojik temelleri nedir bilmem ama başkasının yerine utanmak rahatsız edici bir durumdur. başkasının mallığı, aptallığı, düzenbazlığı, orospuluğu için durduk yere siz kasılıp durursunuz. herife bir şey olmuyo da sana ne oluyo sorusunu izah edemezsiniz kendinize.

kadının kendisi eşini aldatma cesaretini gösterir, her şeyi göze alıp girişir o işe utanmaz da, o yakalanacak diye siz utanırsınız. adam hırsızlık yapar suç üstü yakalanır, tokadı yerken mal sahibinden yüzü kızarmaz ama sizin içiniz burkulur. vatandaşın biri, görevlinin söylediğini anlamayıp kendi bildiğini okuyarak gülünç duruma düşer, farkına varmaz, ama siz olan biteni fark edip onun yerine utanmadan edemezsiniz. ne utanma meraklısı insansın brader!

küfür gibi nick, "turfanda aşkın bayat ızdırabını ..."

turgut özal’ın klişeleşmiş dobra sözü. şimdikiler bunu açık açık söyleyemiyor ama farklı bir şey mi yapıyorlar.

seçimden önce zam yapacak kadar enayi miyim kadar klişe olmuş bir özal vecizesidir.

mehmet ali aydınlar ve ekibinin yussuf yusuf açıklamasıdır. tutarsızlık serisinin son halkasıdır. söz konusu başka bir takım olsaydı, bu işten nasıl sıyırırız diye yol aranmazdı hiç ve doğru kümeye giderdi o takım. ibre fenerbahçeyi gösterince öyle olmuyor işler. federasyon başkanı savcı gibi cesur olamıyor, koltuğun hakkını veremiyor. ondan akıl almam bundan akıl almam diyor ama bir bakıyorsun ünal aysal’ın elinde oyuncak olmuş, bir bakıyorsun fenerbahçenin militanı olmuş.

şikeye dair şüphe var bulgu var ama delil yok diyorsun. cezalarla ilgili karar iddianame beklenecek diyorsun ama şikeye bulaşmış kişileri tedbirli/tedbirsiz olarak disiplin kuruluna sevk ediyorsun. bu ne perhiz arkadaş. üstüne bir de "kendinden şüphe eden varsa uefaya gitmeme kararını kendi alsın" diyorsun. pes! boktan kararlar benden çıkmasın da kimden çıkarsa çıksın diyorsun, açık açık diyemiyorsun ama "benim götüm yemedi bu işleri" diye bağırıyor mırmır eden dudaklarınız!

yahşi cazibe adlı dizideki barış karakterini canlandıran oyuncu. günlük hayatta da aynı hal ve hareketler içinde düşünmeden edemiyorum kendisini, ki bu iyi bir oyuncu olduğunu gösterir.

asıl hoşuma giden şey şu, bu arkadaş evlenmiş gökçe diye bir adaşıyla. eşcinsel evlilik yasal olmadı türkiye’de evet, bilindiği gibi gökçe ünisex bir isim. iyi denk getirmişler. acaba gariplik olsun diye mi bir araya geldi iki adaş yoksa seviyolar mı hakkaten birbirlerini? çok mühim mesele bu ya!

onayını alıp 5. nesle hızlı bir giriş yapmıştır. bizi yanıltmayacağına dair kuvvetli bir his var içimde, tam şuramda.

jean paul gaultierin enfes kokularından biri. ve en çok taklit edilen parfümlerdendir de.

le male gibi çok hoş bir kokunun da yaratıcısıdır.

soner sarıkabadayı’nın giderek serdar ortaç’laşacağının habercisi olan singlelarından biri.

unutulmaya yüz tutmuş, türkücü söylemi. ne zaman ki izzet yıldızhanla mahsun piyasadan çekildi midemiz, kafamız biraz rahatladı. bu nasıl bir söylemdir arkadaş ya! türküyü ağzıyla söylüyor adam, yüreği dile mi geliyor sanki. nedir bu tafralar.

- abi yüreğene sağlık çok güzel okudun.
+ ağzına diyicen ağzına!
- doğru valla, aklına sağlık abi.
+ bi sus sikicem ha!
- sikine sağlık abi demesem ölürüm..

beyaz tvde göktuğ sevinçli, selçuk yula ve samet aybaba ile yaptığı programa denk geldim dün gece, ve gol’dü programın adı galiba. telegoldeki gibi coşamıyor, ordaki gibi hır gür ortamı yaratmak istiyor ama bir türlü beceremiyor, olmuyor. ahmet çakarın frekansında kimse yok programda. sudan çıkmış balık gibi takılıyor.