anlayışı kıt insanlarla muhatap olmak zorunda kaldığımda telkin amaçlı kullandığım söz. iç sesim.
işine gelmiyosa güle güle allah yolunu açık etsin gibi bir anlam içerir sözcük.
(bkz: bugün git yarın gel)
verdiğim muhteşem oyu adedini gördüğümde acaba ben miyim diye kendimden şüphelenmeme neden olan hede.
(bkz: ben de halimce bedreddinem)
(bkz: yok böyle bişey)
(bkz: seri ayar veren bilgiç)
evet-hayır yarışmasında yarışmanın başladığını bildirir cümle.
birinin berbat oyuna layık gördüğü bir entryi bir başkası beğenebilir ve altına kendi tanımını girmek isteyebilir. ya da entryi o kadar berbat bulmuştur ki, altına ayar babında entry girebilir. yani durum budur. olağandır.
mantarlısı pek bi lezzetli olan spagetti türü.
asıl adı bedrettin mahmut bin kadı simavna’dır. babası kadı mahmut israil ve annesi sonradan müslüman olan ve melek hatun adını alan simavna tekfurunun kızıdır. büyük bir alim ve düşünürdür. vahdeti vücut (varlığın birliği) düşüncesine karşı vahdeti mevcut düşüncesini savunmuştur. ona göre doğa ve tanrı bir ve aynı şeydir. farklılıkların ve karşıtlıkların ortadan kalktığı mutlak varlık, birlik olarak tanrı ve çokluk olarak da doğa ya da evrendir. mutlak varlık madde ve ruh biçiminde ortaya çıkar. bunları birbirinden ayırmak imkansız diyen ve ruh ve maddeyi eş gören bedrettin bu yönüyle mutasavvıflardan ayrılır. mülkiyette ortaklığı savunur. kadın hariç her şeyin ortaklaşa kullanılabileceğini söyler. tek tanrılı bütün dinlerin aynı olduğunu, cennet ve cehennemin dünyevi, ayetlerin birer simge olduğunu dile getirmiştir.
ahmet yesevi türkistan’da sayram’da dünyaya gelmiştir. daha sonra buraya, ahmet yesevi’nin kişiliğinden dolayı, mübarek türkistan denilmiştir. doğduğu yıl tam olarak bilinmiyor, ancak 84 yaşında 1166 yılında öldüğü bilindiğine göre 1082 yılında doğmuş olması lazım.
babası şeyh ibrahim’dir. ahmet yesevi 7 yaşında babasını kaybetmiştir. ilk tahsilini yesi’de yapmıştır. yesi’de arslan baba’dan [bab arslan (bab; arabça kapı demek)], buhara’da yusuf hemedani’den (ölm.1140) ve devrin diğer ünlü din bilginlerinden dersler almıştır. genç yaşta şiirler yazmaya başlamıştır. mahlas olarak yesevi, hace isimlerini kullanır. hace, bilgin, hoca, öğretmen, efendi, ağa, büyük insan, demektir.
özbekler, kazaklar, tacikler, azeriler, türkmenler, volga türkleri, türkiye türkleri gibi dili türkçe olan ülkelerden gelen milyonlarca insan tarafından kabri bir ziyaret makamı olarak kabul edilmektedir. yesevi, pir-i türkistan diye anılmakta ve nüfuzu geniş bir türk coğrafyasını kaplamaktadır.
mansur bir gün ağladı, erenler rahm eyledi,
kırklar şerbet içirdi, mansur’a mihrin salıp,
mansur dedi “enel hak” erenler işi ber hak,
mollalar derler nahak, gönlüne yaman alıp,
deme “enel hak” diye kafir oldun mansur diye,
kur’anda budur diye, öldürdüler taş atıp.
bilmediler mollalar, enel hakkın manasını,
kal ilmine hal ilmin hak görmedi münasip.
rivayetler yazıldı, halini onun bilmedi,
mansur gibi veliyi koydular dara asıp.
efsanedir şeriat, ferzanedir hakikat,
dürdanedir tarikat, aşıklara münasip.
tevbe kıl hace ahmet, hak’tan ola inayet,
yüz bin veli geldi geçti sırrın sırrına ulaşıp.
babası şeyh ibrahim’dir. ahmet yesevi 7 yaşında babasını kaybetmiştir. ilk tahsilini yesi’de yapmıştır. yesi’de arslan baba’dan [bab arslan (bab; arabça kapı demek)], buhara’da yusuf hemedani’den (ölm.1140) ve devrin diğer ünlü din bilginlerinden dersler almıştır. genç yaşta şiirler yazmaya başlamıştır. mahlas olarak yesevi, hace isimlerini kullanır. hace, bilgin, hoca, öğretmen, efendi, ağa, büyük insan, demektir.
özbekler, kazaklar, tacikler, azeriler, türkmenler, volga türkleri, türkiye türkleri gibi dili türkçe olan ülkelerden gelen milyonlarca insan tarafından kabri bir ziyaret makamı olarak kabul edilmektedir. yesevi, pir-i türkistan diye anılmakta ve nüfuzu geniş bir türk coğrafyasını kaplamaktadır.
mansur bir gün ağladı, erenler rahm eyledi,
kırklar şerbet içirdi, mansur’a mihrin salıp,
mansur dedi “enel hak” erenler işi ber hak,
mollalar derler nahak, gönlüne yaman alıp,
deme “enel hak” diye kafir oldun mansur diye,
kur’anda budur diye, öldürdüler taş atıp.
bilmediler mollalar, enel hakkın manasını,
kal ilmine hal ilmin hak görmedi münasip.
rivayetler yazıldı, halini onun bilmedi,
mansur gibi veliyi koydular dara asıp.
efsanedir şeriat, ferzanedir hakikat,
dürdanedir tarikat, aşıklara münasip.
tevbe kıl hace ahmet, hak’tan ola inayet,
yüz bin veli geldi geçti sırrın sırrına ulaşıp.
asıl adı hüseyin’dir. 857 (244 h) yılında iranda doğdu. 922 (309h.) yılında bağdat’ta öldü. mansur babasının adıdır. her nedense asılan oğlu hüseyin olmasına karşın kaynaklarda mansur adı geçmektedir.
basralı ebu yakup akta’nın kızı ümmül hüseyin ile evlenmiş. 3 erkek 1 de kız çocuğu olmuştur. insanların gönüllerinden geçen uçuk fikirleri açıklıkla söylediği için “sırları pamuk gibi atan” anlamına hallac ül esrar lakabı verilmiştir. horasan, hind, türkistan ve çini dolaştı 3 kez de hacca gitti. 3. hac yolculuğuna 400 öğrencisiyle gitmiştir. hacdan sonra hanbeli sünniler onu şikayet ettiler. sus’ta yakalanarak bağdat’a gönderildi. 9 yıl mahkeme süresince hapis yattı.
onu kafir olarak niteleyen ve allahlık tasladığını ileri sürenler yanında, onu veli kabul edenler de bir hayli vardı. bir de tarafsız kalanlar vardı. suçlayanlar siyasal olarak da güçlü idiler ve kabeyi yıkan karmetlerin isyanına benzer bir isyan çıkaracağı suçlamasıyla idama mahkum ettirilerek vücudu parça parça kesilerek, kalanı asılmak suretiyle idam edildi. yakılarak külü dicle nehrine atıldı 26.mart.922. [3]
ben hakkım, çünküm
ezelindeyken haklıyım,
ondan hiç ayrılmadım,
ebedi olarak haklıyım.
..............
ey dileyen kişinin dileği,
senin yüzünden şaşırdığım gibi,
kendime de şaşmadayım sanki.
beni kendine öylesine yaklaştırdın ki,
bir an ben sandım seni.
vecde düşüp kendimi öyle yitirdim ki,
kendinde yok ettin beni.
...................
tenzih ederim
maddi alemi izhar edeni,
tanrılığını böylece göstereni,
sonra da halkı meydana çıkarıp,
kendini yiyen içen göstereni.
kaynak: dr. mustafa tatçı; mansur name, m.e.b. yay. istanbul 1997
basralı ebu yakup akta’nın kızı ümmül hüseyin ile evlenmiş. 3 erkek 1 de kız çocuğu olmuştur. insanların gönüllerinden geçen uçuk fikirleri açıklıkla söylediği için “sırları pamuk gibi atan” anlamına hallac ül esrar lakabı verilmiştir. horasan, hind, türkistan ve çini dolaştı 3 kez de hacca gitti. 3. hac yolculuğuna 400 öğrencisiyle gitmiştir. hacdan sonra hanbeli sünniler onu şikayet ettiler. sus’ta yakalanarak bağdat’a gönderildi. 9 yıl mahkeme süresince hapis yattı.
onu kafir olarak niteleyen ve allahlık tasladığını ileri sürenler yanında, onu veli kabul edenler de bir hayli vardı. bir de tarafsız kalanlar vardı. suçlayanlar siyasal olarak da güçlü idiler ve kabeyi yıkan karmetlerin isyanına benzer bir isyan çıkaracağı suçlamasıyla idama mahkum ettirilerek vücudu parça parça kesilerek, kalanı asılmak suretiyle idam edildi. yakılarak külü dicle nehrine atıldı 26.mart.922. [3]
ben hakkım, çünküm
ezelindeyken haklıyım,
ondan hiç ayrılmadım,
ebedi olarak haklıyım.
..............
ey dileyen kişinin dileği,
senin yüzünden şaşırdığım gibi,
kendime de şaşmadayım sanki.
beni kendine öylesine yaklaştırdın ki,
bir an ben sandım seni.
vecde düşüp kendimi öyle yitirdim ki,
kendinde yok ettin beni.
...................
tenzih ederim
maddi alemi izhar edeni,
tanrılığını böylece göstereni,
sonra da halkı meydana çıkarıp,
kendini yiyen içen göstereni.
kaynak: dr. mustafa tatçı; mansur name, m.e.b. yay. istanbul 1997
an itibariyle sözlükte bir moderatör dışında birinci nesilden kimsenin olmaması nedeniyle fiilen gerçekleşmiş durum.
alooo...kime diyoz. bak yaaa.
sözlük yazarlarımızdan, sevgili dostum epikuros, spolied ve independencenin "sözlükte ilk evlenen biz olacağız, bizden önce kimse evlenemez uleeyn" şeklindeki tehditlerine rağmen, 18 haziran’da dünya evine gireceklerdir. epikuros ve eşi semanur’a mutluluklar diliyor, bir yastıkta kocasınlar diyoruz.
(bkz: bilgi sözlük özel günleri kutlama servisi)
(bkz: bilgi sözlük özel günleri kutlama servisi)
(bkz: asparagas)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?