son yayınımla ben varım.
bilim-kurgu türünün en ilginç örneklerinden birisi olan cube (küp), tematik yapısı itibarı ile dikkat çekici bir özellik taşıyor. küp serisinin birincisi vincenzo natalie, ikinci film andrzej sekula ve serinin son filmi cube zero da ernie barbarash tarafından çekildi. ilk filmde birbirini tanımayan bir grup insan kendilerini içine nasıl girdiklerini bilmedikleri çok katmanlı ve karmaşık bir küpte bulurlar. küpün içinde uyanan insanlar ne zaman nasıl burada olduklarını bilemez haldedirler. hepsi birbirinin aynısı küp şeklindeki pek çok odada sıkışmışlardır ve çıkışı bulmak için mücadele verirler. zaman ilerledikçe denekler çeşitli öldürücü tuzaklarla karşılaşırlar. küpün mantığını birlikte düşünerek anlamaya çalışırlar. karşılaştıkları durumları değerlendirip ona göre hareket ederler.
küp ide soğuk ve insanı boşlukta bırakan bir anlatım göze çarpıyor. olayın nerede geçtiği, küpün gerçekte ne olduğu gizemli bir şekilde saklanıyor. küp iide bulmacanın parçaları biraz daha belirginleşiyor. oyuncular birbirini tamamlayan özelliklere sahip. uzun uğraşlar sonucunda küp iide kadın kahraman küpün içinden çıkmayı başarıyor. ne var ki, çıkmasıyla pentagon tarafından öldürülmesi bir oluyor. anlaşılıyor ki, ölü ya da diri kimsenin çıkması istenmiyor.
ernie barbarashın yönetmenliğini yaptığı küp 0, tüm esrarı aralıyor ve izleyiciye esrarı açıklıyor. küpün içindeki insanların uzman teknisyenler tarafından sürekli izlendiği, her hareketlerinin kaydedildiği ortaya çıkıyor. sürekli ilerledikleri odacıklarda birbirinden dehşet tuzaklarla karşılaşıyor ve esas karaktere gelinceye kadar bir seri katil mantığı ile filmdeki diğer oyuncular tek tek dehşetli bir şekilde öldürülüyorlar. kimisinin üzerine insanı içten içe ve ani bir şekilde yiyen virüs bulaşıyor ve sonra çatlayarak ölüyor. kimisi odaya girdiği an yoğun bir ateşle kızartılıyor. küp 0da her şeyin tek bir merkezden planlandığını ve insanların kendi rızaları ile küpe girdikleri anlatılıyor. bir müddet sonra gerçeğin öyle olmadığını anlıyorsunuz ve insanların beyin yıkama metotlarıyla bir metne imza atmak zorunda kaldıklarını öğreniyorsunuz. denek imza attığını hatırlayamayınca yetkililer, gerçekliğinden kimsenin emin olamayacağı bir hikâye uydurup deneği ikna ediyorlar.
sonuçta küp projesinin askeri bir araştırma kompleksi olduğu ortaya çıkıyor. küp 0da, denekleri izleyen teknisyenlerden birisi bu araştırmanın insanlık dışı olduğunu anlayıp içerdekilere yardım ediyor. başroldeki kadın karakter imza atmadan zorla içeriye konuluyor ve suçunun aktif siyasi muhalefet yapmak olduğu gün yüzüne çıkıyor! sonuçta küp iideki gibi kadın kahraman küpten çıkmayı başarıyor. fakat ona yardım eden uzman teknisyen yakalanıp, beyin fonksiyonları eksiltilip tekrar küpe atılıyor. meğer küp bir deney aracıymış ve askeri birimler tarafından araştırmalar yürütüyormuş. ilginç olan şu; film salt bir gerilim filmi değil. olası bir gerçeklik işleniyor. filmde geçen olayların olması muhtemel ve o yöne doğru gidiliyor. etik sadece bir söylem olarak kalıyor (discourse). bugün dünyada etik sadece hakim güçlerin söylemlerini benimsetmek için kullandıkları bir manipülasyon aracı haline gelmiştir. gücü elinde bulunduranın her şeyi yapmasını beklemek normal bir durum olarak algılanmaktadır.
alıntı: www.40ikindi.com
küp ide soğuk ve insanı boşlukta bırakan bir anlatım göze çarpıyor. olayın nerede geçtiği, küpün gerçekte ne olduğu gizemli bir şekilde saklanıyor. küp iide bulmacanın parçaları biraz daha belirginleşiyor. oyuncular birbirini tamamlayan özelliklere sahip. uzun uğraşlar sonucunda küp iide kadın kahraman küpün içinden çıkmayı başarıyor. ne var ki, çıkmasıyla pentagon tarafından öldürülmesi bir oluyor. anlaşılıyor ki, ölü ya da diri kimsenin çıkması istenmiyor.
ernie barbarashın yönetmenliğini yaptığı küp 0, tüm esrarı aralıyor ve izleyiciye esrarı açıklıyor. küpün içindeki insanların uzman teknisyenler tarafından sürekli izlendiği, her hareketlerinin kaydedildiği ortaya çıkıyor. sürekli ilerledikleri odacıklarda birbirinden dehşet tuzaklarla karşılaşıyor ve esas karaktere gelinceye kadar bir seri katil mantığı ile filmdeki diğer oyuncular tek tek dehşetli bir şekilde öldürülüyorlar. kimisinin üzerine insanı içten içe ve ani bir şekilde yiyen virüs bulaşıyor ve sonra çatlayarak ölüyor. kimisi odaya girdiği an yoğun bir ateşle kızartılıyor. küp 0da her şeyin tek bir merkezden planlandığını ve insanların kendi rızaları ile küpe girdikleri anlatılıyor. bir müddet sonra gerçeğin öyle olmadığını anlıyorsunuz ve insanların beyin yıkama metotlarıyla bir metne imza atmak zorunda kaldıklarını öğreniyorsunuz. denek imza attığını hatırlayamayınca yetkililer, gerçekliğinden kimsenin emin olamayacağı bir hikâye uydurup deneği ikna ediyorlar.
sonuçta küp projesinin askeri bir araştırma kompleksi olduğu ortaya çıkıyor. küp 0da, denekleri izleyen teknisyenlerden birisi bu araştırmanın insanlık dışı olduğunu anlayıp içerdekilere yardım ediyor. başroldeki kadın karakter imza atmadan zorla içeriye konuluyor ve suçunun aktif siyasi muhalefet yapmak olduğu gün yüzüne çıkıyor! sonuçta küp iideki gibi kadın kahraman küpten çıkmayı başarıyor. fakat ona yardım eden uzman teknisyen yakalanıp, beyin fonksiyonları eksiltilip tekrar küpe atılıyor. meğer küp bir deney aracıymış ve askeri birimler tarafından araştırmalar yürütüyormuş. ilginç olan şu; film salt bir gerilim filmi değil. olası bir gerçeklik işleniyor. filmde geçen olayların olması muhtemel ve o yöne doğru gidiliyor. etik sadece bir söylem olarak kalıyor (discourse). bugün dünyada etik sadece hakim güçlerin söylemlerini benimsetmek için kullandıkları bir manipülasyon aracı haline gelmiştir. gücü elinde bulunduranın her şeyi yapmasını beklemek normal bir durum olarak algılanmaktadır.
alıntı: www.40ikindi.com
>aşk hukuku
>
>i- umumi hükümler
>
>madde 1- herkes aşık olabilir.
>madde 2- hiç kimsenin aşkına mani olunamaz.
>madde 3- iyiyi kötüyü ayıramayan kimse aşık olamaz.
>madde 4- aşık sevgilisini kendini sevmeye zorlayamaz.
>madde 5- aşık olduğunu iddia eden kimse bunu ispata mecburdur.
>madde 6- aşkın karşılıklı olması şart değildir.
>
>ii- ilan-ı aşk
>
>madde 7- ilan-ı aşk, tek taraflı yönetilmesi gerekli bir irade
>beyanıdır. bu
>ilan bir şekli mahsusa tabi değildir.
>madde 8- ilan-ı aşk, yazılı şekilde olursa buna \aşk mektubu\
>denir.
>madde 9- imzasız aşk mektupları hiçbir hüküm ifade etmez. meğer ki
>muhtevası
>yazarının hüviyetini sevgiliye haber vere.
>madde 10- aşk ilan-ı sarih (belirgin) olabileceği gibi zimni de
>olabilir.
>madde 11- aşk mektubunun yırtılarak mursile(gönderene) iadesi sarih
>bir red
>veye yeni bir icaba davet mahiyetindedir.
>madde 12- sarih veya zimmen reddedilmemiş bir icaba mahiyetindedir.
>
>iii- aşk birliği
>
>madde 13- tarafların karşılıklı olarak ilan-ı aşk etmeleriyle \aşk
>akdi\
>doğar.
>madde 14- birliğin devamı ve sariyeti için sevgililer hüsnüniyetle
>her
>çareye başvurabilir.
>madde 15- bu maddelerin uygulanmasında a.k\nın 2.madesi kıyasen
>tatbik
>edilir.
>
>iv- birliğin sona ermesi
>
>madde 16- taraflardan biri, diğerinin aşkını istismar ederse
>kusursuz taraf,
>birliği her zaman ve tek taraflı bir irade beyanı ile feshedebilir.
>madde 17- aşıklardan birinin ölümü, ihaneti, yeni bir aşk birliği
>kurması
>gibi hallerin her birinin vukuunda birlik kendiliğinden fesih olur.
>madde 18- taraflar karşılıklı olarak anlaşaraktan birliği
>feshedebilirler.
>madde 19- bir maşuk aynı zamanda bir kaç aşığı idare ediyorsa
>masumluk
>iddiasında bulunamaz.
>
>v- sona ermenin neticeleri
>
>madde 20- birlik taraflardan birinin ölümü ile sona erirse, diğer
>taraf
>sevmekte devam edebilir.
>madde 21- bir tarafın ihaneti halinde, kusursuz taraf, örf ve adete
>göre
>dilediği müeyyideyi tatbik etmekte serbesttir.
>madde 22- bu kanunda, hakkında hüküm bulunmayan meselelerde örf ve
>adet, o
>dahi yoksa, aşkın kanunu\nun umumi hükümleri tatbik olunur.
(bkz: pardon siz manyak mısınız)
(bkz: ahz u kabz)
hemen hemen tüm sigara tiryakilerini kapsayan model türü.
sezen aksunun ağlamak güzeldir albümünden sözleri çok güzel olan bir parça.
istesen de yok desen de
kan misali dolar yüreğine
iliklerine damarlarına
sen gibi sen olur bilmesen de
istesen de yok desen de
düş misali bir an gözlerinde
islanır bir şey yutkunursun
sarılır boynuna hissetmesen de
gel demek bu kadar mı kolay
git demek bu kadar mı kolay
gün gelir istekler ihtiraslar
insanı boğar
istesen de yok desen de
her suçun hesabı var yüreğinde
iliklerinde damarlarında
sen gibi sen olur bilmesen de
sevmenin de sevilmenin de
bir bedeli var aşar tenimizi
duygularına dur desen de
susturmak ne mümkün düşüncemizi
istesen de yok desen de
mutsuzluğu öyle aşamazsın
besliyor sevgi varlığımızı
sevgiyi hafife alamazsın
istesen de yok desen de
kan misali dolar yüreğine
iliklerine damarlarına
sen gibi sen olur bilmesen de
istesen de yok desen de
düş misali bir an gözlerinde
islanır bir şey yutkunursun
sarılır boynuna hissetmesen de
gel demek bu kadar mı kolay
git demek bu kadar mı kolay
gün gelir istekler ihtiraslar
insanı boğar
istesen de yok desen de
her suçun hesabı var yüreğinde
iliklerinde damarlarında
sen gibi sen olur bilmesen de
sevmenin de sevilmenin de
bir bedeli var aşar tenimizi
duygularına dur desen de
susturmak ne mümkün düşüncemizi
istesen de yok desen de
mutsuzluğu öyle aşamazsın
besliyor sevgi varlığımızı
sevgiyi hafife alamazsın
sezen aksunun ağlamak güzeldir albümünden güzel bir parça. sözleri de şöyle:
sevdamın o büyüdügü en uzun gecede bir yerdeyim
ben uzandığım isteğe çok uzak o yerde kendimleyim
o duaların bittiği hasretin delice haykırdığı
ve karanlığın inledigi bir yasak gönülle beraberim
bir posta çantasındaki içli bir mektup sayfasındayım
bir şarkı cümlesindeki çağlayan o bitmez nefesteyim
özlemlerle saran kollarda belki yorgun bir nabızdayım
önce kendi sarhoş olup devrilen düsen kadehdeyim
her doğum öncesinde korkuyla beslenen sancılardayım
parça parça bölündüğüm hiçlikte son yanlızlıklardayım
insanın cağlar boyu varmaya calıstığı o gerçekte
ve hayatı sevgiyle örmek icin yoğrulmuş sabırdayım
kendim de insanım affettim o en güzel sebebteyim
bazen bir hikayede bir efsanede bazen sendeyim
şimşeğin çizgisindeyim fırtına günü öncesindeyim
şairin ezgisinde anlattığı o yerde
insanla buluştum....
sevdamın o büyüdügü en uzun gecede bir yerdeyim
ben uzandığım isteğe çok uzak o yerde kendimleyim
o duaların bittiği hasretin delice haykırdığı
ve karanlığın inledigi bir yasak gönülle beraberim
bir posta çantasındaki içli bir mektup sayfasındayım
bir şarkı cümlesindeki çağlayan o bitmez nefesteyim
özlemlerle saran kollarda belki yorgun bir nabızdayım
önce kendi sarhoş olup devrilen düsen kadehdeyim
her doğum öncesinde korkuyla beslenen sancılardayım
parça parça bölündüğüm hiçlikte son yanlızlıklardayım
insanın cağlar boyu varmaya calıstığı o gerçekte
ve hayatı sevgiyle örmek icin yoğrulmuş sabırdayım
kendim de insanım affettim o en güzel sebebteyim
bazen bir hikayede bir efsanede bazen sendeyim
şimşeğin çizgisindeyim fırtına günü öncesindeyim
şairin ezgisinde anlattığı o yerde
insanla buluştum....
indy yayında. bekleriz. üstelik şifreleri benden istedi.
edit: muque yayındaymış indy şifreleri muque için istemişmiş efendim.
edit: muque yayındaymış indy şifreleri muque için istemişmiş efendim.
seviyesiz, ciddiyetsiz ne bokum soyu olduğu anlaşılmayan yazılar yazan kişi.
son döktürdüğü yazılarından birinde " ... keşke can dündar’ı götürselerdi baş ağlayıcı olarak. o zaman ya yüzde 100 empati olurdu ya da can dündar temiz bir dayak yerdi. ikinci opsiyon da fena değil. yani böyle bir ayara ihtiyacı olduğu kesin. arkadaşımın ‘bazı insanlar kendilerini dövdürürler’ lafını da hatırlayın. bu söz adeta can dündar düşünülerek söylenmiş bir cümle gibidir." diyerek toplumun büyük kesiminin sevgisini kazanmış değerli bir yazarı bazı faşistlere hedef olarak göstermekten çekinmeyecek kadar da ... biri aynı zamanda.
(bkz: biri bu adamı sustursun)
son döktürdüğü yazılarından birinde " ... keşke can dündar’ı götürselerdi baş ağlayıcı olarak. o zaman ya yüzde 100 empati olurdu ya da can dündar temiz bir dayak yerdi. ikinci opsiyon da fena değil. yani böyle bir ayara ihtiyacı olduğu kesin. arkadaşımın ‘bazı insanlar kendilerini dövdürürler’ lafını da hatırlayın. bu söz adeta can dündar düşünülerek söylenmiş bir cümle gibidir." diyerek toplumun büyük kesiminin sevgisini kazanmış değerli bir yazarı bazı faşistlere hedef olarak göstermekten çekinmeyecek kadar da ... biri aynı zamanda.
(bkz: biri bu adamı sustursun)
daha gıcığı için (bkz: saçınızı yıkarken kulağınıza su kaçıran kuaför)
(bkz: yastık dövüşü)
-f tipi espiriler- (#485832) nolu entry niz için teşekkür ederim.zira beni ateşlediniz ve çok daha değişik fikirlerin aklıma gelmesine vesile oldunuz ki entry mi edit letledim :)
sevgiler saygılar efendim
broken->f tipi espiriler: puuaahhhuahah gülmekten altıma edicem hocam. siz beni güldürdünüz allah da sizi güldürsün inşallah. boş olmadığınızdan ve eteğinizdeki taşları çok yakında teker teker dökeceğinizden emindim ben zaten. :))
-f tipi espiriler- :) hocam ne eteği yaw :) zoruma gidiyor taş gibi delikanlıyım yaw ben :d ehuehuehuehue
broken->f tipi espiriler: e ama ben bunu yaran houston mesajlarına yazarım. :))
-f tipi espiriler- yaw ilk günden reklam olacaz :) neyse reklamın iyisi kötüsü olmaz :d msj ımı attım bekliyorum :d:d
sevgiler saygılar efendim
broken->f tipi espiriler: puuaahhhuahah gülmekten altıma edicem hocam. siz beni güldürdünüz allah da sizi güldürsün inşallah. boş olmadığınızdan ve eteğinizdeki taşları çok yakında teker teker dökeceğinizden emindim ben zaten. :))
-f tipi espiriler- :) hocam ne eteği yaw :) zoruma gidiyor taş gibi delikanlıyım yaw ben :d ehuehuehuehue
broken->f tipi espiriler: e ama ben bunu yaran houston mesajlarına yazarım. :))
-f tipi espiriler- yaw ilk günden reklam olacaz :) neyse reklamın iyisi kötüsü olmaz :d msj ımı attım bekliyorum :d:d
armes güzel şarkılarla yayında. bekliyoruz herkesi.
#485816 beni uzun uzun düşündürmüş bilgiçtir kendisi. hoşgelmiş. bunun gibi nice entryler girmesini temenni ediyorum kendisinden.
(bkz: sigara öldürür)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?