okulun tatile girmesine az zaman kala,son sınava da girdikten sonra bir daha yüzüne bile bakılmayan,hatta yırtıp yırtıp uçak falan yapılan ders kitapları.
karşısındakine atar yapan kişilerin,karşısındakinin atarını yemeyip ayar çekmesi üzerine ,arkasına sığındıkları bahanedir.
-mehmet bi sigara versene
-sktir git başımdan lan,senle mi uğraşıcam
-noluyo olum,bi daha bok istersin benden arabanın anahtarını
-ya şaka lan şaka yaptım,amma alınganmışsın,hemen de yedi ehehehühe...al lan sigara itin olsun.
-mehmet bi sigara versene
-sktir git başımdan lan,senle mi uğraşıcam
-noluyo olum,bi daha bok istersin benden arabanın anahtarını
-ya şaka lan şaka yaptım,amma alınganmışsın,hemen de yedi ehehehühe...al lan sigara itin olsun.
din kültürü adı altında incelenen bir dersin müfredatında olması zaten gerekirken,nihayet bu yıl(2011-2012) itibariyle ve alevi çalıştayının da çalışmaları ile dördüncü sınıftan itibaren ders kitaplarına alınması karar verilen olgu.
din kültürü zaten dünyadaki belli başlı bilinen tüm dinler hakkında bir kültür dersi olması gerekir ismi ve kapsamı icabı.ve bu dinlerin büyük mezheplerinin de incelenmesi,anlatılması,açıklanması gereklidir.
yerinde bir uygulamadır,çok olumlu bir gelişmedir kültürel eğitim adına
din kültürü zaten dünyadaki belli başlı bilinen tüm dinler hakkında bir kültür dersi olması gerekir ismi ve kapsamı icabı.ve bu dinlerin büyük mezheplerinin de incelenmesi,anlatılması,açıklanması gereklidir.
yerinde bir uygulamadır,çok olumlu bir gelişmedir kültürel eğitim adına
hayatıma bir ekşın reyiz bir de amina çakim arkadaşım tabiri kazandıran inci sözlük yazarı.
hikayesini boktan bulabilenler ,çok etkilenenler, alanyaya gidip ikisini de bulup görmek isteyenler olacaktır.
ben tamamını okumak uğruna günlerce sözlüğe ve bloga uğrayamadım.
duygu asena ve gülse birselden sonra ilk defa bir türk yazarın (yazar evet) yazdıklarını bu kadar akıcı ve yorulmadan sıkılmadan okudum.
ebru tam bir kişilik bölünmesi, çoklu kişilik hastası kanımca.
kelebek ise her ne kadar fedakar ve zavallı yıpranan aşık gibi görünse de onun da saplantı hastalığından tedavi görmesi lazım.
(bkz: ahuramazda psikiyatrik hastalıklar merkezi)
hikayeye inanmak inanmamak hiç önemli değil.gerçekmiş değilmiş ne önemi var.
ama var bu insanlar gerçek hayatta.
kendileri değilse bile birebir kopyaları,benzerleri dolu hayatımızda.
seni de hiç unutamayacağım ekşın reyiz.ne baba adamsın yahu.
hikayesini boktan bulabilenler ,çok etkilenenler, alanyaya gidip ikisini de bulup görmek isteyenler olacaktır.
ben tamamını okumak uğruna günlerce sözlüğe ve bloga uğrayamadım.
duygu asena ve gülse birselden sonra ilk defa bir türk yazarın (yazar evet) yazdıklarını bu kadar akıcı ve yorulmadan sıkılmadan okudum.
ebru tam bir kişilik bölünmesi, çoklu kişilik hastası kanımca.
kelebek ise her ne kadar fedakar ve zavallı yıpranan aşık gibi görünse de onun da saplantı hastalığından tedavi görmesi lazım.
(bkz: ahuramazda psikiyatrik hastalıklar merkezi)
hikayeye inanmak inanmamak hiç önemli değil.gerçekmiş değilmiş ne önemi var.
ama var bu insanlar gerçek hayatta.
kendileri değilse bile birebir kopyaları,benzerleri dolu hayatımızda.
seni de hiç unutamayacağım ekşın reyiz.ne baba adamsın yahu.
kimler vara tıkladığımda;
epikuros (moderator) [msg] [kim]
huni delisi (2. nesil bilgic) [msg] [kim]
biskuvit (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
fofay (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
with all my love (4. nesil bilgiç)
şeklinde,doğru sıralama ile dizilmiş bilgiçler.
ikiden beşe,veya jediden beşe atlardı bu liste.
nooluyo olum,şura falan mı var?
genel kurul toplantısı mı ha hı ne?
(bkz: büyüyünce sizin gibi olcam ben.)
epikuros (moderator) [msg] [kim]
huni delisi (2. nesil bilgic) [msg] [kim]
biskuvit (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
fofay (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
with all my love (4. nesil bilgiç)
şeklinde,doğru sıralama ile dizilmiş bilgiçler.
ikiden beşe,veya jediden beşe atlardı bu liste.
nooluyo olum,şura falan mı var?
genel kurul toplantısı mı ha hı ne?
(bkz: büyüyünce sizin gibi olcam ben.)
anne sözü.
gmailimin spam olarak bildir ve abonelikten çık diye bir tercih koyması sayesinde spam kutumu doldurmadan kendisinden kurtulabildiğim illettir.
dün oturup,bakalım behlül bu sefer nereye kaçmış merakı ile,muhtemelen ilk bölümünden tırt notu verip bir daha da izlemeyeceğim yüzlerce diziden birisidir.
tırt,çünkü kıvanç tatlıtuğ’un,trisepsleri,bisepsleri,baklavaları,adonisleri falan, bu kadar ısrarla izleyicinin gözüne gözüne sokulmak istendiğine göre,senaryodan zaten pek umutları yok gibi.
kıvanç’ın her on beş dakikada bir çıplak üst görüntüleriyle kadın izleyiciyi ekran karşısına kilitlemek isteyen bir zihniyetin ürünü ne kadar devam eder,orası malum.
senaristlere söylemek isterim ki her kadın izleyici,sarı saçlı kaslı erkek meraklısı değil. okumuş etmiş, entellektüel,daha farklı düşünen binlerce kadın izleyici var seyirci kitlesi içinde.ama anlaşılan bu dizinin hedefi onlar değil tabii.
senaryodaki yaş mantığını da bir türlü kafam almadı zaten.
kıvanç okulu falan bırakmış hayta serseri rolünde.
sümsük,hastanede daha doğum anında karıştığı belli olacak kadar sünepe tipli ağabeyi güney ise,liseyi bitirmiş sınavlara hazırlanıyor.
şimdi demek ki güney en fazla 19 yaşında.
bu durumda,bir sahnede aramızda üç yaş fark var dediği kardeşi kuzey ise,16 oluyor.
ohaaa....
otuzlarında görünen kıvanç’ın sadece embesil bir amerikan traş ı ile 16 yaşındaki bir çocuğu oynaması zaten en baştan seyircideki inandırıcılığı yok edip götürüyor.
ağzından salyalar akarak kıvanç için ekran karşısına geçmiş on yedili yaşlardaki ergen gerisi genç kız seyirci kitlesini bir tarafa ayırırsak tabii.
o 16 yaşındaki tıfıl (!) abisinin arkadaşı yine 19 yaşındaki yani kendisinden büyük olması gerekirken,sofrada tuzluk olabilecek kapasiteli cemre ’ye aşık.
yine o 16 yaşındaki tıfıl,aşkını sünepe abisine kaptırdığını anladığı gece babasına yumruk atıp,mete stayla, ali kaptan ’dan hallice sertlikteki babasını yere sererek,arabaya binip kafa çekmeye gidiyor.
breh breh breeeh...
ülen ay yapım , ezel gibi bir diziden sonra nasıl bu tür flash-back kandırmacasına,tuzağına kapılır bilemedim.
yok muydu 16 yaşındaki kuzey’i oynatacağınız bir sarı kafa ergen,bulamadınız mı?
sünepelikte sınır yok dizide,cemre rolünü oynayan kız da sünepelerin şahı,onun şöhret şan peşindeki anası da,kuzeyin evlat ayıran anası da.
yalnız dikkatimi çeken bir şey oldu,kıvanç,babasından dayak yiyen kuzey ve askere alınmayacağını öğrenen kuzey sahnelerinde oldukça başarılı idi.bir kaç sene sonra,kaslarından destek almadan sadece oyunculuk bile yapabilir.
yaprak dökümü’nün senaristleri,dizinin raitingini garantiler mi bilemem ama,yaprak dökümü her ne kadar türkiye’yi ekrana kilitleyen bir dizi olmuş ise de benim gözümde hiç bir değeri olmayan boktan bir çalışma idi.
(bkz:
bir yedi tepe istanbul değil)
(bkz: bir leyla ile mecnun değil)
(bkz: bir ikinci bahar değil)
yani ben raiting’ler ile ters orantılı bir izleyici olduğumdan,bu tırt dediğim dizinin de sırf bu tırtlık ve basitlik yüzünden raiting alacağını söyleyebilirim.
edit,büdüt:imla
tırt,çünkü kıvanç tatlıtuğ’un,trisepsleri,bisepsleri,baklavaları,adonisleri falan, bu kadar ısrarla izleyicinin gözüne gözüne sokulmak istendiğine göre,senaryodan zaten pek umutları yok gibi.
kıvanç’ın her on beş dakikada bir çıplak üst görüntüleriyle kadın izleyiciyi ekran karşısına kilitlemek isteyen bir zihniyetin ürünü ne kadar devam eder,orası malum.
senaristlere söylemek isterim ki her kadın izleyici,sarı saçlı kaslı erkek meraklısı değil. okumuş etmiş, entellektüel,daha farklı düşünen binlerce kadın izleyici var seyirci kitlesi içinde.ama anlaşılan bu dizinin hedefi onlar değil tabii.
senaryodaki yaş mantığını da bir türlü kafam almadı zaten.
kıvanç okulu falan bırakmış hayta serseri rolünde.
sümsük,hastanede daha doğum anında karıştığı belli olacak kadar sünepe tipli ağabeyi güney ise,liseyi bitirmiş sınavlara hazırlanıyor.
şimdi demek ki güney en fazla 19 yaşında.
bu durumda,bir sahnede aramızda üç yaş fark var dediği kardeşi kuzey ise,16 oluyor.
ohaaa....
otuzlarında görünen kıvanç’ın sadece embesil bir amerikan traş ı ile 16 yaşındaki bir çocuğu oynaması zaten en baştan seyircideki inandırıcılığı yok edip götürüyor.
ağzından salyalar akarak kıvanç için ekran karşısına geçmiş on yedili yaşlardaki ergen gerisi genç kız seyirci kitlesini bir tarafa ayırırsak tabii.
o 16 yaşındaki tıfıl (!) abisinin arkadaşı yine 19 yaşındaki yani kendisinden büyük olması gerekirken,sofrada tuzluk olabilecek kapasiteli cemre ’ye aşık.
yine o 16 yaşındaki tıfıl,aşkını sünepe abisine kaptırdığını anladığı gece babasına yumruk atıp,mete stayla, ali kaptan ’dan hallice sertlikteki babasını yere sererek,arabaya binip kafa çekmeye gidiyor.
breh breh breeeh...
ülen ay yapım , ezel gibi bir diziden sonra nasıl bu tür flash-back kandırmacasına,tuzağına kapılır bilemedim.
yok muydu 16 yaşındaki kuzey’i oynatacağınız bir sarı kafa ergen,bulamadınız mı?
sünepelikte sınır yok dizide,cemre rolünü oynayan kız da sünepelerin şahı,onun şöhret şan peşindeki anası da,kuzeyin evlat ayıran anası da.
yalnız dikkatimi çeken bir şey oldu,kıvanç,babasından dayak yiyen kuzey ve askere alınmayacağını öğrenen kuzey sahnelerinde oldukça başarılı idi.bir kaç sene sonra,kaslarından destek almadan sadece oyunculuk bile yapabilir.
yaprak dökümü’nün senaristleri,dizinin raitingini garantiler mi bilemem ama,yaprak dökümü her ne kadar türkiye’yi ekrana kilitleyen bir dizi olmuş ise de benim gözümde hiç bir değeri olmayan boktan bir çalışma idi.
(bkz:
bir yedi tepe istanbul değil)
(bkz: bir leyla ile mecnun değil)
(bkz: bir ikinci bahar değil)
yani ben raiting’ler ile ters orantılı bir izleyici olduğumdan,bu tırt dediğim dizinin de sırf bu tırtlık ve basitlik yüzünden raiting alacağını söyleyebilirim.
edit,büdüt:imla
hiç dökülmez kardeşim.
evet hiç dökülmez.
hep sarışınlarınki dökülür.
o dökülenler gidip kendi kendine bir erkeğin ceket omzuna falan yapışır.
sonra o erkeğin karısı,sevgilisi falan bulur.
kimin bu sarışın saç teli,diye cıngar çıkartır falan.
klişe kanunları bunu emreder.
beyler siz de aldatacaksanız, farklı renkte saçları olan hatun seçmeyin.saçları yakalama ihtimali olan hatunla aynı renk saça sahip hatunlarla gezin.
(bkz: ahuramazda güzellik salonundan siyah saç kampanyası)
edit büdüt: ha bir de çorbadan çıkanı var bunun.ayyy,rezalet.sarı saç öyle mi,çorbaya taneyle değil,direk makasla kesip yarım kilo atsan kimse fark etmez.
bak şu doğanın işine...kafam iyice karıştı,evet toparlıyorum,
kıssadan hisse;
çorbada sarı saç,cekette siyah saç.
yılın sloganı.
evet hiç dökülmez.
hep sarışınlarınki dökülür.
o dökülenler gidip kendi kendine bir erkeğin ceket omzuna falan yapışır.
sonra o erkeğin karısı,sevgilisi falan bulur.
kimin bu sarışın saç teli,diye cıngar çıkartır falan.
klişe kanunları bunu emreder.
beyler siz de aldatacaksanız, farklı renkte saçları olan hatun seçmeyin.saçları yakalama ihtimali olan hatunla aynı renk saça sahip hatunlarla gezin.
(bkz: ahuramazda güzellik salonundan siyah saç kampanyası)
edit büdüt: ha bir de çorbadan çıkanı var bunun.ayyy,rezalet.sarı saç öyle mi,çorbaya taneyle değil,direk makasla kesip yarım kilo atsan kimse fark etmez.
bak şu doğanın işine...kafam iyice karıştı,evet toparlıyorum,
kıssadan hisse;
çorbada sarı saç,cekette siyah saç.
yılın sloganı.
ustanın çamur dediği şey,yanında verdiği sosu.ters,aksi,kimseye eyvallahı olmayan tam karikatürize tipte bir usta bu.
yanında sos ister misin,diye sorduğunda,yok istemiyorum cevabı alınca,canı istemezse,çiğköfteyi de satmıyor bazen.
evet,satmıyor.
sen çiğköfteden ne anlarsın,yanında bunu yemeyi bilmiyorsan,diyerek.
sosunu da kendisi icat etmiş acılı,acısız,domatesli falan hoş bir şey.çiğköfteni banıp banıp yiyorsun.
yanında sos ister misin,diye sorduğunda,yok istemiyorum cevabı alınca,canı istemezse,çiğköfteyi de satmıyor bazen.
evet,satmıyor.
sen çiğköfteden ne anlarsın,yanında bunu yemeyi bilmiyorsan,diyerek.
sosunu da kendisi icat etmiş acılı,acısız,domatesli falan hoş bir şey.çiğköfteni banıp banıp yiyorsun.
aslanlara fısıldayan adam lakaplı, yok artık dedirtecek şekilde vahşi büyük kedilerle oynaşan gerçeküstü, inanılmaz adam.
çita, sırtlan, vaşak, panter, aslan,kaplan ve bilumum yırtıcı büyük kedilerle,bildiğin oynaştığı,şakalaştığı,birlikte yüzdüğü ,alt alta üst üste boğuştuğu,hatta bir tanesinde aslanı azarlayarak kendinden uzaklaştırdığı videolarını izlediğimde,evet ben dünyaya bir daha gelseydim ,kesinlikle kevin olmak isterdim,diyorum her defasında.
bu adam kesinlikle uzaydan falan yollandı,bu dünyadan olamaz.
bunu nasıl başardığını,sanırım kimse çözemiyor.benim teorime göre,özel bir elektrik dalgası veya koku yayıyor ve hayvanlar onu kendilerinden bir canlı olarak görüyorlar.
http://tinyurl.com/3k7eccv
ve daha fazlası için;
http://www.lionwhisperer.co.za/
çita, sırtlan, vaşak, panter, aslan,kaplan ve bilumum yırtıcı büyük kedilerle,bildiğin oynaştığı,şakalaştığı,birlikte yüzdüğü ,alt alta üst üste boğuştuğu,hatta bir tanesinde aslanı azarlayarak kendinden uzaklaştırdığı videolarını izlediğimde,evet ben dünyaya bir daha gelseydim ,kesinlikle kevin olmak isterdim,diyorum her defasında.
bu adam kesinlikle uzaydan falan yollandı,bu dünyadan olamaz.
bunu nasıl başardığını,sanırım kimse çözemiyor.benim teorime göre,özel bir elektrik dalgası veya koku yayıyor ve hayvanlar onu kendilerinden bir canlı olarak görüyorlar.
http://tinyurl.com/3k7eccv
ve daha fazlası için;
http://www.lionwhisperer.co.za/
az önce tam msj kutumu temizlerken,yeşil yeşil yanan,ve temizliğe kurban ettiğim için okuyamadan silmiş bulunduğum mesajın habercisi olan sevimli kutu.
bana en son mesaj atan sevgili meçhul bilgiç,lütfen bir kez daha yolla,vallahi billahi okuyamadım,silindi...
bana en son mesaj atan sevgili meçhul bilgiç,lütfen bir kez daha yolla,vallahi billahi okuyamadım,silindi...
diğer kandil günlerinden farklı olarak,kuran-ı kerimde sözü edilen tek kutsal gecedir.
bu nedenle,benim manevi dünyamda çok özel,çok nadide bir yeri vardır.
bin aydan daha hayırlı olduğu allah kelamı olan bu gecede,bu entryyi okuyanın da okumayanın da,inanın da inanmayanın da,tüm kainatın ve tüm insanlığın yararına olacaksa,kalbindeki en gizli dileklerin ve ibadetlerin kabulünü dilerim.
ne mutlu bu gece doğacak bebeklere.
bu nedenle,benim manevi dünyamda çok özel,çok nadide bir yeri vardır.
bin aydan daha hayırlı olduğu allah kelamı olan bu gecede,bu entryyi okuyanın da okumayanın da,inanın da inanmayanın da,tüm kainatın ve tüm insanlığın yararına olacaksa,kalbindeki en gizli dileklerin ve ibadetlerin kabulünü dilerim.
ne mutlu bu gece doğacak bebeklere.
empati kurarak şunu söyleyebilirim.
benim bir sözlüğüm olsa ve herkes çatır çatır yazarken,ben birileri yanlış anlar,birileri taraf zanneder diye çekinip yazamasam,orta yerimden çatlarım.bu tamamen haksızlık,adaletsizlik.
sözlük jedisi,benimle bir konuda ters düşüyor diye o konuda asıl fikrimi yazmaktan çekinmem.
sözlük jedisi benimle aynı fikirde diye de kendime bundan pay da çıkartmam.
uzun sözün kısası,taraf da olabilir,ara bulucu da olabilir,eleştirebilir de,zıtlaşabilir de.bu onun yazar olmasının bir getirisidir.
önce insanım,sonra gazeteci,cümlesini öğretirler,iletişim fakültelerinin ilk dersinde.
her ne olursa olsun,sözlük jedisi de önce yazar dır,sonra yönetici.
benim bir sözlüğüm olsa ve herkes çatır çatır yazarken,ben birileri yanlış anlar,birileri taraf zanneder diye çekinip yazamasam,orta yerimden çatlarım.bu tamamen haksızlık,adaletsizlik.
sözlük jedisi,benimle bir konuda ters düşüyor diye o konuda asıl fikrimi yazmaktan çekinmem.
sözlük jedisi benimle aynı fikirde diye de kendime bundan pay da çıkartmam.
uzun sözün kısası,taraf da olabilir,ara bulucu da olabilir,eleştirebilir de,zıtlaşabilir de.bu onun yazar olmasının bir getirisidir.
önce insanım,sonra gazeteci,cümlesini öğretirler,iletişim fakültelerinin ilk dersinde.
her ne olursa olsun,sözlük jedisi de önce yazar dır,sonra yönetici.
bez bebek dizisinde rol alırken,rolünü zorlukla yerine getirebildiğini,zar zor sete gidip geldiğini,zaten bu rolün de kendisine,para kazansın,bütçesine ve kanser tedavi masraflarına yardımı olsun diye verilmiş olduğunu okumuştum.
allah rahmet etsin.
allah rahmet etsin.
ben bu ikisinin senelerdir sürekli reklamlara milyon dolarlar harcamasına da akıl sır erdiremiyorum.
tamam,iki rakip firmasınız da kardeşim,binlerce yıldır (!) ikinizin de tek bir formülü var yani ve sır gibi saklıyorsunuz.
ama tadlarınız farklı,dolayısıyla da ,ikinizin de hedef kitlesi,tüketicisi farklı.cocacolacılar pepsi içmez,pepsiciler de cocacola.
farketmez ben ikisini de götürürüm diyenler için de zaten bimde le cola var.
hayır bir omo gibi,bir persil ya da bir nokia falan gibi,yeni ,farklı ,değişik,teknolojik bir ürün de çıkartamıyorsunuz ki,yapınız gereği.
en fazla nedir işte şeker yerine sakarin koyuyorsunuz,o da tüm markalarda var.
müslüman ülkeler olmasa,ramazanda litre litre kola tüketen ülkeler yani,ne yapacaksınız bilmem,şu kadar kapağa bu kadar kontör,şu kadar kapağa nah bu kadar tabak falan...aranızdaki en büyük rekabet de bu promosyon olayı zaten.
yazık oğlum lan o kadar reklam parasına,maliyete falan.
onca reklam harcamasıyla,dünyada ne çocuklar,ne açlar,ne afetzedeler kurtarılırdı..peeeh!
tamam,iki rakip firmasınız da kardeşim,binlerce yıldır (!) ikinizin de tek bir formülü var yani ve sır gibi saklıyorsunuz.
ama tadlarınız farklı,dolayısıyla da ,ikinizin de hedef kitlesi,tüketicisi farklı.cocacolacılar pepsi içmez,pepsiciler de cocacola.
farketmez ben ikisini de götürürüm diyenler için de zaten bimde le cola var.
hayır bir omo gibi,bir persil ya da bir nokia falan gibi,yeni ,farklı ,değişik,teknolojik bir ürün de çıkartamıyorsunuz ki,yapınız gereği.
en fazla nedir işte şeker yerine sakarin koyuyorsunuz,o da tüm markalarda var.
müslüman ülkeler olmasa,ramazanda litre litre kola tüketen ülkeler yani,ne yapacaksınız bilmem,şu kadar kapağa bu kadar kontör,şu kadar kapağa nah bu kadar tabak falan...aranızdaki en büyük rekabet de bu promosyon olayı zaten.
yazık oğlum lan o kadar reklam parasına,maliyete falan.
onca reklam harcamasıyla,dünyada ne çocuklar,ne açlar,ne afetzedeler kurtarılırdı..peeeh!
(bkz: kankaların telefonla tacizi)
araç kullananların kesinlikle mola verip ayran i ç m e m e l e r i gekeren yerdir.ayranı içip içip uykuya yeniliyorlar,sonra gelsin kazalar...içmeyin kardeşim,çay var,nescafe var,kola var,fanta var.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?