patlıcan

2 /
angelus
hergün binmiş olduğum metroya ait istasyonda reklamlarını gördüğüm, afedersiniz reklam panosunun üstünde sik gibi duran mor sebzedir. sonradan öğrendim ki kendisi bir web sayfasını temsil ediyormuş. hiç üşenmedim ilgili sayfaya da girdim. sonra dedim ki kendi kendime boğaza nazır terasımda vapurları izleyip kuşburnu çayımı yudumlarken; "girmez olaydım a.k."
aello
yerken zorlandıgım, midemi bulandıran bitki. bir de marmaris barlar sokağındaki areena adlı yerin eski adı.
sarhosatlarzamani
asıl yenmesi gereken mevsime girilmiş olan sebze. patlıcanlar alacalı soyulup, kare doğranır ve tuzlu suya atılır. soğanlar piyazlık hazırlanır. bol domates küp küp doğranır. tuzlu suda 15 dk beklemiş patlıcan süzülür, bol su ile durulanır. hepsi tencerede karıştırılır, tuz ve yeterli miktarda zeytinyağı ilave edilir. parmak şeklinde kesilmiş çarliston biberler üzerine dizilir. tencerenin ağzı folyo ile kapatılır ve kısık ateşte pişirilir. altını kapattıktan sonra 1 gece dinlendirilmesi makbuldür ama çok açsanız makbül olmayanı da yapabilirsiniz. servis edileceği zaman üstüne karabiber serpilir, taze fesleğen kıyılır veya kurutulmuş fesleğen eklenir.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol