çocukluk travmaları

denponm
insanın gelecekteki karakterinin şekli üzerine büyük etkiler bırakan olaylardır.

örneğin tuvalet eğitimi zorlu ve sert geçen insanlar genellikle ilerideki hayatlarında titiz olurlar. ama anne tuvalet eğitimini fazla gevşek ve önemsemeden yaparsa bu sefer de pasaklı insanlar ortaya çıkar.
karatahta
Köyde bağ evinde tarlayla meşgul olduğumuz dönemde akşam yemeğinde enginar vardı , bu arada ben sebzelere ve yemeklerini çok severim, lakin o gün yemek yeme isteğim hiç yoktu bizimkilerde seni köpekler kovalar diye tehdit edip salak saçma konuşuyorlardı lakin onların küçük kafalarının basmadığı bir şey oldu. Tehditlerine boyun eğmedim ve kovalasınlar dedim ve yemedim , artık bıkmışlardı benden ve daha fazla uğraş sergilemediler. Neyse çok uzatmayacağım ,
bilen bilir o tarz köy evlerinde tuvalet nereden baksan 30 metre evin dışarısında kalır.Gece kalktım tuvalete gideceğim
ve her yer zifiri karanlık, usulca gaz lambamı yaktım evin dışına çıktım köpeklerin sesi geliyor ama çok umursamamaya çaba gösteriyorum tam tuvalete yaklaşırken aşırı bir köpek havlaması oldu ve ben altıma sıçtım bütün gece ağladım.
o zamandır ne zaman enginar görsem içim yanar bazen gözlerim dolar aşırı sinirlenirim.

Yani olay şu ki ailelerimiz bizi salak yerine koymasından dolayı oluşur, ama sorun yok daha okuma bilmeyen okula bile gitmemiş çocuklardık biz düşünmezdik sadece bilinç altımıza en önemli dip notları yazardık.Yatağın altından öcü çıkacak derler akşam ufak bir deprem olur ve o çocuk asla tam bir birey olamaz. değerli yazar arkadaşlarım ve sevgili okurlar bu konuda biraz bilinçli olalım. Uzun bilimsel yazılar yazmaya gerek yok bu konu hakkında ama içimi döktüm galiba.
crocotium
gerçekten 'travma'lardan bahsediyorsak, bir insanın yaşam kalitesi üzerinde çok etkisi vardır. bi fobiniz vardır mesela 20 yıl önceki bişeyden kaynaklıdır hatırlarsınız yada hatırlamazsınız (bilinçaltınıza yerleşmiştir) ama o sizin bütün yaşamınızı etkiler. ha bunların üzerine çok düşünmek de iyi değil öbür türlü hayatınızda ters giden herşeyi, ruhsal problemlerinizi bunlara bağlama eğilimine girersiniz. sürekli kaşınan ama hiç ulaşılamayan ücra biyerdeki yara gibidir. uğraşmamak lazım.
kendinekiymismaydanoz
yandaki arsada top oynuyoruz. eleman topa bir vurdu, benim suratın tam ortasına. eve geldim, burnum kanıyor. sırt üstü yatırdılar, kan yutuyorum. kafamı kaldırsam kanıyor. neyse yarım saat sonra falan kan durdu. yüzümü yıkayayım diye lavaboya gittim (o zamanlar lavaboya gitmek gerçek anlamıyla kullanılıyordu, şimdiki gibi tuvalete gitmeye lavaboya gitmek denmiyordu).* neyse yüzümü yıkıyorum, bir anda hapşurma hissi geldi, hapşurdum ve bütün lavabo kıpkırmızı oldu, sonrasını hatırlamıyorum. evde kendime geldim, burnumda bir ağırlık hissi. sordum, doktor bir şeyler yapmış falan filan, anlamıyorum tabi. bir kaç gün sonra beni hastaneye götürdüler. doktor burnumun içinden bir bez çekmeye başladı. çekti, çekti, çekti. beynim çekiliyor sandım, o kadar bez bir insanın kafasına girebiliyormuş demek.
edit: kkm norveç'ten bildirdi.
hmmmmmtmmcnm
-sınıf annesi kadın dersin ortasında geldi, öğretmenimin cebinden ders anlatırken anahtar ve cüzdanı alıp usulca gitti. Senelerce anlam veremedim.

-ananemde yatıya kalmıştım. Uyku arası tuvalete gitmek istedim. Rahmetlik dedem kapıyı kilitlememiş.

Aklıma geldikçe editlerim.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol