aldatılmak

0 /
mucadele
sevgili tarafından aldatılma olayını yaşamış olmam muhtemel. muallakta bir iki olay var geçmişimde. illaki biri en azından duygusal olarak aldatılmayla sonuçlanmıştır. bunu es geçiyorum. evlilikte aldatılmak beni düşündüren. kaltak ruhlu bir insanla evlenmip tüm enerjini, maddiyatıni, tüm kaynaklarını bir orospu için harcıyor olma ihtimali..

hep okuyoruz sağda solda aldatanlar, intikam pusuları, cinnet getirip tüm aileyi katledenler. .

toplum bu konuda da çok iki yüzlü. aldatan erkek tü kaka, kelimenin tam anlamıyla orospu çocuğu muamelesi görürken(eskiden olduğu gibi sırtının sıvazlanması söz konusu değil, olmamalı da zaten) kadın yapıyorsa vardır bir bildiği.. duygusal bir boşluğuna gelmiştir, aldattığı erkek ona kötü hissettirmiştir, aldatmasına vesile olan erkek iyi hissettirmiştir, ilgisizlik sezmiştir zart olmuştur zurt olmuştur. baktığımızda olayın izahı yok. söylenilenler net bir şekilde karaktersizliğe kılıf uydurma çabası. bir şekilde çevresi tarafından aklanıyor kadınlar. öyle ki masum olduğuna kendileri dahi inanıyor çevremde gördüğüm kadarıyla.

genel olarak kendi halinde bir insanımdır. kriz anlarında ise gereğinden fazla vandallaşabiliyorum. bir gün evlenip, evlilikte aldatıldığımı düşünüyorum. çok trajik. neler yaparım hiç kestiremiyorum. medeni bir şekilde gidip boşanma davası açmak çok abest geliyor bana. gerçekten çok uzak. hem o adamın, hem kadının hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edecek olmasını kabul edemem. çok onursuzca geliyor bu.

söyleyecek çok fazla şeyim var ve çok fazla düşünüyorum ama bir türlü toparlayamıyorum kafamdakileri. evlilik sırf şu olay yüzünden bile çok büyük bir kumar bence. evlenmeyip yalnızlıği seçmek de zor uzun vadede. umarım hayat karşımıza güzel insanlar çıkarır.
goshenit
genellikle aldatılan tarafın uzun süre eksiklerini bulmaya çalışmasına , bulduğunda onlar için acı çekmesine , tüm hatayı üzerine alıp kendini tamamen yok saymasına sebep olan durumdur. ama nazım usta o kadar güzel dile getirmiş ki bunu;

’’sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her
zaman. bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. iyi
halin cezanda indirim sağlamaz.’’

e daha da söze gerek var mı?
optikkagittakiasikki
çok aşıksındır gözün görmez hiçbir şeyi inanmazsın ondan başka hiç kimseye bi gün durduk yere o’na gitme ihtiyacı duyarsın öyle de yaparsın kalkıp gidersin evine. o saatte evde olduğunu hiçbir yere gitmeyeceğini bilirsin ama bi bakarsın kapı duvar. kapının önünde onu ararsın telefonu calıyordur hem senin telefonunda hem kapısında beklediğin evin içinde. kapıyı yumruklamaya başlarsın bütün korkularınla sinirinle yumruklarsın kapıdan intikam alırmış gibi. durmadan vurursun kapıya en son içerden iki kilit sesi ve kapı açılır. endişeli gözlerle aşkım? der. noluyor burda diyip içeri girmeye çalışırsın ama sana engel olur. bir hışımla itip dalarsın içeri ne var içerde? en yakın arkadasın sevgilinin yatağında ne denir buna? aldatılmak. hangisine yanarsın? hiçbirine yanmazsın değmezler çünkü. ama bi kere damgalanmışsındır. aldatıldı damgasını yemişsindir..
independence
yagmurlu havalar, islak kaldirimlar, $ehrin caddelerinde havaya yayilan toprak kokusu ve asla bitmeyecek sanilan a$k’in bunyede yarattigi huzur, mutluluk ve guven duygusu.

+ a$kim nerdesin?
- hayatim, sibel’lerde ders cali$iyoruz.
+ tamam bitanem :) iyi cali$malar size. seni seviyorum.
- ben de hayatim. ben de cok seviyorum seni:) goru$uruz.
+ goru$uruz a$kim.

telefonda sadece 1 dakika dahi sesini duymanin verdigi tarifsiz huzur, telefonun diger ucundaki insana duyulan tarifsiz guven duygusu ve rahatlama hissi.

saatler gecer, gun dev$irir, gune$ yerini aya birakir. hava puslu, soguk, karanlik. olsun, o var ya hayatinda, tum karanliklar nasil olsa ula$mayacak mi aydinliga?

+ a$kim sesini duymadan uyumak istemedim. bugun de cok ozledim seni.
- ben de hayatim. ben de cok ozledim.
+ yatacak misin artik?
- hazirlaniyorum a$kim. az sonra yatmi$ olurum.
+ tamam hayatim. tatli ruyalar sana. huzur icerisinde uyu.
- sagol hayatim. sana da tatli ruyalar.

peki ya tam telefonu kapatirken duydugun o erkek sesi?

- pelin. hadi gelmiyor musun hala yataga?

hayir. sacmalama. ruzgarin sesi sana oyun oynuyor. o senin prensesin degil mi? her $eyden daha cok guvendigin insan hakkinda nasil boyle du$unebilirsin? lanet olsun, aklinin bir oyunu bu, sadece bir oyun!

+ teyzecim ozur dilerim rahatsiz ediyorum gece vakti. pelin’le goru$ebilir miyim?
- estagfurullah evladim, ne demek. ama senin haberin yok mu, pelin bu ak$am sibel’lerde kalacakti, yarin sinavi varmi$ sabaha kadar ders cali$acaklarmi$.

hissettigin $ey aci mi yoksa ofke mi? belki de sana soylemeyi unuttu, belki soyledim sandi? hemen ofkelenme, hemen aklina ba$ka $eyler getirme. komik gelmiyor mu sana da du$undugun $ey, pelin bu, ömrünü adadigin pelin. neler du$unuyorsun oyle?

+ sibel merhaba, ya cok ozur dilerim rahatsiz ettim gece vakti ama pelin’le goru$ebilir miyim?
- pelin burada degil ki? evde degil mi erkut? evi aradin mi?
+ evet. bugun sizde ders cali$tiktan sonra eve gitmemi$, sizde kalmi$, yarin sinaviniz varmi$, sabaha kadar ders cali$acakmi$siniz?
- erkut, biz pelin’le bugun hic goru$medik.

hissettigin $ey aci mi yoksa ofke mi? $imdi karar verdin mi? ya$adigin $ey aldatilmak mi yoksa ihmal mi? duydugun sesi yeniden du$undun mu? aklinin oyunu mu yoksa bir erkek sesi mi? karar verdin mi?

- pelin. hadi gelmiyor musun hala yataga?

duydugun tam olarak bu muydu?

+ aradiginiz numaraya $u anda ula$ilamiyor. lutfen daha sonra tekrar deneyiniz.

neler oluyor? yagmurun sesini duyuyor musun? damlalar temizleyebilir mi boyle bir gunahi, atabilir mi bedeninden aldatilmanin le$ligini, kirini?

peki ya evrenlere sigamayan o "buyuk a$k"in? anladin degil mi artik aslinda yalanin tam olarak ne oldugunu? ruzgar esse incinecegini du$undugun o buyuk a$kinin aslinda sadece kumdan bir kale oldugunu ogrendin degil mi artik? a$k yok, sevgi yok, sadakat yok, hayat kahpe, ili$kiler suni. kulagina fisildanan a$k sozcuklerinin ayni ak$am ba$ka kulaklari ziyaret edecegini bilmeliydin oysa. a$k yok, sevgi yok, inanc yok.

yok.
atacamadesert
#980982

bir, iki, üç, beş ve yedi neyse de kitap yazmaya başlamamla 5 sene önceki siyah mini dar elbisemin içine girebilmiş olmamın konuyla alakalı olduğunu bilmiyordum sözlük. öğrenmenin ve aldatılmanın yaşı yokmuş meğer.




proserpina
ilk kez karşılaşan için gerçekten çok can acıtıcı olsa da, ikinci kez yaşandığında o kadar da kötü değildir, hatta kişiye bir çok güzel özellik katabilir post-travmatik psikolojiyle.

1) sadece sevdicek adaylarına değil, tüm insanlığa karşı daha temkinli, hatta uzak kalarak bünyeyi arındırıp koruma, kollama yeteneğiniz gelişir.

2) geçmişinizdeki affedil(e)meyen hataların / insanların bir anda ne kadar önemsiz olduğunu görüp, daha affedici ve şefkatli bir tavır sergileyebilirsiniz.

3) hayatınızda kim olursa olsun, ne yaparsanız yapın, önemli olan tek şeyin yalnız kaldığınızda mutlu bir biçimde ayakta durabilecek, güçlü biri olmanız gerektiğini anlarsınız.

4) çevrenizdeki insanları tek tek uzaklaştırarak kendinize güzel bir duvar örüp içeride kitap filan yazabilirsiniz.

5) bohem akımlara kapılıp o köy senin, bu şehir benim gezerek kültürünüzü geliştirebilir, bununla prim yapabilirsiniz.

6) aldatılmanın verdiği dayanılmaz hafiflik hissiyle mutlaka kilo verirsiniz, dolayısıyla o çok istediğiniz ama içine giremediğiniz elbiseyle de barışmış olursunuz. kim tutar sizi canım...

7) ve son olarak, hayatınızı mekanikleştirerek her şeyi listelere dökebilir ve sonuç olarak hiç bir şeyi unutmayan bir über-insana dönüşebilirsiniz.




orqn
aldatmaya tercih edilecek durumdur.

çünkü diğerinde suçluluk duygusu var, vicdan azabı var. insanın peşini bırakmaz o.

ama bu daha masum. tamam üzülürsün edersin ama düştüğün bu yerden kalkmak için bir çok haklı sebep de bulursun. sonuçta sen doğru olanı yapmışsındır.
eflatun
nasıl bir acıdır bu şuan itibariyle yaşamaya takat kalmamıştır boynuzun hissedildiği gögüs kafesinin daraldığı andır... berbat lanet bi durum
anne niye benim pipim yok
ne kadar normal de olsa, ne kadar olağan da olsa, üzerinden yıllar da geçmiş olsa unutulmaz. anlarsınız belki. kabullenirsiniz. ama ne kadınlar ne erkekler asla unutmaz. yatağa yattığınızda aranıza giren 3. kişidir aldatılmak.

içinize her gün dolan hırsı atmak için sidik yarıştırırsınız. gidip aynısını ona yaparsınız. artık skor 1-1’dir.
rahatlar mısınız peki? hayır. hissettiğiniz acı yön değiştirir sadece.

"bunu bana nasıl yaptın"dan,
"bana bunları nasıl yaptırdın"a,
ordan da "ben sana bunu nasıl yaptım"a döner sorular.

aldatılan ilişkiler dü-zel-mez.
tria
aldatıldığınızı öğrendiğinizde gecenin bir yarısı onun başkasının göğsünde uyuduğunu düşünerek nefret tohumlarını bünyenize ekleyebilen hadisedir.
tria
göğsümde kanat çırpan bir karga var.
güçlükle içime aldığım nefesi sokağa üflerken
siyah, uğursuz tüyler yutkunuyorum.
geniş kanatları kanayan yerlerimde geziniyor.
kalbimden eksilen et parçaları karganın gagasında mı parçalandı,
sevilenin sözlerine mi yakıldı isli bir sunakta?
bilmiyorum.
tüm iç organlarım ucuna taş bağlanmış iplerle sarılı birer yumak gibi.
açık yaralardan taşlar sarkıyor,
sarktıkça ipler geriliyor
ve gerildikçe vücut kanıyor sanki..
şüphe ruhu kemirir, ruh artık kemik.
"bana yapma deme" diyor sevgili,
"özgürlüğüme buşlaştırma bencilliğini."
söyle bana tanrıça,
esinle ki bileyim nasıl anlatılır acı?
sevgimi içinde taşıyan özgürlüğünü sınarken yabancı tenlerde,
aşktan soyunmuş, tutkudan bihaber bedenleri ovalıyor.
"terk etme beni" diyor, "seni terk ettirme" diyorum.
angelus
"aslında aldatılandır aldatan" şeklinde bir geyik vardır. hani "sen beni aldattın ama aslında sen kendini aldatıyosun" denmek istenir. lakin bu aç tavuğun kendini darı ambarında sanmasından öte bir teselli değildir. baya baya aldatılmışsındır işte, bunun felsefi bir yönünü bulmaya hiç gerek yoktur. durum kabullenilmelir, pencere açılıp odanın içerisine temiz hava girmesi sağlanmalı, beynin uyuşması için televizyonda bir doz popstar tarzı yarışma izlenmelidir. ama üstünde de fazla durulmamalıdır.
salome
abartilacak bir yani yoktur, insan dogasi geregi aldatir e dolayli olarak aldatilir. 16 yasinda simarik bir kiz cocugu veyahut 25 yasinda oturdugu semtin disina cikmamis bir hanimhanimcik disinda kimsenin yadirgamamasi ve abartmamasi gereken edilgenliktir. neden buyutulur, milli felaketmis gibi yansitilir, anlamis degilim.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol