mabel matizden dinlenilmesi şiddetle, hararetle tavsiye edilen, mükemmel ötesi şarkı.
sözleri ;
şimdi bir de buradan baktım sana
senden kaçırdığım
kedere boğulduğum anlara
beni içine al artık
seni mutsuz kılan duyguyu
kırmak istiyorum
bir yerden aşağı
çok aşağı düştüm
zaman
solgun, sessiz gri bir koridordu
orada çok üşüdüm
çok üşüdüm
zaman
en yakın takipçisi postanın satışlarını nerdeyse ikiye katlayan türkiyenin en çok satılan/dağıtılan/elden verilen/hibe edilen gazetesi.
gelirinin hizmet için kullanıldığı söylenen gazete.
ters yüz edilemeyen bir kum saatidir.
birhan keskine ait bir şiir. mabel matiz seslendirmesiyle ayrı bir can gelmiş.
bir yerden aşağı
çok aşağı düştüm
zaman
solgun, sessiz gri bir koridordu
orada çok üşüdüm, çok üşüdüm
bir yerden aşağı
çok aşağı düştüm
zaman
solgun, sessiz gri bir koridordu
orada çok üşüdüm, çok üşüdüm
" kolumdaki saatin tik takları kimi zaman büyük bir yanılsamaymış gibi gelir bana. aslında hiç ölçülemeyecek bir şeyi, zamanı ölçmeye kalkmak insanoğlunun mağrurluğundandır derim kendi kendime sonra. böyle düşünürüm çünkü zaman dediğimiz ve insanoğlu olarak aydınlanma çağından sonra pozitivist ve ilerlemeci bir çizgiye oturttuğumuz bu kavram aslında değişik şekillerde yorumlanmaya oldukça açıktır. zamanın ilerlemeci yorumunda ‘dün’ ders çıkarılması gereken bir şey iken, ‘bugün’ ise ‘yarına’ amade olması gereken bir andır sadece. işte bu yüzden kolumuzdaki saatler kadar mekaniktir hayatımız… ortaklaşa kurduğumuz bu düzlemde dün’ü ve orada kalan hatıralarımızı; bugünü ve yarını güvence altına alacak bir tecrübe yığını olarak görürüz ve bu tecrübeler dışında kalan bir sürü ayrıntıyı zihnimizin en derinlerine hapseder, onlara haksızlık ederiz. ‘bugün’, ya da ‘bu an’ ise zaten gözümüzü kırptığımız zaman dün olur uçar gider ve elimizde kala kala bizim için en önemlisi olduğuna inandığımız ‘yarın’ kalır, halbuki o da hiç gelmeyecektir. tıpkı yunan düşünür epikür’ün zamanı tek ve o an yaşanan bir olgu olarak ele alışı ve ‘’ben varsam ölüm yok ölüm varsa ben yokum’’ deyişindeki gibi, ya da küçük bir dükkanda gördüğümüz ‘’bugün veresiye yoktur!, yarın gel’’ levhasındaki yarın’ın aslında hiç gelmeyeceği, çünkü yarın da o dükkana gidip levhaya baktığımızda, yarın gel! komutu ile karşılaşacağımız gibi… "
bir iş veya oluşun içinde geçtiği, geçeceği ya da geçmekte olduğu süre, vakit.
türkçede bu kavrama atanmış bir kelime yok,
çünkü zaman yok.
(bkz: zamanın kısa tarihi)
(bkz: an-ı daim)
çünkü zaman yok.
(bkz: zamanın kısa tarihi)
(bkz: an-ı daim)
akıp giden şeydir.
su gibi akıp geçen
vallahi şu ömür çok kısa, zaman çok hızlı.
vallahi şu ömür çok kısa, zaman çok hızlı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?