istanbul modernde sergilenen üç ana bölümde gerçekleşen sergide magnum ulusal fotoğraflar ayağındaki 83 fotoğraf görülmeye değerdir,özellikle savaş fotoğrafları tarihin en objektif gerçeğinden birer kuble niteliğindedir.diğer bir ayağı 16 fotografçının objektifinden istanbul manzaralarını oluşturur,meşhur ada vapurunu siyah beyaz görmekte iç gıcıklayıcı başka bir detaydır.
sündükçe sünen aynı şeylerin evrile çevrile yazıldığı çoğu kez dravdan mevzuları kapsayan başlık prototipi.
en eski oyuncağın 1920lere ait olduğunu görmenin zihini bulandırdığı o döneme aynı anda gitmelere neden olan,ama en etkileyici ayrıntının 1945 depreminde göçük altında kalan küçük bir kız çocuğunun en sevdiği oyuncak bebeği yıllar sonra emekli bir öğretmen olarak müzeye hediye edişidir..bebeğin bacağı bantlarla sağlamlaştırılmış o yılların havasını saçlarında savuran mağrur bakışlarla müzede ziyaret edilmeyi bekler,gidin görün efendim.
firuzağa caminin ayağındaki ünlüler kahvesinde çay içerken cenazenin musalla taşına getirilmesiyle kahvece ayağa kalkılan,hemen hemen herkezde bigün burda yaşayacağım fantezisine yol açan eşcinsellerin kendilerini müthiş güvende hissettiği,kedileri pek şımarık,fındıklı parkında içmenin keyfinide sunan garip bir sihiri olan istanbul semti.
izzet yıldızhan-alf
izlediğim en başarılı zeki demirkubuz filmi olan yapım baş karakteri musanın hayatın manası üzerindeki yansız duruşunu o kadar başarılı anlatır ki hayata bodoslama dalarak binbir çeşit dert edinmenin yanında gerçek doğrunun aslında bu tarafsızlık olduğunu, hayat denen zamazingonun hakettiğinin sadece bu olduğunu güçlü bir biçimde anlatır,hayat bu kadar muhattab alınacak bir değere sahip değildir hakkatten.
yönetmenliğini yusuf arslannın yaptığı başarılı oyuncu yelda reynauda 35.antalya ve iskenderiye festivallerinde en iyi kadın oyuncu ödüllerini kazandıran almanyada büyüyen türk kızı hülyanın dramatik serüvenini anlatan derine işleyen yapımdır.
başarısız bir yapım olmasında şüphesiz oyuncuların üstlerinde emanet duran performanslar sergilemeleriydi.hatta filmin tek iddiası jeneriğinde geçen tarihsel anektodlardı diyebilirim.senaryo 12 eylül dönemi içinde başka bir noktayı öne çıkarması anlamında özel ama işleyiş anlamında oldukça vasattı.
bu üç boyutlu animasyon karakteri sahibine milyon dolarlar getirirken aynı zamanda multimedya tekniğinin en gelişmiş haliyle üretildiği de eklenebilinir.
insanın vücudunda kendine ait hissetmediği organlardan kurtulma isteği olarak yorumlanan neidügü belirsiz bir hastalık,doktorlar bu insanların psikolojik olarak hiç bir sorunları olmadıklarını her normal insan gibi sağlıklı bir beyinleri olduğunu söylüyorlar,alın sağ bacağı benden, bana ait değil diyerek bacağı aldırıp süper mutlu oluyor bu "normal"insanlar.
acil kurtarılmaya ihtiyacı olan,ekranda gördüğüm benim bildiğim mazhar mı şaibesine neden olan müzik ve sinema adamı.
tek parçasını tek geçtiğim güçlü ses.yalnızlığımı bir söyler pir söyler.
toplumun çibanları! tek üzücü olan cerehatlarını çok sarsıcı boşaltıyorlar ankarada olduğu gibi..üzgün olmak neye yarar bilmiyor olsamda çok üzgün olduğum olayın hiç yaşamamış insan olmamış katili.
mevcut sinirini yakınında kim varsa sebepsiz yere çıkarmaya çalışan tiz ağzının payı verilerek akıllı olması gerektiğinin hunharca anlatılması zaruri karbon insan modeli.
kot kumaşından jeansler geçmişte işci tulumu olarak kullanıldığından işcilerin emekçilerin iş elbisesiydi,dayanıklılığından ötürü işciler için vazgeçilmez olan bu kumaştan jeansler, tüketim toplumunun doymak bilmez emperyalizmle kırbaçlanan heveslerinin sonucu olarak işcilerin kıçından alınarak ve pahasına paha katılarak tüketim toplumunun ziyafetine sunulmuştur ve akabinde binbir çeşit etiketle taşlanmış birinci sınıf ikinci beşinci sınıf gibi sınıflanmaktan kurtulamamıştır.
en az sürekli yapanlar kadar sığdır.
büyümeyle doğru orantılı olarak yerini aslında her aşkında ilişki etmeyebileceği gerçeğine bırakan gençlik hastalığı.
eski datçada çalışma odasını, gittiği kahveyi, oturduğu sediri, kapıdaki badem havanını ,binbir renkte çiçeklerle bezeli bahçesini, gündüz uykularına daldığı hamağını ,yaptığı eskizlere damlamış şarap izlerini, sarma tütün içtiği tabakasını, köydeki her evde çektirdiği fotoğrafları, yarım kalan evin şarabını, can yücelin nefesinin değip geçtiği herşeyi, hakkında anlatılan imrenilesi anıları, yokluğunun kalanlarda nasıl acı bir iz bıraktığını görünce daha iyi anlıyor insan insan gibi insan nasıl oluyor.
sokak terörü,maganda terörü,metropol terörü gibi izafi, ki izafiliği tüm bu terör çeşitlerinin tek nedenden kaynaklandığı gerçeği bir türlü kabul edilmez olmasından geçer,saldırganlık güdüsünün bir barda kan revan içinde tatmininin söz konusu olduğu,doğala özdeş psikopat bir grubun bir gecesini anlatan çok sıkı son dönem türk filmi.
iki program izledim yetti modeli,kapak kızı kılıklı sunucu.daha iyilerini gördük demenin sonucu tercih etmediğim program sunucusu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?