çoğu insan için ızdıraptan ibaretmiş gibi görünse de bir tutkudur kesinlikle.evet izmir gibi denizi yoktur, evet soğuktur, evet binalarla kaplıdır ama her şeye rağmen tutkudur. evet ortasından boğaz geçmez, ama boğaz da istanbul a has değil midir? ayrıca gecenin bir yarısı rahatlıkla kız başınıza dolaşabilirsiniz, hala sokaklarını tinercilere, travestilere vermemekte kararlıdır. küçücük kalan kuğulu parkı yla hala güzeldir, gece vakti hala anıtkabir in ışıkları her yerden görünür ve o ışıklar insanın içini ısıtır, insana hala insan olduğunu hatırlatır. yüksel deki heykeller, solcu gençler, kareli gençlik diye tabir ettiğimiz dershane öğrencileri, göz alabildiğine üniversite öğrencileriyle evet eğlencelidir . ayrıca yükselen sesleriyle rock grupları, tiyatro, opera, bale sever, sanatsever insanlarıyla, diplomatları, bürokratları, politikacıları, akademisyenleriyle evet güzeldir evet.
diplomat olma hayalleriyle girilen, girdikten sonra diplomat olunmaz diplomat doğulur önermesinin kabullenildiği ve bunun üzerine bankacılık, yöneticilik, memurluk gibi alanlara yönelinen bölümdür. evet okuması zevklidir, ayrıca zordur da. projeler, ödevler, makaleler peşinizi bırakmaz. ayrıca sen büyüyünce ne olacaksın sorularına belirli cevaplar verebilme lüksünüz yoktur zira uluslararası ilişkiler uzmanı diye bir tabir de yoktur naparsınız.
(bkz: anketimi girdim bekliyorum)
bitmez tükenmez ödevleri, tezleri, projeleri yapmak için birebir olan devasa yapı.insan kendini kaybediyor vallahi. başka bir kütüphanede bir konuda birkaç kitabı anca bulabilirken bu kütüphanede aynı konuyla ilgili koca bir bölüm bulma imkanınız vardır. yalnız kitapların tamamının fotokopisini çektirmenize izin vermezler emeğe saygı için olsa gerek. ayrıca zamanında ihsan doğramacı bilkent i kurarken beytepe nin kütüphanesini oraya taşımış gibi bir efsane dolaşır ortalıklarda. ama olan bizim taksi paralarına olur o ayrı. şahsen ben aradığım her şeyi fazlasıyla bulurum, üstelik veri zenginliğinden alerji bile olabilirim.
(bkz: jartiyeri olan var mı)
uçlarda yaşamak güzeldir, eğlencelidir diyerekten gözardı edilesi bir sözdür zira genç dediğin uçlarda yaşar di mi ama.
sevgilisi olmayanların bir tür asabiyetlerini ortbas etmee çabasıdır. bugünün yarını da vardır diyerekten belki sizin de bir gün sevgililer gününde sevgiliniz olur,ozaman siz de odundan kaçmak zorunda kalırsınız animallah.
(bkz: hepimiz sevgiliyiz)
(bkz: hepimiz ibneyiz)
(bkz: hepimiz sevgiliyiz)
(bkz: hepimiz ibneyiz)
(bkz: ayakkabısını bikere bağlayıp birdaha bağlamayan insan modeli)
(bkz: küflenen bağcık istemiyoruz)
(bkz: küflenen bağcık istemiyoruz)
altay öktem in 1 şubat tarihli penguen dergisindeki yazısının başlığı.
bizse, aynı benim çocukluğumdaki gibiyiz hala. bütün tek kale maçlarda yeniliyoruz.
(bkz: herkes penguen okusun kampanyası)
(bkz: ogün samast penguen okusaydı böyle olmazdı)
bizse, aynı benim çocukluğumdaki gibiyiz hala. bütün tek kale maçlarda yeniliyoruz.
(bkz: herkes penguen okusun kampanyası)
(bkz: ogün samast penguen okusaydı böyle olmazdı)
yürüyorum hasretin,acının üstüne...
giden sevgilinin ardından bakıp,bakarken söylenilesi müthiş şarkı...
giden sevgilinin ardından bakıp,bakarken söylenilesi müthiş şarkı...
artık hiçbir şeyin anlamı yok derken iki kelimenin öylesine büyük bir anlamı vardı ki...buna hiçbir zaman böylesine ihtiyaç duymamıştım.evet hiçbir şeyin değeri yoktu artık,senden başka...
sözlerin arkasında saklı anlamları anlayamadın hiçbir zaman,belki de anlamak istemedin... sandığın kadar basit,kolay bir insan mıydım?bunu hiç merak ettin mi?neden böylesine yüksek kahkahalar atarak gülüyordum,basit bir insan olduğumdan mı, yoksa korkularımı ya da çığlıklarımı bastırmak için mi?artık hiçbir şeyin değeri yok evet,sensiz hiçbir şeyin...ama senle kazandıkları değerden de ürküyorum artık.yokluğunu kahkahalarla bastırıyorum,ama varlığının endişesini,korkusunu bastıramıyorum.
evet hiçbir şeyin anlamı yok artık,sensiz hiçbir şeyin...
ama yine de wish you were here...
eveeet 21. yaşım elveda...zor bir yıldın,ama yine de güzeldi,her şeye rağmen çok güzeldi...
edit*:bu entry girilirken fonda pink floyd dan wish you were here çalıyordu.
sözlerin arkasında saklı anlamları anlayamadın hiçbir zaman,belki de anlamak istemedin... sandığın kadar basit,kolay bir insan mıydım?bunu hiç merak ettin mi?neden böylesine yüksek kahkahalar atarak gülüyordum,basit bir insan olduğumdan mı, yoksa korkularımı ya da çığlıklarımı bastırmak için mi?artık hiçbir şeyin değeri yok evet,sensiz hiçbir şeyin...ama senle kazandıkları değerden de ürküyorum artık.yokluğunu kahkahalarla bastırıyorum,ama varlığının endişesini,korkusunu bastıramıyorum.
evet hiçbir şeyin anlamı yok artık,sensiz hiçbir şeyin...
ama yine de wish you were here...
eveeet 21. yaşım elveda...zor bir yıldın,ama yine de güzeldi,her şeye rağmen çok güzeldi...
edit*:bu entry girilirken fonda pink floyd dan wish you were here çalıyordu.
özellikle yazın o sakinliğinde yaşanmışsa daha bir keyifli olabilecek durumdur.ankara da yaz geçirmek çoğu insan için pek çekici gelmese de bir aşık olundu mu yer mekan farketmez dedirtir insana.ama yok ben kışın karda buzda elele sinemaya gideceğim,yok kıçımı donduracağım diyorsanız o sizin bileceğiniz iştir.hayır kuğulu parkın donmuş sularında gemi yüzdürmenin de bir romantizmi vardır evet.
wish you were beer:
hehehe
addicted to pain:
noldu
addicted to pain:
sen de meraklısın galiba
wish you were beer:
hiiç
addicted to pain:
addicted ı sikmeye
addicted to pain:
töbe töbeeee
wish you were beer:
guldm öle
hehehe
addicted to pain:
noldu
addicted to pain:
sen de meraklısın galiba
wish you were beer:
hiiç
addicted to pain:
addicted ı sikmeye
addicted to pain:
töbe töbeeee
wish you were beer:
guldm öle
(bkz: cadı ajandası)
karabüyüde kullanılan malzemeler: akrep, arsenik, ceset parçaları, idrar, kan, karakurbağası, karga, karakedi, kurt kanı, timsah dişi, mezarlıktan toprak, kara tüy, yarasa gözleri ve kanı, yılan.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?