superkahraman

(bkz: hindistan da hindiler mi yaşar)

bir üçlemenin ilk kitabıdır.

şeker portakal
can erik
ayşekadın fasulye

alkışlardan yıkılması gereken yerdir diyerek yüzeysel, patolojik ama sanki bi okadar da doğru bir yorumla gönüllerde taht bilinçlerde rant elde etmeye yarayan entry ler girilmesi gereken şey. ney?

(bkz: idare edemem anne)

keşke olmasa dediklerimiz butonu ile gelen entry e berbat oyu vermek durumu.

zaten -10 -20 lerde gezen dandik(!) entry leri düşene bir tekme de benden mantığıyla yerle bir etmek için yapılan şey. ney?

sigara paketlerinin içinde bulunan aluminyum folyonun üstünde bulunan buradan açınız manasına gelen pull yazılı kısmı biriktirerek yapılan şey. ney?

(bkz: pull koleksiyonu)

(bkz: villain)

uçabilen, kaçabilen, elbiselerin içini dahi görebilen daha da önemlisi insanların ona sadece ihtiyaçları olduklarında aradıkları aksi takdirde ziklerine bile takmadıkları, renkli peluş elbiseler giyen angutlara verilen isim.

üzerinde yaran bir uyarı olmayan tek ürün çeşidi olarak dildo

uyarıya konu olacak yaran eylem zaten ürünün temel amacını oluşturmaktadır.

eğer kişi bunu kendi kendine konuşuren yapıyorsa ciddi bir problem vardır.

süperkahraman bu entariyi görse zevkten mest olurdu değilmi sevgili süperkahraman? neden susuyorsun?

eşit, çünkü buna demokrasi diyoruz...

fakat şunu diyemiyoruz; o çobanlar sadece türkiyede görülebilecek bir eğitimsizleştirme ve kültürsüzleştirme sonucunda hala daha anasına bile küfür edecek bir adamı başbakan seçebilecek bireyler haline getirilmiştir. bu sebepten dolayı o çobanların verdiği oylar ile biz bir takım daniskaların koyunları olmaya başlıyoruz.

(bkz: türk demokrasisi)

adı: norman
soyadı: bates
cinsi: sapık

feysbuk denen sözde sosyal iletişim ağına üye antikahramanların ilkokul arkadaşlarını bulduktan sonra sarfettikleri "abooo naber lo?" hezeyanının ardından gelen mesaja ikinci turda cevap verememe durumudur.

genel olarak "ee ne desemki acaba şimdi?" lerle geçecek sancılı bir süreç sendromun ilk semptomlarıdır.

biraz sosyalist eser miktarda da anarşist bir bakış açısıyla değerlendirilirse; okullarda uygulanan uniforma zorunluluğu, insanları belli bir tekdüzeliğe zorunlu bırakarak devletin milleti üzerindeki ezici ve sindirici gücünü temsil ediyor denilebilir. bu aynı zamanda bütün bunlardan bihaber olan yavrucağı bir birey olarak hayata kazandırmak yerine onu sadece duvardaki bir diğer tuğla olarak değerlendirmeye yarayan bir meta olarak karşımıza çıkabilir.

fakat yukarıdaki bakış açısına bir miktarda tat katması için sağ duyu eklersek eğer, gelir dağılımları arasındaki farkın batılı ülkelere kıyasla coştuğu her yanı cennet vatanımda aynı okula giden öğrenciler arasında belli bir tek tip uygulaması, diğer arkadaşı gibi güzel elbiseler alamayacak olan düşük gelir düzeyine sahip çocuğu kendi sosyal ortamında ötekileştirmemek adına sanırım olması gereken bir uygulama gibi geliyor.


(bkz: biri kaos mu dedi?)

(bkz: pinokyo)
(bkz: pinokyodan sevgili olmaz)

(bkz: dalyarakogullari beyligi)
(bkz: the tudors)

(bkz: ironi)

insanın varolmasıyla birlikte ve insanın varolması nedeni ile onun da varoluyor olma koşulunu taşıyan yegane nesnenin adı konurdu.

(bkz: bok rengi)

hayata karşı pasif agresif bir tepkidir çoğu zaman. bunun bir benzeride christian bale nin başrolunde olduğu machinist te görülebilir. varolmak istemediği için şuursuzca zayıflayarak yokolmaya çalışan bir adamın tepkisi ile benzerdir.