"150 cm civarlarında gezmek suç mu?" diye haykırmak istediğim yeni üye. saldırı-alınma-tepki-kompleks oluşumu. hoşgelmiş ne diyim.
ultra özgüvenli şişman hatunların, ultra özgüvenli olmalarının sebeplerinden biridir bu hatunlar. "ay şuna bak yerden bitme suratı da pek fena ama burnu havalarda herkes peşinde " der obez kişi, bir de "ne farkım var benim ondan, eksiğim yok hatta fazlam var" der ve olaylar gelişir.
sürekli uyarı yapılmasına karşın sık sık karşımıza çıkan hatalardır.
örnek: dahi anlamda de/da’yı ayrı yazmamak, nokta kullanmamak vs.
örnek: dahi anlamda de/da’yı ayrı yazmamak, nokta kullanmamak vs.
1942 doğdu, avusturya lisesini ve istanbul hukuk fakültesini bitirdi. aynı fakültede asistanlık yaptı. istanbul avusturya kültür ofisinde basın danışmanı olarak çalıştı. istanbul edebiyat fakültesi alman dili ve edebiyatı bölümünde çeviri dersleri verdi. yazko çeviri dergisini yönetti. şimdi anadolu üniversitesi iletişim bilimleri fakültesi sinema ve televizyon bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. bertolt brecht, elias canetti, stefan zweig, ingeborg bachmann, paul celan, rainer maria rilke, georg trakl, friedrich hölderlin, heinrich von kleist, georg lukacs, anna seghers, e m remarque, manes sperber, franz kafka, walter benjamin, robert musil, ernst fischer, octavio paz ve e h gombrichten çevirileri yayınlandı.
sonsözden:
dönüşüm, hiyerarşi ve otorite düşüncesiyle temellenen, bu amaçla sözü edilen düşünceyi önce aile kurumu içersinde odaklaştıran toplum içersindeki bireyin tragedyasıdır. gregor samsa, ’dönüştüğü’ güne değin çeşitli kölelikler içerisinde yaşamış bir toplum tekidir; işyerinde köledir; aile çevresinde köledir ve zincirleri içersinde uslu oturduğu sürece de benimsenip sevilir. başkaldırısı bilinçaltında başlar; bu bilinçaltı, kendine uygun biçimi yaratır: gregor samsa’nın böceğe dönüşmesi, gerçekte artık başkalaşmasıdır. böceğe dönüştüğü andan başlayarak, toplumun ve ailesinin ona ilişkin –onu tutsak kılan –beklentileri, artık sonuçsuz kalmaya yargılıdır; böceğin iğrençliği, çizgisi sürüyle uyuşmayan bağımsız bireyin iticiliğiyle özdeştir. anlatıda toplumu simgeleyen aile, önceleri ümidini yitirmez; yeni gregor’a hareket alanı sağlayabilmek için, odasının biraz boşaltılması gerekmektedir. ama anne buna karşı çıkar ve ilginç olan, karşı çıkış gerekçesidir: "bence en iyisi, odayı eskiden nasıl idiyse aynen öyle korumaya çalışmamızdır, böylece gregor yine aramıza döndüğünde her şeyi eskisi gibi bulur, arada olup bitenleri unutması da o ölçüde kolaylaşır." burada –sözde anne sevgisiyle– gregor’un unutması istenen, onun gerçek anlamda bağımsız olabildiği zaman parçasıdır; gregor sürüye dönebilmek için böceklikten çıkmalıdır ve sürüyle yeniden uyum sağlayabilmesi için böcek olduğu dönemi unutmalıdır. o zaman yine annesine ve babasına uyabilecektir; içinde yaşadığı topluma eskisi gibi ’hizmet’ edebilecektir. gregor’un yeniden ’insan’ olmasından artık ümit kesildiğinde kızkardeşinin söyledikleri, bu durumu daha da vurgular: "buradan gitmeli.. tek çare bu, baba. ama onun gregor olduğu düşüncesini kafandan atman gerek. bizim asıl felaketimiz, bunca zaman bu düşünceye inanmış olmamız. fakat o nasıl gregor olabilir ki? gregor olsaydı eğer, insanların böyle bir hayvanla birlikte yaşamalarının olanaksızlığını çoktan anlar ve kendiliğinden çıkıp giderdi..." kafka’nın gerçekte hemen tüm eserlerinde varolan gülmece öğesi, burada da eksik değildir: çünkü burada sözü edilen ’hayvan’ asıl ya da olması gereken insandır!
birey olmasını başaranlara düşman kesilen son toplumlar ve bu toplumların en güçlü temeli olan, çocuklarının hep iyiliğini, gerçekte ise sürekli köleliğini isteyen son aile yapıları yeryüzünden silinene değin, kafka’nın dönüşüm’ü geçerliliğini ve güncelliğini koruyacaktır.
ahmet cemal
dönüşüm, hiyerarşi ve otorite düşüncesiyle temellenen, bu amaçla sözü edilen düşünceyi önce aile kurumu içersinde odaklaştıran toplum içersindeki bireyin tragedyasıdır. gregor samsa, ’dönüştüğü’ güne değin çeşitli kölelikler içerisinde yaşamış bir toplum tekidir; işyerinde köledir; aile çevresinde köledir ve zincirleri içersinde uslu oturduğu sürece de benimsenip sevilir. başkaldırısı bilinçaltında başlar; bu bilinçaltı, kendine uygun biçimi yaratır: gregor samsa’nın böceğe dönüşmesi, gerçekte artık başkalaşmasıdır. böceğe dönüştüğü andan başlayarak, toplumun ve ailesinin ona ilişkin –onu tutsak kılan –beklentileri, artık sonuçsuz kalmaya yargılıdır; böceğin iğrençliği, çizgisi sürüyle uyuşmayan bağımsız bireyin iticiliğiyle özdeştir. anlatıda toplumu simgeleyen aile, önceleri ümidini yitirmez; yeni gregor’a hareket alanı sağlayabilmek için, odasının biraz boşaltılması gerekmektedir. ama anne buna karşı çıkar ve ilginç olan, karşı çıkış gerekçesidir: "bence en iyisi, odayı eskiden nasıl idiyse aynen öyle korumaya çalışmamızdır, böylece gregor yine aramıza döndüğünde her şeyi eskisi gibi bulur, arada olup bitenleri unutması da o ölçüde kolaylaşır." burada –sözde anne sevgisiyle– gregor’un unutması istenen, onun gerçek anlamda bağımsız olabildiği zaman parçasıdır; gregor sürüye dönebilmek için böceklikten çıkmalıdır ve sürüyle yeniden uyum sağlayabilmesi için böcek olduğu dönemi unutmalıdır. o zaman yine annesine ve babasına uyabilecektir; içinde yaşadığı topluma eskisi gibi ’hizmet’ edebilecektir. gregor’un yeniden ’insan’ olmasından artık ümit kesildiğinde kızkardeşinin söyledikleri, bu durumu daha da vurgular: "buradan gitmeli.. tek çare bu, baba. ama onun gregor olduğu düşüncesini kafandan atman gerek. bizim asıl felaketimiz, bunca zaman bu düşünceye inanmış olmamız. fakat o nasıl gregor olabilir ki? gregor olsaydı eğer, insanların böyle bir hayvanla birlikte yaşamalarının olanaksızlığını çoktan anlar ve kendiliğinden çıkıp giderdi..." kafka’nın gerçekte hemen tüm eserlerinde varolan gülmece öğesi, burada da eksik değildir: çünkü burada sözü edilen ’hayvan’ asıl ya da olması gereken insandır!
birey olmasını başaranlara düşman kesilen son toplumlar ve bu toplumların en güçlü temeli olan, çocuklarının hep iyiliğini, gerçekte ise sürekli köleliğini isteyen son aile yapıları yeryüzünden silinene değin, kafka’nın dönüşüm’ü geçerliliğini ve güncelliğini koruyacaktır.
ahmet cemal
"gregor samsanın başkalaşması, bir böceğe dönüşmesi, salt bir çarkın kaskatı dişlisi, eleştirmeyen, ama yalnızca boyun eğen bir toplum bireyi olmaktan çıkma anlamını taşır; böylece böcekleşenin yazgısı, elbet toplumca dışlanmaktır."
(bkz: ben bunu gördüm)
(bkz: sex on the beach)
(bkz: marijuana)
kitap denmesi uygun olur mu olmaz mı diye birkaç dakika düşünülmesi gereken hede.
gün doğumu anlamına gelen farsça bir kız ismi.
nâzım hikmet’in 1947 tarihli şiiri. ayrıca adam yayınlarının ilk baskısını 1988’de yaptığı yüzden fazla nâzım şiirinden oluşan kitabın başlığı.
sevdalınız komünisttir,
on yıldan beri hapistir,
yatar burda kalesinde.
hapis ammâ, zincirini kırmış yatar,
en âlâ mertebeye ermiş yatar,
yatar bursa kalesinde.
memleket toprağındadır kökü,
bedreddin gibi taşır yükü,
yatar bursa kalesinde.
yüreği delinip batmadan,
şarkısı tükenip bitmeden,
cennetini kaybetmeden,
yatar bursa kalesinde.
sevdalınız komünisttir,
on yıldan beri hapistir,
yatar burda kalesinde.
hapis ammâ, zincirini kırmış yatar,
en âlâ mertebeye ermiş yatar,
yatar bursa kalesinde.
memleket toprağındadır kökü,
bedreddin gibi taşır yükü,
yatar bursa kalesinde.
yüreği delinip batmadan,
şarkısı tükenip bitmeden,
cennetini kaybetmeden,
yatar bursa kalesinde.
lat, kenar, sınır.
dante’nin cehennemi’nin ilk dairesi. bura, iyi ve onurlu bir yaşam sürdüren fakat hristiyan olmayan ruhların katıdır.
la divina commedìa adlı yapıtında dante’nin kendisine eşlik ve rehberlik etmesi için seçtiği yunan ozan. kitapta vergilius, isa’dan önce yaşadığı için limbus’ta, cehennemin ilk katındadır.
(mecaz) ağır söz söylemek, aşağılamak.
mitilinin copy paste olayını abartmış olma durumunun yanlış anlaşılmasından doğan olasılık.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?