ercan taner adlı futbol spikerinin gerçekleşirdiği hadisedir...
-kim attıııı....kral attııııııı...
lise hazırlık sınıfındayken, sınıfın önünde ezberlediğim diyaloğun içinde geçen "amerika" kelimesini söyleyene kadar beş kere üst üste am am am am am dedirten ve herkesi -hocayıda dahil- gülme krizine sokan hadisedir...
rusyada ayda yüz dolara hem ev işlerini yapan hemde sabah akşam zikişen kadınlardır...
pantolonları parçalarcasına, slip donu tangalaştırırcasına, alafrangalardan taşarcasına...büyük olan bir göttür.
mini etekle tezgaha domalmış vaziyette görmek yerine, sıçarken görülen bu göt hakkında aynı şeylerin düşünülemeyeceği kanısındayım...
mini etekle tezgaha domalmış vaziyette görmek yerine, sıçarken görülen bu göt hakkında aynı şeylerin düşünülemeyeceği kanısındayım...
-baba yaz okulunu kazandım!!!daha fazla okuyacam,yazıda okulda geçirecem...
+demek yaz okulunu kazandın aferin oğluma...oku oğlum oku daha fazla oku!
+demek yaz okulunu kazandın aferin oğluma...oku oğlum oku daha fazla oku!
bir de bu temel reisin ülkücü olma durumu vardır...
-safinaz,aşağı ülkü ocağını bok götürüyo gelde bi süpür gı !!!
+ayol, bugün ocak kalabalık olacakmış.başka zaman temizlerim.yurtta ahmet kaya dinleyen öğrencilerin ifadesi alınacak...ne istiyorsunuz şu çocuklardan anlamam zaten ???
-solcu solcu konuşma lan kalk sittir ıspanak getir !!
-safinaz,aşağı ülkü ocağını bok götürüyo gelde bi süpür gı !!!
+ayol, bugün ocak kalabalık olacakmış.başka zaman temizlerim.yurtta ahmet kaya dinleyen öğrencilerin ifadesi alınacak...ne istiyorsunuz şu çocuklardan anlamam zaten ???
-solcu solcu konuşma lan kalk sittir ıspanak getir !!
ya cennete gidecez de ne olacak sanki...düşünsenize 60 yaşındaki afganistandan gelen ve 2 karış sakalı olan bir adamla neyin muhabbetını yapacaz ya...
-hey moruk karı var mı?
+töbe de zındık!!!
gibi diyaloglara katlanmak demektir cennete gitmek...zaten adam sürekli tesbih çeker vaziyette, sürekli salavat getirecektir...
oysa cehennemde aysun kayacı gibi pamela gibi hatunlarla beraber cayır cayır yanmak var.ortamın ambiyansi yeter zaten.
-hey moruk karı var mı?
+töbe de zındık!!!
gibi diyaloglara katlanmak demektir cennete gitmek...zaten adam sürekli tesbih çeker vaziyette, sürekli salavat getirecektir...
oysa cehennemde aysun kayacı gibi pamela gibi hatunlarla beraber cayır cayır yanmak var.ortamın ambiyansi yeter zaten.
hagi dendiği zaman aklıma kardeşimle radyoda dinlediğimiz bjk macı geliyor.
spiker haginin girdiği bir pozisyonu anlatır
spiker- hagi hagi hagi gidiyor hagi gidiyor şutunu çektiiii ve top direkte patladıııı.
bunu duyan kardeşimin tepkisi beni gülmekten kırdı geçirdi
kardeşim- anaaa ayıya bak topu patlattı...
spiker haginin girdiği bir pozisyonu anlatır
spiker- hagi hagi hagi gidiyor hagi gidiyor şutunu çektiiii ve top direkte patladıııı.
bunu duyan kardeşimin tepkisi beni gülmekten kırdı geçirdi
kardeşim- anaaa ayıya bak topu patlattı...
bir programında reytinglerin düştüğü bi anda savaş ay, telefonla programa baglanan sahısa aniden bağırmaya başlar...
savaş ay- bi saniye beyefendi! bi saniye! siz burda benim stüdyoma gelmiş misafirime şerefsiz diyemezsiniz...kimseye dedirtmem böyle bişey!!(bu arada telefondaki adamında öyle bişey dediği falan yoktur ama savas ay reytinglerin daha fazla düşmesine dayanamayarak söyler bunu)
stüdyodaki konuk- neee bana şerefsiz mi dedi.sensiz ulan şerefsiz...
ve bu gerginliğin sonunda reytinglerin yükselmesi ile kazanan yine savaş ay ve a takımı oldu...
savaş ay- bi saniye beyefendi! bi saniye! siz burda benim stüdyoma gelmiş misafirime şerefsiz diyemezsiniz...kimseye dedirtmem böyle bişey!!(bu arada telefondaki adamında öyle bişey dediği falan yoktur ama savas ay reytinglerin daha fazla düşmesine dayanamayarak söyler bunu)
stüdyodaki konuk- neee bana şerefsiz mi dedi.sensiz ulan şerefsiz...
ve bu gerginliğin sonunda reytinglerin yükselmesi ile kazanan yine savaş ay ve a takımı oldu...
sınav zamanı yaklaştıkça artan rahatsızlıklara, "ulan gittikce psikolojik bi manyak oluyorum" denilerek birde tanı konulur...bu rahatsızlıkların sonunda şizofrenik belirtiler de görülebilir...mesela;
odada ki top ele alındıktan sonra sanki basket olmazsa top size darılacakmışcasına ve sanki kaderinizi top belirliyormuşcasına kurallar belirlenir.
aslında kurallar çok basit.basket olursa sınav iyi geçecektir.olmazsa kötü geçecektir.
nefesler tutulur ve büyük bir stres altında top potaya gönderilir.
sonuç hüsrandır tabiki o streste basket olması imkansızdır.ama acımızı hafifletmek kendimizi teselli etmek için;
--en azından çembere çarptı.bi 30 alırım herhalde
--az daha girioyordu.
gibi olay sonu kritiğide yapılır
bu potayı sökecem yav...
odada ki top ele alındıktan sonra sanki basket olmazsa top size darılacakmışcasına ve sanki kaderinizi top belirliyormuşcasına kurallar belirlenir.
aslında kurallar çok basit.basket olursa sınav iyi geçecektir.olmazsa kötü geçecektir.
nefesler tutulur ve büyük bir stres altında top potaya gönderilir.
sonuç hüsrandır tabiki o streste basket olması imkansızdır.ama acımızı hafifletmek kendimizi teselli etmek için;
--en azından çembere çarptı.bi 30 alırım herhalde
--az daha girioyordu.
gibi olay sonu kritiğide yapılır
bu potayı sökecem yav...
çocukken (90lı yıllar) sabahın köründe atari salonunu sahibiyle beraber açardık.zaten tek jetonluk parayı zar zor bulurdum işte bu yoksunluk beni farklı çözüm yolları bulmaya itmiştir.jetonu en iyi şekilde değerlendirmek ve atari salonun içinde daha uzun sure kalmak için bir çok tespitim olmuştur:
1. makineye tel sokma diye bir olay vardır.bu işlem kontrolün az olduğu saatlerde yapılır. makineye, ucu parmak vasıtası ile eğilmiş bir tel sokulur ve jetonun geçerken değdiği tele değdirilir bu şekilde istenilen sayıda kredi yüklenir.bu madde çok tehlikelidir çünkü atarici abi her an hortumla dalabilir.bir de çok enteresan bir kampanya vardır. tel sokanı yakalayana 50 jeton gibi bir ödül verilme olayı…her an arkanızda, sağınızda, solunuzda bir ajan olabilir. yakalanırsanız sonuc malum sırtınızda sopa kırılması kaçınılmazdır yada o makinaya soktuğunuz kıvrık tel poponuza sokulur.o saatten sonra "abi ben makinanın orasına mı sokmuştum" gibi yalvarır tarzda da konuşmanında bir etkisi yoktur.atarici abi sinekten serttir…
2. jetona herhangi bir yerinden delik açılır ve iple bağlanır.bu şekilde makinenin içine sarkıtılan jeton tekrar tekrar kullanılabilir.aslında bu şekilde oynamanın tadı bir başkadır.bir yandan yakalanma korkusu, bir yandan oyundan aldığınız haz…gerçekten müthiş bir duygu…
3. bilmeyenler için şu açıklamayı yapayım öncelikle:
makinelerin jeton atma yerinde iki adet delik vardır.deliklerden biri jetonun atılacağı delik. öteki delik ise jeton takıldığında üzerinde bir düğmesi olan ve basılınca jetonun geri geldiği deliktir.neyse gelelim olaya…
atari salonuna yeni takılan kişiler kendilerini direk belli ederler zaten. mal mal etrafa bakarlar acaba jeton nerden alınıyor gibilerinden…kurban jetonunu alır ve oynayacağı makineye doğru gider.yardım etme bahanesiyle yanaşılır ve bak jeton buradan atılıyor diyerekten o alta ki düğmeye basılı tutulur.kurban jetonun makinenin içine girdiğini sanar ama jeton artık alt delikten alınarak çoktan cebe atılmıştır.kurbana, görevli abiye gitmesi ve makinenin jetonu yuttuğu söylenmesi gerektiği söylenir ve içten içe çocuğu da ne diktik be diyerek hemen olay mahalinden uzaklaşılır.
4. street fighter yada mortal kombat gibi oyunlarda tek jetonla akşama kadar oynayabilirsin.bu oyunlarda oyunu çok iyi bilmen gerekir ki karşına geçen herkesi yenmelisin.bu sayede akşama kadar kalırsın içeride...
5. tek jeton alınır ve jeton harcanmaz saklanır.salona yeni takılanlara, yani oyunları iyi bilmeyenlere "ver de bu turu geçeyim" gibi tekliflerde bulunursun.zaten o turu geçemeyen bir sonraki turu nasıl geçecektir ki.yani sonuçta yine size muhtaçtır.bu şekilde jetondan tasarruf sağlanır…
6. ve beklenen anons gelir.salon sahibi yada çalışanı dötü yırtılırcasına bagırır."jetonu olmayanlar dışarı çıksın.allah ım ne kötü bir durumdur ordan o şekilde boynu bükük eve dönmek ama dünden kalan tek jeton sizi kurtarıp salon sahibini göt etmeye yetecektir…
1. makineye tel sokma diye bir olay vardır.bu işlem kontrolün az olduğu saatlerde yapılır. makineye, ucu parmak vasıtası ile eğilmiş bir tel sokulur ve jetonun geçerken değdiği tele değdirilir bu şekilde istenilen sayıda kredi yüklenir.bu madde çok tehlikelidir çünkü atarici abi her an hortumla dalabilir.bir de çok enteresan bir kampanya vardır. tel sokanı yakalayana 50 jeton gibi bir ödül verilme olayı…her an arkanızda, sağınızda, solunuzda bir ajan olabilir. yakalanırsanız sonuc malum sırtınızda sopa kırılması kaçınılmazdır yada o makinaya soktuğunuz kıvrık tel poponuza sokulur.o saatten sonra "abi ben makinanın orasına mı sokmuştum" gibi yalvarır tarzda da konuşmanında bir etkisi yoktur.atarici abi sinekten serttir…
2. jetona herhangi bir yerinden delik açılır ve iple bağlanır.bu şekilde makinenin içine sarkıtılan jeton tekrar tekrar kullanılabilir.aslında bu şekilde oynamanın tadı bir başkadır.bir yandan yakalanma korkusu, bir yandan oyundan aldığınız haz…gerçekten müthiş bir duygu…
3. bilmeyenler için şu açıklamayı yapayım öncelikle:
makinelerin jeton atma yerinde iki adet delik vardır.deliklerden biri jetonun atılacağı delik. öteki delik ise jeton takıldığında üzerinde bir düğmesi olan ve basılınca jetonun geri geldiği deliktir.neyse gelelim olaya…
atari salonuna yeni takılan kişiler kendilerini direk belli ederler zaten. mal mal etrafa bakarlar acaba jeton nerden alınıyor gibilerinden…kurban jetonunu alır ve oynayacağı makineye doğru gider.yardım etme bahanesiyle yanaşılır ve bak jeton buradan atılıyor diyerekten o alta ki düğmeye basılı tutulur.kurban jetonun makinenin içine girdiğini sanar ama jeton artık alt delikten alınarak çoktan cebe atılmıştır.kurbana, görevli abiye gitmesi ve makinenin jetonu yuttuğu söylenmesi gerektiği söylenir ve içten içe çocuğu da ne diktik be diyerek hemen olay mahalinden uzaklaşılır.
4. street fighter yada mortal kombat gibi oyunlarda tek jetonla akşama kadar oynayabilirsin.bu oyunlarda oyunu çok iyi bilmen gerekir ki karşına geçen herkesi yenmelisin.bu sayede akşama kadar kalırsın içeride...
5. tek jeton alınır ve jeton harcanmaz saklanır.salona yeni takılanlara, yani oyunları iyi bilmeyenlere "ver de bu turu geçeyim" gibi tekliflerde bulunursun.zaten o turu geçemeyen bir sonraki turu nasıl geçecektir ki.yani sonuçta yine size muhtaçtır.bu şekilde jetondan tasarruf sağlanır…
6. ve beklenen anons gelir.salon sahibi yada çalışanı dötü yırtılırcasına bagırır."jetonu olmayanlar dışarı çıksın.allah ım ne kötü bir durumdur ordan o şekilde boynu bükük eve dönmek ama dünden kalan tek jeton sizi kurtarıp salon sahibini göt etmeye yetecektir…
-sinek yakalanır mikrodalgaya atılır max.da 10 saniye çalıştırılır...
-sinekler yakalanir ve sayilir.100 tanesi kucuk saydam bir poşete doldurulur.sonra hava almayacak şekilde bir miktar hava birakarak topragin altina gomulur.tam 1 gun sonra toprak acilir,birbirinin oksijenini tuketen sineklerin hangilerinin yaşamayi başardigi gozlemlenerek kendilerine takdir nişani takilir.bu başarilarindan dolayi sonra serbest birakilirlar
-sinek yakalanır.ocaklarda kullanılan, "çıt çıt" ses efektli kıvılcım üreten uç ile ocak arasına sıkıştırılan sineğin sabit durması sağlandıktan sonra ilgili düğmeye basaraktan sineğin yaşamına son verilir. kanıt yok edilmek istenirse, hemen ardından gaz acılarak düğmeye basmaya devam edilir ve cıkacak kokuyu duymamak icin uzaklaşılır
-sineği elinizle atik bir hamleyle yakalarsınız. daha sonra hayvanı öldürmeden kanatlarını koparırsınız. ardından bacaklarını ince bir iple bağlarsınız. hoplaya hoplaya kaçmaya uğraşan sinek belli bir süre sonra ümidini keser ve acılar içinde kısacık hayatına veda eder
- klozete atıp önce üstüne işeyip ölmediyse üstüne şifon çekip kimsesizler mezarlığına göndeririz..
-kavanozun yarısına kadar su doldurulur sinek icine atılır sonra onceden hazırlanan 40watt lık dinamoyla elektrik verilir.. hayvan yaklasık 3-4 sn icinde ölüverir..
***
sinek avlamanın daha farklı bir çok tekniği vardır...bunlar, insan oglunun kendi ic güdüleriyle ve dogasiyla tanismaya basladiginda, vahsi duygularinin tatmini icin basvurdugu bir yoldur.sadizm duyguları ön plandadır...
-sinekler yakalanir ve sayilir.100 tanesi kucuk saydam bir poşete doldurulur.sonra hava almayacak şekilde bir miktar hava birakarak topragin altina gomulur.tam 1 gun sonra toprak acilir,birbirinin oksijenini tuketen sineklerin hangilerinin yaşamayi başardigi gozlemlenerek kendilerine takdir nişani takilir.bu başarilarindan dolayi sonra serbest birakilirlar
-sinek yakalanır.ocaklarda kullanılan, "çıt çıt" ses efektli kıvılcım üreten uç ile ocak arasına sıkıştırılan sineğin sabit durması sağlandıktan sonra ilgili düğmeye basaraktan sineğin yaşamına son verilir. kanıt yok edilmek istenirse, hemen ardından gaz acılarak düğmeye basmaya devam edilir ve cıkacak kokuyu duymamak icin uzaklaşılır
-sineği elinizle atik bir hamleyle yakalarsınız. daha sonra hayvanı öldürmeden kanatlarını koparırsınız. ardından bacaklarını ince bir iple bağlarsınız. hoplaya hoplaya kaçmaya uğraşan sinek belli bir süre sonra ümidini keser ve acılar içinde kısacık hayatına veda eder
- klozete atıp önce üstüne işeyip ölmediyse üstüne şifon çekip kimsesizler mezarlığına göndeririz..
-kavanozun yarısına kadar su doldurulur sinek icine atılır sonra onceden hazırlanan 40watt lık dinamoyla elektrik verilir.. hayvan yaklasık 3-4 sn icinde ölüverir..
***
sinek avlamanın daha farklı bir çok tekniği vardır...bunlar, insan oglunun kendi ic güdüleriyle ve dogasiyla tanismaya basladiginda, vahsi duygularinin tatmini icin basvurdugu bir yoldur.sadizm duyguları ön plandadır...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?