confessions

sizhepinizbentekim

- Yazar -

  1. toplam entry 42
  2. takipçi 2
  3. puan 3865

efsane olmuş çizgi filmlerin bilinmeyen finalleri

carleone89
buyrun:
*sailor moon/ay savaşçısı

tüm gezegen savaşçıları gezegen savaşlarında ölüyordu. son bölümde ay savaşçısı kaos'un ele geçirdiği galaxia'yı savaşmadan sevginin gücü, umudun ışığı gibi romantik bi'şeylerle öldürüyordu. dünya kurtuluyordu. bu çizgi film yüzünden 30 yaşında hâlâ mamoru bekleyen kızlar tanıyorum.

200. bölüm son

*tom ve jerry

tom jerry'yi hiç yakalayamazdı. jerry delikli peynirlerin içine saklanırdı tom delikleri parmak(?)larıyla tıkardı sonra parmakları yetmezdi jerry kaçardı. bi' keresinde mutfağı suyla doldurup dondurmuş ve buz pateni yapmışlardı. son bölümde ikisinin de aşık olduğu hatunlar başkalarına yar olunca tren yoluna oturup intihar etmişlerdi.

103. bölüm/son


*şeker kız candy

ana babayı kaybetmek, yetimhaneye düşmek, dost kazığı yemek, yalnız kalmak, fakirlik, açlık, dayak, ceza, dışlanma gibi çekilebilecek bütün kederlerin ve acıların sınırlarını zorlamış bi' kıza ne amaçla şeker dendiğini bu yaşımda hâlâ anlamış değilim. üstelik bir de candy'nin sevgilisi anthony attan düşüp ölüyordu. sonrasında candy terry'yle birlikte oluyordu ama terry onu aldatıp, başkasıyla evleniyordu. candy de anthony'nin dayısı albert ile evleniyordu. çocuklara uygun mu diye tartışılan gta'da adam ezmek çocuklara bu çizgi filmden daha uygunmuş resmen.

115. bölüm/son


*bugs bunny

havuç sevme sebebim. bu çizgi filmle ilgili aklıma gelen ilk şey: super-rabbit bölümündeki "buraların en büyüğü o bir başka, bugs bunny bugs bunny çok yaşa." tezahüratı. araştırdım, 174 bölüm listeliyor internet. ölmemiş hiçbir bölümde, bi' yerlerde hâlâ naber cınım diyerek havuç yiyor.

174. bölüm


*pokemon

güzel sayılabilecek bi' çocukluğum oldu. çocukların hâlâ sokakta oynadığı son yıllardı. ayrıca en çok tasoya ben sahiptim. ütmece oynarken şapkamı ash gibi yan çevirirdim. pokemonculuk oynarken de tabii ki charmander/charizard'dım. bu çizgi film hâlâ devam ettiği için final bölümü diye bi'şey yok ama türkiye'de yayınlanan son bölümü hatırlıyorum. sonrasında internetten 2. sezonu izlemeye devam etmiştim: ash 4 rozeti toplayıp portakal ligi şampiyonu drake'le karşılaşıyordu. pikachu, drake'in dragonite'ını şimşek saldırısıyla nakavt ediyordu.



*captain tsubasa/küçük golcü

dünya'nın yuvarlak olduğunu ben bu çizgi filmden öğrendim. zira başta görünmeyen karşı kalenin koştukça görünmesi dünya'nın yuvarlaklığını kanıtlar gibiydi adeta. nankatsu takımı taro misaki ve genzo wakabayashi'nin ayrılmasına rağmen tsubasa'nın önderliğinde 3 yıl daha üst üste ulusal şampiyon oldu. ardından japonya'nın en iyi oyuncularından bir japonya genç takımı kuruldu ve bu takım 16 yaş altındaki oyuncular dünya şampiyonluğunu kazandı. hikayenin sonunda tsubasa mezun oldu ve futbol hayatını brezilya'da devam ettirme kararı aldı.

128. bölüm/son



*il etait une fois la vie/vücudumuzu tanıyalım

insan vücudunda geçen çok ilginçli bi' çizgi filmdi. ben çok izlerdim bunu da doktor olacam sandılardı. neyse. nerede olay çıksa koşarak giden akyuvarlar vardı. çirkin suratlı mikroplar vardı. vücudun içinde ufolarla gezen bağışıklık sistemi vardı. neler döndüğünü anlatan sakallı bi' dede vardı. son bölümde büyükbaba ölüyordu. :(

26. bölüm/son


*heidi

annesi babası olmayan heidi'yi teyzesi dedesinin yanına bırakır. dedesi önce heidi'yi istemez. tüm olumsuzluklara rağmen sürekli gülen heidi'yi sonrasında felçli clara'nın yanına frankfurt'a götürürler. clara'nın mürebbiyesi fräulein rottenmeier'in kediyi evden atması, alpler'den söz etmeyi yasaklaması, oyuncaklarını alması üzerine heidi çok üzülür ve hastalanır. onu iyileşmesi için büyükbabasının yanına götürürler. daha sonra clara dağlara onu ziyarete gelir ve orada yürümeye başlar falan. bu heidi dağlarda koşardı, eteği kafasına geçerdi, biz de öyle beyaz donunu izlerdik. kendi donumu bu kızınki kadar görmedim ben.

52. bölüm/son


*the flintstones/taş devri

fred ve wilma püfür püfür sigara içerdi. ama zaten bu çizgi film 3. sezonuna kadar çocuklar için yapılmamıştı. ailenin havlayan dinozoru dino sürekli olarak renk değiştirdi ama en çok mor olurdu. barni'nin oğlu bambam'la, fred'in kızı çakıl evleniyordu ve ikiz bebekleri oluyordu. nasıl taş devriyse uçak bile vardı.

166. bölüm/son


*sylvester ve tweety

sürekli "bi' kedi gördüm sanki" paranoyasıyla yaşayan bi' kuşla onu tuzlayıp yemeye çalışan aptal bi' kediyi anlatan çizgi film. tweety bir bölümde dr. jekyll'nin iksirini içince semih erden'e dönüşmüştü. son bölümde de klasik biz aslında dostuz mesajı vermişler: sylvester kabus görüyor. tweety'nin kaybolduğunu düşünüyor. uyanıyor, öpüşüp barışıyorlar falan.

52. bölüm/son


*wile e. coyote ve road runner

beep beep dışında diyalog olmayan bu çizgi film en favori çizgi filmim benim. fizik kanunlarına aykırı bi' şekilde coyote boşlukta olduğunu fark edene kadar asla düşmez. gönül isterdi ki coyote, road runner'ı yakalasaydı. başına gelmeyen şey kalmamasına rağmen onun da öldüğü bir bölüm yok. bence coyote güneybatı amerika çöllerinde hâlâ road runner kovalıyor. ayrıca, ah o acme ürünlerinin gözü kör olsun.

48. bölüm/yayınlanmış son bölüm


*winnie the pooh

şizofren bi' çocuğun hayali arkadaşları; bağımlı bir ayı, depresyonda bir eşek, hiperaktif bir kaplan, obsesif bir tavşan, endişeli bir armadillo ve narsist bir baykuş hakkındaydı. pek sevmezdim ama benim favori karakterim tigger'dı. ekşınsız bitmiş.

50. bölüm/son


*laff-a-lympics

scooby doobyler, yogiler ve gerçek kötüler her hafta dünya'nın farklı bir şehrinde yarışırlardı. ben hep gerçek kötüler'i tutardım, hep kaybederlerdi. şaibe, şike, doping gibi her türlü hilenin hurdanın döndüğü bu olimpiyatlarda toplamda scooby doobyler 14, yogiler 7, gerçek kötüler 2 kez kazanmış ve son bölümde bütün takımlar eşit puan almıştı. güzel çizgi filmdi.

24. bölüm/son


scooby's all-star laff-a-lympics - swiss alps...

*teenage mutant ninja turtles

kim ne derse desin çocukların pizza aşkının nedeni budur. ayrıca çok eğiticiydi. hepsinin çok şahane silahları varken donatello'nun bo adı verilen dandik uzun sopayla kavgaya dalması bize hayatın adil olmadığını öğretmişti.* shredder maskesini çıkarmıştı bi' kere. resmen hayal kırıklığıydı. sonunda da işte beyni başka bi' boyuta gönderiyorlardı bitiyordu. 10 sezon sürmüş. vay anasını.


*red kit

gölgesinden hızlı silah çeken yalnız kovboy. tabancası 7 kurşunluydu, kurşunu bitti sanan haydutları gafil avlardı. son bölümde de düldül'ü günbatımına doğru sürmüştür kesin. izlemedim.

74. bölüm/son


*the jetsons/jetgiller

ben bu çizgi filmdeki o düğmesine basınca katlanıp çanta olan arabalardan yapmak için mühendis oldum. büyüyene kadar uçan araba olayını hallederler sanıyordum ama daha uçan kaykay bile yapamadılar. 75. bölümleri son bölümleri diye geçiyor ama sonrasında çakmaktaşlarla tanıştıkları bi' bölüm yapılıp öyle bitmiş.

kıskanmayan trip atmayan hediye istemeyen sevgili

pipolarbozuk
ilişki envanterime baktığımda benimdir. skalayı yükseltiyorum biliyorum ama genel olarak beynimi bu tarz konulara meyil edemiyorum. hediye almayı da vermeyi de sevmem maddi tasarlanmış cicili bicili şeyler yada wouuw dedirtecek hediyeleri aramak bulmakla zaman kaybetmek insanın doğasına aykırı. yada bu hediyeler gelince gözlerin büyümesi falan. fakir misin amk. kendin alamıyorsun sana sevgilin bağış yapıyor seninde gözlerin büyüyor kendini prenses sanıyorsun falan. ne gerek var. ikincisi. kıskanmak insanın içinde bastırabileceği yada seviyeyi dengede tutması gereken bir acizlik sendromudur. kişi kendini başka birinden düşük gördüğü an bu aciz sendromla çırpınır. yazık. nietche gibi düşünmek lazım biraz. yada sana basitinden söyliyim kardeşim. ''banane mk.'' demeyi bilmek gerekir. kıskandığın kişinin asla sen olamayacağını bildiğin zaman zaten kıskanılan kişi olursun. trip atma konusuna değinmeyeceğim. net olup istediğin şeyleri belli et.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol