pişmanlıktan değil de daha çok boşa çıkmış umutlardan dolayı ölürüz biz.
(bkz: balzac)
tartışılma olasılığı saklı dursa da balzaca göre kadın için dindarlık en büyük erdemdir, din de ancak kadın kanalı ile aktarılabilir.
(bkz: hz meryem)
(bkz: hz meryem)
şunlar var:
melankomik (2. nesil bilgic) [msg] [kim]
mitili (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
rutubet (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
cremaster (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
elma sekeriiii (moderator) [msg] [kim]
phantom lord(4. nesil bilgic) [msg] [kim]
periduht (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
sipsi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
alorarola (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
atacamadesert (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
telsiz arkadasi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
delirtmeyinlanbeni (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
civeng (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
elene (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
zerzevat (comez) [msg] [kim
melankomik (2. nesil bilgic) [msg] [kim]
mitili (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
rutubet (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
cremaster (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
elma sekeriiii (moderator) [msg] [kim]
phantom lord(4. nesil bilgic) [msg] [kim]
periduht (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
sipsi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
alorarola (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
atacamadesert (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
telsiz arkadasi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
delirtmeyinlanbeni (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
civeng (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
elene (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
zerzevat (comez) [msg] [kim
zavallı bir his, gerçekten bak... sevgi gibi bir sevimliliği yok, nefret gibi iğrençleşmiş değil. asıl kötü tarafı tek taraflı olması sanırım. bir çok duyguda fazlasıyla bir işteşlik bulunurken, acı genellikle tektir, yalındır, göğüsün tam ortasındadır. yutkunursun gitmez, beklersin değişmez. zavallı bir histir, gerçekten zavallı...
demek oluyor ki büyük, gerçek acı geçmişi; bugünü geleceği hep birden sarabilecek kadar öldürücü bir acıdır. öyle ki yaşamın hiçbir bölümünü etkilemeden bırakmaz. düşünceyi bir daha düzelememecesine bozar, dudaklara, alna silinememecesine kazınır, sevinç kaynaklarını kırar yada çökertir, ruha şu yeryüzünde ne varsa hepsine karşı bir tiksinme aşılar.
(bkz: la femme de trente ans)
demek oluyor ki büyük, gerçek acı geçmişi; bugünü geleceği hep birden sarabilecek kadar öldürücü bir acıdır. öyle ki yaşamın hiçbir bölümünü etkilemeden bırakmaz. düşünceyi bir daha düzelememecesine bozar, dudaklara, alna silinememecesine kazınır, sevinç kaynaklarını kırar yada çökertir, ruha şu yeryüzünde ne varsa hepsine karşı bir tiksinme aşılar.
(bkz: la femme de trente ans)
allisonın the world is a playground, you know that when you are a kid. but somewhere along the way, everyone forgets it. sözüyle beyinlere kazınmıştır.
çok tatlı bir şey bu yaa! şeker şeker kesinlikle evet! bir de azıcık yavaş konuşsa birbirimizi daha iyi anlayacağız ama neyse.
(bkz: entry yazdım günüm geçti)
(bkz: entry yazdım günüm geçti)
intihar düşüncesi güçlü bir avuntudur. sayesinde bir tek kabus dolu geceyi geçiştirir insan...
(bkz: nietzsche)
bir de şu var: (bkz: bileklerimde bayat bir intihar)
(bkz: nietzsche)
bir de şu var: (bkz: bileklerimde bayat bir intihar)
seni görmeden, giysinin hışırtılarını duymadan, gözyaşlarını toplamadan ölmek... ne acı bir ölüm!...
(bkz: la femme de trente ans)
(bkz: üşenmeyip sözlüğe kitap girmek)
(bkz: la femme de trente ans)
(bkz: üşenmeyip sözlüğe kitap girmek)
la femme de trente ansta balzacın bahsettiği gibi bulunduğumuz ortama uyum sağlayan şeylerdir. en güzel anı içinden çıkılmaz bir cehenneme, en mutsuz anı zıp zıp zıplanası bir hisse çevirebiliyor durduğumuz yer, baktığımız manzara.
bir yerin ruh üzerindeki etkisi üzerinde durulmaya değer bir şeydir. su kıyısındayken ne yapsanız sizi bir hüzündür alır. onun gibi dağlarda da kolay etkilenir yaradılışımızın gereği olarak, duygularımız arınır, tutkular zorlu olmak bakımından kaybeder gibi görünürse de derinlik bakımından anlam kazanır.
bir yerin ruh üzerindeki etkisi üzerinde durulmaya değer bir şeydir. su kıyısındayken ne yapsanız sizi bir hüzündür alır. onun gibi dağlarda da kolay etkilenir yaradılışımızın gereği olarak, duygularımız arınır, tutkular zorlu olmak bakımından kaybeder gibi görünürse de derinlik bakımından anlam kazanır.
theatre of tragedynin en iyi şarkısıdır. küveti doldurup, şarabı alıp, mumları yakıp biraz kafamı dinleyeyim denen bir anda, winampın güzelliğiyle kulağa doluverince my heart my heart my heart dedirtir ya insana, o güzeldir işte... repeate aldırır kendini, kadife ölüm sesi gibi gelir... eğer şarkıların bir içki karşılığı varsa bu şarkınınki vintage winedır. hasat mevsimidir, üzümler toplanmıştır, sesler bir artmıştır bir azalmıştır, yaşam kısalmıştır, ömür bir yudum kalmıştır...
and there and then i behold that a time will come when i again dead will be
thou tellst me to leave without delay
i leave with my bodkin and my tears in my hands,
lo! the shadows, the sky-descending,
so by a dint of smite i gait ere i run and melt together with dusk.
and there and then i behold that a time will come when i again dead will be
thou tellst me to leave without delay
i leave with my bodkin and my tears in my hands,
lo! the shadows, the sky-descending,
so by a dint of smite i gait ere i run and melt together with dusk.
(bkz: chatroulette)
kadınlarda duygularını pek parlak sözler söylemeden de belirtebilmek gibi eşsiz bir ustalık vardır; sözlerine daha çok söyleyişleriyle, kımıldanışlarıyla, duruşlarıyla, bakışlarıyla anlam kazandırırlar.
(bkz: la femme de trente ans)
(bkz: la femme de trente ans)
şu satırları okudukça orada yaşayası geliyor insanın:
spoilerımsı
montcontourun damları güneşte parıldar. her şey ateşlidir orada, ispanyadan gelme bin bir iz bu cana yakın konuta bir şiir havası verir. altın katırtırnakları, çan biçimi çiçekler esintileri miske boğarlar. hava okşayıcıdır; toprak her yerde gülümser, her yerde tatlı büyüler ruhu sarar, ona bir gevşeklik, bir aşk aşılar, yumuşatır, ninni söyler. bu güzel, tatlı bölge acıları uyutur, tutkuları uyandırır. bu an gökler altında, bu pırıl pırıl sular karşısında kimse soğuk kalamaz. orada nice hırlar ölür, orada durgun bir mutluluğun kollarında yatarsınız. her akşam güneşin allı morlu bürümcükleri arasına çekilip yatması gibi...
spoilerımsı
spoilerımsı
montcontourun damları güneşte parıldar. her şey ateşlidir orada, ispanyadan gelme bin bir iz bu cana yakın konuta bir şiir havası verir. altın katırtırnakları, çan biçimi çiçekler esintileri miske boğarlar. hava okşayıcıdır; toprak her yerde gülümser, her yerde tatlı büyüler ruhu sarar, ona bir gevşeklik, bir aşk aşılar, yumuşatır, ninni söyler. bu güzel, tatlı bölge acıları uyutur, tutkuları uyandırır. bu an gökler altında, bu pırıl pırıl sular karşısında kimse soğuk kalamaz. orada nice hırlar ölür, orada durgun bir mutluluğun kollarında yatarsınız. her akşam güneşin allı morlu bürümcükleri arasına çekilip yatması gibi...
spoilerımsı
(bkz: la femme de trente ans)
honore de balzac’ın 1831-1834 yılları arasında yazdığı, türkçeye otuzunda kadın ismiyle çevrilen romanı.
spoiler
roman 1813 yılının nisan ayında başlar. julie isimli ana karakterin iç dünyasıyla fransa’nın o dönemde yaşadığı buhranlar iç içe, uzun upuzun betimlemelerle anlatılmaktadır.
spoiler
spoiler
roman 1813 yılının nisan ayında başlar. julie isimli ana karakterin iç dünyasıyla fransa’nın o dönemde yaşadığı buhranlar iç içe, uzun upuzun betimlemelerle anlatılmaktadır.
spoiler
avrupa resüsitasyon konseyi rehberinde belirtildiği üzere cpr yeni bilgiler ışığında 15:2 değil 30:2 yapılmalıdır. yani 2 destek solunumunu 30 kalp masajı takip etmelidir. kalp masajını yapan kişi saniyede bir basıdan daha hızlı kompresyon yapmalıdır.
az önce kedimin bana fırlattığı nesne. nasıl yaptığını tam olarak anlayamadım ama bir hışımla içeri girdi, patisini kaldırdı ve parmakları arasında kalan irice bir kedi kumu tanesini yüzüme fırlattı. burnuma çarptı bir de. deli midir nedir? hayır bak düşündükçe daha da sinirleniyorum.
(bkz: gereksiz entryler)
(bkz: uyku)
(bkz: gereksiz entryler)
(bkz: uyku)
yapılabilirliği olan eylem. önce şahıslar hemen hemen aynı dakikalarda ön sevişme başlığına bir şeyler yazarlar. bir süre sonra erkek oral seks başlığına gider. kadın adamın yazdığı entryleri okur okur, boş durmaz o da aynı başlığa yazar. bir süre sonra farklı zamanlarda bir şeyler yazmaktan sıkılıp aynı anda benzer entryler yazmaya başlarlar. senkronu tutturabilirlerse, ne mutlu...
(bkz: 69 pozisyonu)
(bkz: misyoner pozisyonu)
(bkz: doggy style)
(bkz: kamasutra)
(bkz: cılkını çıkartmak)
(bkz: 69 pozisyonu)
(bkz: misyoner pozisyonu)
(bkz: doggy style)
(bkz: kamasutra)
(bkz: cılkını çıkartmak)
sevgilinin online olduğu anda yapılmalıdır. başlık araya kaynar görmez diye ayrılmak yada ayrılık başlıklarını sürekli en üstte tutmak gereklidir. bu yüzden normal uzunluktaki bir entrynin her cümlesi ayrı ayrı entry olarak girilirse dikkat çekici olur. hala anlamadı yada görmediyse mahlas altı entrylerine ayrılık bakınızı verin. e hala algı sorunu yaşıyorsa mahlas altı entrylerine mal bakınızı verin, mal mal baksın...
(bkz: viva la vida)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?