sinanhalac

bir çocuğa tecavüz edebilecek ruh haline sahip insana kamyon dahi soksanız olayın vehametini kavrayamayacağı için nafile bir çabadır. o kadar sorunlu bir insanın müebbet tecavüzden zevk alması dahi çok doğaldır bence.

az önce seçim sonuçları konusunda tartıştığım bakkaldaki alışveriş yapan adama göre halkın kararını verdiği seçim olmuş adamlar %50 oy almışlar, da ben bu dünyada olduğum sürece benim isteklerim geçerli olacak bunu atlıyorlar. evet 16 milyon bu adamlara oy verdi ama ben vermedim ve benim gibi, kaba bir hesapla 70-16=54 milyon insan da aynı şekilde oyunu ampülden yana kullanmadı, o zaman ne hakla karşıma çıkıp da anten kunten konuşabiliyosun dedim cevap veremedi. benim için de böyle bir seçim olmuştur. hayırlara vesile olsun işallah...

(bkz: başladıkları gibi dururlar)

bir daha söylemeyeceğim, hepiniz geleceksiniz hem de şimdi.

bilgi sözlük yazarlarında haiz olan zihniyettir.

(bkz: bütün sevgilileri hatun sanan zihniyet)

elbette sinanhalac’da farkındadır
iyi yazaların takdiri şukeladır
lakin işi abartanlar var ya
işte bütüm derdim onlarladır...

yaklaşık beş yıldır çeşitli sözlüklerde yazan birisi olarak nedense beni hep gülümsetmiş olaydır. bugüne kadar ne kimsenin başlığa bir yazı yazdım (arada bazı istisnalar oldu elbette ama ya birdir ya iki) ne de birisi sinanhalac başlığına bir şeyler yazsın diye rica ettim ama şimdi anlıyorum ki hata etmişim, eşşeklik etmişim, moda buymuş ayak uyduramamışım, zaten ben hep geride kalırım böyle hadiselerde.

yahu anlayamadığım şey şu; birisinin sizin başlığınıza; en sevdiğim patlıcanlı börek, şirinlik muskası kıymalı musakka yazması neden bu kadar hayat memat meselesidir? çok mu önemlidir yani orda sizin ona söylediğiniz ya da rica ettiğiniz bir şeyin yazması. sizi toplumda daha saygı değer mi kılıyor bu ya da kendinizi daha mı önemli sanıyosunuz? eğer öyleyse bütün yazdıklarımı yutup hepinizden özür dileyeceğimi garanti ediyorum...

iyi kankalardır, görevlerinin bilincindedirler, her eve lazım.

rukiye isimli genç kızımızın uyuşturucu yüzünden neler çektiğini suratımıza zbam zbam diye vurmuş çarpıcı film.

ben aynen bir porno yıldızı gibi sevişmeme rağmen, bugüne kadar ne kıllanan oldu ne odada kamera arayan oldu hele hele ben ohhh yeahhh diye bağırmadım. şimdi hepsini tek tek arayıp küfür edicem ulan allahsızlar değerimi bilemediniz diye.

tanım: süper olay

(bkz: sevgili diyince direkt hatunlar aklına gelen abazan türk gençliği)
(bkz: o hatunların birlikte olduğu insanlar da onların sevgilisi değil mi)

aprantilerin bile altında yeni kasa bmw olduğu düşünülürse, doktorluk bile bırakılır uğruna.

(bkz: buyrum benim bir itirazınız mı vardı)

farsça, ay gibi güzel kadın anlamına gelir.

(bkz: yanılıyorsun)

hatun kişilerin de gerekli aparatlar yardımı ile rahatça yapabilecekleri eylem.

(bkz: her gün yaptığım şey)
(bkz: süper olay)

öncelikle çok şerefli bir mücadele olduğunu söylemem gerekir çünkü üreticeler onu nasıl bir mantıkla o şekilde ürettilerse artık, hepsi birbirinin altında ama aynı zamanda da üstüne kalmalıdır ki kapak açılmasın. önce sağdakini koyarsınız, altta kalır, dur şöyle yapayım dersiniz en son kapak açıkta kalır falan. uzun uğraşlar sonunda başarırsınız ama iki gün sonra yine bir kutu kapatmanız gerekirse nasıl yapılıyordu yahu bu diye tekrar aynı eforu sarf etmeniz gerekir. ya da ben salağım ve çok yeteneksizim o da bir ihtimal tabiki.

yine bir film klişesidir. genelde havalı arkadaş bir ayağını yerden yüksek bir yere koyar, daha sonra masadan aldığı meyveyi kıyafetinde o an neresi müsaitse, genelde gömlek kısmı olur, oraya şöyle iki ileri bir geri sürter sonra ağzını şaplata şaplata, suları çeke çeke yer. yapılış amacı olarak meyvenin temizlenmesi ise aylardır çıkarmadığı kıyafetinden medet umması da ilginç gelir bana hep.

yine her köleli filmdeki klişedir. durduk yere gaza gelip en yakındaki köleye kırbaç, tekme artık allah ne verdiyse kafa göz dalarlar ve yine ne hikmetse bayılana yada sakat bırakana kadar da dövmeye devam ederler. gemili filmlerde genelde kırbaç, öyle taş maş taşımalı filmlerde ise sopa filan kullanırlar. suratları çirkin dişlerinin tamamı çürüktür. genelde filmin kahramanı ilk bu ipnetorların ümüğünü sıkar.

ıssız adaya düşmeli filmlerin olmazsa olmaz klişesidir. ufukta gemi gözükür, yanaşır yanaşır tam ıssız adadakiler kıçlarını yırtmaya başlarlar oh kurtulduk, yaşasın gemi falan diye, bir anda geri dönüp yine ufukta kaybolur, adadakileri hafiften bir hüzün kaplar ve oldukları yerde oturup kalırlar, gözleri yaşlı bir şekilde. kaptanların sadistçe bir fetişi herhalde.