şevval samın nefis bir şekilde söylediği türk sanat müziği şarkılarından oluşan albümdür.
aldous huxleyin yazdığı bir kitaptır kitapta peyote deneyiminden bahseder huxley. algılarla ilgili okunması iyi olacak bir kitaptır.
ankarada gayet güzel neşeli bir yerdir. iki kısımdan oluşmaktadır ayrıca her cumartesi eski kırkbeşlikler gecesidir. pinhani de zamanında burada çaldığı için sık sık gelmektedir.bunun dışında babazula, gevende gibi türk gruplarını da ağırlamış bir cici mekandır.
aklındakileri yazayım derken sözlükteki pek çok boşluğu tıkladıktan sonra "vay ben başlık açayım hem bildiğimizi yazmaya hem de öğrenmeye geldik ne de olsa" diyerek bir heyecan başlık açmak isteyen ancak sen daha miniciksin nerene başlık açmak gibi son derece sevecen bir hayır ile karşılaşınca gerçekten de "ühü.." diyen sözlüğe bile kızamayan kişidir. heyecanla bilgiç olmayı bekler ki aklındakileri yazsın, öğrensin.
aslında ressam olan dehadır. pink floyd gibi bir başka dehalar grubunun kurucularından fakat sonra ilham kaynaklarından en büyüğü olmuştur. geçtiğimiz yaz bizleri terketti.
alman vatandaşı statüsüyle okuma hakkı veren ve türkiyede istanbul lisesi ile alman lisesinin verdiği alana kadar da sizin biraz hayattan vermeniz gereken diplomadır. sprachdiplom sadece dil diplomasıdır ve belli bir süre için geçerli iken abitur diploması bir ömür boyu geçerlidir, ha bu ne işe yarar o bilinmez ama siz diplomayı almaya çalışırken lisenin verdiği eğitimi iyidir,gidebilseniz de gidemeseniz de işe yarar.
bir türlü yazar olup olmadığını bilemeyen umudu tükenmiş hippi.
kent müziği yapıyoruz biz diyen iyi müzik grubu.eskilerden çok etkilendiklerini her fırsatta dile getiren ve konserlerinde de eski bir çok covera yer veren gruptur.
the wall filminin başında da çalan şarkı kendisine aittir, noel babanın hediyesini, hatta aslında direkt kendisini unuttuğu bir çocuğu anlatır bu şarkı.
(bkz: william blake)
(bkz: gel yeter)
sabahın bir köründe uyanıp vahiy şeklinde inen şarkıları olan kadındır.kızıl saç dendiğinde akla gelen hoş kadınlardan biridir.
sabahın bir köründe uyanıp vahiy şeklinde inen şarkıları olan kadındır.kızıl saç dendiğinde akla gelen hoş kadınlardan biridir.
bu geceki ankara nefes bar konserlerinde bir iki metre ötemde delice şarkı söylemiş çalmış etmiş eğlenmiş eğlendirmiş bir güzel duygulandırmış gruptur. insanın aile kavramı ille de hoşbeş ettiği, kan bağı filan olması gereken bir kavram değildir bence, işte bu yüzden sanki ailemden birileriyle buluştum bu gece. yeni şarkıları da ("cehennemin vardı da niye şeytanı da yakmadın.." dan yola çıkan "insandık" bir de nazım hikmet ve tüm düşünceler yüzünden öldürülen acı çektirilen ~hrant dink de andık üstü kapalı..~ ismini anımsayamadığım şarkı vs..) çok başarılı. bassist muratın "kavurduğu" şarkıda da ceylan bass çaldı hepimiz pek neşelendik çok iyilerdi vesselam, gece hiç bitmesin istedim, herkese tavsye edilesi türkiyeden çıkmış en harka gruplardan brisi.
damardan kahır enjeksiyonu için:
(bkz: kızılderili ruhu)
(bkz: bana sorma) (ki bu beyne direkt hafıza kökenli acı komutu, felç emri)
(bkz: sona iki kala)
(bkz: son şarkı)
damardan kahır enjeksiyonu için:
(bkz: kızılderili ruhu)
(bkz: bana sorma) (ki bu beyne direkt hafıza kökenli acı komutu, felç emri)
(bkz: sona iki kala)
(bkz: son şarkı)
sözler ve müzik ceylan erteme aittir. albümün en esaslı şarkılarındandır. diğerleri için:
(bkz: bana sorma)
(bkz: sona iki kala)
(bkz: son şarkı)
(bkz: bana sorma)
(bkz: sona iki kala)
(bkz: son şarkı)
(bkz: emotive)
firavun kufulun mezarının bulunduğu ve mezar odasına açılan iki pencerenin o zamanlar birinin kutup yıldızına otekinin de orionu görecek şekilde hizalandığı bir piramit. milattan önce 2500lü yıllarda binlerce insanın çalışarak ve hayatını kazalarda kaybederek inşa ettiği ölümsüzlük takıntısı şaheseri.
(bkz: aynalar)
(bkz: aynalar yolumu kesti) dışında;
sylvia plath şiiri;
i am silver and exact. i have no preconceptions.
whatever i see, i swallow immediately.
just as it is, unmisted by love or dislike
i am not cruel, only truthful –
the eye of a little god, four-cornered.
most of the time i meditate on the opposite wall.
it is pink, with speckles. i have looked at it so long
i think it is a part of my heart. but it flickers.
faces and darkness separate us over and over.
now i am a lake. a woman bends over me.
searching my reaches for what she really is.
then she turns to those liars, the candles or the moon.
i see her back, and reflect it faithfully
she rewards me with tears and an agitation of hands.
i am important to her. she comes and goes.
each morning it is her face that replaces the darkness.
in me she has drowned a young girl, and in me an old woman
rises toward her day after day, like a terrible fish.
bir arkadaşça yapılmış çevirisi;
parlak ve kusursuzum.
önyargısız.
içime alırım gördüğüm her şeyi hemen
olduğu gibi, aşk ya da nefrete bürümeden.
zalim değilim, sadece dürüst-
küçük bir tanrının gözleri, dört köşeli.
gözlerim karşı duvara hapsolur çoğu zaman.
pembe, noktalı. o kadar uzun baktım ki ona
kalbimden bir parça gibi.ama titrek.
yüzler ve karanlık giriyor aramıza tekrar tekrar.
şimdi bir gölüm. bir kadın eğliyor üzerime,
kendini keşfetmek için sınırlarımda geziyor.
sonra dönüyor o yalancılara, mumlara ve aya.
sırtını görüyorum ve sadakatle yansıtıyorum.
gözyaşları ve endişeli dokunuşlarıyla ödüllendiriyor beni.
değerliyim onun için. gelip gidiyor.
her sabah yüzüyle sıyrılıyorum karanlıktan.
bende genç bir kızı boğdu ve bende yaşlı bir kadın
doğuyor ona doğru gün be gün, korkunç bir balık gibi.
(bkz: aynalar yolumu kesti) dışında;
sylvia plath şiiri;
i am silver and exact. i have no preconceptions.
whatever i see, i swallow immediately.
just as it is, unmisted by love or dislike
i am not cruel, only truthful –
the eye of a little god, four-cornered.
most of the time i meditate on the opposite wall.
it is pink, with speckles. i have looked at it so long
i think it is a part of my heart. but it flickers.
faces and darkness separate us over and over.
now i am a lake. a woman bends over me.
searching my reaches for what she really is.
then she turns to those liars, the candles or the moon.
i see her back, and reflect it faithfully
she rewards me with tears and an agitation of hands.
i am important to her. she comes and goes.
each morning it is her face that replaces the darkness.
in me she has drowned a young girl, and in me an old woman
rises toward her day after day, like a terrible fish.
bir arkadaşça yapılmış çevirisi;
parlak ve kusursuzum.
önyargısız.
içime alırım gördüğüm her şeyi hemen
olduğu gibi, aşk ya da nefrete bürümeden.
zalim değilim, sadece dürüst-
küçük bir tanrının gözleri, dört köşeli.
gözlerim karşı duvara hapsolur çoğu zaman.
pembe, noktalı. o kadar uzun baktım ki ona
kalbimden bir parça gibi.ama titrek.
yüzler ve karanlık giriyor aramıza tekrar tekrar.
şimdi bir gölüm. bir kadın eğliyor üzerime,
kendini keşfetmek için sınırlarımda geziyor.
sonra dönüyor o yalancılara, mumlara ve aya.
sırtını görüyorum ve sadakatle yansıtıyorum.
gözyaşları ve endişeli dokunuşlarıyla ödüllendiriyor beni.
değerliyim onun için. gelip gidiyor.
her sabah yüzüyle sıyrılıyorum karanlıktan.
bende genç bir kızı boğdu ve bende yaşlı bir kadın
doğuyor ona doğru gün be gün, korkunç bir balık gibi.
rivayete göre bu eski yunan mitolojisi kahramanı suyun üzerinde de yürüyebiliyormuş.hakkında çok fazla rivayet vardır bu orionun. mesela biri;
oenopion un peri heliceden kızı aero veya meropeye aşık olur. kızın yaşadığı adayı canavarlardan kurtarır ve tüm ganimetleri kıza hediye eder.ama kızın babası evliliği sürekli olarak erteleyip durur sonunda orion sarhoş bir şekilde kızın odasına dalar. bunun üzerine kızın babası dyonisostan yardım diler ve orion u kör ederek cezalandırırlar. bunun tek çaresi lemnostaki bir dağa çıkıp güneşin doğuşu sırasında güneşe bakmasıymış. orion bunu yapar, gözleri açılır orion öcünü almak için adaya geri döner ama oenopionu arkadaşları gizlemiştir bu yüzden bulamaz,bunun üzerine de artemisle beraber avlandığı yere ilerler. ölümünde ise çeşitli rivayetler vardır; birine göre eos ona aşık olduğu için onu sürekli destekleyip koruduğu için tanrılar buna kızmışlar ve artemisin orion u bir okla öldürmesine izin vermişler. başka bir rivayete göre apollonun kızkardeşi artemis de orion aşıkmış, ama apollo oriondan haz etmiyormuş ve artemisi oyuna getirip orionu öldürtmüş artemis yanlışlıkla. son rivayet ise orion çok böbürlenmeye başlamış; dünyadaki en iyi avcı benim diye, bunun üzerine gaia ona dev bir akrep yollar ki orion bu kavgadan sağ çıkamaz. ölümünden sonra da göğe yerleştirilir.
orionun doğuşu ve batışı fırtınalarla bağdaştırılır.
ayrıca eski mısır da da osiris ile özdeşleştirilirdi bu takımyıldız.
oenopion un peri heliceden kızı aero veya meropeye aşık olur. kızın yaşadığı adayı canavarlardan kurtarır ve tüm ganimetleri kıza hediye eder.ama kızın babası evliliği sürekli olarak erteleyip durur sonunda orion sarhoş bir şekilde kızın odasına dalar. bunun üzerine kızın babası dyonisostan yardım diler ve orion u kör ederek cezalandırırlar. bunun tek çaresi lemnostaki bir dağa çıkıp güneşin doğuşu sırasında güneşe bakmasıymış. orion bunu yapar, gözleri açılır orion öcünü almak için adaya geri döner ama oenopionu arkadaşları gizlemiştir bu yüzden bulamaz,bunun üzerine de artemisle beraber avlandığı yere ilerler. ölümünde ise çeşitli rivayetler vardır; birine göre eos ona aşık olduğu için onu sürekli destekleyip koruduğu için tanrılar buna kızmışlar ve artemisin orion u bir okla öldürmesine izin vermişler. başka bir rivayete göre apollonun kızkardeşi artemis de orion aşıkmış, ama apollo oriondan haz etmiyormuş ve artemisi oyuna getirip orionu öldürtmüş artemis yanlışlıkla. son rivayet ise orion çok böbürlenmeye başlamış; dünyadaki en iyi avcı benim diye, bunun üzerine gaia ona dev bir akrep yollar ki orion bu kavgadan sağ çıkamaz. ölümünden sonra da göğe yerleştirilir.
orionun doğuşu ve batışı fırtınalarla bağdaştırılır.
ayrıca eski mısır da da osiris ile özdeşleştirilirdi bu takımyıldız.
amerikada bilinen en büyük iki partiden biridir; öteki de demokratik partidir. amerikada muhafazakar sağ kesim partisi, corç buşun partisidir.
bugünkü hallerimizin de bir gün bünyesinde bizim neslimizin yaptıkları ettikleri diye yer alacağı zaman günlüğü. önceki nesillerin asırlarca dünyayı hiç köhne düşüncelerin hükmünden kurtaramadığını görmek bizden sonrakilerin de bizim için aynı şeyi düşüneceklerini bilmek acı verici. koca insanlık tarihi boyunca bir gıdım bile ilerleyemeden hala ırkçılık, küresel doğa sorunları gibi şeylerle uğraşıyor olmamız tarihten hiçbir ders çıkarmadığımıza işaret ettiği gibi tüm nesle çökmüş olan umutsuzluk ve umursamazlığı kamçılıyor ne yazık ki.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?