06:30 - 09:00 saatleri arasinda best fm’de cem arslanin sundugu komik radyo programi.
(bkz: yoksa ben zurna miyim he)
genellikle luzumsuz insanlara soylenen hede.
otuzaltinci ve son osmanli padisahi, yuzbirinci islam halifesi.
saltanati: 1918-1922
babasi:sultan abdulmecid han - annesi: gulistu kadin efendi
dogumu: 2 subat 1861 vefati: 16 mayis 1926
sultan abdulmecid han’in en kucuk ogludur. kucuk yasta anne ve babasini kaybettiginden, agabeyi ii. abdulhamid’in himayesinde yetisti. cok zeki olup fikih bilgisinde pek ileriydi. 4 temmuz 1918’de agabeyi sultan resad’in vefat ettigi gun padisah ve halife oldu. saltanata gectiginde i. dunya savasi’nin korkunc neticeleri alinmak uzereydi. nitekim 30 ekim 1918’de mondros mutarekesi imza edilerek, birinci dunya harbi maglubiyetimizle bitti. vahideddin han bu mutarekeye imza koyan delegeleri kabul etmedi. mutarekeden hemen sonra osmanli devleti’ni sebepsiz yere savasa sokan, milyonlarca vatan evladini cephelerde eriten talat, enver ve cemal pasalar yurt disina kactilar.
ittihatci liderlerin baskisindan kurtulan sultan vahideddin’in elinde ancak dusmanlara teslim edilmis bir milleti idare etmek kaldi. istanbul, 16 mart 1920’de itilaf devletleri tarafindan isgal edildi. yunanlilar izmir’e, italyanlar guney batiya, fransizlar da guney anadolu’ya girdiler. vahideddin han 11 mayis 1920’de dusmanlarin hazirladigi ve anadolu’nun isgalini ihtiva eden sevr antlasmasini butun baskilara ragmen imzalamadi. osmanli ordusu tamamen lagvedildi. medine muhafizi fahri pasa, on ikinci ordu kumandani ali ihsan pasa ve harbiye naziri mersinli cemal pasa gibi degerli kumandanlar malta’ya surulduler. padisah’in sahsini korumak icin yalniz yedi yuz kisilik maiyyet-i seniyye kitasi birakildi. sultan bu taburu, ayasofya etrafindaki sipere sokup camiye can takmak veya muze yapmak isteyenlere ates etmeleri emrini verdi.
isgal altindaki istanbul’dan vatanin kurtarilmayacagini anlayan vahideddin han, guvendigi kumandanlari anadolu’ya gondermek istedi. ancak bunlar; "dis dunyaya karsi harp edilmez. bu is olmaz." diyerek gitmeyi reddettiler. sultan’in kurtulusun anadolu’dan gerceklesecegine umidi tamdi. bir ara kendisi gitmeyi dusundu ise de, ingilizler "eger anadolu’ya gecersen istanbul’u rumlara isgal ettirir, tas ustunde tas birakmayiz." diyerek engellediler. bunun uzerine bir gun saraya cagirdigi mustafa kemal’i; "pasa pasa simdiye kadar devlete cok hizmet ettin. bunlari unutun. asil simdi yapacagin hizmet hepsinden muhim olabilir. devleti kurtarabilirsin!" sozlerinden sonra, buyuk yetkilerle anadolu’ya gonderdi. boylece istiklal mucadelesi baslamis oldu.
istiklal harbi zafer ile neticelendikten sonra turkiye buyuk millet meclisi hukumeti 1 kasim 1922’de hilafet ile saltanatin ayrildigini ve saltanatin kaldirildigini bir kanun ile ilan etti. vahideddin han’in adi hutbelerden kaldirildi. istanbul ve anadolu basininda aleyhinde yazilar cikmaya basladi.
17 kasim 1922 cuma gunu dolmabahce sarayi’ndan malaya harp gemisi tarafindan alinip malta adasina goturuldu. oradan melik huseyin’in daveti uzerine mekke’ye gitti. oradan da italya’daki sen remo sehrine giderek orada ikamet etti. vahideddin han, aci ve sikinti icinde gecen bir surgun hayatindan sonra, 16 mayis 1926’da italya’da vefat etti. cenazesi sam’a getirilerek sultan selim camii kabristanina defnedildi.
vahideddin han, cok akilli ve cabuk kavrayisli idi. arada sultan resad olmayip da, ii. abdulhamid han’dan sonra tahta ciksaydi, belki devletin basina boyle bir bela gelmezdi. cunku o, ittihat ve terakki hukumetinin hatalarini onleyip, felaketlerin onune gecebilecek kudret ve irade sahibi bir kimseydi. cok sevdigi vatanindan koparken yaninda sahsi ve pek cuzî mal varligindan baska bir sey goturmedigi, ulkesinden ayrilmasinin uzerinden henuz dort yil gecmeden vefatinda kasaba, bakkala ve firina olan borclarindan dolayi 15 gun tabutunun kaldirilmamis olmasindan da anlasilmaktadir.
vahideddin han’in vataninin ve milletinin ugradigi felaketler karsisinda neler dusundugu ve neler hissettigi kayitlara gecmis su hadiseden cikarilabilir. 1919 senesi ramazaninda bir sabah yildiz sarayi’nda yangin cikar. kisa zamanda buyuyen alevler, sultan’in geceleri kaldigi daireyi de sarar. o geceyi tesadufen cihannuma kosku’nde gecirmis olan vahideddin, yangini haber alinca, uzerine pardesusunu giyerek disari cikar. koskun onunde hic telas gostermeden yangini seyrederken cevrede aglayanlari gorunce gozleri yasararak; "benim vatanim ates icinde, onun yaninda bunun ne kiymeti var." demekten kendini alamaz.
saltanati: 1918-1922
babasi:sultan abdulmecid han - annesi: gulistu kadin efendi
dogumu: 2 subat 1861 vefati: 16 mayis 1926
sultan abdulmecid han’in en kucuk ogludur. kucuk yasta anne ve babasini kaybettiginden, agabeyi ii. abdulhamid’in himayesinde yetisti. cok zeki olup fikih bilgisinde pek ileriydi. 4 temmuz 1918’de agabeyi sultan resad’in vefat ettigi gun padisah ve halife oldu. saltanata gectiginde i. dunya savasi’nin korkunc neticeleri alinmak uzereydi. nitekim 30 ekim 1918’de mondros mutarekesi imza edilerek, birinci dunya harbi maglubiyetimizle bitti. vahideddin han bu mutarekeye imza koyan delegeleri kabul etmedi. mutarekeden hemen sonra osmanli devleti’ni sebepsiz yere savasa sokan, milyonlarca vatan evladini cephelerde eriten talat, enver ve cemal pasalar yurt disina kactilar.
ittihatci liderlerin baskisindan kurtulan sultan vahideddin’in elinde ancak dusmanlara teslim edilmis bir milleti idare etmek kaldi. istanbul, 16 mart 1920’de itilaf devletleri tarafindan isgal edildi. yunanlilar izmir’e, italyanlar guney batiya, fransizlar da guney anadolu’ya girdiler. vahideddin han 11 mayis 1920’de dusmanlarin hazirladigi ve anadolu’nun isgalini ihtiva eden sevr antlasmasini butun baskilara ragmen imzalamadi. osmanli ordusu tamamen lagvedildi. medine muhafizi fahri pasa, on ikinci ordu kumandani ali ihsan pasa ve harbiye naziri mersinli cemal pasa gibi degerli kumandanlar malta’ya surulduler. padisah’in sahsini korumak icin yalniz yedi yuz kisilik maiyyet-i seniyye kitasi birakildi. sultan bu taburu, ayasofya etrafindaki sipere sokup camiye can takmak veya muze yapmak isteyenlere ates etmeleri emrini verdi.
isgal altindaki istanbul’dan vatanin kurtarilmayacagini anlayan vahideddin han, guvendigi kumandanlari anadolu’ya gondermek istedi. ancak bunlar; "dis dunyaya karsi harp edilmez. bu is olmaz." diyerek gitmeyi reddettiler. sultan’in kurtulusun anadolu’dan gerceklesecegine umidi tamdi. bir ara kendisi gitmeyi dusundu ise de, ingilizler "eger anadolu’ya gecersen istanbul’u rumlara isgal ettirir, tas ustunde tas birakmayiz." diyerek engellediler. bunun uzerine bir gun saraya cagirdigi mustafa kemal’i; "pasa pasa simdiye kadar devlete cok hizmet ettin. bunlari unutun. asil simdi yapacagin hizmet hepsinden muhim olabilir. devleti kurtarabilirsin!" sozlerinden sonra, buyuk yetkilerle anadolu’ya gonderdi. boylece istiklal mucadelesi baslamis oldu.
istiklal harbi zafer ile neticelendikten sonra turkiye buyuk millet meclisi hukumeti 1 kasim 1922’de hilafet ile saltanatin ayrildigini ve saltanatin kaldirildigini bir kanun ile ilan etti. vahideddin han’in adi hutbelerden kaldirildi. istanbul ve anadolu basininda aleyhinde yazilar cikmaya basladi.
17 kasim 1922 cuma gunu dolmabahce sarayi’ndan malaya harp gemisi tarafindan alinip malta adasina goturuldu. oradan melik huseyin’in daveti uzerine mekke’ye gitti. oradan da italya’daki sen remo sehrine giderek orada ikamet etti. vahideddin han, aci ve sikinti icinde gecen bir surgun hayatindan sonra, 16 mayis 1926’da italya’da vefat etti. cenazesi sam’a getirilerek sultan selim camii kabristanina defnedildi.
vahideddin han, cok akilli ve cabuk kavrayisli idi. arada sultan resad olmayip da, ii. abdulhamid han’dan sonra tahta ciksaydi, belki devletin basina boyle bir bela gelmezdi. cunku o, ittihat ve terakki hukumetinin hatalarini onleyip, felaketlerin onune gecebilecek kudret ve irade sahibi bir kimseydi. cok sevdigi vatanindan koparken yaninda sahsi ve pek cuzî mal varligindan baska bir sey goturmedigi, ulkesinden ayrilmasinin uzerinden henuz dort yil gecmeden vefatinda kasaba, bakkala ve firina olan borclarindan dolayi 15 gun tabutunun kaldirilmamis olmasindan da anlasilmaktadir.
vahideddin han’in vataninin ve milletinin ugradigi felaketler karsisinda neler dusundugu ve neler hissettigi kayitlara gecmis su hadiseden cikarilabilir. 1919 senesi ramazaninda bir sabah yildiz sarayi’nda yangin cikar. kisa zamanda buyuyen alevler, sultan’in geceleri kaldigi daireyi de sarar. o geceyi tesadufen cihannuma kosku’nde gecirmis olan vahideddin, yangini haber alinca, uzerine pardesusunu giyerek disari cikar. koskun onunde hic telas gostermeden yangini seyrederken cevrede aglayanlari gorunce gozleri yasararak; "benim vatanim ates icinde, onun yaninda bunun ne kiymeti var." demekten kendini alamaz.
an itibariyle dinledigim ilhan iremin muhtesem parcasi..
sevgi hosgorunun ikinci adidir
hos gormek hayatin en guzel tadidir
sevgi tanimaktir, tanimaksa anlamak
inanmak kuskusuz, hosgorup sarilmak
soyle bir bak kendine senin kusurlarin yok mu?
affet sende sevdigini, sevdigine bu cok mu?
soyle bir bak kendine senin kusurlarin yok mu?
affet sende sevdigini, sevdigine bu cok mu?
sevgi hosgorusuz tutusmus bir orman
yanmasin sevgimiz, yarinlara varmadan
sevgi hosgorunun yagmuruyla sulanir
yeserir gonuller, gelecege uzanir
soyle bir bak kendine senin kusurlarin yok mu?
affet sende sevdigini, sevdigine bu cok mu?
soyle bir bak kendine senin kusurlarin yok mu?
affet sende sevdigini, sevdigine bu cok mu?
hos gorsen, bos versen sevgin kaybetmez kazanir
bugunden yarina cicekli bir yol uzanir
hos gorsen, bos versen sevgin kaybetmez kazanir
bugunden yarina cicekli bir yol uzanir..
sevgi hosgorunun ikinci adidir
hos gormek hayatin en guzel tadidir
sevgi tanimaktir, tanimaksa anlamak
inanmak kuskusuz, hosgorup sarilmak
soyle bir bak kendine senin kusurlarin yok mu?
affet sende sevdigini, sevdigine bu cok mu?
soyle bir bak kendine senin kusurlarin yok mu?
affet sende sevdigini, sevdigine bu cok mu?
sevgi hosgorusuz tutusmus bir orman
yanmasin sevgimiz, yarinlara varmadan
sevgi hosgorunun yagmuruyla sulanir
yeserir gonuller, gelecege uzanir
soyle bir bak kendine senin kusurlarin yok mu?
affet sende sevdigini, sevdigine bu cok mu?
soyle bir bak kendine senin kusurlarin yok mu?
affet sende sevdigini, sevdigine bu cok mu?
hos gorsen, bos versen sevgin kaybetmez kazanir
bugunden yarina cicekli bir yol uzanir
hos gorsen, bos versen sevgin kaybetmez kazanir
bugunden yarina cicekli bir yol uzanir..
aglamak guzeldir albumunden bir sezen aksu sarkisi.. sozleri aysel gurele muzigi onno tunc boyaciyana aittir.
kalbim sanki kavgalar asklarla yogruldu
bir ofke ve bir isyan bir hirstir gidiyordu
yabanciydim kendime
sevgin bedenimde yalnizligi oruyordu
bir hasret acisinda bir an kendimi gordum
bakisim bencil gibi oysa insancil ozum
bir umut cicek acti sanki gozlerimde
yarinlara dostca guldum
artik bir baska duygular
bir baska dunya
insanlar gercek yolunda
hosgoruyle mutluluk var yanimda
duygular yuregimde yillarca bogustu
artik o deli nehir denizler de duruldu
gecip gitti firtina
ruzgar meltem oldu
yagmur oldu
gunes oldu..
kalbim sanki kavgalar asklarla yogruldu
bir ofke ve bir isyan bir hirstir gidiyordu
yabanciydim kendime
sevgin bedenimde yalnizligi oruyordu
bir hasret acisinda bir an kendimi gordum
bakisim bencil gibi oysa insancil ozum
bir umut cicek acti sanki gozlerimde
yarinlara dostca guldum
artik bir baska duygular
bir baska dunya
insanlar gercek yolunda
hosgoruyle mutluluk var yanimda
duygular yuregimde yillarca bogustu
artik o deli nehir denizler de duruldu
gecip gitti firtina
ruzgar meltem oldu
yagmur oldu
gunes oldu..
guneydogudaki en uc sinirlardan birisi.
24 mart 1879da bodrumda dogdu. babasinin gorevli bulundugu urla kasabasinda amator bir neyzenden nota ve usul bilgileri ogrenerek basladigi ney calismalarini kendi kendine ilerletti. izmir idadisine girdiyse de bitirmeden ayrildi. bu arada gene kendi kendine farsca ogrendi. izmir mevlevihanesine girdi. daha sonra istanbula yerleserek galata ve kasimpasa mevlevihanelerine devam etti. bir yandan da siirle ilgileniyordu. esrefle ve mehmet akifle tanisti ve siir konusunda her ikisinden de etkilendi. 1908den sonra bir sure misirda bulundu 1913te istanbula dondu.
neyzen tevfik genellikle toplum kurallarina uymadan yasamini surdurmustur. sazini bir gecim kapisi haline gecirmemek icin direnmis, yalnizca icinden geldigi zaman ney uflemistir. neyzenligini gelistirmek kaygisi duymamis, sanat degeri kalici bir muzikci olmak icin ugrasmamistir. neydeki baslica ustaligi sazi iyi uflemesiydi. belirli muzik kurallarinin disina cikar, ama hep duyarak calar ve dinleyenleri etkilerdi. kendi aciklamasina gore yuze yakin plak doldurmustur. neyzenliginin yani sira adini yergi ve taslamalari ile de duyurmustur. bazi elestirmenlere gore bu turun nefî ve esreften sonra ucuncu onemli temsilcisi sayilir. 28 ocak 1953 de istanbulda oldu.
neyzen tevfik genellikle toplum kurallarina uymadan yasamini surdurmustur. sazini bir gecim kapisi haline gecirmemek icin direnmis, yalnizca icinden geldigi zaman ney uflemistir. neyzenligini gelistirmek kaygisi duymamis, sanat degeri kalici bir muzikci olmak icin ugrasmamistir. neydeki baslica ustaligi sazi iyi uflemesiydi. belirli muzik kurallarinin disina cikar, ama hep duyarak calar ve dinleyenleri etkilerdi. kendi aciklamasina gore yuze yakin plak doldurmustur. neyzenliginin yani sira adini yergi ve taslamalari ile de duyurmustur. bazi elestirmenlere gore bu turun nefî ve esreften sonra ucuncu onemli temsilcisi sayilir. 28 ocak 1953 de istanbulda oldu.
muzisyen. turk pop muzigine besteci ve aranjor olarak eserler kazandirdi. 1996 yilinda bursa’dan yalova’ya donerken, bindigi ozel ucagin selimiye koyu yakinlarina dusmesi sonucu hayatini kaybetti.
annesi valentin tunc boyaci, kardesi arto tunc, kizlari ayda ve selin’dir. sanatcinin ilk esi, canan ates’tir.
annesi valentin tunc boyaci, kardesi arto tunc, kizlari ayda ve selin’dir. sanatcinin ilk esi, canan ates’tir.
(bkz: onno tunc boyaciyan)
1939 yilinda bursada dogan yildirim gurses, bursa erkek lisesini bitirdikten sonra ankara iktisadi ve ticari ilimler akademisi isletme bolumunu bitirdi. sanat hayatina 1951 yilinda bursa ses krali secilerek basladi. 1959da da universitelerarasi ses krali secildi. 1961 yilinda kendisi gibi ses sanatcisi olan ayla gursesle evlendi. bu evlilikten bayazit adini verdigi bir oglu dunyaya geldi. 1965 yilinda hurriyet gazetesinin duzenledigi altin mikrofon yarismasini kazandi.1961 yilinda devlet opera imtihanina girdi ve birinci oldu. operada 7 - 8 ay calistiktan sonra ayrildi.gurses, 1965 yilinda hurriyetin duzenledigi altin mikrofon sarki yarismasini kazanarak, muzik dunyasina adimini atmisti. 350yi askin turk sanat muzigi bestesine imza atan unlu sanatci yildirim gurses, 14 mayis 2001 tarihinde 61 yasinda kalp krizi sonucu oldu.
volkan konak’in parcasi.
ah gurbet zalim gurbet
aglatirsin adami
gozumde yas kalmadi
biraksana yakami
vay seni cerrahpasa suyundan icmem
bi dahaki seneye
yolcu da gelup gecmem
yas akar gozum sizlar
ne kalur gerisine
herkesun bir derdi var
durur icerisinde
doktorlara boyle dediler
ayrilik defterini
elimize verdiler
doktorlar da ne bilir
cigerun acisini
cerrahpasa’ya koydum
canumun yarisini...
ah gurbet zalim gurbet
aglatirsin adami
gozumde yas kalmadi
biraksana yakami
vay seni cerrahpasa suyundan icmem
bi dahaki seneye
yolcu da gelup gecmem
yas akar gozum sizlar
ne kalur gerisine
herkesun bir derdi var
durur icerisinde
doktorlara boyle dediler
ayrilik defterini
elimize verdiler
doktorlar da ne bilir
cigerun acisini
cerrahpasa’ya koydum
canumun yarisini...
1967 yilinda trabzon’un macka ilcesinde dogdu. ilk orta ve lise egitimini macka ‘da tamamladiktan sonra, istanbul teknik unuversitesi turk musikisi devlet konservatuarina girdi. 1988 yilinda konservatuari bitirip ayni yil istanbul teknik unuversitesinde sosyal bilimler master egitimine basladi. karadeniz muzigini evrensel muzik formlariyla bulusturarak, ozgun bir yapida yeniden sekillendiren volkan konak, ilk albumu efulim’i 1993 yilinda yapti. album basta karadeniz halkinin ve muzikseverlerin begenizini ve ilgisini kazandi daha sonra 1994 yilinin ekim ayinda gelirmisin benimle adli albumunu hazirladi.ve askerlik gorevi nedeniyle bir sure calismalarina ara verdi.
askerlik gorevini tamamladiktan sonra hemen ucuncu albumu volkanik parcalar’in calismasina basladi. uc aylik calismadan sonrada bu album muzikseverlerin begenisine sunuldu. volkan konak 1998 yilinin nisan ayinda kendisi tarafindan kurdugu kuzey muzik produksiyon isimli firmasindan pedaliza isimli albumunu muzikseverlerin begenisine sundu. 1993 yilindan bu yana album calismalarinda yaklasik elli adet bestesini sergilemis ve bu calismalar sonunda gazeteciler cemiyeti, cesitli vakif ve dernekler tarafindan yilin sanatcisi secildi.1997 yilinida politika dergisi tarafindan yilin en iyi muzik sanatcisi secildi. volkan konak’in 1993 yilinda urettigi bir bestesinin tum dunya haklari kuzey muzik produksiyon ile fransiz produktor alain finet tarafindan yapilan sozlesme sonucunda alain finet tarafindan satin alindi. bu beste ispanyolca olarak tum dunyada yayinlanmak uzere single olarak cikarilacaktir.
2000 yilinda simal ruzgari adli albumunu dmc’ den cikararak dinleyicilerine ulastirdi. 2003 yili aralik ayinda 3.5 yil aradan sonra yine dmc etiketiyle yayinlanan maranda isimli albumu ise buyuk begeni toplayarak 2004 e muzik dunyasinin iddialari yapimlarindan biri olarak girdi.
askerlik gorevini tamamladiktan sonra hemen ucuncu albumu volkanik parcalar’in calismasina basladi. uc aylik calismadan sonrada bu album muzikseverlerin begenisine sunuldu. volkan konak 1998 yilinin nisan ayinda kendisi tarafindan kurdugu kuzey muzik produksiyon isimli firmasindan pedaliza isimli albumunu muzikseverlerin begenisine sundu. 1993 yilindan bu yana album calismalarinda yaklasik elli adet bestesini sergilemis ve bu calismalar sonunda gazeteciler cemiyeti, cesitli vakif ve dernekler tarafindan yilin sanatcisi secildi.1997 yilinida politika dergisi tarafindan yilin en iyi muzik sanatcisi secildi. volkan konak’in 1993 yilinda urettigi bir bestesinin tum dunya haklari kuzey muzik produksiyon ile fransiz produktor alain finet tarafindan yapilan sozlesme sonucunda alain finet tarafindan satin alindi. bu beste ispanyolca olarak tum dunyada yayinlanmak uzere single olarak cikarilacaktir.
2000 yilinda simal ruzgari adli albumunu dmc’ den cikararak dinleyicilerine ulastirdi. 2003 yili aralik ayinda 3.5 yil aradan sonra yine dmc etiketiyle yayinlanan maranda isimli albumu ise buyuk begeni toplayarak 2004 e muzik dunyasinin iddialari yapimlarindan biri olarak girdi.
dunyanin gelmis gecmis en buyuk muzik dehalarindan biri olarak kabul edilir.27 ocak 1756’da salzburg baspiskoposu’nun yardimci muzik direktorlugu gorevini yapan, kemanci ve besteci leopold mozart’in oglu olarak dunyaya geldi.
muzikte cok erken bir gelisme gostererek 3 yasinda piyano calmaya ve 5 yasinda beste yapmaya basladi. ablasi maria anna da (1751–1829) basarili bir yorumcuydu. leopold yetenekli cocuklarini avrupa’ya tanitmaya karar verdi. ilk olarak 1762’de munih ve viyana’ya gittiler. mozart bu tarihte ciddi bir egitim almamasina karsin keman calmaya da baslamisti. 1763’ten 1766’ya degin suren ilk uzun turnede munih, augsburg, frankfurt, cologne, bruksel, paris ve londra’ya gittiler. paris’te versailles sarayi’nda 15. louis ve londra’da iii. george tarafindan kabul edildiler. mozart londra’da j.c bach, abel ve manzuoli ile calisma imkâni buldu. hollanda ve avusturya ziyaretlerinin ardindan, mozart ailesi 1766’da salzburg’a geri dondu. 1767’de ikinci kez viyana’ya gitti. 1769’a degin bastien und bastienne ve la finita semplice adli iki opera besteledi. 1769’da, babasi mozart’i italya’ya goturdu. artik mozart’in dehasi herkes tarafindan kabul ediliyordu. martini, nardini ve jomelli ile calisma imkani buldu. allegri’nin miserere adli eserini ilk kez dinledikten sonra eksiksiz olarak yazmasi italya’da mozart’a olan hayranligi daha da artirdi. aralik 1770’te mitiridate, re di ponto operasi milano’da gosterildi ve buyuk basari kazandi.
1777’de babasinin sagligi el vermedigi icin, mozart turnelerine annesi ile devam etti. munih, augsburg ve mannheim’in ardindan 1778’te paris’e geldiler. annesi ayni yilin temmuz ayinda oldu. paris o donemde piccini ile gluck arasindaki cekismeye odaklanmis oldugu icin, mozart’a fazla ilgi gosterilmedi.
mannheim’da bulundugu sirada 18 yasindaki aloysia weber’e asik oldu. aloysia ile italya’ya gitmek istedi; ancak reddedildi. morali bozuk ve sinirli bir sekilde salzburg’a donen mozart artik keman calmayacagini, sadece klavyeli enstrumanlar ve aryalar uzerinde calisacagini soyler; ancak sinfonia concertante isimli keman ve viyola icin koncertoyu besteler.
1781 yilinda salzburg baspiskoposu’nun oyunlari sonucu gorevden alinir. buna cok sinirlenen mozart, hakarete ugradigini ve intikamini alacagini soyler; ama boyle bir durum olmaz. viyana’ya yerlesen mozart bu kez weber ailesinin ortanca kizi constanze’ye asik olur ve evlenir. weber ailesi bohem tarzi yasamaktadir. constanze de ayni mozart gibi elinde para tutmayi beceremez. yine de bu evlilik mozart’i babasinin baskisindan kurtardigi icin iyi olmustur. evliliginin ardindan mozart verimli bir doneme girer. her turde saheser eserler verir. le nozze di figaro (1786), don giovanni(1787) ve cosi fan tutte (1790) operalarini besteler. bu donemde iyi gelir elde etmesine ragmen parayi elinde tutmayi bilemez. 9 yilda 11 kez ev degistirir. ayrica mason olur. muziginin en guzel orneklerinden biri olan the magic flute operasini besteler.
mozart omrunun son donemlerinde yine sikintili gunler geciriyordu. requiem uzerinde calistigi siralarda bobrek yetmezliginden 5 aralik 1791’de oldu. mezarinin uzerine herhangi bir yazi yazilmadigi icin tam olarak nereye gomulu oldugu bilinmemektedir. requiem ise, ogrencisi franz xavier sussmayr tarafindan tamamlandi.
mozart cok kucuk yaslardan itibaren saraylarda konserler vermis, normal bir cocukluk yasayamamistir. muzikte cok erken olgunluga ulasmasina karsin diger konular goz onune alindiginda cocuk kalmistir. bunda yeteneklerini somuren babasinin da buyuk payi vardir. herkesten daha yetenekli oldugu icin, diger muzisyenler tarafindan pek sevilmemis, omrunun buyuk bolumunu iyi maasli bir is arayarak gecirmistir. disiplinden uzak bir sekilde buyuyen mozart’in elindeki para da su gibi akip gitmistir.
mozart’in muziginde mukemmel bir denge, berraklik ve duygusal yogunluk vardir. ozellikle sonatlarinda baska hicbir bestecinin eserlerinde bulunmayan duzeyde tema bollugu gorulur.
mozart essiz yetenegiyle butun muzik formlarinda eserler verdi. 41 senfonisi, 27 piyano, 5 keman, 2 flut, 4 korno, 1 klarinet koncertosu, 20 piyano sonati vardir. buna karsin mozart’in en basarili eserleri operalaridir. canli opera kisileri olusturmakta basarisini ise ondan sonra yalnizca verdi yakalayabilmistir.
muzikte cok erken bir gelisme gostererek 3 yasinda piyano calmaya ve 5 yasinda beste yapmaya basladi. ablasi maria anna da (1751–1829) basarili bir yorumcuydu. leopold yetenekli cocuklarini avrupa’ya tanitmaya karar verdi. ilk olarak 1762’de munih ve viyana’ya gittiler. mozart bu tarihte ciddi bir egitim almamasina karsin keman calmaya da baslamisti. 1763’ten 1766’ya degin suren ilk uzun turnede munih, augsburg, frankfurt, cologne, bruksel, paris ve londra’ya gittiler. paris’te versailles sarayi’nda 15. louis ve londra’da iii. george tarafindan kabul edildiler. mozart londra’da j.c bach, abel ve manzuoli ile calisma imkâni buldu. hollanda ve avusturya ziyaretlerinin ardindan, mozart ailesi 1766’da salzburg’a geri dondu. 1767’de ikinci kez viyana’ya gitti. 1769’a degin bastien und bastienne ve la finita semplice adli iki opera besteledi. 1769’da, babasi mozart’i italya’ya goturdu. artik mozart’in dehasi herkes tarafindan kabul ediliyordu. martini, nardini ve jomelli ile calisma imkani buldu. allegri’nin miserere adli eserini ilk kez dinledikten sonra eksiksiz olarak yazmasi italya’da mozart’a olan hayranligi daha da artirdi. aralik 1770’te mitiridate, re di ponto operasi milano’da gosterildi ve buyuk basari kazandi.
1777’de babasinin sagligi el vermedigi icin, mozart turnelerine annesi ile devam etti. munih, augsburg ve mannheim’in ardindan 1778’te paris’e geldiler. annesi ayni yilin temmuz ayinda oldu. paris o donemde piccini ile gluck arasindaki cekismeye odaklanmis oldugu icin, mozart’a fazla ilgi gosterilmedi.
mannheim’da bulundugu sirada 18 yasindaki aloysia weber’e asik oldu. aloysia ile italya’ya gitmek istedi; ancak reddedildi. morali bozuk ve sinirli bir sekilde salzburg’a donen mozart artik keman calmayacagini, sadece klavyeli enstrumanlar ve aryalar uzerinde calisacagini soyler; ancak sinfonia concertante isimli keman ve viyola icin koncertoyu besteler.
1781 yilinda salzburg baspiskoposu’nun oyunlari sonucu gorevden alinir. buna cok sinirlenen mozart, hakarete ugradigini ve intikamini alacagini soyler; ama boyle bir durum olmaz. viyana’ya yerlesen mozart bu kez weber ailesinin ortanca kizi constanze’ye asik olur ve evlenir. weber ailesi bohem tarzi yasamaktadir. constanze de ayni mozart gibi elinde para tutmayi beceremez. yine de bu evlilik mozart’i babasinin baskisindan kurtardigi icin iyi olmustur. evliliginin ardindan mozart verimli bir doneme girer. her turde saheser eserler verir. le nozze di figaro (1786), don giovanni(1787) ve cosi fan tutte (1790) operalarini besteler. bu donemde iyi gelir elde etmesine ragmen parayi elinde tutmayi bilemez. 9 yilda 11 kez ev degistirir. ayrica mason olur. muziginin en guzel orneklerinden biri olan the magic flute operasini besteler.
mozart omrunun son donemlerinde yine sikintili gunler geciriyordu. requiem uzerinde calistigi siralarda bobrek yetmezliginden 5 aralik 1791’de oldu. mezarinin uzerine herhangi bir yazi yazilmadigi icin tam olarak nereye gomulu oldugu bilinmemektedir. requiem ise, ogrencisi franz xavier sussmayr tarafindan tamamlandi.
mozart cok kucuk yaslardan itibaren saraylarda konserler vermis, normal bir cocukluk yasayamamistir. muzikte cok erken olgunluga ulasmasina karsin diger konular goz onune alindiginda cocuk kalmistir. bunda yeteneklerini somuren babasinin da buyuk payi vardir. herkesten daha yetenekli oldugu icin, diger muzisyenler tarafindan pek sevilmemis, omrunun buyuk bolumunu iyi maasli bir is arayarak gecirmistir. disiplinden uzak bir sekilde buyuyen mozart’in elindeki para da su gibi akip gitmistir.
mozart’in muziginde mukemmel bir denge, berraklik ve duygusal yogunluk vardir. ozellikle sonatlarinda baska hicbir bestecinin eserlerinde bulunmayan duzeyde tema bollugu gorulur.
mozart essiz yetenegiyle butun muzik formlarinda eserler verdi. 41 senfonisi, 27 piyano, 5 keman, 2 flut, 4 korno, 1 klarinet koncertosu, 20 piyano sonati vardir. buna karsin mozart’in en basarili eserleri operalaridir. canli opera kisileri olusturmakta basarisini ise ondan sonra yalnizca verdi yakalayabilmistir.
1937 yilinda merzifonda dogdu. ogrenimini kent kent dolasarak tamamladi. guzel sanatlar akademisini mimar olarak bitirdi. ayni okulda uc yil yapi ve meslek kursusu asistani olarak calisti. daha sonra mimarlik ve egitimi ile iliskisini keserek tumu ile karikatur, film, cizgi film ugraslarina yoneldi. kisa film dalinda "cumartesi pazar" adli calisma ile 1969da ve "sansur" adli film ile de 1970de cizgi film dalinda buyuk odul kazandi. 1978 ve 1984de uskupte, 1983te tokyoda odul aldi. 1980-85 yillari arasinda cagdas gazeticiler dernegi tarafindan bes kez "yilin gazetecisi" secildi. turkiye sanatcilar birliginde ve yedi yil da karikaturculer derneginde yazman ve baskan olarak yoneticilik gorevinde bulundu. mimar sinan universitesi uesyoda 1980-84 yillari arasinda cizgi film dersleri verdi.yurt icinde actigi cok sayidaki karikatur sergisinin yanisira, almanya darmstad ile munihte, yunanistanda rodos ile atinada ve kibrista eserlerini sergiledi. karikaturleri cesitli dergilerde ve gunluk olarak da cumhuriyet gazetesinde yayinlanmaktadir.
1927de kiliste dogdu. 1938 yilinda daha ilkokul ogrencisiyken tiyatroya basladi. 1949 yilinda nejat uygur tiyatrosunu kurdu. amator ve profesyonel olarak 60 yildan uzun suredir tiyatro yapti ve 50den fazla odulu var. 2 kez abd, 4 kez avrupa ve 35 yila yakin da anadolu turnesi yapti.
insan sevgisiyle dopdoludur ama insanlardan kacar. yalnizligin derinliklerinde mizah yaraticiligini doruklara cikaran biridir o.
olurken bile guldurun unlu mizah ustasi fenalasinca, kendisini sedyeyle tasiyan doktor ve saglik gorevlileriyle "cocuklar, ihale size kaldi galiba" diyerek sakalasti"..
olurken bile guldurun unlu mizah ustasi fenalasinca, kendisini sedyeyle tasiyan doktor ve saglik gorevlileriyle "cocuklar, ihale size kaldi galiba" diyerek sakalasti"..
oncelikle yapilacak bir isin usulune gore yapilmasi ile ilgili atasozumuz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?