confessions

seeyouindisneyland

- Yazar -

  1. toplam entry 3392
  2. takipçi 1
  3. puan 94644

karındesen jack in polise yazdigi son mektup

seeyouindisneyland
sayin yetkili,

kulagima sürekli polisin beni yakaladigina dair haberler çaliniyor, ama beni uzun bir süre daha yakalayamayacaklar. çok zeki görünüp dogru iz üzerinde olduklarini söylediklerinde çok gülüyorum... ben orospularin pesindeyim ve yakalanincaya kadar onlari desmeye devam edecegim. son isim çok muhtesemdi. bayana bagirmasi için firsat bile vermedim. beni simdi nasil yakalayabilirler. isimi seviyorum ve yeniden baslamak istiyorum. yakinda benim komik oyunlarimi yeniden duyacaksiniz... biçagim saglam ve keskin ve eger bir sansim olursa yeniden baslamak istiyorum. iyi sanslar.

tüm samimiyetimle,
karindesen jack

andrew phillip cunanan

seeyouindisneyland
“insanlar beni tanımıyor. tanıdıklarını sanıyorlar ama, tanımıyorlar”

31 ağustos 1969’da doğdu. california san diego’da zenginlerin yaşadığı bir semtte büyüdü. dört kardeşin en küçüğüydü. iyi bir eğitim aldı. zeki bir beyin üstün bir hafıza, rahat sevimli tavırlar ve temiz bir görünüşü vardı. eski bir donanma mensubu olup sonradan borsa simsarlığı yapmaya başlayan babası, oğlunu bir kilise mensubu olarak tanımlıyor, annesi mary ann ise onun 6 yaşındayken incil okumaya başladığından söz ediyordu. alçak gönüllü ve iyi bir öğrenciydi. ama ilgi çekmeye meraklıydı. unutulmayacak bir insan olmak istiyordu.

1990’ların başında san francisco’da ortaya çıktığında eşcinsel bir kimliğe sahipti. ünlü kişilerle birlikte görülüyordu sürekli. iyi giyiniyor ve kaliteli bir yaşam sürüyordu. aslında cunanan işsizdi ve bir çeşit jigolo olarak güç sahibi kişilerden faydalanıyordu. onu asıl cazip yapan fiziği değildi, kişiliği, zekası ve sosyal becerileriyle çevre ediniyordu. tabi buna sıradışı seks deneyimleri de katkı sağlıyordu. annesi onu “paralı erkek orospu” olarak tanımlıyordu.

ancak bir süre sonra ona hamilik eden yaşlı sanatsever sevgilisi onu terketti ve bu onun sonunun başlangıcı oldu. uyuşturucu satmaya ve kullanmaya başladı. kilo aldı, şehrin sokaklarında pejmürde bir şekilde dolaşmaya başladı ve yalnız kaldı.

şehirden ayrılıp mineapolis’e gitti. burada sevgilisi dave madson vardı. bir kaç gün birlikte takıldılar. madson’ın jeffrey trail adında bir arkadaşı vardı. muhtemelen sevgilisiydi. 27 nisan 1997 gecesi, madson’ın dairesinden çığlıklar ve gürültüler yükseliyordu. ertesi gün polis, jeffrey’in cesedini madson’ın dairesinde bir halıya sarılmış halde buldu. başına aldığı sayısız çekiç darbesiyle öldürülmüştü.

bu olaydan bir kaç gün sonra 1 mayıs günü cunanan ve madson, şehrin 80 km uzağındaki bir göl kenarına gittiler. cunanan burada jeffrey’in tabancasıyla madson’ın kafasına bir kaç el ateş etti ve onun kırmızı jipiyle güneye doğru hareket etti.

bir süre sonra chicago’da ortaya çıktı. lee miglin adında 72 yaşındaki emlak kralının evine kabul edilmeyi başarmıştı. onu vahşice öldürdü. kafasını koli bandıyla sardıktan sonra vücudunu defalarca budama makasıyla bıçakladı ve bahçe testeresiyle boğazını kesti. buradan mingin’in arabasıyla doğuya doğru hareket etti.

pensiyvanya new jersey’de 45 yaşındaki bir mezarlık bekçisi olan william reese’i aynı tabancayla öldürdü. takvimler 9 mayısı gösteriyordu ve cunanan reese’in kamyonetiyle oradan uzaklaşıyordu. iki haftada 4 kişiyi öldürmüştü.

kısa sürede amerika’da en çok arananlar listesine girmiş, gazetelere ve televizyolara konu olmuştu. yani önemli olmayı başarmıştı. ama bir suçlu olarak.

miami’ye giderek bir otele yerleşti. bir süre burada kaldı.gündüzleri uyuyor ve geceleri ise gay barlara takılıyordu. bu sıralarda otelin bulunduğu south beach’te iki blok ötede ünlü modacı versace’in malikanesi vardı. 14 temmuz sabahı versace alış verişten eve döndüğünde cunanan onu kapının önünde bekliyordu. ve 50 yaşındaki modacının başına iki el ateş etti.

polis müfettişleri mezarlık bekçisinin arabasını bulduklarında içinde cunanan’ın kanlı kıyafetleri ve pasaportu vardı.

versace cinayeti dünya çapında bir şok etkisi yarattı. tüm dünya basınında fotoğrafları ve haberleri yayılırken o, kadın kılığında serbestçe dolaşıyor ve polisle kedi fare oyunu oynuyordu.

25 temmuz 1997 tarihinde versace’nin öldürüldüğü yerin yalnızca kırk blok ötesinde demirli bir teknenin bakıcısı tekneye girdiğinde bir yabancıyla karşılaştı. polise haber vermek için telişla dışarı çıktığı sırada bir el silah sesi duyuldu. kısa süre sonra polis büyük bir operasyon başlatmıştı. ve gaz bombası eşliğinde tekneye giren özel tim, cunananı şortla yatağa uzanmış ve kendini ağzından vurmuş olduğunu gördüler.

richard trenton chase

seeyouindisneyland
vampire of sacramento
6 kişinin canını almış bir seri katildir. önceleri damarlarına tavşan kanı enjekte ediyormuş. daha sonra bunla yetinemeyip insan avlamaya başlamış. kurbanlarının kanlarını organ parçalarıyla birlikte içiyormuş. söylediğine göre bütün bu yaptıkları kanının toz haline gelmesini önlemek içinmiş..
aynı zamanda kuşları canlı canlı yediği ve kedi köpek kanı içtiği de söylenmektedir.
6 cinayetinden dolayı ömür boyu hapse mahkum edilmiş, ama yüksek dozda hap alarak intihar etmiştir. “vampire of sacramento” diye bilinir.

fritz haarmann

seeyouindisneyland
yirminci yüzyilin en kötü söhretli sehvet katili olan haarmann 1879 yilinda almanya’nin hannover kentinde bir isçi ailesinin çocugu olarak dünyaya gelmisti. en büyük zevki bir kiz çocugu gibi giyinmek olan asik suratli, fazla zeki olmayan bir çocuktu. 17 yasinda çocuk tacizcisi olarak tutuklanmasinin ardindan bir akil hastanesine yatirildi. alti ay sonra buradan kaçip isviçre’ye gitti, sonra da hannover’e geri döndü.

bir süre boyunca saygin bir hayat sürmeye gayret etti; puro fabrikasinda bir is buldu ve genç bir kizla nisanlandi. ama bu göreceli normal dönem uzun sürmedi. nisanlisini terk ederek orduya katildi. 1903 yilinda tekrar hannover’e döndügünde irili ufakli suçlarla dolu bir hayatin içine atildi. yirmili yaslar boyunca yankesicilikten hirsizliga uzanan türlü suçlar nedeniyle devamli hapse girip çikti. birinci dünya savasi’ni demir parmakliklar arkasinda geçirdi.

1918’de hapisten çikti, dogdugu sehre döndü ve bir kaçakçilik çetesine katildi; çetenin kaçirdigi mallar arasinda karaborsa sigir eti de vardi. bu arada polise muhbirlik de yapmis ve bu ek isi ona yasa disi faaliyetlerine karsilik bir koruma saglamistir. ancak 1919’da yatakta genç bir erkekle yakalaninca tekrar hapse gönderildi.

dokuz ay sonra hapisten çikinca, haarmann daha önce hiçbir sekilde örnegi görülmemis sapkinliktaki kariyerine basladi. hannover’in suç batagi olan eski mahallesinde yasayan haarmann, hans grans adinda escinsel bir erkek fahisenin esiri oldu. bu ikili beraberce savasin yiktigi sehri dolduran genç erkek göçmenleri avlamaya çiktilar. her ne kadar haarmann 27 cinayetle suçlandiysa da, en az 50 cinayetten sorumlu olmasi muhtemeldir. kurbanlarini öldürme yöntemi her seferinde ayniydi.

karni aç olan genci odasina girdikten sonra, haarmann onun karnini doyuruyor, daha sonra da üzerine çullanarak (çogu zaman grans’in da yardimiyla) gencin bogazini neredeyse kafasi kopuncaya kadar isirip çigniyordu. genellikle kurbanin vücudu üzerinde debelenirken cinsel bir tatmine ulasiyordu. daha sonra, haarmann ve grans cesedi parçalayip karaborsada et niyetine satiyorlardi. kurbanlarin giysilerini de satiyor ve cesetlerin yenilemeyecek parçalarini kanala atiyorlardi.

kaybolan gençlerin sayisi artinca polisin süphesi haarmann’in üzerinde toplanmaya basladi. ondan karaborsada “biftek” alan bir kadin, bunun insan eti oldugundan süphelendi ve eti polise götürdü. 1924 yazinda kanalin kiyisinda birkaç tane kafatasi ve bir çuval kemik bulundu. haarmann’in odasini arastiran dedektifler, gençlerin giysilerini buldular. ev sahibesinin oglunun giydigi palto-bunu ona haarmann vermisti- kaybolanlardan birine aitti.

sonunda haarmann her seyi itiraf etti. 1924’te yargilandi, suçlu bulunup idama mahkum edildi. idamini beklerken “hannover vampiri” (bu ad ona basin tarafindan verilmisti.), yazili bir itirafname hazirladi ve burada yaptigi korkunç seylerden aldigi zevki hiçbir saklama endisesi duymadan anlatti. kendi istegi üzerine sehrin pazar alaninda basi bir kiliçla kesildi. öldükten sonra beyni çikarildi ve incelenmek üzere goettingen üniversitesine gönderildi. maalesef bu incelemeden bir sonuç çikmadi. yetmis yil sonra bile ilim fritz haarmann gibi canavarlarin içindeki seytani anlamaya yaklasmis degildir.

dr henry howard holmes

seeyouindisneyland
’’ben içimdeki kötülükle doğdum. katil olduğum gerçeğinin önüne geçemiyordum; tipki bir ozanin ilhamini bastiramayip şarki söylemesi gibi’’ diyerek işlediği cinayetlere gerekçe bulmaya çalişan holmes’in abd suç tarihinde önemli bir yeri var. 27 cinayet işlediğini itiraf eden holmes, 7 mayis 1896’da idam edildi.

ottis toole

seeyouindisneyland
babasının ve üveybabasının tecavüzüne uğramış, ilk cinayetini 14 yaşında işlemiştir. öldürdüğü insanlara tecavüz etmiş ve bazılarını yemiştir*, kundakçılıkta vardır kendisinde. 1979da henry lee lucas’la tanışıp öldürme eylemini birlikte sürdürürler. 1996’da idamı beklerken öldü

henry lee lucas

seeyouindisneyland
birini öldürmek, sokağa çıkmak gibi bir şeydir. eğer bir kurban istiyorsam, sokağa çıkar ve bir tane bulurum.”
“seks benim zayıf noktalarımdan biridir. yapabildiğim her şekilde seks yaparım. eğer bunun için birini zorlamak durumundaysam, yaparım.. onlara tecavüz ederim; bunu yaptım. onlarla seks yapmak için hayvanları öldürdüm ve onlarla canlıyken de seks yaptım.”
istismarcılığı delilik derecesine varan annesinin kendisine yaşattığı dehşet verici şeylerle büyüyen lucas, sadist sapkınlık kariyerine henüz çocuk yaşlarda başlamıştır. 13 yaşına geldiğinde üvey ağabeyiyle seks yapmaya başlamış, yine ağabeyi onu hayvanlarla seks ve hayvanlara işkence yapma eğlenceleriyle tanıştırmıştır. en sevdikleri şey küçük hayvanların gırtlaklarını kesip sonra da onlara tecavüz etmekti.
bir yıl sonra ilk cinayetini işlemiş, tecavüz etmesine direnen 17 yaşındaki bir kızı boğmuştu. 1954’te 18 yaşındayken çeşitli hırsızlık suçlarından 6 yıl hapis cezası aldı. 1959 yılında tahliye olduktan sonra bir gün 74 yaşındaki annesiyle tartıştı ve onu bıçaklayarak öldürdü.(yakalandığında annesinin cesediyle seks yaptığını söyleyecek ve daha sonra bunu inkar edecekti.)
ikinci derece cinayetten 40 yıl hapis cezasına çarptırılan lucas, bir akıl hastanesine konulmuştur. tüm itirazlarına rağmen 10 yıl sonra serbest bırakıldı. daha sonra bu konuda şöyle söyleyecekti.”beni affettiklerinde onlara dışarı çıkmaya hazır olmadığımı söyledim. gardiyana, doktora, herkese yeniden öldüreceğimi defalarca söyledim.” on sekiz ay sonra da iki genç kıza tecavüzden tekrar cezaevindeydi.
lucas eyalet hapishanesinden 1975 yılında çıktı. acımasız bir psikopat olan ottis toole ile tanıştı. otis, amerikan suç tarihinde en tüyler ürpertici suç dalgasında onun suç ortağı olacaktı. bundan sonraki 7 yıl içinde bu ikili tüm amerika’yı dolaşacak ve bilinmeyen sayıda insanı öldürerek parçalayacaklardı. lucas gibi sapık olan toole nekrofili meraklısı ve yamyamdı. lucas yamyamlığa karşıydı. çünkü insan etini sert buluyordu. bu yolculukları sırasında ottis’in ergenliğe varmamış yeğeni becky frieda powell da onların yanındaydı. bu kız daha sonra lucas’ın sevgilisi, nikahsız eşi ve nihayetinde de kurbanı olacaktı.
lucas 1984’te ruhsatsız silah bulundurmaktan gözaltına alındı. nezaretteyken gardiyanı yanına çağırdı ve “kötü şeyler yaptım.” diye mırıldandı. bununla birlikte çok sayıda cinayetleri bir bir itiraf etmeye başladı. bunların bazıları doğrulanırken bazılarının ise yalan olduğu ortaya çıktı.
bazı dedektiflere göre lucas 69 kişiyi öldürmüştü, bazılarına göre ise 81 ve ya daha fazlasını.1985’te lucas 10 cinayetten hüküm giydi. bu bile idam cezası için gereğinden fazlaydı.

bugsy siegel

seeyouindisneyland
amerika’nın en meşhur gangsterlerinden. las vegas’ı kuran adam. sosyopat ve de psikopat bünye. filmi de vardır bugsy adında. warren beatty tarafından canlandırılmıştır bu filmde. asıl adı benjamin siegel’dir ama herkes ona bugsy der. musevidir, meyer lansky’nin de kankasıdır. the godfather filminde moe greene adlı karakterle canlandırılmıştır. yakışıklıdır, hollywood yıldızlarıyla beraber olmuştur.

meyer lansky

seeyouindisneyland
1902-1983 yılları arasında yaşamış ünlü amerikalı gangster. bir gangsterden ziyade amerikadaki mafyanın muhasebesini tutmuş en söz sahibi kişilerden biridir. kendisi rusya’dan amerika’ya göçen yahudilerdendir. hakkında açılan çeşitli davalardan sonra hiç bir ülkenin vatandaşı olamamış ve bir haymatlos olarak ölmüştür...

vito genovese

seeyouindisneyland
genovese, 1913’de new york’a göç etti. mafya kariyerine de kendisi gibi napolili olan joe masseria’ya hizmet ederek başladı. hapishaneye ilk girişi 1917 yılında silah taşıdığı için oldu, 60 gün hapiste kaldı. lucky luciano, meyer lansky, bugsy siegel ve frank costello gibi isimlerle kadın, alkol ve uyuşturucu satıcılığında çalıştı.

zamanla luciano’ya yaklaşan genovese, amerikan ve italyan mafyası arasında gelişen castellammarese savaşı’nda önemli rol oynadı. 1931 yılının nisan ayında luciano tarafından düzenlenen joe masseria suikastinde eski patronuna ateş eden dört kişiden biriydi. bu yılın sonuna doğru, luciano ayrıca masseria’nın rakibi salvatore maranzano’ya suikast düzenledi ve italyan mafyasının lideri oldu.

1929 yılında vito genovese’nin ilk eşi genç yaşında vefat etti. bundan üç yıl sonra anna petillo isimli mutsuz bir evlilik yaşayan ama boşanamayan evli bir kadına âşık oldu. genovese 16 mart 1932’de anna’nın eşini new york’da yüksek bir binanın tepesinden aşağı atarak öldürdü ve 12 gün sonra anna petillo ile evlendi. nancy ve phillip isminde iki çocuğu oldu. oğlu phillip mafya işlerine hiç girmedi. daha sonra oldukça popüler bir dava ile eşinden boşandı ve genovese’yi hem bir mafya babası hem de bir karısını döven olarak lanse etti. boşanmasının ardından anna aylık 300 dolarlık bir nafaka aldı, ama aynı dönemde genovese tek işinden haftada 30.000 dolar kazanıyordu.

1936 yılında luciano’nun hapse girmesi üzerine genovese kriminal bir hiyerarşi yaşama şansına kavuştu. ilk kurbanlarından biri gangster ferdinan boccia idi. vurucularından biri tehdit edilince genovese’nin patronu olduğunu söyledi ve vito genovese italya’ya 1937 yılında kaçmak zorunda kaldı.


david hanna’nın vito genovese - the godfather series isimli kitabı (1974)
genovese italya’da benito mussolini’nin yakın arkadaşlarından biri olur ve damadı count ciano ile uyuşturucu satışı ortaklığına girer. 1943 yılında editör italyan karşıtı carlo tresca’nın suikastini düzenler. aynı yıl içerisinde amerikalıların sicilya’ya dönmesi sonucunda onların yanında yer alır ve karaborsanın katkılarıyla zenginleşir. bu dönemde sicilya mafyasındaki amerikalıları temsil eden ve 1942-1943 yıllarında new york valisi olan colonel charles poletti’nin şoförü, tercümanı ve consiglierisi olur. sicilya’nın o dönemdeki en büyük babası salvatore giuliano ile dost olur

genç bir komiser yardımcısının da desteğini alan genovese, amerika’ya geri döner. bu süre içerisinde cinayetten aranmaktadır, ama tüm şahitler ve suçlular geldiğinde öldürülmüştür ya da ortadan kaybolmuştur ve aleyhindeki tüm davalar düşer.


1946 yılında havana konferansına katılır. burada amerika’daki mafya gücünü eline geçirmesi üzerine uzlaşır. albert anastasia ve lucky luciano ise karşısındadır. bu gelişiyle beraber uyuşturucu satması luciano tarafından yasaklanır. luciano ve genovese arasında bir anlaşmazlık olur, ancak buluşmalarının ardından yeni bir savaşın doğmasını engellerler.

vito genevese luciano’nun da bu işte olmasına rağmen uyuşturucu satışına yatırımda bulunur ve luciano mafya liderliğinde ikinci sıraya düşer. "capo di tutti capi" (babalar babası) olmak için amerikan mafyasında bir çok suikast gerçekleştirir. 1951’deki komisyonun buluşmasının ardından frank costello ve joe adonis’in karşı çıkmasına rağmen; albert anastasia gibi; new jersey mafyası başı willie moretti’nin yokedilme emrini verir. sebebi de kefauver komisyonunda omertaya uymamasıdır.


genovese new york polis departmanınca yakalandıktan sonraki resmi
1957 yılının nisan ayında frank costello’ya suikast düzenler ancak castello ölmez. suikastı; vincent gigante ve tommy eboli katılım gösterir (bu iki isim de gelecekte vito genovese’nin hapishanedeki yıllarında ve ölümü ardından genovese ailesini kendi dönemlerinde yönetecektir). hayatını kaybetmekten korkan frank costello ailesinin patronu olmaktan çekilir ve yerine vito genovese geçer. mafya ailesinin ismini de genovese ailesi yapar. aynı yılın ekim ayında; tek rakibi olan gambino ailesinin lideri albert anastasia’yı gallo kardeşler tarafından öldürtür. bu suikastin ardından; genovese artık amerikan mafyasının lideri olmuştur.


14 kasım 1957 tarihinde; new york’da apalachin’de gerçekleşecek apalachin buluşması’nda genovese babaların babası olmayı planlar; ancak edgar croswell isimli new york polis eri; evin sahibi joseph barbara’yı şüpheli bulduğu için kontrol etmektedir.

evin içine giren ve çıkan lüks arabaların plakalarını inceledikten sonra; joseph bonanno, carlo gambino, sam giancana ve santo trafficante’nin de aralarında bulunduğu tüm mafya babalarının burada olduğunu anlar ve tepeye çıkan yolu kapatarak arabaların kaçmasını engeller.

eve polislerin baskın yapması sonrasında; katılım gösterenleri kaçmaya çalışır ama bir çoğu da yakalanır. ancak bu kaçışları basının ilgisini çeker ve genovese’nin bu buluşması bir fiyaskoya dönüşür. lanksy, luciano ve castello’yu da yoketme planları yapan genovese; aleyhinde gelişen davalarda da lanksy ve luciano genovese’nin uyuşturucu ticaretini anlatmasıyla hapise girer.

vito genovese springfield hapishanesinde ölmeden iki hafta önce çekilmiş resmigenovese 1959 yılında uyuşturucu ticaretinden 15 yıl hapis cezası alarak hapise girmesi sonrasında; tony eboli genovese ailesinin başına geçer. ancak genovese; hapishane’den genovese ailesini yönetmeye devam eder. hapishane’de olduğu yıllarda tony bender’in de öldürülmesini emreder çünkü yakalanmasındaki baş sorumlu olarak bender’i görür. genovese ayrıca joe valachi’ye suikast planlar, valachi bunu öğrendikten sonra polisten koruma talep eder ve mafya aleyhindeki en büyük bilgi kaynaklarından biri olur.

genovese 14 şubat 1969’da kalp krizinden springfield hapishanesinde, tahliye olmasına 5 yıl kala ölür.

günümüzde genovese ailesi new york’un en güçlü ve zengin ailesi olarak görülür ve 250’ye yakın askeri olduğuna inanılır. aile’nin lideri gizli olduğu için bilinmemektedir; ancak liderleri dominick cirilio, mario gigante, venero mangano ve matthew ianniello’dur.

öldüğü yıl mario puzo tarafından yazılan, baba ve sicilyalı isimli romanlarındaki ana karakterler; don vito corleone ve michael corleone, mario puzo’nun açıklamasına göre "don" vito genovese’den ve frank castello’dan esinlenmiştir. 3 yıl sonra; romanın filmini çeken francis ford coppola da karakterin vito genovese’ye benzeterek filmini çekmiştir.[2]

vito genovese’nin hayatında yaşadıkları ve baba romanındaki belli başlı paralellikler şöyledir:

vito corleone gibi genç yaşta italya’dan amerika’ya, new york’a göçü.
vito corleone gibi isminin vito olması.
vito corleone gibi ilk babalardan birini öldürdükten sonra mafya babası olması.
michael corleone gibi ilk eşinin genç yaşta ölmesi, yeni biriyle evlenmesi ve boşanması.
michael corleone gibi ikinci dünya savaşında etkisi olması.
michael corleone gibi bir mafya babasını öldürdükten sonra italya’nın sicilya şehrinde bir dönem yaşaması ve giderken eşini amerika’da bırakmak zorunda kalması.
michael corleone gibi (sicilyalı romanında) salvatore guiliano (ismi de aynıdır) ile sicilya’da dostluk yaşaması ve eşlik etmesi.
michael corleone gibi havana’da babaların babası olması.
michael corleone gibi bir oğlu ve bir kızı olması ve oğlunun mafya ile ilgilenmek istememesi.
vito ve michael corleone gibi kalp krizinden ölmesi.

lucky luciano

seeyouindisneyland
sicilyalı amerikan kökenli bir kanun kaçağıydı. luciano modern organize suçların babası ve ikinci dünya savaşı sonrası uluslararası eroin ticaretinin yayılmasında mimarıdır.
time dergisi luciano’yu 20. yüzyılın en etkili 20 mimarlarından ve titanlarında biri olarak sınıflandırmıştır

joe valachi

seeyouindisneyland
lucky luciano çetesine ilişkin itiraflarıyla tanınan abd’li gangster.


1930’lardan 1950’lere değin daha çok kumar gelirlerinden pay alan, düşük rütbeli bir çete mensubuydu.1959’da uyuşturucu suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. haziran 1962’de atlanta, georgia’daki federal cezaevinde, polise muhbirlik yaptığı gerekçesiyle, birlikte kaldığı gangster liderlerinden vito genovese’den ölüm tehdidi aldı. bunun üzerine paniğe kapılarak, kendisini öldürecek kişi olduğunu sandığı bir mahkumu öldürdü.yanlış yaptığını anlayınca, pişmanlık duygusuyla her şeyi abd uyuşturucu ve tehlikeli ilaçlar bürosu’na, federal soruştuma bürosu’na (fbi) adalet bakanlığı’na ve john l. mcclellan’ın başkanlık ettiği abd senato daimi soruşturma alt komitesi’ne anlattı. böylece cosa nostra (bizim davamız) olarak tanımladığı suç çetesinin gelişimini, üyelerini ve iç işleyişini açıklayan ilk çete üyesi oldu. o dönemde abd adalet bakanı olan robert kennedy, valachi’nin tanıklığını abd’de örgütlü suç ve dolandırıcılığa karşı mücadelede en büyük istihbarat kaynağı olarak nitelendirdi.


sonraki yıllarda örgütlü suçlarla ilgili sorgulama, iddianame ve mahkumiyetler birbirini izledi.1971’de la tuna federal islah kurumu’nda kalp krizi geçirerek öldü.

john dillinger

seeyouindisneyland
1930’lu yıllarda amerika’nın ortabatı bölgesi’ni kasıp kavurmuş, 1903-1934 yılları arasında yaşamış banka soyguncusu. cana yakınlığı, şiddetten kaçınması ve o sıralarda halkın pek çoğunun ekonomik zorlukların sorumlusu olarak gördüğü bankaları hedef alması nedeniyle bir kanun kaçağı olmasına rağmen bazı çevrelerde bir halk kahramanı olarak anılmıştır. birkaç kez yakalnmış ancak tutuklu bulunduğu yerlerden her seferinde kolaylıkla kaçarak yerel polis örgütlerini zor durumda bırakmıştır. bir seferinde tutuklu bulunduğu indiana’nın crown point (taç noktası) kasabası’ndaki tutukevinden siyaha boyalı bir tahta parçasını silah gibi göstererek kaçması üzerine çevre şehirlerde bu kasabanın adının clown point’e (palyaço noktası) çevrilmesine yol açmıştır.

hakkındaki bir diğer rivayete göre ise, tutuklu bulunduğu hapishanenin müdürünü rehin aldıktan sonra hapishanenin arabası ve şoförü ile kaçarken çevredeki bir bankaya girip soymuş ve bankadan aldığı paranın bir kısmını hapishane müdürü ve şoförüne pay olarak vermiştir. yerel polis örgütlerinin dillinger’ı yakalamadaki başarısızlığı üzerine fbi, dillinger’ı yakalama işini kendi üzerine aldı. fbi’ın efsanevi başkanı j. edgar hoover, dillinger’ın yakalanması durumunda halkın, o sıralarda yeni kurulmuş olan fbi’a desteğinin artacağını düşünerek bu konuyu çok önemsiyordu. john dillinger, chicago kenti’nde, ilişki içinde bulunduğu polly hamilton’ın yanında saklanmaktayken, hamilton’ın arkadaşı ana cumpanas’ın amerika’da oturma izni karşılığında fbi’a ihbarda bulunması sonucu bir sinema çıkışı pusuya düşürülüp öldürüldü. fbi’ın atış poligonlarındaki hedeflerin üzerinde hala daha john dillinger’ın resminin bulunduğu söylenir.

dutch schultz

seeyouindisneyland
1920’lerde ve 1930’larda new york kentinde içki kaçakçılığı ve başka yasadışı işlerle uğraşan hollandalı lakaplı abd’li gangster.

bronxlu eski bir gangsterin adından esinlenerek schultz takma adını aldı. işe ev soymakla başladı.sonradan içki kaçakçılığı ve üretimiyle kaçak meyhane işletme gibi işlere girdi. bronx’ta ve manhattan’ın bazı kesimlerinde yasadışı siyasi işlere de karıştı.çetesi bir dizi kanlı çete savaşına katıldı.schultz 1933’te vergi kaçırma suçundan mahkemeye çıkarıldıysa daaklandı.duruşma öncesinde aylarca saklandığından işlerinin büyük bölümünü new yorklu rakiplerine kaptırdı. new jersey’deki newark’ta üslenerek new york’taki işini yeniden toparlamaya çalışırken, savcı thomas e. dewey’in hedefi haline geldi. ekim 1935’te albert anastasia ve başka gangsterlere dewey’i öldürmeye yönelik bir plan sundu.ama new yorklu çete reisleri bu planın yol açabileceği olayları göze almak istemediler.schultz 23 ekim 1935’te üç koruma görevlisiyle birlikte new yorklu kiralık katiller tarafından öldürüldü.

hoodlum

seeyouindisneyland
başrollerinde laurence fishburne,andy garcia ve tim roth gibi önemli oyuncuların paylaştığı 1997 yapımı film.
filmde hapishaneden yeni çıkan bumpy johnson rolünde fisbourne abiyi izliyoruz.hollandalı lakaplı dutch schultz ile kapışan kraliçe lakaplı mafya anası bumpy’i yanına alır ve dutch ile olan kapışmalarında ondan yardımcı olmasını ister ancak boynuz kulağı geçer ve film boyunca hollandalı ile bumpy kapışır.
andy garcia ise karizmanın tavanında olanları izleyen bir bürokrattır.
tim roth’u izlemenin büyük keyif olduğu film kanımca arada kaynayanlardan.

kris kristofferson

seeyouindisneyland
1936 teksas doğumlu aktör.çektiği yüze yakın filmde genellikle ağır amerikan propagandasını hissederken , sosyal içerikli filmlerde de önemli roller üstlenmiştir.
konvoy filminde tüm eyalet polsini peşinden koşturan bir kamyon şoförünü canlandıran aktör katıldığı tv showlardan birinde de komünist olduğunu ulu orta söyleyerek izleyenleri şaşırtmıştır.
20 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol