scaremonger

yavuz çetin’in kız arkadşıdır, yıllar boyunca şebnem ferah’ın tonmaisterlıgını yapmıştır, şimdilerde alp turaç’a devretmiştir görevini. ayrıca stüdyosu bulunmaktadır, hatta yavuz çetin’in kanıyla yaptıgı satılık albümü bu stüdyoda kaydedilmiştir.

vanessa carlton da coverlamıştır bu şarkıyı.

winona ryder ve angelica jolie’nin kaçtıktan sonra minibüse atladıkları an fonda the doors’un süper şarkısı(gerçi hespsi süper) roadhouse blues çalmaktadır. başrol karakterlerinin oyunculukları muhteşemdir. kendini tekrar tekrar izleten bi filmdir.

edit: angelica jolie kim ya..

bi şirkette işe girmiş frankie. ama ne yaptıgını söylemekte çekiniyor. "iş yerinde çalışıyorum" diyor başka bişey demiyor. pis işler çevirdiginden şüpheleniyorum.. çalışmak derken?

kendisine yürecigimden kopan bir akrostiş yazdım hemen;

max,
ax,
x.

hayatımın kabusu. yala yala bitmez gibi bişey.

jimi hendrix şarkısı. ama içinde gayet güzel yorumların da bulundugu bir tribute albümü. yıl 1993.

1. the cure - purple haze
2. eric clapton - stone free
3. spin doctors - spanish castle magic
4. buddy guy - red house
5. body count - hey joe
6. seal, jeff beck - manic depression
7. nigel kennedy - fire
8. the pretenders - bold as love
9. p.m. dawn - you got me floatin’
10. slash, paul rodgers - i don’t live today
11. belly - are you experienced?
12. living colour - crosstown traffic
13. pat metheny - third stone from the sun
14. m.a.c.c. - hey baby (land of the new rising sun)

1993’te ugur mumcumuzu kaybettikten sonra ugur mumcu’nun eşi guldal mumcu ile aralarında söyle bi diyalog geçmiş;

(hatırladıgım kadarıyla)
g.m: olayın arkasında bir duvar var.
m.a: o duvardan bi tane tugla çekerseniz yıkılır o duvar.
g.m: çekin öyleyse..
m.a: yapamam.

bütün yaptıklarını kabul etmiş ama yaptıklarının hiçbirini devlet sırrı gerekçesiyle açıklamamıştır. mülkiye’deyken mahir çayan’la arkadaşlarmış, kale niyetine sandalyeleri çevirip, maç yaparlarmış paso. ondan bahsederken can dündar "her mülkiye’li gibi biraz solcuydu" diyor. ey hayat sen nelere kadirsin...

aslında dizide hristiyanlık’tan tutun da, egitim sistemi, hukuk sistemi vs.vs bir çok gönderme vardır. adaya düştükten sonra kurulan düzenden sonra insanoglu’nun nereye giderse gitsin herhangi bi haltı degiştiremeyecegi gibi karamsar bi bakış da vardır. lakin bu göndermeler bitmek tükenmek bilmeyen sorularla arka planda, gayet şeffaf bi durumda kalıyor. galiba senaristlerin de istedigi bu, nitekim seyircilerin de. jack ile kate’in kızgın kumlardan serin sulara atlaması daha bi çekici geliyor olabilir. 3 sezonunu izlememe ragmen 2. sezondan sonraki sıradan yorumumda ısrar ediyorum bu dizi için. ama charlie’ye pek üzüldüm dogrusu, sen git sakız bırakır gibi uyuşturucuyu bırak ondan sonra kader diye kahraman ol.. teyyyy...

niteliksiz ek anlamına gelmektedir.

el desierto, mi vanindad gibi hoşuma giden birçok şarkısı olan, şarkı söyleme tarzına hasta oldugum müzisyen.

lhasa’nın la llorona albümünde çooook muhteşem bi şekilde söyledigi şarkı.

ulke halkının komünistler için kullandıkları "anarşik" lafına takılmayınız, ikisi ayrı şeyler.

türkiye cumhuriyeti’nin ilk demiryolu izmir-aydın güzergahina işlenmiştir. onuncu yil marşi’inin ilk kıtasının son mısrasında geçen "demir aglarla ördük ana yurdu dört baştan" ve aynı zamanda tcdd’nin sloganı olan cümle aslında türkiye’nin devrimini, gelişimini temsil eder. kısacası atatürk devrimlerinin önemli yansımalarından biridir. sözüm ona şimdilerde devrimler binbir türlü yolsuzluklarla, elde bulunan imkanlara ragmen 10-15 yılda, bilmem ne dagını dinamitlerle patlatarak yapılmaktadır. sevgili mustafa kemal "senin o halkın var ya, senin o halkın..."

als olarak bilinen "amyotrophic lateral sclerosis" i yakalamış müzisyen, haddini bildirip bırakacak..

mississippi nehrinin jeff buckley’in sonsuzluga kulaç atmaya başladıgı kolu.

geçmiş zaman olur ki a perfect circle kadrosundaki bassçı hatun. judith’in videosunda yüksek topuklarıyla şarkı içindeki bi geçişte dagınık olan saçlarını toplamak gibi hobileri de vardır.

az sayıda fakat taşaklı gitarlar üreten bir firma. genelde signature oluyor zaten gitarları.

rage against the machine tekrar bir araya gelmesinden dolayı, geçmiş zaman kipinde çekimlenecek grup.

orjinal adı der himmel über berlindir.

wim wenders’ın 1987’de sinema tarihine kazandırdıgı nadide film. konusu mevzu bahis olursa city of angels şeklinde kısaca ve nispeten popüler bir tanım yapılabilir. filmde harikulade görüntüler mevcuttur, bütün film tablo gibidir. ve bu tablo harika diyaloglarla güçlendirilmiştir. konu, senaryo, vs. bakımından farklı yorumu olan city of angels ile de karşılaştırılması gereklilik dahilinde bile degil. filmin sonuna dogru nick cave’de görünmektedir.

ingilizce çevirisi için; (bkz: wings of desire)