salome

erkek sabah hatundan once uyanir icinde buyuk bir "sevk"le; hatuna "surpriz" yapasi gelmistir ve en guzel yontemin "oral seks" olacagina karar verir. ideal erkek arkadastir kendisi, bir kere yakalandi mi bir daha birakilmamalidir.

(bkz: oral seks yaparak sevgilisini uyandiran erkekler)

colombo kesinlikle gorulmeye deger sehirlerden biridir. oyle "gece hayati, eglence, alisveris, kizlar, erkekler" degilse tatil amaci son derece keyif verir kolombo’da gecirilen vakitler, bol bol deniz urunu yer, yuruyerek sehri gezersiniz, guneslenir mango suyu icersiniz, tapinaklari gezer- fotograf cekersiniz, tropik ormanlarda "trekking" yaparsiniz aa bir de sicaktan bunalir, sivri sineklerden "illallah" dersiniz.

tiyatral yeteneklerini sergilerken kendini gormek istemektir.

sanirim facebook gruplarindan biri, sanmam oyle. " tam bir bekarim ve artik buna dayanamiyorum", "ben iliskisiz yasayamam", "bagimliyim", "tek basima bir hicim", "elmamin yarisi nerde", "hani ’aristophanes’’in insan soyu uzerine ’mit’i" ifadeleri saklidir bu "grup"ta.

kucucuk bir akdeniz sehri. "douro nehri" sehri iki parcaya ayirir ve yeniden koprulerle birbirine baglar, nehirde tekne gezisine cikabilir veyahut kenarindaki cafe ya da restaurantlardan birinde bir seyler icip, tikinabilirsiniz. nehir okyanusa dokulur. sehirde genel olarak mimariden kaynakli gotik bir hava hakimdir. saraplari unludur, bilindigi gibi fakat yemekle icilecek saraplar degildir bunlar, son derece keskin bir tadi olmakla beraber ciddi boyutlarda koyudur, yemek sonrasi bir iki kadeh olmak uzere "tadilir". sanirim avrupa’da kimligini yitirmemis fakat medeniyete de "hayir" dememis ender sehirlerden biridir. bu arada yemekleri hakikaten cok ama cok lezzetli, belirtmek istedim .

amerikan psikiyatri dernegi uyesi, new york hastanesi-cornell tip merkezi, westchester bolumunun tibbi sorumlusu ve dekan yardimcisidir." sinir durumlar ve patolojik narsisizm" adli kitabinda pek de fazla hakkinda kaynak bulunmayan "sinir durumlar"a ayrintili bir sekilde deginmistir.

(bkz: ne yazik ki hicbir sey)

sanirim bu bir "sekil" argo tabir ile. "ben oyle herseye atlamam sadece belirli konularda yazarim, avamlasamam" tavri kokmakta bu "sekil" buram buram. ben pek iliskilendiremiyorum azla ozu,ha! hangi durumda gecerli olur; konusanlar vardir lak lak ama bos konusurlar sadece laf kalabaligi, cehalet akar, utandirici bir cehalet hah iste oyle "konusmacilarin" karisinda susar "oz konusmaci" zira kime ne anlatsin! ama onun disinda herkesin dusuncesini ozgurce ifade edebilecegi bir ortamda, "az ama oz konusmak" veyahut "az ama oz entry girmek" birazcik kendini bilmezlik gibi geliyor bana, kendini bilmezce bir kustahlik. bu sadece bana "gelen" yaniliyor da olma ihtimalim vardir elbet "ama ve lakin" somutlastirilamayan her "dogru ihtimali" dogru olarak kabul edilmelidir, demeden de gecemeyecegim.

(bkz: bana faydasi olmayan kilisenin)

19. yuzyil "estetik akimi"na ait slogan. "sanat sanat icindir". asli fransizca’dir; "l’art pour l’art".

(bkz: art for art s sake)
(bkz: oscar wilde)
(bkz: sanat sanat icindir)

#732115

gorselligin onemi...butun kadinlarin dunyasi ama "kimi" diyelim de aleni olmasin kadinlar hakkinda genellemeler yaptigim. evet siz kadinlarin hayati gorsellikten ibarettir. aman kicim, aman basim , "yeni burnum nasil olmus", "pembe bana yakisti, ya sence?", "popom buyumus mu biraz biraz?"; kadinlarin hayati bu cumlelerle cevrilidir iste, o nedenle kadin filozof yoktur nerdeyse yoktur.

pakize suda ile 10 gunlugune bir eve kapatilmasi gerekiyor bu nihat dogan’in.

klasisist bir bakis acisi ile evet "populer olan kotudur".

muthis keyifli bir sey olsa gerek, paran varsa tabii. oh be ne ala, gez-dur. bir adamla tanismistim 65-70 yaslarinda, ismi lazim degil luksce bir havayolu sirketi ile peru’ya ucuyordu hem de first class, ayak ustu konustuk, dunyada gormedigi sayili ulke kalmisti, ben brezilya’ya gitmek istedigimden bahsettim bana "amaaan ne isin var orda ben 4 kere gittim, bir ise yaramaz" diye cevap verdi. e ne diyim sustum. ama hep aklimda kaldi o adam, emekli olmakla bagdastirmak istiyorum onu hatta emekli olmak diyince aklima o adam gelsin, o emekli olmayi simgelesin... arada bir de olsa optimist olmak gerek tabii.

moderize edilmis hali ise (evli ve nisanlilar icin gecerli, e sozlu de olur); normalde sag/sol parmakta duran yuzugu sol/sag parmaga almaktir. hem daha zahmetsiz, hem goruntu renkliligi yasatmiyor hem de kangren olma tehlikesi yok.

evlenmeden once veyahut yeni evli iken esi is seyahatine giden bir kadin kendini muthis yanliz hissediyor, hicbir sey yapmak gelmiyor icinden, esini ozluyor, isten eve gelip carcabuk birsey atistirip televizyonun basina oturuyor, kitap okuyor veyahut annesine gidiyor. yani esi varken hazirladigi sofradan eser kalmiyor zira anlamsizlasiyor, ev bile "f tipi ceza evi" muamelesi goruyor. aradan 5 hadi bilemedin, 7 o da mi olmadi! 10 sene gectikten sonra erkek "haftaya lisbon’a gidiyorum 5 gun yokum" dediginde kadin sevincini nasil saklayacagini sasiriyor. bu onun icin "ozgurluk" demek, ooohhh mis gibi "kumanda bende" demek, huzurlu-sessiz kendini dinleyebilecegi geceler demek, kizlarla bir seyler icmeye cikmak, istedigi sinemaya gitmek demek. o bes gunun nasil cabuk gectigini kendi bile anlayamaz oluyor. artik erkek eski cazibesini tamamen yitirmis konuma geliyor. peki o zaman neden insanlar evlenmek icin onca mucadele verirler- be kadin koca bulmak icin harcadigin enerjiyi sorgulamak uzerine harcasaydin ender kadin filozoflardan biri olurdun- neden evlenmeden huzura erisemezler? bu iste bir is var ama hadi hayirlisi!!

bebek gibi bir yuz, sirma saclar, narin kucuk omuzlara baglanan incecik kollar, zarif eller-ince uzun parmaklar, kivaminda top top memeler... "bu kiz bir huri olmali", "tanriiimm bu hatunun benimle isi ne" derken erkek, kiz ’musade" ister "lavabo"ya gitmek icin ve kalkar, arkasindan "nereye gidiyor meraki ile ’sadece’" bakan erkegin bir anda dunyasi basina yikilir, "o neee yaaaa!!o kocaman cikintilar da ne bu guzelim, incecik kizin kicinin altinda bir saga bir sola ahenkle kivrilan topcuklar da neeeeeee??". herif sok, anlar iste o noktada bu hurinin onunla ne isi oldugunu. ay cevap vermeyi unuttum. onlar "basen" ayol!

su sekilde de yorumlanabilir;
- seksuel referansli bazi organlarin buyukluklerinin "makbuliyet"i kucuk "sey"lerin varligindan oturu soz konusu edilir. mesela kucuk memeler olmasa idi buyuk memelerin "onem"i ve kiymeti bilinmeyecekti. daha guzel bir uyarlama; "penis", evet kucuk penisler olmasa idi buyuk penisler bir sey ifade etmeyecekti cunku butun penisler buyuk olarak bilinecekti. hatta "buyuk" bile denmeyecekti onlara, daha farkli sifatlarla nitelendirileceklerdi belki kim bilir, "tirtikli penis" - "tirtiksiz penis"!