salome

"kiss my ass" demeden once dusunmek gerekli tabii ki. nicin kutsal oldugu iddia edilmis bu "muessese"nin? ben dusundum dusundum soyle bir sonuca vardim; uzerine fazla kafa yorulmasin, elestirilmesin, inkar edilmesin, evlilik disi iliskiler filizlenmesin, evlilik disi cocuklar dunyaya gelmesin, hayvanlar gibi onumuze gelen ile cinsel munasebette bulunmayalim, "ahlak"li olalim, cocuklarimiz parcalanmis ailelerde buyumesin, yani biz insanoglu irademizi bir sekilde koruyalim amaci ile boyle dogmatik bir yargiya varilmis ve isin icinden cikilmistir. peki kim, ne zaman koymustur bu "kurali" avrupa’daki "unlu ortacag dusunurlerinden" biri mi? nee ortacag’da dusunur yok mu? tamam, iste ben de kiliseden bahsediyorum, kilise yonetimi. salgin hastaliklarin kol gezdigi ardi ardina savaslar yasandigi bir cagda insan omru ortalama 35 yil iken mi "evlilik kutsal bir muessesedir" denilmistir? eger belirli bir tarih kisi ve mekan var ise cehaletimi bagislayin efendim. "aman ha ’kutsal’ sakin yargilama"!

(bkz: akranlarin teker teker evlenmesi)

gamzedir o gamze, dudak gamzesi.

misal verecek olursak kadinin "edilgen" erkegin ise "etken" olusu.

o kadar igrenctir ki soyle bir savumaya basvurmayi bile goze alirisniz "ucuk o bee, gecen gunkini sen de gorseydin sende de olurdu".

ps: gecen gunki=ruya

edit: "gunki" degil "gunku", ama boyle daha hos geliyor kulaga.

uzerine tam 69 entry girilmis programdir. bozmak istedim. bi de petek dincoz konuk oldugu icin izleyici sayisinda azalma goruldugune eminim gece itibari ile.

eski sevgiliyi saplanti haline getirenler yuzde yuze yakin bir oran ile terk edilenlerdir o zamaninda sevgili olan "eski" tarafindan.

vardir oyle kizlar gorursunuz sokakta, pespembe; pembe kazak, pembe toka, pembe cerceveli gunes gozlukleri, pembe bere, pembe atki, pembe palto, pembe canta, pembe eldiven... ne varsa pembe alir, takar ve giyerler. hatta bunlarin patolojik boyutlarda pembe severleri mevcuttur; ise mi gidiyor kumas siyah pantolon, beyaz gomlek, siyah ceket, siyah cizmeler, seksi degil mi? hee evet oyle sanin eve bi gelir bu pembe sever hatun ayakkabilari bir cikarir, o da ne! pembe pembe, kenarinda domuz kafasi resmi olan coraplar bununla da bitmez cisini yapmaya girer ordan gozunuze yine pembe pembe parlayan onunde kocaman bir kalp baskisi ile ’o’ don carpar.gel de cildirma! haa ben nerden mi biliyorum? oyle hasta arkadaslarim var benim.

"j.hector st. john de crevecoeur" (fransiz asilli amerikali bir yazar 1735-1813) tarafindan kaleme alinan eser. avrupalilar’in amerika topraklarindaki hayatlarini, yasam tarzlarini anlatmakta (1782), amerikan ruyasina deginmektedir. avrupa’da yanki uyandirmis ilk american yapiti olma niteligini de tasir. son derece yalin ve akici bir ingilizce ile yazilmistir.

sevgiliniz bir korfez ulkesinde siz bir korfez sehrinde, yurutemezsiniz.baslarda kandirirsiniz kendinizi her gun rutin bir sekilde yaptiginiz telefon gorusmeleri yardimci olur. "bizim cok saglam temeller uzerine kurulmus bir iliskimiz var, ne istedigimizi biliyoruz, bize bir sey olmaz" der durursunuz "nasil katlaniyorsun" diye soranlara. lakin hepsi aldatmacadir araniza giren denizler dalga boyu asindirir sevginizi, oyuntularina deniz kestaneleri yuva yapar, ne zaman ki oksamak icin elinizi uzatirsiniz batar. bir gun delik-desik ellerinize bakar ve vazgecersiniz, bir anda. deniz kestanelerinin dogal yollardan yuvalanmadigini farkedersiniz. coktan vazgecilmistir sizden ve bundan boyle eldivensiz dokunmak yasaklanir, tarafinizdan...

(bkz: the picture of dorian gray)
(bkz: oscar wilde)

demek ki, oyle 2 dergi 5 kitap okunarak (buyuk bir ihtimalle rakamlarin yer degistirmis sekli...) "feminizm" bizim kadinlarimiz tarafindan algilanabiliyor bir de uygulaniyor ki erkegimiz de anlamakla kalmiyor uzerine isyan ediyor. peki o zaman nicin her 10 kadindan 7 si hayatinda en az bir defa siddete maruz kalmis bulunmakta?! (cevap beklenen bir soru degil)

turk toplumuna ozgu bir tavir degildir sayet italya’da polis memurlari bile kizlara laf atar. tek farki onlarin "erkege" benziyor olmalaridir!

genelde penis ve vajina yerine kullanilir bununla beraber kufurlerin vazgecilmez sansurudur.

erkek: hayatini sikerim senin
kiz (baskasina anlatirken): bana "hayatini sey ederim senin" dedi.

(bkz: meyan koku)

acayip lezzetli bisi bu, salataliktan cok daha lezzetli fakat az su barindiriyor icinde.

(bkz: dinlen dinlen kac)

...in bir amaci mi olmak zorunda? bu kadar genis kapsama alani icindeki bir olguyu tek veyahut bir kac doktrin ile ozetlememiz mumkun mu? neden var olduk? hayat bizi istiyor mu? yoksa sadece ’idea’ yansimasi mi? elimizden tutar mi, bizim mi ilk adimi atmamiz gerekir e zaten dogarak bunu gerceklestirmis olmaz miyiz? hmm anladim bizim yon verebilecegimiz bir faktor degil. icinden gecerken her yone dogru bir kac adim ilerleyip merakimizi mi gidermeli yoksa secim hakkimizi biraz daha nesnellestirip geri donusu imkansiz bir hale getirerek fatalist bir bakis acisi mi gelistirmeliyiz?"hala mi bunlari sorgulamaktasin ergenligi coktan atlatmadin mi sen, isin gucun yok mu?", "ah sorma ’atlatamadim’ sanirim hem isim onemli degil hizmet sektoru ya "hos bir kadin olmak" yetiyor biliyorsun!"...

hayat sanirim sorgulamalar esliginde fakat iskalanmadiginda bir boka benziyor. her kafadan baska bir ses cikiyor. keske her ses "tok" olsa...

"human is the center of the world" ana-temasidir.

(bkz: humanizm)