confessions

psikolojik deli

- Yazar -

  1. toplam entry 90
  2. takipçi 1
  3. puan 8461

samir nasri

psikolojik deli
futbolcuların insan olduğu nedense bazen unutulur futbol aşıkları tarafından. oyuncuları robot gibi algılayıp, her şeylerini ona göre değerlendirirler. samir nasri’yi bütün yönleriyle ele alacağım.

samir nasri 26 haziran 1987’de cezayir göçmeni bir ailenin çocuğu olarak marsilya’da dünya’ya gelmiş. bu kısmı okuyan herkesin aklına zidane’ın geldiğinden eminim. nasri henüz çocuk yaşındayken tıpkı zidane gibi futbolla ilgili ideallere sahipmiş. nitekim ailesinin desteğiyle de bu idealleri için gerekli adımları atmış. nasri henüz 10-12 yaşındayken futbol hastası babası o’nu semt takımına yazdırmış. semt takımında bir kaç yıl oynadıktan sonra o’nun doğuştan gelen yetenekleri ve hırsı hemen hemen bütün çevreye yayılmış tabiki de. nasri’nin yaşı ilerledikçe hedefleri daha da oturmuş ve bu doğrultuda vermiş kararlarını.

o’nun performansı marsilya alt yapı sorumlusu ve eski fransa milli takımı oyuncusu jean-philippe durand’ın dikkatini çekmiş. yurt genelinde taramalar yapan marsilya alt yapısı nasri’yi bünyesine katmış. bu noktadan sonra nasri hayallerinin takımına transfer olmanın sevinciyle birlikte çalışmalarını daha da hızlandırmış. marsilya alt yapısında gösterdiği olağanüstü performansla tüm dikkatleri üzerine toplamış nasri.

2004-2005 sezonuna girilirken, yani nasri henüz 17 yaşındayken marsilya teknik patronu ve başkanı net bir karar vererek nasri ile profesyonel sözleşme imzalamaya karar vermişler. 17 yaşındaki bu genç isim ihtişamlı bir imza töreniyle tüm dünya’ya tanıtıldı. tam 5 yıllık sözleşme imzalandı. ve nasri daha ilk sezonunda marsilya’nın vazgeçilmezi oldu. ilk sezonunda 24 maça çıkan nasri, 1 gole imza attı ve dinamikliğiyle ilgi çekti. 2005-2006 sezonunda da 30 maça çıkarak ciddi bir istatistiğe ulaştı.

semt takımının küçük nasri’si artık dünya’nın gelecekteki en büyük yıldızlarından biri olarak gösteriliyor. nasri’nin yetenekleriyle ilgili olan yazımızın ikinci bölümüne geçelim.

nasri ofansif orta saha’nın her bölgesinde oynayabilen ender oyunculardan. sağ ayağını raket gibi kullanabiliyor. sol ayağı da fena sayılmaz. özellikle ofansif orta sahanın ortasında mükemmel işler çıkarıyor. henüz 19 yaşında olmasına rağmen 9 milyon dolarlık bonservis bedeline sahip olması onun yeteneklerinin ispatı diyebiliriz. kulübünden yıllık 600 bin dolar alıyor.

nasri uyruk olarak da bir seçim yapmak zorunda kalmıştı. önünde iki seçenek vardı. ya duygusal davranıp cezayir’i seçecekti, ya da kariyerini ve maddiyatı düşünerek fransa’yı seçecekti. o ve ondan öncekiler gibi fransa’yı seçti. fransa 21 yaş altı milli takımı’nda forma giyiyor ve a milli takım’ın gözdelerinden.

nasri topa yerinde müdahaleleriyle bir çok ikili mücadeleden galip çıkıyor. nasri’nin en önemli özelliklerinden belki de en önemli özelliği hızı ve driblingi. topu önüne aldığı zaman durdurulması çok zor. marsilya genel olarak bu yönden çok kaliteli. sağda ribery, solda nasri rakip takımlara sahayı zindan ediyor. nasri’nin önüne atılan toplarda onu durduracak sağ bek sayısı çok az. ligde durdurulamayan isim, avrupa arenasına çıktığı zaman daha zorlu rakiplere karşı oynayınca onun bu yönünü daha da iyi göreceğiz.

futbolda hızlı, atik olan oyuncular genelde teknik olamazlar. hatta futbol deyimiyle kazma olurlar. hem teknik hem hızlı olanlar henry gibi dünya yıldızı oluyor zaten. nasri de bu oyunculardan. hızlı olduğu kadar çok da teknik. üstelik uzak mesafeli şutları da çok iyi. özellikle orta alanda aralara zehir diye tabir ettiğimiz pasları iyi salması, kaleyi görebildiği her yerden şut çıkarabilmesi ve birebir de rakip oyuncuların belini kırarcasına çalım atması o’nun yeteneğinin bir parçası. nasri değişik stillerin yaratıcısı olacaktır. bundan da emin olabilirsiniz. nasıl günümüzde ronaldo çalımı, ilhan mansız çalımı gibi hareket figürleri dilimize girdiyse, nasri’nin de benzeri yaratıcılıklara imza atacağı kesin gibi.

nasri’nin çalışkanlığı onun buralara gelmesinin en belirgin sebebi. bunu o ve o’nu yetiştirenler de kabul ediyor. idmanlarını aksatmayan, hemen hemen her boş fırsatı değerlendiren, yeni yeteneklere sahip olmayı hedefleyen bir yıldız adayı. belki de bu o’nun hırslı yapısından kaynaklanıyor.

nasri ile ilgili bu yazımı noktalarken onunla ilgili bir kaç güncel haberi de sizlere duyurayım. genç yıldız avcısı arsene wenger nasri’nin de peşinde. gelecek günlerde arsenal nasri’yle anlaştı haberlerini duyarsanız şaşırmayın. zaten o buralara gelmeyi hakediyor. fransız futbolunun unutulmazları arasında yer alacağını tahmin ettiğimiz nasri’ye kariyerinde başarılar diliyorum. umarım nasri gibi yetenekler türk futboluna da nasip olur.

oğuzhan arslan’dan (ç)alıntıdır...

konser msn de

psikolojik deli
aralarında beyoncé, elton john, evanescence, pink, snoop dogg, maroon 5, john mayer gibi ünlü isimlerinde bulunduğu msn’in canlı performans konserleridir. konserleri msn’in sitesinden de izleyebilirsiniz

http://msninconcert.msn.com/music/archive/tr-tr/archive.aspx?wa=wsignin1.0

ipek yolu

psikolojik deli
çin’den başlayarak anadolu ve akdeniz aracılığıyla avrupa’ya kadar uzanan ve dünyaca ünlü ticaret yoludur.
milattan yüzyıllar önce mısırlılar, daha sonra da romalılar, çinlilerden ipek satın alırlardı. ulaşım ise, daha sonra ipek yolu adı verilen güzergahları izleyen kervanlarla sağlanırdı.

ipek endüstrisi, eski çağlardan beri birçok milletin hayatında çok önemli bir yer tutmuştur. uzak doğu’dan gelen ipek ve baharat, batı dünyası için, uluslararası ilişkilerde önemli bir yol oynamıştır. ipek, ayrıca doğu kültürünün batı tarafından tanınmasını da sağlamıştır. doğu’nun ipeği ile baharatının kervanlarla batıya taşınması, çin’den avrupa’ya ulaşan ticaret yollarını oluşturmuştur. orta çağda, ticaret kervanları, şimdiki çin’in xian kentinden hareket ederek özbekistan’ın kaşgar kentine gelirler, burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerek afganistan ovalarından hazar denizi’ne, diğeri ile de karakurum dağları’nı aşarak iran üzerinden anadolu’ya ulaşırlardı. anadolu’dan deniz yolu ile veya trakya üzerinden kara yolu ile avrupa’ya giderlerdi.

doğudan batıya doğru gelişen bu ticari harekette daha önceki çağlardan beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden yararlanılmıştır. yoğun bir şekilde ipek, porselen, kağıt, baharat ve değerli taşların taşınmasınmasının yanında kıtalar arasındaki kültür alışverişine de imkan sağlayan bu binlerce kilometre uzunluğundaki kervan yolları zaman içinde ipek yolu olarak adlandırılmıştır. ipek yolu asya’yı avrupa’ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde, 2000 yıldan beri bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırkların da izlerini taşımakta ve olağanüstü bir tarihsel ve kültürel zenginlik sunmaktadır.

orta asya türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, ipek yolu’nun hem bir ticaret yolu, hemde tarihsel ve kültürel değer olarak yeniden canlandırılması gündeme gelmiş, bu yol boyunca inşa edilmiş ve artık kullanılmayan yapıların, yeni işlevler kazandırlarak korunmaları ve yaşatılmaları için çalışmalar başlamıştır.

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/a/aa/silk_road.jpg

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol