nuquerna

dinleyince(izleyince degil,dikkat cekerim) eskiden michael jacksonda pop o kadar da kotu degilmis dedigim sarki.

no doubtla beraberken rockumtrak bisler yapyodu, dinlenebilir nitelikteydi velhasil.ama biraz une kavusur kavusmaz cikardigi solo albumde gorulecegi gibi kizda r&b ruhu varmis.hemen hip hopcularla duetler,cistakli sarkilar falan.hazzetmedim ben.zaten courtney love’i hatirlatiyo bana.onu da hic sevmem.

tasinmasiyla kapi komsum olmus,eski komsumuz kisladan daha fazla insana istanbulda yasadigi hissini veren universite. medeniyetle tanistik desem yeridir.bizim icin koymadilardi,orenciler gidip gelebilsinler diye otobus hatti koydular,biz de nasipleniyoz simdi sag olsunlar.bi de annemlerin kazanmami istedigi universite. zira kapi onunde..

backstage’den kesitler sunan bolumuyle insani gercekten sasirtan dizi. simdi 27 yasinda olan,biraz dikkat edersek seth’de kendini anlattigini fark edebilecegimiz -belki de bu yuzden seth cok da onde olmamasina ragmen bu kadar seviliyor, karaktere ayri bir alaka gosteriyor gibi- senaristi ve gercekten de seker oyunculari var. bi de o oyuncularin hicbiri gorunduu gibi bronz tenli diil, hepsine vucut makyaji yapiolarmisss!

direc-t le yapilan roportajda sarkiyi yazan baterist "hayir, sarkida yazanlari birebir yasamadim" diyerek beni koparmistir.

buffy the vampire slayer’da james marsters tarafindan canlandirilan karakter. ayni zamanda bir rock grubunun solisti ve gitaristiymis ama aktorluk kariyeri icin birakmis..nirvananin come as you are’ini coverlamislar akustuk olarak rivayetlere gore ama dinleme imkani bulamiyoruz..su siralar 42 yasinin yazini surmekte akyorumuz .bi de solakmis bilimum diger mukemmel insanlar gibi..

"burcu senin burcun neee hihihiii" gibi aptal esprilere maruz kalabilitesi yuksek insanin ismi.

mc’in rakibi, 3 hafta boyunca zounlu olarak yiyeceklerini tuketmeme ragmen pek de rahatsiz olmadigim restoran.(calisanlari restoran dahilinde yemek zorunda). hakkinda daha cok sey soylemek istedigim, ama imzaladigim sozlesmenin g.tte patlamamasi icin soyleyemedigim mekan. ama anca uc hafta dayanabildim orda calismaya. anlayin artik.

pepsi’nin coca cola’ya basarisiz gol atma girisimlerininin sonuncusu. nitekim reklamlarindan anlasiliyor, coka cola’nin ne kadar onde oldugu. bana sorsalar en iyisi cola turka gerci.. yasasin yesil sermaye!

insan ve dunyayi iki ayri somut varlik olarak dusunursek,depresyon insan ve dunya arasina cekilmis kirmizi bir cizgidir.bu depresyonun freud’a gore tanimi. pink floyd’a gore tanimi ise "the wall".iste "goodbye cruel word",bir insanin depresyona girerken etrafina nasil duvar ordugunu anlatan parcadir.

disardaydym.bir dukkanyn kapysyndan bu sarky yukseliyordu. aldyrmadym. hatta myryldandym biraz. yoluma devam ettim. okuluma gittim.yaz gelmis,bahceye hoparlorler kurulmus ve bu sarky calyyor. tesaduf dedim. okulda bulundu?um sure icinde en az 4 defa daha caldy, kaldyramadym,cyktym gittim. arkadaslarla bi cafeye gittik yine ayny sarky.. yolda birkac disco-arabalar ve dukkanlar tarafyndan "dale" dinletilierek eve geldim. daha o?len olmamysty ama ben bu sarkyyy kendi iradem disinda en az 7-8 kere dinlemistim. artyk dae den nefret ediyordum. benzer bir ornek icin (bkz: in da club)

elektrikli sandalyeye oturmaktan farksiz bir durum. elektrikli sandalyeyi de bir disci icat etmistir zaten. varin gerisini siz tahmin edin.

ingilizce: young turks. hatta deyimleri bile vardir. bole yapamayacagi seyde bile kendini one atan tiplere"young turkluk yapma" denir .

mudur baslangicinda tam destek verdigim(!) kultur haftasini aciyorum demistir.amacinin dalga gecmek oldugu, aslinda bize "bakin istedim, ahanda icine de sictim. beni engelliyemediniz. ni ha ha haa!" demeye calistigi anlasildiginan hicbir ogrenci onu alkislamamistir. ondan sonra cikan alman muduru deli gibi alkislayaraksa adeta mudure "nah" cekilmistir.

cok sik kaybettigim, sonunda kendim imal etmeye basladigim nesne.cep takvimleri favori malzemem. en uygun sertlikteler bence. tabi bir de istedigin sekli verebilme avantajina sahipsin.

balkondan bakilinca kucuk bi topla oynayan iki tatli neo-hippi abi gorursunuz.. her zaman ordadirlar ve orda olacaktirlar. kendinizi woodstockta bile hissedebilirsiniz ve o an butun istediginizin onlardan biri olmak oldugunu anlarsiniz. bazen araba gecince ara vermek zorunda oluyolar,buyu bozuluyo tabi..

belki de kurtulmanin tek yolunun sevilmek, ilgilenilmek hatta simartilmak oldugu ruh hali. yorganin altinda "lutfen kimse gelmesin, ben burda sessizce oliim hatta" diye dusuncelerinden kacmaya calisan bicarenin yanina "hadiii kalh yemek yiyceez!" diye degil de, "hadi gel, yalniz degilsin, ben burdayim. bosver gerisini." diye gelmektir belki cozum prozac fln da diil..birinin elini tutup seni kaldirmasidir.. o biri hic gelmez ve sen de gecici bir sure ara verirsin depresyonuna, sonradan daha siddetlisiyle bulusmak uzere..."niye ki tum bunlar" sorusu birakmaz ki hic seni..

genel yargi bir cesit ruh hastaligi oldugu yonunde olsa bile bazilari icin bilinci-bilincsiz yapilmis bir yasam tarzi secimidir. ne her onune gelen insanla konusmamak (onu degersiz gordugunden veya konusmak pek fazla onemli gelmediginden yada sadece konusmak icin mecalin olmadigindan dolayi) bir hastaliktir,ne de mutlu olmamak. mutlu olucak pek birsey bulamadiklari dogrudur depresyondakilerin, ama hayatta gercekten mutlu olunacak birseyin olmadigi gercek te olabilir. bu yuzden haplarla bu gercek unutturulmaya calisilir.

almanca kirmizi

basarisinin tek kaynagi zeki ogrencileri almak olan, onlara diger devlet okullarindan arti bir sey katmayan(belki asosyallik) bir arkadasin bahcesinde tek bir pota bile olmadigindan tercihine yazmadigi(bu arkadas istanbul erkek lisesine gitmektedir)okul.