nevarkiyani

kızların afedersiniz kıçıyla güldüğü modeldir.te allahım sen akıl fikir ver.

(bkz: mumin sekman)

artık televizyonda yeni yuzler gorebiliyor olmanın sevincini bizlere tattıran, atv ekranlarının yeni yapımı.

bilinçli veya bilinçsiz yapılan bir hata sonucu, bir şekilde zarar goren kimseye karşı mahçup olarak soylenebilecek akla gelen ilk cümle.

çoğu erkeğin, kanatları altına almak konusunda büyük potansiyel sahibi olduğunu iyi bilen sekreterin fışırdaması durumudur.sekreter şapşal olmakla birlikte,kaşar ve hayatta çok az şey başarmış bir kimseyse evli olan patronlarının kanatları altına girmek için ayrı bir fingirder.çunku o ayrı bir başarıdır şapşal sekreterin goznunde.işte sonunda bir şey başarmıştır.kanat altı, patron altı,köprü altı..her şeyin altına girer artık.acınası bir hali vardır.yazık.

bu arada sekreterlikte saygı duyduğumuz bir meslek omakla birlikte beş parmağın beşi de bir değildir.

on dort ekim de oynanıcak olan türkiye-ermenistan maçında eurovisionun ermenistan temsilcileri ile dostluk konseri vermek istiyormuş.ermenilerin barış konseri hakkında henüz net bir kararı olmamasına karşın, hadise on dort ekim de ermenistan da sahne alıcakmış.dileriz bu konser futbolcularımıza moral olur.

zırt pırt yırtık dondan çıkar gibi her lafa atlayarak ortamdakilerin zevkinin içine eden kimsenin işitebileceği cümle.

kandırılmak,oyuna getirilmek anlamındaki argo ifade.keklenen kişinin kendini şapşal gibi hissetmesine neden olabilir.kekleyen kişi için durum çok farklıdır.yaptığı eylemin sonunda belirli bir haz elde eder bazen yaptıkça yapası gelebilir yani durumu abuk bir bağımlıllığa çevirebilir.

(bkz: tired of being sorry)

normal bir genç kızın hayran olabileceği guzelliktedir.ten renginin ayrı bir çekiciliği vardır.kısaca bayan hayranlarına ’seni enrique ye kocaya versek gitmem demezsin’ şeklinde espiri de yapılabalir.

amçsızca gezinmek anlamına gelmektedir.can sıkıntısından hava almaya diye çıkıp avare avare sokaklarda dolaşan,parası olmadığı halde girmediği mağaza girmediği dukkan kalmayan insanlar için çok rahat kullanilabilir.söylem bakımından kulağa argo gelebilir;fakat deyim olma yolunda hızla ilerlemektedir.

şimdilerde de sibel can la birlikteliği olduğu söylenen roman asıllı, klarnet ustası.’yuhh artık ne adammış be!tüm sanat camiasını elden geçiriyo adam’ şeklinde yorumlara maruz kalmaktadır.

ramazan ayı dışında da bu özelliğini koruyan çorbacılar gibi diğer işletmeler.

boğaziçi universitesinde atatürk ilke ve inkılapları tarihi uzerine doktora yapmıştır kendisi.kocaeli universitesi siyaset bilimi ve kamu yonetimi bolumunde ingilizce bilen tek hoca olma durumuyla surekli olarak ovunme halindedir.abuk sabuk bir insandır.şoyle diyeyim ki onun dersine girenin sonu cennetliktir.

oğrencisine neler yapmamıştır ki...derslerinde pornografik yayınlar içieren filmler mi izletmemştir,siyasi duşunceleri taban tabana zıt olan arkadşlarımızı birbirine mi duşurmemiştir,sınav sistemiyle oğrencilerini çileden mi çıkarmamıştır...

sınavlarında 22 soru sorar.bazı bilgiler verir ve bunların doğru veya yanlış olma durumunu sorar.bir yanlış bir doğruyu götürür.puanlama sistemini kimse anlamış değildir.soruları genellikle ’güven bakırezere e göre ..’ diye başlar.yani adamın azından çıkan her şey sınav sorusu olmaya adaydır.bu yuzdendir ki derslerinde yoklama almaz.

en buyuk sevgisi işletmedir.gonlunde yatan mesleğin işletme olduğunu her derste haykırır.sanki onu zorla kendimize baş belası yapmışız gibi.trabzon doğumludur.tipi tip i andıran bir gorunumu vardır.

derslernde surekli olarak tartışalım ister.din,cinsellik ve vatan sevgisi en sevdiği konulardır.bıktırır,usandırır,çileden çıkartır.vizeden 73 aldıysanız finalden en fazla 10 alırsınız.sınavlarına girdiğinizde 2001 yılı mezunu olupta hala güven hocanın dersini verememiş olan amcalar,teyzeler görebilirsiniz.

kendisinin eşcinsel olduğu konusunda dedikodular vardır.pkk teror orgutunu ’pe ke ke’ diye telaffuz etmesi uzerine kafamızda pkk sempatizanı olduğu konusunda soru işaretleri belirmiştir.

sevenleri de vardır elbet.tarbzonlu arkadaşlar hayranıdır kendilerinin.bazı trabzonlu arkadaşlarımzda ’ulan bi de tarbzonlu olacan ibne...’diye başlayan cümleler kurar arkasından.

bilmediği bir bok yoktur.her konu hakkında bir fikriyata sahiptir.bu da taktir edilesi bir özelliğidir.

saçma sapan bir şey.genel olarak orman gibi bir yerde surekli olarak aslan, domuz, çakal gibi hayvancağızları parçalayarak level atlamak gibi bir amacı var oyunun.yav çoluk çocuk deli gibi oynuyor bu oyunu.korkarım yakında yolda gördükleri kedi köpeklere de saldıracak bu ’ağaç yaşken eğilir’ durumundaki yaratıklar.olmaz demeyin.bundan 2 sene önce pokemondan etkilenen yavrucakların kendilerini pikaçu zannedip camdan balkondan atladıklarını hatırlatırım.
(bkz: panter emel)

sarhoş taklidi yapma konusunda levent kırca ile yarışan yılların sanatçısı.

ilkokuldayken,sanırım 6. veya 7. sınıfta olabilir, okulu cinsellik ve benzeri konularda bilgi vermek için bir grup sağlıkçı ziyaret eder.hayatında ilk defa prezervatif diye bir şey duyan öğrencinin,artık beyninde nasıl bir yer etmişse,iki saat sonraki tarih dersinde öğretmeninin cevabını çok iyi bildiği bir soruyu sormasıyla heyecan yapar ve tüm kuvvetiyle parmak kaldırarak, ’prezervatif deniz savaşı öğretmenim tabiki’ diye bağırır.sonuç olarak öğretmeni o öğrenciyi cevabı ’preveze deniz savaşı’ olan soruya verdiği yantla hatırlayacaktır.öğrenci bundan emindir ve öğretmeninin surat ifadesini unutmayacaktır.

buzdolabının temizliği esnasında genelde çıkarılabilir bir aparat olmasından dolayı bayanların gözdesidir.

demet: bebeğim canberk face e ikimizin fotolarını koymuş.süperler ya.niye yorum yapmıyosun bakim:(
nevarkiyani: ne fotosu canım ya face e girmiyorum pek zaten.
demet:niye face mi sana giriyo yoksa?! zuhahahahahah
nevarkiyani:demet git ötede bayıl.çık git hayatımdan.
demet:tavla oynayalım mı?
nevarkiyani:allahım beni mi sınıyosun ya rabbim!?
demet:noldu bebikom ya?
nevarkiyani:napim demet ölü taklidi mi yapim susman için hı?
demet:iyi be tamam.mayın tarlası oynayalım o zaman.

olay izmit te halkevi civarlarında geçer.amaç cumhuriyet parkı na gitmek isteyen her normal vatandaşın yapacağı gibi en yakındaki dolmuş şoforunden yardım istemektir.
nevarkiyani:amca kolay gelsin.bu cumhuriyet parkına nasıl gidilir?
şofor:ne biliyim yiğenim..
nevarkiyani:hönkk! nası yani.amca sen bırak bu mesleği o zaman.
şofor:az kaldı emekliliğe hayırlısıylan iki seneye bırakıcam gözüm.
nevarkiyani:tamam amca allah yardımcın olsun ne diyim..
daha sonra oğrendim ki arkamı dönüp 500 m kadar yürümem yeterliymiş.