aldanışlar orada kaldı, aldatıldın ahın vardı, aldatıldım
ahım aldı, yalvarıldım vahım oldu, aldanışta masum oldun,
yalvarışta yüzüm soldu. dikene battı yalanın ağzı,
yatsılarda mumlar öldü. düşümü böldü sevgi çölünün ölüme
çeken o kavuran nefesi, akşamında leşime baktım, peşime
takılan adını kazıdım, ümidi çaldım, ahı yanıma vardı,
vahımı şarkı yaptım, dinledikçe ağladım, gözyaşım!...
insan umudu taşıdı, kimisi kırdı umudu, lakin kiminin
sahip olduğu tek şey oydu, hepsi buydu. yoksulluk
korkusuyla ömrü servet peşinde harcayanda gördüm
fakirliğin özünü, çevirdim yüzümü, dostumundu teklif,
düşmanındı ısrar, acaba nereye kadar sürer bu tekrarlar.
yalanlara radar olsan neye yarar, zararın dönüşü kârın el
mi sallar? batan güneş yine doğar. batan gemi yatan mezar,
azar azar kazar mezar, kumar umar arar, yazar kader kime
çıkarsa bahtı tahtı kapar, tanrı bunu hep yapar. salla
gitsin arzular gemiler zaten batık, yolla gitsin mektuplar
adresin mi kayıp? zorla güldü âmâlar ağlamak mı ayıp?
korla yandı umutlar geçen dünü sayıp, yor ki aklını
hakkını sorgula düne bakıp?
kaç tabut gömülecek yeraltına ve kaç kişi gidecek habersiz
uzaklara? kaç yalan yıkacak güvenleri? kaç satır yazılacak
kader kitabına ve kaç dua edeceksin tanrına, kaç damla
gözyaşı dökeceksin uğruna? kaç yarın bekleyeceksin?
sonralara kaç damla gözyaşı?
tasanın etrafında gezgin olmuş insanlar kısacık molalarda
tanıdılar mutluluk denen kelimeyi ve tanrı bâş etti, çile
doğdu, hile koydu adını günahın. sille vurdu, illeler
inatçı yordu, sınava tabi tabiat ananın evlatları rabbi
tanımadı, kimisi küfretti yaradana, zülmetti kendine,
hükmetti paraya, çoğuna paralar sıktı kurşunu yaralar açtı
durumu battı. dünya malı uçan halı, kırılır dalı her
ağacın, yıkılır her bina afette, gofret, bedelindir o
dökülen tuzlu yaşlar, haşlar gözünü yıka yüzünü, hüzünü
her adem tanır, geçici bir dövmesin şeklini çizdi tanrı
topraklara; vakti gelince kazma kürekle silineceksin.
dayanacağın bir duvarın yoksa ör hadi, kuvvete dayanamayan
adalet aciz, adalete dayanamayan kuvvet zalimdir, hakkımı
isterim, payıma düşen herşeyi alırım felsefesi, haksızlık
oyunlarında hakkı yendi, rengi kaçtı yaşamın, derdi sardı,
yaranın acısı tacı attırdı krala dahi, bir ömür fani, bir
umut hani? tebessüm vahi, kabusum gani yazdıklarım;
yazacaklarımın güvencesi sago k.
kaç tabut gömülecek yeraltına ve kaç kişi gidecek habersiz
uzaklara? kaç yalan yıkacak güvenleri? kaç satır yazılacak
kader kitabına ve kaç dua edeceksin tanrına, kaç damla
gözyaşı dökeceksin uğruna? kaç yarın bekleyeceksin?
sonralara kaç damla gözyaşı?
sagopa kajmerin albümüne verdiği isimdir.
bir sagopa kajmer şarkısı
acimasizca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yanlizliklarimiz
yaslanan birgün bugün. bavulu topluyor ve son vedasi tipki dün gibi, köseye çekilip agliyor, bense yarina penceremden bakma gafletindeyim. gözlerim dolu ve ellerim tutuklu yüzüme.
dudaklarim kilitli, hosçakal bugün!..sen de yolcusun dünlerimde sorgusun ve 24lük yorgunsun git de dinlen gidenlerle yarinim kapida bekliyor ve son veda zamani
saçlarimda sakli kar beyaz ve gözlerimde hep telas. panik, silik resimler ortasinda bir küçük çocuktum hep konuktu baska gün ve çok soguktu her geçen dün. tipki sen gibiydi giden o eski dünler, geçmisin karanliginda anilarimdi onlar, bense bulamaz oldum onlari, hep selam gönderdim geride kalana kanitim yoktu yarina, yolcularimla agladim, hiç misafir olmamisti kimse bunu ben anladim. sonbaharda katil oldu rüzgarlar, öldu tüm yapraklar, yagmur aldi gözyasi, ve rüzgar oldu ruhlar estiler yavasça. sen misali aglamisti her dünüm usulca.
dudaklarim kilitli, hosçakal bugün, sen de yolcusun, dünlerimde sorgusun ve 24lük yorgunsun, git de dinlen gidenlerle yarinim kapida bekliyor ve son veda zamani.
acimasizca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yanlizliklarimiz
aynalarda bugulu yüzümü göremez oldum, ve iyimserlik mateminde sari gül tuttum. hayallerim yok oldu koydugum, yerde yoktu hiçbiri, tek yabanci bendim evde, ve bir yalanci mumdu,dogan günes. solan gülümdü, talan sonuydu, kalan resimdi bir vesikalik gülen çocuktum yüzüme bakarak agladim, yüzlesirken kendimle hiçkiriklarimla savasir oldum ertelendim yarina. reddedildim, gideni yolcu etti gözlerim ve gelene meraba dedi bu kimsesiz dilim, ortalarda gezinen oldu, dilenci ellerim, bu son demiydi sonbaharin son yapraginda son gülümsemekki nefesi son çekisti içime sonbahardi. güz agirdi gün üzeri bir tebessüm etti yüz, sakli kaldi her düsende kirilan onca göçebe his, biz dünden olma yarina varma garibeyiz.
acimasizca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yanlizliklar olur
dudaklarim kilitli, hosçakal bugün, sen de yolcusun, dünlerimde sorgusun ve 24lük yorgunsun, git de dinlen gidenlerle yarinim kapida bekliyor ve son veda zamani.
yalnizlik ömrüm boyunca tanimadigim bir yabanciydi ;onunla simdilerde beraber uyaniyoruz her yeni güne iki yalniz sarkilar yaziyoruz,yorgunuz,çok yorgunuz,cok yorgunuz...
acimasizca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yanlizliklarimiz
yaslanan birgün bugün. bavulu topluyor ve son vedasi tipki dün gibi, köseye çekilip agliyor, bense yarina penceremden bakma gafletindeyim. gözlerim dolu ve ellerim tutuklu yüzüme.
dudaklarim kilitli, hosçakal bugün!..sen de yolcusun dünlerimde sorgusun ve 24lük yorgunsun git de dinlen gidenlerle yarinim kapida bekliyor ve son veda zamani
saçlarimda sakli kar beyaz ve gözlerimde hep telas. panik, silik resimler ortasinda bir küçük çocuktum hep konuktu baska gün ve çok soguktu her geçen dün. tipki sen gibiydi giden o eski dünler, geçmisin karanliginda anilarimdi onlar, bense bulamaz oldum onlari, hep selam gönderdim geride kalana kanitim yoktu yarina, yolcularimla agladim, hiç misafir olmamisti kimse bunu ben anladim. sonbaharda katil oldu rüzgarlar, öldu tüm yapraklar, yagmur aldi gözyasi, ve rüzgar oldu ruhlar estiler yavasça. sen misali aglamisti her dünüm usulca.
dudaklarim kilitli, hosçakal bugün, sen de yolcusun, dünlerimde sorgusun ve 24lük yorgunsun, git de dinlen gidenlerle yarinim kapida bekliyor ve son veda zamani.
acimasizca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yanlizliklarimiz
aynalarda bugulu yüzümü göremez oldum, ve iyimserlik mateminde sari gül tuttum. hayallerim yok oldu koydugum, yerde yoktu hiçbiri, tek yabanci bendim evde, ve bir yalanci mumdu,dogan günes. solan gülümdü, talan sonuydu, kalan resimdi bir vesikalik gülen çocuktum yüzüme bakarak agladim, yüzlesirken kendimle hiçkiriklarimla savasir oldum ertelendim yarina. reddedildim, gideni yolcu etti gözlerim ve gelene meraba dedi bu kimsesiz dilim, ortalarda gezinen oldu, dilenci ellerim, bu son demiydi sonbaharin son yapraginda son gülümsemekki nefesi son çekisti içime sonbahardi. güz agirdi gün üzeri bir tebessüm etti yüz, sakli kaldi her düsende kirilan onca göçebe his, biz dünden olma yarina varma garibeyiz.
acimasizca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yanlizliklar olur
dudaklarim kilitli, hosçakal bugün, sen de yolcusun, dünlerimde sorgusun ve 24lük yorgunsun, git de dinlen gidenlerle yarinim kapida bekliyor ve son veda zamani.
yalnizlik ömrüm boyunca tanimadigim bir yabanciydi ;onunla simdilerde beraber uyaniyoruz her yeni güne iki yalniz sarkilar yaziyoruz,yorgunuz,çok yorgunuz,cok yorgunuz...
şu an kurtlar vadisi terör oynaması nedeniyle reytinglerin tavana vurduğu kanal.
(bkz: arkadaş fantazisi)
severek beğenerek izliyoruz.
merve sevi için izlenilesi olan dizi.
(bkz: alan razı veren razı)
mutlu kelimesinin 1. çoğul hali.
gülmek mükafattır ağlayan gözlerin gördüğü.
orda olmak isteyipte küçük ihtimallere kalmış zirve.
(bkz: ören bayan)
gizemi bulan güzellik
(bkz: sagopa kajmer)
(bkz: sagopa kajmer)
parçalarını her dinlediğimde hüzünlendiğim kajmeran.
(bkz: yok öle bişey)
sagopa kajmer - turntable
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?