ona buna söyleyecek diye korkarak paranoya yapmadan gerçekleştirilen eylemdir.
orta çağ’da kaleme alınmış orta doğu kökenli bir edebi eserdir. şehrazad tarafından hükümdar kocasına anlatılan hikayelerden oluşur. eser fransızcaya 1704’te çevrilmiş ilk modern arapça derlemesi ise 1835’te kahire’de yapılmıştır. her ne kadar eser fransızca’ya 1704’te çevrilmişse de, eserin ve ihtiva ettiği hikayelerin bir kısmının daha önceden batı’ya geldiği düşünülmektedir.
son zamanlarda sözlükte sık rastladığımız başlıkların sahiplerini belirten insan tipi.
kumaşlarının ya da kesimlerini herhangi bir özelliği olmayan, sadece marka değeri nedeniyle uçmuş fiyatlara sahip giyim firması.
işçilerin başlarına giydikleri, metal veya plastikten yapılmış koruyucu başlık.
aynı zamanda bir erkek ismi.
aynı zamanda bir erkek ismi.
memleketimizde koyun sayar gibi yapılan insan sayma işlemi.
ölüme övgü anlamına gelir.
merak edenler için konusu ;
bostonun bir varoşunda büyüyen jimmy markum, dave boyle ve sean devine, işçi semtlerinde yaşayan erkek çocukların çoğunlukla yaptığı üzere günlerini sokak beysbolu oynayarak geçirirler. semtte pek fazla olay olmaz. bu durum, dave’in sonsuza dek hepsinin hayatını değiştirecek bir olaya dahil olmaya zorlanmasıyla son bulur.
yirmibeş yıl sonra üç arkadaş bir kez daha yaşamlarını değiştirecek bir olayla karşı karşıya kalırlar: jimmynin 19 yaşındaki kızı öldürülmüştür. artık polis olan sean bu davaya atanır ve ortağıyla birlikte görünüşte hiçbir anlam taşımayan bu cinayeti çözmekle görevlendirilir. sean’ın jimmyden hep bir adım önde olması gerekmektedir; çünkü öfke ve intikam ateşiyle yanan jimmy kızının katilini bulmaya kararlıdır.
çeşitli ortamlarda suçla bağlantısı olan dave ise, geçmişindeki iblislerle yüzleşmek zorunda kalacaktır. bunlar, evliliğini ve gelecekle ilgili tüm umutlarını mahvedebilecek iblislerdir. soruşturma üç arkadaş etrafında gittikçe daralan bir çember oluşturur ve ortaya arkadaşlık, aile ve çok genç yaşta kaybedilen masumiyeti konu alan bir öykü çıkar.
bostonun bir varoşunda büyüyen jimmy markum, dave boyle ve sean devine, işçi semtlerinde yaşayan erkek çocukların çoğunlukla yaptığı üzere günlerini sokak beysbolu oynayarak geçirirler. semtte pek fazla olay olmaz. bu durum, dave’in sonsuza dek hepsinin hayatını değiştirecek bir olaya dahil olmaya zorlanmasıyla son bulur.
yirmibeş yıl sonra üç arkadaş bir kez daha yaşamlarını değiştirecek bir olayla karşı karşıya kalırlar: jimmynin 19 yaşındaki kızı öldürülmüştür. artık polis olan sean bu davaya atanır ve ortağıyla birlikte görünüşte hiçbir anlam taşımayan bu cinayeti çözmekle görevlendirilir. sean’ın jimmyden hep bir adım önde olması gerekmektedir; çünkü öfke ve intikam ateşiyle yanan jimmy kızının katilini bulmaya kararlıdır.
çeşitli ortamlarda suçla bağlantısı olan dave ise, geçmişindeki iblislerle yüzleşmek zorunda kalacaktır. bunlar, evliliğini ve gelecekle ilgili tüm umutlarını mahvedebilecek iblislerdir. soruşturma üç arkadaş etrafında gittikçe daralan bir çember oluşturur ve ortaya arkadaşlık, aile ve çok genç yaşta kaybedilen masumiyeti konu alan bir öykü çıkar.
gömlek üzerine giyilen kollu yelek.
kolları yırtmaçlı ve uzun, harçla işlenmiş bir tür kısa, yakasız üst giysisidir.
hayatta karşı cinse sorulabilecek en kritik soruların başında gelir.
bir ilişkiye başlamadan önce erkek ya da bayanın o ilişkiye başlamak istememesine istinaden açıklama olarak sunduğu nedenlerden (yalanlardan) biri.
+çok iyisin, harika bir insansın ama benim aşık olmak problemim var.
meali; evet, düzgün adamsın ama ben daha yakışıklısını arıyorum o yüzden üzülme fazla.
ya da; güzel değilsin, ben şeklen daha hoş bir hatun arıyorum, daha sonra neden olmasın.
+çok iyisin, harika bir insansın ama benim aşık olmak problemim var.
meali; evet, düzgün adamsın ama ben daha yakışıklısını arıyorum o yüzden üzülme fazla.
ya da; güzel değilsin, ben şeklen daha hoş bir hatun arıyorum, daha sonra neden olmasın.
baklava kadar ağır olmayan ama ona benzeyen, hafif sütlü-ağdalı tatlı.
yaşanmış bir hadiseden ders çıkaran kişinin, o yönde ilerleyen başka birini korumak için söylediği uyarı mahiyetindeki cümle.
bir şeyi olduğundan büyük veya çok göstererek anlatmak, mübalağa etmek.
dünyanın en iyi kepekle mücadele eden şampuanı derken basit bir hileye başvuran procter & gamble çatısı altındaki şampuan markası. öyle ki kendilerinin referans aldığı araştırma kliniğinin uluslararası bir geçerliliği yok.
"ölüler ülkesi", george a. romeronun 1968de 114 bin dolar gibi düşük bir bütçeyle çektiği ilk filmi "yaşayan ölülerin gecesi"yle ("night of the living dead") başlayan ve "ölülerin şafağı" ("dawn of the dead", 1978) ve "ölülerin günü" ("day of the dead", 1985) ile devam eden üçlemesine eklenen yeni bir halka. büyük bir felaket sonucunda, medeniyetin yok olduğu ve yaşayan ölülerin sayısının yaşayan canlıları çoktan geride bıraktığı bir dünyada geçen film, romeronun tüm zombi filmleri gibi politik bir altmetne sahip. bu kaotik dünyada, hayatta kalan insanlar, kale gibi yüksek duvarlarla korunan bir şehirde yaşamaktadırlar. ancak olağanüstü koşullara rağmen sınıfsal farklılıklar bu şehrin de yapısını belirlemiştir: şehrin önde gelenleri bolluk içinde yaşarken, halk sefalet içinde hayatta kalmaya çalışmaktadır.
konser çıkışı taksi bulmakta zorlanılan, uzakta oturuluyorsa eve dönüşün -araba yoksa- eziyet olduğu ama yine de vazgeçilemeyen güzel manzaraları konser alanı.
gereksiz kaçan kovalanır, ali cengiz oyunlarına girmeden, erkek ve kadının odun olmadığı durumlarda her şeyi daha da kolaylaştıracak eylem. zira erkekler, kadınların onlardan hoşlanıp hoşlanmadıklarından emin olmadıkça cesaret gösteremeyebilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?