lapsus

yolculuklarda yastik vermesi aklima hep rahat olmeyi getirmis olan otobus firmasi.

(bkz: black)

turkiyenin en buyuk gitaristi,gecmis zaman kullanmiyorum cunku az ancak onemli bir kitle tarafindan hala yaptigi muzik dinlenmekte o buyuleyici sololar hala kulaklardadir.

en onemli tutunamayan ornegidir kanaatimce.

cok eski bir bilgisayar oyunu.oyunda canlan -dirilan kahraman bir hamambocegidir,ilginc ve bir o kadarda insanin icini kaldiran bir oyundur.

bu cumartesi yayinina son verilmesi en azindan guzel bir haber.

atvde yayinlanan bu program lumpenproleter halkin -ki bu nufusun %80nini olusturmaktadir.
lumpenproleter derken bunu sosyal statu acisindan soylemedim bunu psikolojik ve kulturel bir tipolojiyi tanimlamak icin kullandim- yine sevecegi cinsten bir progmandir cunku yarismacilir tam anlamiyla onlari ve onlarin gercek yasamini butunuyle gozler onune sermektedir,onlarin aile yasamlarini sergileyecek bu belgelsel turevi program diger evlilik programlari gibi degildir,cok daha gercekcidir.

ilerleyen donemde isin icine yarismayi kazanma hirsida girince kan cikma riski cok yuksek olan bu yarismanin izlenme oraninin yuksek olacagindan suphem yok cunku iktidarida nasil belirledigi belli olan bu halkin secimleri konusunda artik herhangi bir beklenti icinde degilim.

kieslowskinin cok buyuk bir hayrani olan alman yonetmen.

kieslowskinin piesiewicz ile senaryosunu yazdigi
ancak oldugu icin tom tykwer tarafindan yonetilen
cennet cehennem ve araf uclemesinin ilk filmi.
cennet kavramina gelmis gecmis en enteresan bakis
acisiyla yaklasan film bence kesinlikle izlenmelidir.

(bkz: kieslowski)
(bkz: tom tykwer)

fizik sorularinda surekli ogrencilerin karsisina cikan ve genellikle sorunun sonunda parantez icinde sanki ogrencinin isini kolaylastiracakmis gibi verilen neverland e benzer utopik ortam.

psikanalizde bilincaltinin kendini disavurmak icin yaptigi dil surcmesine verilen ad.

suleyman demirelin doktorlugunuda yapmis olan zamane anti aging sahte peygamberi

modern insanin ab-i hayat arayisi olarakta adlandirilabilir.ayrica son yillarda gazetesinin
sayfalarini doldurmakta gucluk ceken genel yayin yonetmenlerinin gazeteye bir doktor alarak ona yazi yazdirdiklari konuda denebilir.

pekcok doktor icinde yeni bir ekmek kapisi omustur bu sacma sapan mevzu,insan neden hayatin nimetlerinden yoksun bir sekilde dahauzun yasamak isterki bunu bir turlu kavrayamiyorum
100 yasina kadar yasayipta bir gun iskender yiyememek devamli garip otlarla beslenip paso
yuruyuse cikmak bana kalirsa uzun yasamak falan degil tamamen uzun suren bir eziyettir o kadar,ama benim gibi dusnen insan cok az buyuzdende bu konu merakla takip ediliyor,icki
icmeden arada bir sigara bile tutturmeden iskender doner yemeden yasamayi secen insanlar cogunlukta, ustelik bunu sadece uzun yasamak icin yapiyorlar,peki yasiyorlarmi derseniz o konuda o kadar iyimser degilim islevselligi gayet dusuk olan bu sacma sapan yeni tip dalina
para akitan salaklar uzun yasayamazken gayet normal uzunlukta bir yasami bu alanda calisan doktorlar uzun yasayacagini sanan gerzekler sayesinde zengin bir sekilde gecirmektedir
zirvaliktan baska bir sey olmayan bir `sey` yada baska bir deyisle bir zimbirtidir anti aging -bilim falan diyemiyorum kusura bakmayin-

(bkz: osman muftuoglu)

christoffer boe nun camera d honor odullu filmi.
derridanin reconstruction dusuncesinin sinemadaki
basarili uyarlamasi.oyunculuklari bazen yapayliga
kaysada bu film oldukca onemli bir filmdir gerek cekimleri gerekse mitolojik altmetni acisindan dikkate deger bir film.
ozellikle acilis sahnesi cok etkileyici.

(bkz: yeniden sev beni)

kadin erkek iliskisi,psikolojik sosyolojik pek cok arastirmanin ana konusudur hatta bu konuda pekcok romana filmede rastlanabilir kisacasi sanat ve bilim bu konudan hep beslenir bu konuya hep merakla yaklasir.ilhan uckanda bu konunun meraklilarindandir kendisi genellikle kadin yonuyle bu konulara egilmistir ve bir suru kitap yazmistir bu konuda.ancak bu konuya egilen sanatci ve bilim adami -woody allen,ingmar bergman,sigmund freud,gustave flaubert vb.-hic ilhan uckan kadar kesin konusmamis soylediklerinin dogrulugundan onun kadar emin olmamistir kendisi o dusuncelerinin dofrulugundan o kadar emindir ki :erkekleri kullanma kilavuzundan sonra kadinlari kullanma kilavuzunu durumu esitlemek erkeklerede sans tanimak icin yazdigini soylemistir.


bende bu kadina gosterilen ilgi, kitaplarinin ulastigi satis rakamlari herzaman icin aglama istegi uyandirmaktadir cunku turkiyede tema vakfi gibi kuruluslar turkiyeye birkac agac kazandirmak icin cabalarken bu ve bunun gibi pekcok manasiz matbuata harcanan kagida acikcasi acimaktayim,acimamin diger boyutu ise bunu okuyanlar cunku ben okunan kitabin her ne olursa olsun insana birsey kattigi inancinda olanlardan degilim sadece nitelikli seyler insana birsey katar ve bu kadinin `eserleri` bu kategoriye girmemektedir.


ilhan uckanin dusuncelerinin cikis noktasi -acikcasi karsi oldugum halde ben bir kitabini alip okudum cunku insan dusmanini bile tanimali bana kalirsa,ama kitabi korsan aldim buda biline-oyun teorisidir son zamanlarda akil oyunlari filmiylede iyice meshur olan bu konu adindanda belli oldigi gibi teoridir -teori sozcugu theoros kelimesinden gelir ilk olimpiyatlarin yapildigi donemde oyunlari izlemeye gelen farkli sitelerin temsilcilerine verilen addir- islevselligi dusunuldugu kadar buyuk degildir parametrelerle sinirlidir ve insan davranisindaki parametreler sonsuz sayidadir yani bir erkegin neden bir kadini sectigi ve o kadinin onu neden istemedigi oyun teorisiyle filan aciklanamaz.


bir diger taraftan kendisi soylesilerinde nukhet duru,sibel can,petek dincoz ,gulben ergen
deniz seki gibi ortalamanin uzerindeki guzellikte kadinlara nasihatlerde bulunmakta onlara guzelliklerinden haberdar olmadiklarini yada yeterince kadinsiliklarini kullanmadiklarini soylemektedir bu kadinlar paralarini zaten guzellikleriyle kazanmaktadirlar ustelik erkeklerle iliskilerinde kendisinden daha basarili olduklari kesindir -belki oyun teorisini bilmezler ama pratikleri coktur bu konularda- kendisinin erkek arkadas sayisinini muhtemelen avagadro sayisi katinda erkekle bu kadinlar iliski yasamislardir ayrica kendisi cirkin bir kadindir neresinden bakarsaniz bakin cirkindir bu kadin, iste bu yuzden oyun teorisiyle ilgilenmektedir zaten kendisinide bu sebeple bu konunu pratigi degil olsa olsa teorisi ilgilendirmekredir.

cirkin oldugunu belirttigim bu kadinin ismindeki erkeksilikte kadinsi ozelliklerinin azligina tuz biber olmaktadir bu konuya deginmiyorum sadece tanrinin hayatin pek cok yerine yerlestirdigi ironilerden biri oldugunu dusunuyorum.


not:jartiyer mi seksidir g-string mi diye kendince bir tartisma yaratmaktadir boylesi cevabi bilenen konulara gelmesi ise en azindan affedilebilir cunku kismen zekasina yakin konulardir bunlar.

not2: gercek bir kadinin nasil olmasi gerektigi konusunda bir test hazirlamis ilhan uckan
7 soruluk bu testin sorulari

1-kaprisli misiniz?
2-naz yapmayi biliyor musunuz?
3-kiskanc olmakla ovunurmusunuz?
4-rahatca aglayabildiginiz icin mutlu musunuz?
5-suslu ic camasirlarini,renkli giysileri seviyor musunuz?
6-sefkatli,duygulu, kirilgan gorunebiliyor musunuz?
7-gururlu musunuz?

testin degerlendirmesine gelince tek bir soruya hayir derseniz kendiniz yazik ediyormussunuz
bayanlar.ufacik olaylarda manasiz tartismalar cikartan feministler bu kadinlari birer gerzek gibi gosteren kadinlari siradan gosteren manasiz insana niye tepkisiz kaliyorlar anlamiyorum.ha birde eger yukardaki testi gecemezseniz kitaplarini alip dogru yolu bulabilirmissiniz,ne duruyorsunuz kosun kosun.

(bkz: heather kozar)

dunya sinemasinin gelmis gecmis en onemli yonetmenlerinden biri hatta bence tarkovskyler birlikte en onemlisi.

metafizik kavramlari mustesna bir sinematografi ile seyirciye yansittigi sinemasinda herseyden once insani ve insan hayatindaki en onemli sorunlardan biri olan bilincli secim yapmak secimlerin sonuclari gibi konulari basariyla islemis filmlerini anlayarak izleyen insanlarda derin izler birakan buyuk bir sinema adamidir kieslowski.

sinemaya belgeseller cekerek baslamasinin ardindan station adli belgeseli cektigi tren istasyonunda annesini olduren bir kadinin istasyona gelmesi sonucunda polisin belgesel goruntulerini isteyip goruntulerden kadini yakalamaya calismasi kieslowskiyi cok etkilemistir ve belgeselleri bu sebeple birakmistir cunku belgesellerindeinsan hayatinin gercegini yakalamak isterken fazlasiyla gercek olaylarla yuzlesmek zorunda kaldigini soylemistir kieslowski on kieslowski adli kitabinda.

belgesellerden sonra kurgu filmlere baslamasiyla
ilk donem politik filmleri gelmistir bunlar scar
calm,personel gib oldukca siradanfilmlerdir ancak bu doneminin son filmi olan camera buff la o buyuk sinemasinin ilk isaretlerinin vermistir kieslowski.bu filmin ardindan blind chance gibi buyuk bir bas yapit gelmistirki bu filmin oykusunden yola cikarak tom tykwer run lola run i cekmistir.oldurmek uzerinde kisa bir film,ask uzerine kisa bir film,dekaloglar adli tv dizisi
veronique in cifte hayati ve son olarakta uc renk
uclemesi her biri bas yapit olan bu eserler onun buyulu dunyasini anlatmistir 1995 yilinin 13 martina kadar.


(bkz: uc renk uclemesi)
(bkz: veronique nin cifte hayati)
(bkz: oldurmek uzerine kisa bir film)
(bkz: ask uzerine kisa bir film)
(bkz: dekaloglar)
(bkz: krzystof piesiewicz)

lars von trierin goldheart uclemesinin en onemli filmidir ancak fazlasiyla arabesk bir yaklasimla cekilen bu film uclemenin en onemli ancak en kotu cekilmis filmidir.konusu ititbariyle filmin sonlarina dogru bende hep bjork e bir araba carpacak ve gozleri acilacak hissi uyandirmistir bu film.daha arabeski icin
(bkz: requiem for a dream)

turkiyedeki en onemli dusunurdur gerek bilgi birikimi gerekse caliskanligi fikirlerine katilmasamda fazlasiyla takdire degerdir.ozellikle aydin uzerine tezler,bilim ve edebiyat onun sabatayizmi inceledigi eserlerinden
onceki en onemli en ciddi eserleridir.ancak son donemde sabetay sevinin yarattigi bir yahudi tarikati demekten cekinmeyecegim seyi incelerken
fazlasiyla kendi dusunduklerinin buyusune kapilip
herkesi sabatayist sanmaya baslamistir.

(bkz: sabatayizm)
(bkz: sabetay sevi)

eksisozluk

turk edebiyatinin en onemli sairlerinden biridirher kitabinda siirini yenilemesi bence en onemli ozelligidir ustelik bunu yaparken yararlandigi farkli siir turlerindenbeslenmesine ragmen -divan siiri gibi- kendi imgelerinden soyleyis biciminden kesinlikle kopmaz buda onun ustaliginin en buyuk gostergesidir.ancak son romanlari icin ayni yaraticiliktan soz edemem cunku bagli oldugu dusunce sisteminin hakliligini ispatlamak icin ugrasmasi romaninin gelismesini fazlasiyla engellemistir.