bazen de düşünülen çok şey olmasına rağmen o düşüncelerin toparlanılıp bir türlü cümlelere dökülememesidir. tam bir başlık bulur " hah işte bunun hakkında bir şeyler yazabilirim" dersiniz, aklınızdan neler yazmak istediğinizi düşünürsünüz ve ilk kelimeyi yazarken bir türlü gerisini getirip de doğru düzgün bir cümle kuramazsınız. ıkınırsınız sıkınırsınız ııhıh yok gelmez gerisi..halbuki düşünceler su gibi akıp geçmektedir aklınızdan habire. iş bunu yazıya dökmeye gelince tabiri caizse kal gelir öyle bakakalırsınız monitöre boş boş..işin bok tarafı süslü cümleler de kurmayacaksınızdır, öyle içinizden geldiği gibi, biraz bilgi biraz mizah içerikli güzel şeyler yazmaktır amacınız..
aklınızı toparlayana kadar askıya alırsınız o başlık hakkında yazmayı düşündüğünüz şeyleri, hatta abartıp bir yere not edersiniz ki sonradan unutmayıp tekrar o başlığa dönebilesiniz(e ukde kalmıştır bir nevi içinizde olacak o kadar). sonra aynı olay bir başka başlık için ve sonra bir başka başlık için de vuku bulunca "kırarım ulan bu sözlüğü" naraları atarak çıkarsınız sözlükten.dayanamaz 10 dakika sonra tekrar girersiniz ve zoraki de olsa nihayetinde bir entry yazmayı başarırsınız.
aslında bu gibi durumlarda en iyisi sözlükten bir süre uzak kalıp düşünceleri toparladıktan sonra sözlüğe girmektir..
not: bu entrynin 15 dakikada yazılması sadece tesadüfden ibarettir, kesinlikle kabız değilim ..
forward piyasalarında işlem yapmak üzere çeşitli vadelerle kote edilen kurlardır. forward kuru;
f= a*(1+im{vade/365})/(1+id{vade/365})
şeklinde hesaplanır.
f; forward döviz kuru
a; spot döviz kuru
im; milli paranın n vadeli faiz oranı
id; dövizin n vadeli faiz oranı
f= a*(1+im{vade/365})/(1+id{vade/365})
şeklinde hesaplanır.
f; forward döviz kuru
a; spot döviz kuru
im; milli paranın n vadeli faiz oranı
id; dövizin n vadeli faiz oranı
serbest piyasada oluşan veya merkez bankaları tarafından resmi olarak açıklanan kurlardır. döviz kurlarından farklı olarak kote edilirler. döviz kurlarına nispeten, alışta daha düşük ve satışta daha yüksek olmaktadır. yani kur marjı yüksektir. bunun nedeni ise döviz işlemlerine nispeten, efektif işlemlerinde fazladan bazı maliyetlere katlanmaktır.
döviz satış kuru ile döviz alış kuru arasındaki farktır.
bir de bunun yüzdesi var.hesaplanışı;
kur marjı yüzdesi= [(döviz satış kuru - döviz alış kuru) / döviz satış kuru] * 100
şeklindedir.
bir de bunun yüzdesi var.hesaplanışı;
kur marjı yüzdesi= [(döviz satış kuru - döviz alış kuru) / döviz satış kuru] * 100
şeklindedir.
döviz sıkıntısı olan bir ülkenin a firmasının başka bir ülkenin b firmasından mal ithal edebilmesi için öncelikle; b firmasının a firmasından döviz karşılığı mal ithal eder, ithal ettiği malların bedelini özel bir hesaba yatırır.a firması bu bedele eşdeğer miktarda b firmasından ithalat yapar. b firması ithalat bedelini özel hesaptan çeker. bir nevi kendi parasıyla kendisine ödemede bulunur.
vadeli satın alma olarak da adlandırılır.
vadeli satın alma olarak da adlandırılır.
özel bir firmanın bir ülkeye mal satması, karşılık olarak da belirli bir süre sonra, alıcı ülkeden mal satın alması esasına dayanır. bu sistemde, önce satış, sonra da karşı satış için birbirinden bağımsız iki sözleşme yapılır. daha sonra bu sözleşmeler bir protokolle birbirine bağlanır.
karşı satın alma için tanınan süreler 3-5 yıl arasında değişmektedir.
bunun bir diğer adı da bağlı işlemdir.
karşı satın alma için tanınan süreler 3-5 yıl arasında değişmektedir.
bunun bir diğer adı da bağlı işlemdir.
dört taraflı takas işleminde devreye iki ülkenin kliring ofislerinin girmesiyle ortaya çıkan karşılıklı ticaret sistemidir.
kliring ofisleri genellikle ülkelerin merkez bankaları olur. ancak başka yetkili bankalar veya kuruluşlar da kliring ofisi olarak belirlenebilir. kliring sözleşmesi 1 yıllıktır.
çalışma şekli;kliring anlaşması olan ülkeden mal ithal eden ithalatçı, malın bedelini kendi ülkesindeki kliring ofisine, kendi milli parası cinsinden yatırır. aynı şekilde, aynı ülkedeki ihracatçı ihraç ettiği malın bedelini kliring ofisinden çeker.
kliring ofisleri genellikle ülkelerin merkez bankaları olur. ancak başka yetkili bankalar veya kuruluşlar da kliring ofisi olarak belirlenebilir. kliring sözleşmesi 1 yıllıktır.
çalışma şekli;kliring anlaşması olan ülkeden mal ithal eden ithalatçı, malın bedelini kendi ülkesindeki kliring ofisine, kendi milli parası cinsinden yatırır. aynı şekilde, aynı ülkedeki ihracatçı ihraç ettiği malın bedelini kliring ofisinden çeker.
bu sistemde değişimi yapılan mallar genellikle birbirleriyle ilişkisizdir. işlem süresi nispeten kısadır ve en fazla 2 yıldır.
takasla dış ticaret daha çok mallarını uluslararası piyasaya ihraç etmekte güçlük çeken ülkeler arasında yapılır. genellikle parası konvertibl olmayan veya döviz rezervleri kıt olan ülkeler arasında yapılır ve kalitesiz mallar alışverişe konu olur.
takasla dış ticaret daha çok mallarını uluslararası piyasaya ihraç etmekte güçlük çeken ülkeler arasında yapılır. genellikle parası konvertibl olmayan veya döviz rezervleri kıt olan ülkeler arasında yapılır ve kalitesiz mallar alışverişe konu olur.
ithalatı sıfıra düşürecek oranda konulan gümrük tarifesidir. özellikle ithal ikameci bir dış ticaret politikasının izlendiği az gelişmiş ülkelerde bu tarife sıkça kullanılır.
bu tarife yerli sanayileri dış rekabete karşı koruma amacına yöneliktir.
yasaklayıcı tarifelerde üretim ve tüketim kayıplarından oluşan toplumsal kayıp en yüksek düzeydedir.
bu tarife yerli sanayileri dış rekabete karşı koruma amacına yöneliktir.
yasaklayıcı tarifelerde üretim ve tüketim kayıplarından oluşan toplumsal kayıp en yüksek düzeydedir.
ad-valorem gümrük tarifesi + spesifik gümrük tarifesinden oluşur.
daha çok hammaddesi vergilendirilmiş mamul mallara uygulanmaktır.bu durumda verginin spesifik kısmı hammadde üzerine konulan gümrük vergisine eşittir. ad- valorem kısmı ise malın üzerine yaratılan katma değere uygulanır.
daha çok hammaddesi vergilendirilmiş mamul mallara uygulanmaktır.bu durumda verginin spesifik kısmı hammadde üzerine konulan gümrük vergisine eşittir. ad- valorem kısmı ise malın üzerine yaratılan katma değere uygulanır.
malın değerinin belirli bir yüzdesi olarak alınır.
bu tür vergilerde, mallar kalite bakımında ayrılır, pahalı olan lüks mallardan daha fazla ucuz olan mallardan ise daha az vergi alınır.
bu tür vergilerde, mallar kalite bakımında ayrılır, pahalı olan lüks mallardan daha fazla ucuz olan mallardan ise daha az vergi alınır.
birim ve ağırlık gibi malların fiziki ölçü birimleri üzerinden alınır.
bu tür vergiler, malların düşük ya da yüksek kaliteli olduğunu göz önünde bulundurmaz.enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde alınan bu tür vergilerin değeri yıldan yıla azalır. dolayısıyla hazineye giren gümrük vergisi gelirleri azalır, bu nedenle sürekli olarak ayarlanması gerekir.
bu tür vergiler, malların düşük ya da yüksek kaliteli olduğunu göz önünde bulundurmaz.enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde alınan bu tür vergilerin değeri yıldan yıla azalır. dolayısıyla hazineye giren gümrük vergisi gelirleri azalır, bu nedenle sürekli olarak ayarlanması gerekir.
dış açıkların artması ile milli gelir azalır, ekonomide gerileme olur, az gelişmiş bir ülkenin daha da gerilemesine sebep olur.
dış açıkları kapatmanın en iyi yolu, ekonomide yapısal değişiklikler yapmaktır. ancak bu yol, az gelişmiş ülkelerdeki çeşitli darboğazlar nedeniyle gerçekleştirilemeyebilir. bu durumda az gelişmiş ülke dış borçlanma yoluyla açıkları finanse etme yolunu seçebilir ancak bu da agünin zamanla kredi bulmakta zorlanmsıyla sonuçsuz kalacaktır. bu nedenlerle agüler dış açıklarını korumacılık ile baskı altına almaya çalışırlar.
korumacılık, ithalatı azaltarak dış açıkların azalmasını ve kapanmasını sağlar.
dış açıkları kapatmanın en iyi yolu, ekonomide yapısal değişiklikler yapmaktır. ancak bu yol, az gelişmiş ülkelerdeki çeşitli darboğazlar nedeniyle gerçekleştirilemeyebilir. bu durumda az gelişmiş ülke dış borçlanma yoluyla açıkları finanse etme yolunu seçebilir ancak bu da agünin zamanla kredi bulmakta zorlanmsıyla sonuçsuz kalacaktır. bu nedenlerle agüler dış açıklarını korumacılık ile baskı altına almaya çalışırlar.
korumacılık, ithalatı azaltarak dış açıkların azalmasını ve kapanmasını sağlar.
dış ticarette haksız rekabet sayılan iki konu vardır. bunlardan biri sübvansiyonlar, diğeri de dampingdir.
hem sübvansiyonlar hem de damping dtö kurallarına göre yasaklanmıştır. bu tezi savunanlara göre, bir ülkenin yurtiçi piyasasına karşı ülkenin sübvansiyonlu veya dampingli mallar ihraç etmesi sonucu, ithalatçı ülkenin üreticileri zarar görüyorsa veya zarar görme tehdidi altına giriyorsa, ithalatçı ülke hükümetleri bunu önlemelidir. sübvansiyonlu mallar için telafi edici vergi; dampingli mallar için anti damping vergisi uygulanmalıdır.
hem sübvansiyonlar hem de damping dtö kurallarına göre yasaklanmıştır. bu tezi savunanlara göre, bir ülkenin yurtiçi piyasasına karşı ülkenin sübvansiyonlu veya dampingli mallar ihraç etmesi sonucu, ithalatçı ülkenin üreticileri zarar görüyorsa veya zarar görme tehdidi altına giriyorsa, ithalatçı ülke hükümetleri bunu önlemelidir. sübvansiyonlu mallar için telafi edici vergi; dampingli mallar için anti damping vergisi uygulanmalıdır.
bu tez, stratejik endüstrileri geliştirmek üzere 1990’lı yıllarda ortaya atılmıştır.stratejik ticaret politikasının ön şartıdır ve onu tamamlamaktadır.bir sanayi politikası öncelikle, "bazı endüstrilerin ülkenin ekonomik refahı ve dış rekabet gücü açısından hayati önem taşıdığı" varsayımına dayanır. bu endüstriler genellikle ileri teknoloji kullanır ve çok yüksek ar-ge maliyetleri gerektirir.
ileri teknoloji ürünlerinin üretimi sadece dış pazarlarda değil, milli ekonomi içinde de pozitif dışsal ekonomiler yaratacaktır. böylece dış ticaret olmadan da ekonomil gelişme artacaktır. stratejik ticaret politikasından farkı budur.
bu görüşü savunanlar, hükümetlerin, endüstrinin yarattığı sosyal fayda sosyal maliyetlere eşit oluncaya kadar sanayi teşvik politikası izlemelerini savunurlar.
bu görüşe karşı çıkanlar, kamu fonlarının gereksiz ve sonuç alınamayacak alanlara gidebileceğini söylerler. örneğin yıldız savaşları projesi, ses hızında ulaşım projesi vs gibi.
uygulamada, hükümetler, genellikle ileride rekabet gücü elde edebilecek, ileri teknolojilerle üretim yapan sektörlerden çok, zayıf, rekabet gücü olmayan sektörleri desteklemektedir.
ileri teknoloji ürünlerinin üretimi sadece dış pazarlarda değil, milli ekonomi içinde de pozitif dışsal ekonomiler yaratacaktır. böylece dış ticaret olmadan da ekonomil gelişme artacaktır. stratejik ticaret politikasından farkı budur.
bu görüşü savunanlar, hükümetlerin, endüstrinin yarattığı sosyal fayda sosyal maliyetlere eşit oluncaya kadar sanayi teşvik politikası izlemelerini savunurlar.
bu görüşe karşı çıkanlar, kamu fonlarının gereksiz ve sonuç alınamayacak alanlara gidebileceğini söylerler. örneğin yıldız savaşları projesi, ses hızında ulaşım projesi vs gibi.
uygulamada, hükümetler, genellikle ileride rekabet gücü elde edebilecek, ileri teknolojilerle üretim yapan sektörlerden çok, zayıf, rekabet gücü olmayan sektörleri desteklemektedir.
bu tez, gelişmiş ülkelerde ileride gelişme potansiyeli olan, ekonomi için kilit öneme sahip üretim alanlarının dış rekabete karşı gümrük tarifeleri ve iç desteklerle korunmasını gerektiğini açıklar.
james brander ve barbara spencerın çalışmalarının sonucunda ortaya atılan stratejik ticaret politikası, bir ülkenin yurtiçi üretimine vereceği sübvansiyonları haklı çıkarmaya çalışmaktadır.
stratejik ticaret politikası, genç endüstriler tezinin gelişmiş ülkeler için ve gelişmiş ülkelerin ürettiği ileri teknoloji ürünleri için yapılmış şeklidir.
james brander ve barbara spencerın çalışmalarının sonucunda ortaya atılan stratejik ticaret politikası, bir ülkenin yurtiçi üretimine vereceği sübvansiyonları haklı çıkarmaya çalışmaktadır.
stratejik ticaret politikası, genç endüstriler tezinin gelişmiş ülkeler için ve gelişmiş ülkelerin ürettiği ileri teknoloji ürünleri için yapılmış şeklidir.
karşılaştırmalı üstünlükler, heckscher-ohlin gibi klasik dış ticaret teorileri, faktör zenginlikleri birbirinden farklı iki ülkenin dış ticaretini açıklamaktadır.ülkelerden biri emek-yoğun üretilen malların ihracatçısı iken, diğeri sermaye-yoğun malların ihracatçısı durumundadır.kısaca, klasik dış ticaret teorileri endüstriler arası ticareti açıklamaktadır.bu bakımdan klasik dış ticaret teorilerinin gelişmiş bir ülke ile az gelişmiş bir üke arasındaki ticareti açıkladığını söyleyebiliriz.ancak dünya dış ticaret hacmi içinde bu tür ticaretin payı düşüktür. dünya ticareti genellikle gelişmiş ülkeler arasında ve özellikle aralarında dış ticaret kısıtlaması olmayan ülkeler arasında yapılmaktadır. yani endüstri içi ticaret daha fazla yapılmaktadır.
dış ticaretin bu ve buna benzer yönlerini açıklamak için de pekçok uluslararası iktisat teorisi ortaya atılmıştır.bunlara yeni teoriler de denilmektedir.
sözün özü; klasik dış ticaret teorileri endüstriler arası ticareti açıklarken, alternatif dış ticaret teorileri endüstri içi ticareti açıklamaktadır.
dış ticaretin bu ve buna benzer yönlerini açıklamak için de pekçok uluslararası iktisat teorisi ortaya atılmıştır.bunlara yeni teoriler de denilmektedir.
sözün özü; klasik dış ticaret teorileri endüstriler arası ticareti açıklarken, alternatif dış ticaret teorileri endüstri içi ticareti açıklamaktadır.
büyük bir ülke ile küçük bir ülkenin dış ticaretinde dengeler, yani dış ticaret haddi büyük ülkenin iç maliyet doğruları üzerinde olduğu için, küçük ülke daha karlı çıkmaktadır. bu dengeler büyük ülkenin iç maliyet doğrusu üzerinde olmasa bile ona yakın olacaktır. bu durumda bile küçük ülke daha kazançlıdır.
buna literatürde önemsiz olmanın önemi denir.
buna literatürde önemsiz olmanın önemi denir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?