google ve arkadaş ısrarı...
a rh +
aslında her zaman bir eksik olacağını düşünerekten tanımlanmasının yapılması gerektiğini düşündüğüm şey. ona, istediklerini söylemeden yapan erkek türü. (ayrıca böyle bir tip bulunursa şükredile.) yolun ortasında seni öpebilmeli. senin için yaptıklarını kendine yakıştırmalı. senin sorguladığın dereceye yakın olarak seni sorgulamalı.
make love yapmaya iten tılsımlı sözcükler bütünü.
hapisteki adamın biri, yıllarca içeride kalmanın verdiği şehvet ve açlıkla çıkınca gördüğüm ilk kadını becerecem, isterse ağzında tek dişi bile olmasın diyerekten söz vermiş kendine. çıktıktan sonra sevinçle dağ bayır koşmaya başlamış. girdiği bir ormanda bir kulübe görmüş ve kapısını çalmış. yaşlı bir teyze açmış kapıyı. adam, yaşlı teyzeye kendine böyle bir söz verdiğini söylemiş:
"valla teyze söz böyle, ağzında tek bir diş olmasa bile yapacam ben bu işi diye söz verdim kendime." demiş.
o da tamam demiş ve iş bittikten sonra hoşuna gitmiş olacak ki:
"oğlum dur nereye gidiyorsun?" demiş.
"şu arkada bir dişim daha olacaktı!"
"valla teyze söz böyle, ağzında tek bir diş olmasa bile yapacam ben bu işi diye söz verdim kendime." demiş.
o da tamam demiş ve iş bittikten sonra hoşuna gitmiş olacak ki:
"oğlum dur nereye gidiyorsun?" demiş.
"şu arkada bir dişim daha olacaktı!"
arapçası benedura dır. üzerine arapça türkçe karışık şarkılar yaptığımız hormonsuz olduğu takdirde gerçekten yenilesi, yanında ekmekle mideye indirilesi, sebze mi meyve mi pek ayırt edemediğim bir canlı.
başka erkeklerden kurtulmak, güvende olduğunu hissedebilmek, duygularını bastırmak, onunla birlikte olmak istediğinde(tabi şahıs anlarsa)...
nasıl bir insandır kendisi yaaa... amannn, düşman başına dedirten cinsten yada düşmanıma vermesin.
bir süreden sonra çekilmesi imkansız olan, bi insan herşeye nasıl tamam diyebilir ki dedirten, olunmaması gereken bir sevgili tipi.
bu sene teşrifte bulunmayı istediğim, düşündüğüm ve bunlara ihtimal verdiğim festival. her ne kadar arkadaşımla, konu arasında konuşuken bir istenmezlik hissine kapılsam da ben istekliyim ve orada olurum dediğim hoplama zıplama mekanı.
kendimi bildim bileli, queeni iyi tanımadan çok önce bildiğim, hayran olduğum ve tuttuğum şarkı. harbiden çoşturan bir havası vardır. bir başka düzenlemede de minikcik çocukların söylediği bilinmektedir. çok tatlı söylemişler valla.
içinde duran kovalamaç oynama isteği. ayağına top gelince vurmak. çizdiğin resimleri saklamak. gizlenmesi gereken şeyleri oraya buraya tıkıştırmak.
öncelikle içinden atacaksın, sonrada somut delilleri. ahanda oldun.
muhteşem bir yapıt, okuduğum en güzel kitaplardan... şizofren bir kızın, hayatı sorgulayarak ve kendi yarattığı dünya ile boğuşması söz konusudur.
norveçli ünlü ressam edvard munchun çocukluğu ve ilk gençliği acılarla dolu geçmiş. ailesinde yaşanan hastalıklar ve ölümler nedeniyle acıyı erken yaşlarda tanıyan munch, tüm bu duygularını tablolarına aktarmış. ölüm, hastalık, endişe, melankoli, yalnızlık, kıskançlık... hatta kıskançlığın tadını daha iyi anlayabilmek için sevgilisinin başka bir adamla beraber olmasına izin verdiği de söylenir. (abartmış biraz tabi.) "çığlık" diye ünlü bir tablosu vardır.
mona lisanın, floransalı francisco del gioconda’nın karısı madonna lisa yada annesi ekaterina’nın tebessümü karışmış bir resim olduğu rivayetler arasında... belki de leonardo, kendi yüzüne bir kadının maskesini giydirmişti deniliyor; mona lisa kendisi olduğu da düşünülüyor. milleti yıllardır araştırmaya sürükleyen, çıkan posterlerinden ebat olarak daha küçük, üzerinde en çok oynama yapılan sanat eseri rekoruna sahip diye düşündüğüm sanat eseri.
babası, oğlunun çizimlerini dönemin ünlü heykelcisi ve ressamı olan verrocchio’ya göstermiş. verrocchio, henüz 17 yaşındaki leonardo’nun yeteneğini ilk bakışta anlamış ve onu yanında çalıştırmak üzere floransa’daki atölyesine almış. kendisi hocasının ona bir gün “isa’nın vaftizi” adlı resimde meleklerden birini yapma görevi verdiğinde, leonardo’nun çiziminin kendisinden üst bir düzeyde olmasından mahcup olup, bir daha fırçasını eline almamıştır. kendisi sfumato tekniğini de çok iyi kullanan karışık bir kişidir.
yanmak fiilinin başka bir bakış açısıyla tanımı. sıcak suyun dökülmesiyle kişide oluşan eylem. tabi bir de mecaz denilebilecek kullanımı var ki o da: fırça yemek. yapılan yanlış davranış sonucu başka bir kişi tarafından tartaklanmak.
ekmek- peynir- karpuz üçlüsünden vazgeçilmez.
sabah ne yediniz: ekmek- peynir- karpuz
öğlen ne yediniz: peynir- karpuz -ekmek
akşam ne yediniz: karpuz- ekmek- peynir
şeklinde bir duruma yol açan yenilesi, sulu, bağırsak faaliyetlerine yardımcı yaz meyvesi. kışında yenilebilir pek tabi.
sabah ne yediniz: ekmek- peynir- karpuz
öğlen ne yediniz: peynir- karpuz -ekmek
akşam ne yediniz: karpuz- ekmek- peynir
şeklinde bir duruma yol açan yenilesi, sulu, bağırsak faaliyetlerine yardımcı yaz meyvesi. kışında yenilebilir pek tabi.
sana her zaman uzak olduğunu hissettiren, kaybetmekten, seni sevmemesinden manyak gibi korkutan, sesine özlem duyduran, kucağında uyumayı en iyi uyku olarak tanımladığın, yanında en güvende olacağını adın gibi iyi bildiğin, yanındayken bile kayıp gidecek endişesine kaptıran, yemek yemene engel, titreten, her şeyden, tüm nimetlerden ayrı, yaşanılası, elde edilmesi zor, yakaladığını hissettiğinde kaybetmemek için çok çabalamak gerekilen en değerli ve aranılası duygulardan...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?