kumralada

ceyiz hazirlamaya merakli hamarat yurdum hatunlarinin bir evde kullanilabilecek her seyi hazirladiktan sonra bos kalmamak icin ya da can sikintisiyla mustakbel kocalari icin ordukleri don.kullanisli olup olmadigi tartismali olmakla birlikte bu donu giyecek bir insan evladinin var olup olmadigi baslibasina bir merak konusudur.ayrica (bkz: havlu kenari)

nev’in araliksiz dinlenesi sarkisi:

bir sarkisin dilimde
bozuk plak gibiyim butun gun aklim fikrim hep sende
nasil bir duygu ki bu
ne zaman seni dusunsem kosmak geliyor icimden
nereye gitsem ne yapsam
gozlerim hep seni ariyor
tum yollar sana cikiyor simdiden
nasil bir duygu ki bu
ne zaman seni gorsem bir kus kanatlanir gogsumden
zaman sensiz gecmiyor senleyse yetmiyor
daha simdiden ozledim bir dahaki gelisini
sanki dunyam kuculdu baristim bak hayatla
ama yoklugun korkutuyor
ben ki kuskunum en az bin yildir
yilmisim bosvermisim derken
ne ara caldin kalbimi bilmem
ustelik bir davet bile etmedin geldim sana
ama gozlerin herseyi anlatiyor
ask sen nelere kadirsin

roma’yi yaktigi rivayet edilen sahis.

gunduz uyuyup gece oturan sozluk yazari icin gayet normal olan durum.

ayni anlama gelen "yemin etmek" ve "ant icmek" ifadelerinin karisimi.

(bkz: foolish casanova)

ankara universitesi egitim bilimleri fakultesinde ogretim uyesi olan ustun dokmen’in hayatimizdaki problemlerle ilgili cozum onerilerinde bulundugu super program.kendisi ayrica ayni adi tasiyan bir kisisel gelisim kitabi da yazmistir.programi kaciranlarin haline uzulmekle beraber kendilerine bu kitabin okunmasi onerilebilir.ayni zamanda programin jeneriginde kullanilan bulent ortacgil sarkisinyn adi da küçük ?eylerdir.sozlerini de yazayim da tam olsun:

hep kucuk seyler bizi usandiran
kucuk seyler bizi utandiran
hep kucuk seyler kucuk seyler bizi yaristiran
kucuk seyler bizi uzlastiran
kucuk seyler hepsi de kucucuk seyler
bizi yonlendiren, sevindiren, dusunduren

hep kisa anlar, mutluluklar
hayal gorur uzun zamanlar
hep kisa anlar karar verdigimiz
sonra gunler boyu neden diye dusundugumuz
kisa anlar hepside kisacik anlar
bizi yonlendiren, sevindiren, dusunduren

hep buyuk dusler, buyuk dusler pesinde kostugumuz
sonra nerdeyiz diye icinde kayvboldugumuz
hep buyuk dusler elimle tutamadigim
hic gormedigim, yasamadigim
buyuk dusler hepsi de kucucuk seyler
bizi yonlendiren, sevindiren, dusunduren

hep kucuk seyler bizi savastiran
kucuk seyler bizi baristiran
hep kucuk seyler seni sevdigim
kucuk seyler seni uzdugum
kucuk seyler hepsi minicik seyler
bizi yonlendiren, sevindiren, dusunduren

bu durumda ilginc olan da kocasindan dayak yiyen hatunlarin "kocam degil mi dover de sever de" diyerek kocalarini ele gune savunma cabalaridir.

mamullerimiz gunluktur.

(bkz: ben imkansiz asklar icin yaratilmisim)

"su akar yatagini bulur",ya da "her sey olacagina varir" seklinde de dile getirilen yasamimizdaki butun olaylarin sanildiginin aksine hepten bizim kontrolumuzde olmadiginin altini cizen ve insani cogu zaman umutsuzluga dusmekten kurtaran bir hayat gercegi.

muhtesem bir bulent ortacgil sarkisi.birsen tezer’in yorumu da sarkiya ayri bir guzellik katmis,’tadindan yenmez’ bir hale getirmistir.dinlerken siz de ciglik cigliga eslik edersiniz.sozleri de soyle:

seni sevdigimi anladigim gunden beri
sesler degisti, renkler degisti
yuzumdeki cizgiler baskalasti
gecmisim degisti, oyunlasti

yesilin ortasinda gelincik gibi
incelesti, yabancilasti
siste bagiran vapur dudukleri gibi
geliyor muyuz, gidecek miyiz
yoksa ciglik cigliga

seni sevdigimi anladigim gunden beri
hiclik degisti, yokluk degisti
karsiliksizligim dengelesti
gunler degisti sana donustu

nasil gordugun dusu yeniden istersen
nasil bir yilginliktir sabah zilleri
zamani gelince nasil terkeder kuslar
kaciyor muyuz, kalacak miyiz
yoksa ciglik cigliga

seni sevdigimi anladigim gunden beri
yuzler degisti, dostlar degisti
yorgun sokaklar bile karsi ciktilar
adresler degisti, evler degisti

seni sevdigimi anladigim gunden beri
cocuklar bile bana cicek diye baktilar
yasiyor muyuz, unutacak miyiz
yoksa ciglik cigliga

basrollerinde hugh grant ve julia roberts’in oynadigi,bir kitapci ile bir film yildizinin askini anlatan romantik komedi.

sen sus gozlerin konussun.

ortaligi derleyip toplamak,temizlemek,
uyumak,uyumak,yine uyumak,
evin icinde amacsizca gezinmek.

leman sam-vedat sakman
cay-cekirdek

hastalik hastasi yasli dede ve nineleri kandirmak icin kullanilan draje.ise yaradigi soylenir.

dedikodu giris cumlesi.biri "duydunuz mu?" diye soruyorsa genelde arkasindan dinleyenlerin "yaa oyle mi?deme ya!" seklinde tepki verecekleri bir seyler soyleyecek demektir.

muhendislik derslerinde sikca karsiniza cikan, " simgesiyle gosterilen uzunluk birimi.

dunyaya yalniz gelip yalniz gittiginizi suratiniza suratiniza carpan durum.telefonunuza bakip kimse beni sevmiyor diye aglamakli olmak da olasidir boyle gunlerde.