kitten

tamamiyle beyaz olmayan, kuyruğu, yüzündeki maskemsi kısım yani alın, kulaklar, burun ve ağız çevresi ve kimi zaman çenesi tarçın rengi olan kedişlerdir. enselerinde de iki nokta görülür aynı renkte. gözleri farklı renk olan kedi ankara kedisidir. eğer bir van kedisinin gözleri iki ayrı renkse bir ankara kedisinin soya karışmış olma ihtimali yüksektir. van kedisinin gözleri kehribar rengidir.ela da denebilir. yumuşak tüyleri vardır. yarı uzun tüylü bir cinstir. en geveze 25 kedi türünden biridir. pati, burun ve kulaklarının pembe olmasıyla da bilinirler. diğer kedi türleri gibi sudan rahatsız olmazlar ancak her saniye suya gireyim yüzeyim diye de yanıp tutuşmazlar. ama sıcak bir yaz gününde suyla serinletilmeye de asla hayır demezler, gerekirse bu uğurda yüzerler. çok da iyi yüzücülerdir. sağlam ve kaslı vücutları vardır. bacakları gayet güçlüdür. hafif yağlı bir görüntü verseler de sadece yapı olarak iri hayvanlardır. şişman sayılamazlar.

kestaneli krebi ve sıcak çikolataları son gördüğümde bir harika olan mekan. ayrıca yine son gördüğümde ayet sıcakkanlı ve esprili garsonları vardı.

köpekler gibi her mama verene yavşayıp eve gözgöre göre hırsız sokmadıkları için nankör yaftası yapıştırılan nazik varlıklar. zarif ve kendilerine has hafif kırıtkan bir yürüyüşleri vardır. (bkz: catwalk) sırüstü düşmemelerinin sebebi daha anne karnındayken alt ve üst kavramlarını öğrenmeleri ve bir yerden düşerken kendilerini sırtları yukarıda kalacak şekilde çevirebilmeleridir. 1günlük bebek kediler dahi bunu yapabilirler. zira omurgaları esnek ama aynı zamanda son derece narin olan bu hayvancıklar sırtüstü düştüklerinde omurgalarının kırılması ve ölüm ya da felç tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. bunun dışında 9 canlı olarak anılmalarının en önemli sebebi başlarına gelen çoğu olaydan esnek vücut yapıları sayesinde az hasarla kurtulabilmeleridir. bu hayvancıklar gururlarından dolayı öleceklerini hissettiklerinde biryerlere saklanırlar ve ölülerini göstermezler. eğer ki ölemezlerse o zaman geri gelir ve kendilerini tedavi ettirtirler. sanıldığının aksine kedilerin doyma içgüdüsü vardır. önüne ne kadar koyarsanız koyun eğer doyduysa daha ağzını sürmez o yemeğe. bu hayvancıklar kendilerini temizlerken epeyce tüy yutarlar ancak ne gariptir ki mideleri bu tüyleri eritemez ve kakayla da hepsini dışarı atamazlar. belirli bir aşamadan sonra tüyler midede birikir ve kusarak dışarı atılır. işte zaman zaman ot kemirirken gördüğümüz kedilerin bunu yapma sebebi budur. midelerini rahatlatmak ve kusmadan kakayla dışarı atabilmek için tüyleri ota saldırırlar. (bkz: hairball) kediler de tıpkı insanlar gibi değişik karakterlere sahiptirler. her kedi farklı bir bireydir ve bunun farkındadır. ona göre davranır. kendisine de ona göre davranılmasını ister. ha tabi ki arada sırada yarı deli travmatik ruhlu kedicikler çıkar ve saçma davranışlar sergileyebilirler. ancak genel olarak kediler insana yakın canlılardır. ayrıca aslında kediler eğitilebilirler. yalnız kendilerinin otur yat kalk yuvarlan gibi kendilerini şebek maymununa çeviren komutları anladıkları halde uygulamazlar. eğitimleri daha çok insanla karşılıklı olarak gerçekleşir ve beraber yaşamayı öğrenmek şeklindedir. karşılıklı özgürlüklere müdahale etmeden yaşamayı kısa zamanda öğrenir hem insan hem de kedi. kedilerin genelde hayatları çok düzenlidir. gün içerisinde uyudukları yemek yedikleri oynadıkları hatta tuvalet yaptıkları zamanlar belirlidir. ayrıca kendilerine ev içerisinde çeşitli alanlar belirlerler. bunlar genelde herşeyi görüp hakim olabilme içgüdüsüyle seçilmiş yüksek yerlerdir. ayrıca kapalı mağaramsı yerleri de çok seven kedilerin gece yorgan altında yatması bu yüzdendir. zaman zaman evimdeki kedi kılığına girmiş canavar uzaylının da yaptığı gibi giysi dolabına girip kapıyı kapatıp yatanları mevcuttur. kapı demişken kediler kapalı kapılardan nefret ederler. aşırı meraklı yapılarından dolayı evdeki her kapı açık olsun isterler. eğer açık değilse de kısa zamanda açmayı öğrenirler. zira yapmaları gereken tek şey kapı koluna zıplayıp ön patilerle tutunmak ve kolu ağırlığını vermek suretiyle aşağı çekmektir ki bu çoğu kedi için birkaç gün sizi izledikten sonra rahatça taklit edilebilecek bir davranıştır. ayrıca kedilerin kuş avcısı olarak yayılmış haksız bir kötü şöhretleri vardır. kedilerin genel avlanma stratejisi pusuya yatmak gerekirse saatlerce beklemek ve en uygun anda avına saldırmaktır. ancak kuşların en ufak bir harekette uçup gitmeleri kedinin uzun süre pusuya yatmasını engeller. ama yine de zaman zaman ağzında bir kuşla eve gelen kediler oldukça fazladır. kediler içgüdüsel olarak insanın hasta olan bölgesini hisseder ve gidip oraya yatarak tortorlamaya başlarlar. kedilerin genel olarak sevilirken çıkardıkları bu sesin vücutlarının neresinden ve ne amaçla çıktığı henüz tam olarak anlaşılamamıştır ancak insanlar üzerinde stresi giderici ve yatıştırıcı bir etkisi olduğu saptanmıştır. kedinin iyileştirme içgüdüsü çok kuvvetlidir. bu sayede öldü dediğiniz hatta soğudu bile bedeni dediğiniz yavru kediler defalarca anneleri tarafından saatlerce yalanarak hayata döndürülmüştür. kedilerin en ünlü hareketlerinden biri olan yorgan kabartma olayı ise kabartılacak bölgeye hafifçe çıkarılmış tırnakların takılıp yukarı doğru çekilmesiyle yapılır. bunun çıkış noktası yavru kedilerin annelerinin memelerinden daha çok süt çıkarabilmek için annelerini kabartmalarıdır. kediler için inek sütü fazlasıyla yağlıdır o yüzden büyük kedilere yarı yarıya küçük kedilere ise çeyrek ölçü süt kalanı su olacak şekilde verilmelidir. zira bağırsakları için fazla ağırdır ve sindiremediklerinden ishal olurlar. kedilerin günlük diyeti içerisinde genelde balık tavuk fare peynir süt yoğrt gibi gıdalar vardır. ancak bunun yanısıra kedinin türüne yetiştiği ortama ve alışkanlıklarına bağlı olarak damak tadı değişebilir. örneğin kendiliklerinden tamamen vejeteryan olan kediler varken olmayacak garip şeyleri yiyenleri de mevcuttur. örneğin lahana turşusu, atom salata, taze fasulye, kabak gibi garip garip gıdaları koca bir fareyi gövdeye indiriyormuşçasına yiyebilirler. bunun dışında tavuğun kemiklerine bayılırlar. ancak çok sert kemikleri rahat yiyemezler ve dişlerinin kırılması tehlikesi vardır bu yüzden çok kalın kemikler verilmemelidir. makarna pilav gibi şeyleri yemeyi çok sevseler de fazla verilmesi dengesiz beslenmelerine neden olacağından pek doğru değildir. ayrıca iki kedi birbirinden nefret dahi etse ayn evde huzurla yaşayabilirler. kendi aralarında bir bölge tespiti yaparlar ve birbirlerinin özgürlük alanlarına tecavüz etmedikleri sürece gayet mutlu mesut rahat bir hayat sürerler. ayrıca kediler kışın insan için harika bir ısıtıcı unsurdur. şöyle ayakucunuza ya da yastığa kafanızın yanına yattılar mı kalorifer gibi ısıtırlar sizi. şekerli yiyecekler kedinin sonunu hazırlar. kedilerin şeker toleransı yoktur. bu nedenle şekerli gıdalar alan kedilerde kısa süre sonra şeker hastalığı başgösterecektir. bu da böbreklerinin iflasına, körlüğe vs yol açacak ve zamanla acılı bir şekilde hayvancığı öldürecektir. kısacası kediye tatlı ve şekerli gıda verilmez.

rektörü kurucusu ihsan doğramacı’nın oğlu ali doğramacı’dır. otoparklarında ne şimdi ne daha önce kuşlar giremez yazmamıştır. yazmış olsaydı zaten yazan kişi iyi bir ceza almış olurdu, biz de duyardık. kimse kampüs içerisindeki cafelerin kapısına burslular giremez yazmamıştır. ne şimdi ne daha önce. olsaydı da otoparktakilerin kaderini paylaşırdı. kütüphanesi inanılmaz bir zenginliğe sahip olan okuldur. aradığınız herşeyi bulursunuz. üstelik sadece bilkent öğrencileri değil, komşu kampüslerden odtü ve hacettepe öğrencileri de bulurlar. servis araçları ücretsiz olan ve gayet düzgün işleyen okuldur. kafanızı kitaba gömüp ders çalışmadan mezun olmayı hayal dahi edemeyeceğiniz okuldur. zira okuldan atılmanız durumunda genel olarak çıkan aflardan yararlanıp okula dönebilmeniz ve bu esnada okula yeni girmiş gibi gözüküp daha fazla ücret ödememek için eski okul numaranızı almak amaçlı harcayacağınız çabalar dışında sanırım para sökmez. bunu bile yaptıklarından emin değilim. yıllık ücretleri birçok kıytırık vakıf üniversitesinden düşük olan okuldur. yurtları gayet rahat ve konforlu olan okuldur. öğrencilerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde düzenlenmiştir gerçekten. bünyesinde bulunan hocaların akademik kariyerleri incelendiğinde nasıl bir nimetin içinde olduğunuz anlaşılır ve değerini bilmek için çırpınırsınız. içinde ayrımcılığın a sına rastlanamayacak okuldur aynı zamanda. hocaların burslulara ezik muamelesi yapması akıldan dahi geçirilemez zaten. kimse burslular için ezik olduklarından ayrı bir sınıf falan açmaz. kimi zaman bir sınıfa sadece burslular ya da paralılar denk düşebilir. tesadüfler her yerde olabilmektedir. öğrenciler arasında da elbetteki çürük elmalar vardır. ancak bunlar yok sayılabilecek kadar azdır. kısacası parayla okuyan bir öğrenci burslu olduğunuzu öğrendiğinde keşke bende baştan kazanabilseydim burslu ama şimdi burs almayı deniyorum falan diyecektir. evet kızlarının çoğu aynı tiptedir. fakat önyargılı yaklaşılmadığında içlerinde çok iyi insanların olduğu görülecektir. ayrıca bazı bölümlerinin paralı versiyonlarının puanları çoğu üniversitenin aynı bölümünden daha yüksek olabilmektedir. ha evet kötü tarafları yok mudur? vardır. bir kere dağın bir başındadır. belli bir saatten sonra şehre gidip gelmek çok kolay değildir servislere rağmen. şehirde güneş varken burada kar yağabilir. sürüyle dolaşan köpekleri vardır ki zaten okulun asıl sahibi bunlardır. tilkidir kirpidir falan değişik hayvanlara erişimi vardır kampüsün. spor salonları çok iyidir lakin hala bir yüzme havuzu yoktur. kendi içerisinde fiyat skalasında uygun tabir edilen yerlerde fiyatları olan cafeler mevcuttur fakat okula en yakın olan yerlerde fiyatlar epeyce yüksek olabilmektedir. bir de buraya paket servis yapan restoran sayısı çok fazla değildir. olanlarda getirene kadar zaman zaman yemekleri buz küpüne çevirebilmektedir.

malum çizgi filmde hakkı en çok yenen karakterdir.eeyore hemen hemen tüm bölümler boyunca itilmiş, kakılmış, kale alınmamış, yok sayılmış, ezilmiş bir karakterdir. kendisi bahtsızdır aynı zamanda. kimi bölümlerde kuyruğunu kaybetmiş, kimisinde bir bulut ona musallat olmuş ve sadece onun başından aşağı yağmur yağmış, kimisinde ise defalarca yeni yaptığı evi kafasına yıkılmıştır. buna rağmen eeyore her bölümde gözükmemektedir. kendisine bu şans tanınmamıştır. neredeyse diğer tüm karakterler için onların başrolde olduğu sinema filmleri vs çekilirken eeyore’a "bilader sana da bi film yapsak?" denmemiştir. eeyore ezilmişlerin dostu, mor eşeklerin en bilgesidir. harcanmıştır. kandırılmıştır. yazıktır.

kendilerine ajda bardak da denen bardaklardır. sözde ajda pekkan hep bu bardaklardan içtiği için bu ad takılmıştır. fakat külliyen yalandır. zira bardağı üreten bir firma bu modele aida adını vermiş amma velakin i harfini j harfine benzeten bir yaratıcı tarafından bu kelime ajda diye okunmuş, böyle de süregelmiştir. ayrıca son zamanlarda bu bardakların bir tarafına fincan kulbu kılıklı birşey daha monte edilmektedir. sanırım kupa ve ince belli olayı konusunda bir ortaya karışık imal etme durumudur.

-arkadaşının makatına şaka olsun diye kompresör sokup hava vermek, bağırsaklarını patlatarak öldürmek.
-taşınması gereken buzdolabını kolay olsun diye balkondan aşağıdaki arkadaşına atmak, şans eseri sadece yaralamak, öldürmemek.
-kahvede okey oynarken üst kattaki ahırdan masaya inek düşmesi, kimsenin inek dahil ölmemesi.
-bulaşık yıkadığı suyu camdan aşağı savurmak, yoldan geçenler ıslanıp söylenince de "geçmeyeydin ya ordan hayvan" diye azarlamak.

(bkz: film noir)

lemanın romantik kahramanı. aslında bir karikatür olmasını dilerdik ama gerçek bülent ersoyla ortak noktası çoktur.

(bkz: sübyancı)

(bkz: bir ilhan irem vardı ne oldu ona)

amerika çıkışlı kedilerdir. özellikle yanak ve gerdan kısımlarındaki ve kuyruklarındaki tüyler vücutlarının diğer bölgelerine oranla çok daha uzundur. çeşitli renklerde olabilirler. sadece puantiye şeklinde noktalı olanlarıyoktur. varsa da zaten maine coon değildir.kırma falandır. patileri oldukça yayvan ve büyüktür ve tüylüdür. erkekleri 9-11 dişileri 5-6 kilo ağırlığa erişebilir. burundan kuyruk ucuna uzunlukları 1-1,5 metreyi rahatlıkla bulabilir. tam anlamıyla gelişimlerini tamamlamaları 4-5 yaşına kadar sürer. kediler aleminin en yavaş gelişen türüdür denebilir. oldukça zekilerdir. köpek gibi komutları uygulama eğitimi alabilirler. en sessiz 25kedi türünden biridir. ancak bebekken istedikleri yapılana kadar biraz yaygara kopartabilirler. miyavlamaları kedilerin sevilirken çıkardıkları o tortor sesiyle karışık ince kısık bir miyav halindedir. fazlasıyla sevgi doludurlar. ayrıca van kedisi haricinde suyu seven tek kedi türüdür. suyun içinde sürekli olmak çok çekici gelmese de akan ya da durgun farketmez suyla oynamak en eğlendikleri oyunlardan biridir.

mağazalarda iki bindirim arasında kalan dönem.

(bkz: narkolepsi)
(bkz: narkoleptik)

içinde herhangi bir vakıf üniversitesinden daha çok tikky bulunduran üniversite. transkriptten shuttlea herşeye kazık gibi fiyatlar koyan üniversite. kantininde kıytırık sandviçlere devasa paralar konan ve bunu almayı hakettiklerine inanan insanların durduğu üniversite. içinden çıkanların hayatlarını cvlerine yazacakları iki aptal klüp faliyetine bağladıkları üniversite. tuvaletlerine hatta özellikle yurt tuvaletlerine doğru düzgün bakım yapılmayan üniversite. özellikle erkeklerinin gepgeniş bomboş yollarda yürürken bodoslama gelip arkanızdan omuz attıkları üniversite. içindeki en insani, en güleryüzlü öğrencilerin exchangeler olduğu üniversite. kampüs kapılarında sözüm ona güvenlik bulunduran, sözde öğrenci kimliksiz girilemeyen üniversite. eline kitap alan herkesin kimliği bile sorulmadan girdiği üniversite. şenliklerinde çeşitli markaları özellikle alkollü içki markalarını sponsor alıp halen daha şenlik girişine parayla bilet kesen üniversite. bütün iyi hocaları daha fazla parayı bastırabilen vakıf üniversiteleri tarafından kapılmış ve halen kapılmakta olan ama kendini adından faydalanarak satmayı çok iyi becerebilen üniversite. yurtları kampüslere göre cehennemin yedi kat dibinde olan üniversite. kilyos’ta beachi olan üniversite. otoparklarına sanki mafya bakıyormuşçasına para isteyen üniversite. kısacası artık ne olduğunu şaşırmış, eğitim yerinden çok bir moda şovunu andırmaya başlamış boğazda iyi bir araziye yapılanmış olan binalar topluluğu.

(bkz: fil diyeti)
(bkz: baskül ailesi) (bkz: soundtrack)

tarifi:
dışarıdan satın aldığımız güllaç paketlerinden genelde 15yaprak çıkmaktadır. tarifi buna göre veriyorum.
malzemeler:
3litre süt
1kg toz şeker
1 çorba kaşığı gülsuyu
250 gr kalın çekilmiş ceviz, antep fıstığı, kabuğu çıkarılmış tuzsuz badem vs
hindistan cevizi, nar çekilmiş antep fıstığı, kiraz şekerlemesi
yapılışı:
süt ve şeker bir tencerede eriyinceye kadar karıştırılarak kaynatılır. biraz ılınmaya bırakılır.yeterince ılındıktan sonra içine gülsuyu ilave edilir.yapraklar bütün olarak ya da tercihen kırılarak tepsiye yerleştirilir. her yaprağın üzerine 1 1buçuk kepçe kadar şekerli süt dökülür.yaprakların yumuşamadığı düşünülüyorsa daha fazla da olabilir süt. yaprakların yarısı döşendikten sonra ortasına çekilmiş ceviz içi serilir. aslında bademle lezzeti daha güzel olmaktadır. kalan yapraklarla yine aynı şekilde üzeri kapatılır. kalan süt olduğu gibi üzerine boşaltılır. süslemesi arzuya göre yapılır. soğuduktan sonra mutlaka buzdolabında saklanır.

dünyanın en eğlenceli sitcom dizi projesi olduğundan şüphelenmekteyim. içeri girip ciddi ciddi yazılanlara baktım. biri en son aramızda cia ajanı olan olabilir diyordu.

bir john lennon şarkısı sözleri aşağıda ki gibidir.

temperature’s rising
fever is high
can’t see no future
can’t see no sky

my feet are so heavy
so is my head
i wish i was a baby
i wish i was dead

cold turkey has got me on the run

my body is aching
goose-pimple bone
can’t see no body
leave me alone

my eyes are wide open
can’t get to sleep
one thing i’m sure of
i’m in at the deep freeze

cold turkey has got me on the run

cold turkey has got me on the run

thirty-six hours
rolling in pain
praying to someone
free me again

oh i’ll be a good boy
please make me well
i promise you anything
get me out of this hell

cold turkey has got me on the run
oh, oh, oh, oh

(bkz: mutsuz ama keyifliyim)
(bkz: mülksüzüm ama mutluyum)
(bkz: 90 s)