kararti

ne kadar "asla kurulmayacak, ütopik bir yer" desekte, de facto kurulmus bir devlettir.
biz burada "kürdistan diye bir yer yoktur" derken, türk sirketleri, git gide devletlesen bölgenin alt yapisini insa ettiklerini de unutmamaliyiz.

asik olmanin yan etkileridir.
her nedense asik olunca kocaman bir kelebek popülasyonu midenizi istila eder ve sevdicegi her gördügünüzde kanatlanir durur. rahat durmaz bunlar, ta ki siz muradiniza erip, beyninizin dopamin salgisi normallesip, bunlar geldigi gibi gittiklerine kadar....

deli gönül hangi dala konarsin - sabahat akkiraz

ahmedum - birol topaloglu

özledim babam - emrah mahzuni

evrimde gerileme sürecini anlatan cümle.
tek yol evrimken, evrimin ileriye dogru akisinin, birden bire geriye dogru akip, bir atavizm yasatmasi halidir.

misir unu, tereyag ve kaymak ile yapilan versiyonu da mevcuttur. kaymaygin bol oldugu yayla dönemlerinde yapilir.
bu sekilde yapilisi artvin’in dogusunda baslar ve gürcistan sinirinda bulunan her ilde de devam eder.

mikro dalga firini....gerekirse 3-4 arkadas ortak almalidirlar, zira mikro dalga firini demek, her türlü yemege kavusabilmek demektir.

sinav her ne kadar berbat gecmis olsa bile, gectikten sonra her ögrenci garip bir rahatlik hisseder. ruhunun üzerinden agir bir yük kalkmistir zira. bazi ögrenciler de bu rahatlik hissini bir sigara ile pekistirir....ilk nefes, sonsuz özgürlüge kanatlanmanin verdigi mutluluga elle tutabilecek kadar yakin olma hissini verir.

italyanlarin meshur badem likörüdür. kahve ile de ikram edilir.

mutlu midelere inen saheser köfteler hemde made in tekirdag....oysa failler tarafindan süslü süslü sunulan köftelerin kurbanlarinin hissleri hep ayni:

ölüm korkusu ve bununla birlikte gelen acimasiz katliam....

insanlar ne zalimdirler.....

hangi hikmetin yansimasiysa artik, herkes tutturmus "kaba" bir dildir diye...

yani baslayanlar icin ölüm...

yani yeni baslayanlar icin ölüm, fani hayatta basladiklari en son seydir.

zaten bir kere ölüme baslandi mi, giden gelmiyor tadindadir gerisi.

ecel serbetinin tadi öyle damaginiza yapisir ki, tiryakisi olur, fanilikten edebediyete intikal etmenin heyecaniyla ölürsünüz.

ögrenci evinden ögrenci evine degisecek yemeklerdir.
misal sanildiginin aksine ögrenciler sadece makarna veya yumurta ile idare etmiyorlar.
yaz mevsimi sebze meyvenin ucuz ve bol oldugu dönemlerde bolca kirmizisindan, sarisindan, yesilinden biber, patlican, sogan ve maydonoz alinirdi.

patlicanlar ve biberler yikanir, catal ile delinirlerdi.
daha sonra 15 dakikaligina mikro dalga firinina veya ocaga atilir ve pisirlirlerdi (közlenilmediklerine göre bu yöntem gelistirilmistir).
pistikten sonra patlican ve biberler soyulur, patlican iyice dogranilip püre haline getirilir, biberler de küp küp kesilirlerdi. bu karisima yemeklik dogranmis sogan veya 1-2 dis ezilmis sarimsak, bolca maydonoz, zeytin yagi, sirke, tuz ve pul biber eklenirdi.
taze francala ekmegiyle de afiyetle mideye indirilirdi.