+şimdi huysuz sirin i seçeceğiz. kim olmak ister?
-ben olmam.
+isim neydi?
lafazanlığın son noktası.
1297 tarihli bir kopyası yaklaşık 22 milyon dolara bir amerikalı tarafından satın alınmıştır.
eğer şu meşhur 14 başlığı açıklarsak. #571567
1. guclu ve surekli milliyetcilik: faşist rejimler, sürekli olarak vatansever şiarlar, sloganlar, semboller, marşlar ve diğer ıvır zıvırı kullanma eğilimindedir.
2. insan haklarinin asagilanmasi ve hor gorulmesi: düşmandan korku ve güvenlik ihtiyacı nedeniyle, faşist rejim altındaki insanlar, ihtiyaç gereği belirli durumlarda insan haklarının göz ardı edilebileceğine ikna edilirler. insanlar işkence, yargısız infaz, siyasal suikast, uzun süreli gözaltı gibi uygulamalara karşı başını başka tarafa çevirme, hatta bunları onaylama eğilimindedir.
3. dusmanlarin/gunah kecilerinin birlestirici bir neden olarak tanimlanmasi: ülkenin güvenliğini ve bütünlüğünü tehdit eden düşmanın ortadan kaldırılması için insanlar histerik kalabalıklara katılıp sokaklara dökülür; bu düşman tanımının içinde ırksal, etnik ya da dinsel azınlıklar, liberaller, komünistler, sosyalistler, teroristler, vs. vardır.
4. ordunun ve militarizmin yuceltilmesi: yaygın yerel sorunlar olduğunda bile, orduya hükümet bütçesinden aşırı miktarda pay verilir ve yerel gündemler göz ardı edilir. askerler ve ordu hizmetleri alabildiğini yüceltilir.
5. cinsel ayrimciligin sahlanisi:faşist ulusların hükümetleri, neredeyse tamamen erkek-egemen olma eğilimindedir. faşist rejimlerde, geleneksel cinsiyet rolleri daha katı hale getirilmiştir. kürtaj karşıtlığı ve homofobi had safhadadır.
6. kitle iletisim araclarinin kontrol altina alinmasi: kimi zaman medya hükümet tarafından doğrudan kontrol edilirken, diğer durumlarda dolaylı olarak diğer genelgeler, mevzuatlar, sempatik medya temsilcileri ya da yöneticileri tarafından kontrol edilir. sansür, özellikle savaş dönemlerinde oldukça yaygındır.
7. ulusal guvenlik takintisi: "korku" hükümet tarafından, kitleler üzerinde harekete geçirici bir araç olarak kullanılır.
8. din ve yonetimin icice gecmesi: faşist ulus hükümetleri, ulus içindeki en yaygın dini, kamuoyunu manipüle etmek için bir araç olarak kullanır. dini retorik ve terminoloji, dinin ana doktrinlerinin hükümet politikalarına veya eylemlerine tamamen karşıt olduğu durumlarda dahi, hükümet liderleri tarafından yaygın olarak kullanılır.
9. ozel sermayenin gucunun korunmasi: faşist uluslardaki sanayi ve iş aristokrasisi, sıklıkla hükümet liderlerini iktidara getirenlerdir. bunu hükümetle iş dünyası arasında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki tesis ederek ve belli bir iktidar eliti yaratarak yapar.
10. emek gucunun baski altina alinmasi: faşist hükümete karşı tek gerçek tehdit emeğin örgütlü gücü olduğundan, işçi sendikaları ya tamamen saf dışı edilir ya da şiddetle baskı altına alınır.
11. aydinlarin ve sanatin kucumsenmesi: faşist uluslar, yüksek öğrenim ve akademiye karşı açık bir düşmanlığı körükler ve teşvik eder. profesörlerin ve diğer akademisyenlerin sansüre uğraması, hatta tutuklanması yaygındır. sanatta ifade özgürlüğü açıkça saldırı altındadır ve hükümetler genellikle sanata bütçe ayırmayı reddeder.
12. suc ve cezalandirma ile baski altina alma: faşist rejimlerde, polislere kanunları zorla uygulamaları için neredeyse sınırsız bir yetki verilir. insanlar genellikle, polisin suistimallerine göz yummaya ve hatta vatanseverlik adına sivil özgürlüklerden feragat etmeye razı olur. faşist uluslarda, sınırsız güce sahip ulusal bir polis kuvveti vardır.
13. adam kayirma ve yozlasmada sinir tanimama: faşist rejimler neredeyse her zaman, yönetim kadrolarına birbirini atayarak hükümetin güç ve otoritesini onları hesap vermekten korumak için kullanan bir grup ahbap ile müttefikleri tarafından yönetilir. ulusal kaynakların ve hatta hazinenin tahsisi ya da bunların hükümet liderleri tarafından açık bir şekilde gaspı, faşist rejimlerde rastlanmayan bir olgu değildir.
14. hileli secimler: faşist uluslardaki seçimler bazen tamamen göz boyama amaçlı yapılır. diğer zamanlarda ise seçimler, çamur atma kampanyaları, hatta muhalefet adaylarının öldürülmesi, seçmen oylarının ve seçim bölgelerinin kontrolü için yasama kurumlarının alet edilmesi ve medya manipülasyonu gölgesinde yapılır. faşist uluslar, tipik olarak kendi yargı sistemini seçimleri manipüle ya da kontrol etmek için kullanır.
1. guclu ve surekli milliyetcilik: faşist rejimler, sürekli olarak vatansever şiarlar, sloganlar, semboller, marşlar ve diğer ıvır zıvırı kullanma eğilimindedir.
2. insan haklarinin asagilanmasi ve hor gorulmesi: düşmandan korku ve güvenlik ihtiyacı nedeniyle, faşist rejim altındaki insanlar, ihtiyaç gereği belirli durumlarda insan haklarının göz ardı edilebileceğine ikna edilirler. insanlar işkence, yargısız infaz, siyasal suikast, uzun süreli gözaltı gibi uygulamalara karşı başını başka tarafa çevirme, hatta bunları onaylama eğilimindedir.
3. dusmanlarin/gunah kecilerinin birlestirici bir neden olarak tanimlanmasi: ülkenin güvenliğini ve bütünlüğünü tehdit eden düşmanın ortadan kaldırılması için insanlar histerik kalabalıklara katılıp sokaklara dökülür; bu düşman tanımının içinde ırksal, etnik ya da dinsel azınlıklar, liberaller, komünistler, sosyalistler, teroristler, vs. vardır.
4. ordunun ve militarizmin yuceltilmesi: yaygın yerel sorunlar olduğunda bile, orduya hükümet bütçesinden aşırı miktarda pay verilir ve yerel gündemler göz ardı edilir. askerler ve ordu hizmetleri alabildiğini yüceltilir.
5. cinsel ayrimciligin sahlanisi:faşist ulusların hükümetleri, neredeyse tamamen erkek-egemen olma eğilimindedir. faşist rejimlerde, geleneksel cinsiyet rolleri daha katı hale getirilmiştir. kürtaj karşıtlığı ve homofobi had safhadadır.
6. kitle iletisim araclarinin kontrol altina alinmasi: kimi zaman medya hükümet tarafından doğrudan kontrol edilirken, diğer durumlarda dolaylı olarak diğer genelgeler, mevzuatlar, sempatik medya temsilcileri ya da yöneticileri tarafından kontrol edilir. sansür, özellikle savaş dönemlerinde oldukça yaygındır.
7. ulusal guvenlik takintisi: "korku" hükümet tarafından, kitleler üzerinde harekete geçirici bir araç olarak kullanılır.
8. din ve yonetimin icice gecmesi: faşist ulus hükümetleri, ulus içindeki en yaygın dini, kamuoyunu manipüle etmek için bir araç olarak kullanır. dini retorik ve terminoloji, dinin ana doktrinlerinin hükümet politikalarına veya eylemlerine tamamen karşıt olduğu durumlarda dahi, hükümet liderleri tarafından yaygın olarak kullanılır.
9. ozel sermayenin gucunun korunmasi: faşist uluslardaki sanayi ve iş aristokrasisi, sıklıkla hükümet liderlerini iktidara getirenlerdir. bunu hükümetle iş dünyası arasında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki tesis ederek ve belli bir iktidar eliti yaratarak yapar.
10. emek gucunun baski altina alinmasi: faşist hükümete karşı tek gerçek tehdit emeğin örgütlü gücü olduğundan, işçi sendikaları ya tamamen saf dışı edilir ya da şiddetle baskı altına alınır.
11. aydinlarin ve sanatin kucumsenmesi: faşist uluslar, yüksek öğrenim ve akademiye karşı açık bir düşmanlığı körükler ve teşvik eder. profesörlerin ve diğer akademisyenlerin sansüre uğraması, hatta tutuklanması yaygındır. sanatta ifade özgürlüğü açıkça saldırı altındadır ve hükümetler genellikle sanata bütçe ayırmayı reddeder.
12. suc ve cezalandirma ile baski altina alma: faşist rejimlerde, polislere kanunları zorla uygulamaları için neredeyse sınırsız bir yetki verilir. insanlar genellikle, polisin suistimallerine göz yummaya ve hatta vatanseverlik adına sivil özgürlüklerden feragat etmeye razı olur. faşist uluslarda, sınırsız güce sahip ulusal bir polis kuvveti vardır.
13. adam kayirma ve yozlasmada sinir tanimama: faşist rejimler neredeyse her zaman, yönetim kadrolarına birbirini atayarak hükümetin güç ve otoritesini onları hesap vermekten korumak için kullanan bir grup ahbap ile müttefikleri tarafından yönetilir. ulusal kaynakların ve hatta hazinenin tahsisi ya da bunların hükümet liderleri tarafından açık bir şekilde gaspı, faşist rejimlerde rastlanmayan bir olgu değildir.
14. hileli secimler: faşist uluslardaki seçimler bazen tamamen göz boyama amaçlı yapılır. diğer zamanlarda ise seçimler, çamur atma kampanyaları, hatta muhalefet adaylarının öldürülmesi, seçmen oylarının ve seçim bölgelerinin kontrolü için yasama kurumlarının alet edilmesi ve medya manipülasyonu gölgesinde yapılır. faşist uluslar, tipik olarak kendi yargı sistemini seçimleri manipüle ya da kontrol etmek için kullanır.
yeni başlayan lümpen kızlara göre che: karizmatik, saçı sakalı yerinde, asi ruhlu taş gibi bir adam.
yeni başlayan lümpen erkeklere göre che: devrim mevrim, sosyalizm, dağ çatışma, uf çok pis. kahrolsun kapitalciler yaşasın kominizm
yeni başlayan devrimciler için che guevara:
fikir adamı değil, görev adamıdır. amerikan kucağında yetişmiş diktatörü yenmeden astım hastalığını yenmiştir.
doktordur. ancak diplomasını duvara değil dağlara asmış, güney amerika halklarının kurtuluşu için can vermiştir.
bağımsızlık savunucusudur. ülkeyi kapitalizmden kurtardıktan sonra sscb’nin bir üssü haline gelmemesi için kruşçef’le kavga etmiş. ne yapmış etmiş sscb’ye karşı çıkmıştır.
enternasyonali iyi kavramıştır.
arjantin doğumludur. küba’da devrim yapmıştır. kongo’da işçi hareketine katılmış. bolivya’da can vermiştir. o bir milletin adamı değildir. o insanlığın adamıdır.
son olarak ise
"gerçekçi ol imkansızı iste!" demiş, imkansız yolunda ilerlememiz için ışık tutmuştur.
(bkz: sosyalizm)
(bkz: komunizm)
yeni başlayan lümpen erkeklere göre che: devrim mevrim, sosyalizm, dağ çatışma, uf çok pis. kahrolsun kapitalciler yaşasın kominizm
yeni başlayan devrimciler için che guevara:
fikir adamı değil, görev adamıdır. amerikan kucağında yetişmiş diktatörü yenmeden astım hastalığını yenmiştir.
doktordur. ancak diplomasını duvara değil dağlara asmış, güney amerika halklarının kurtuluşu için can vermiştir.
bağımsızlık savunucusudur. ülkeyi kapitalizmden kurtardıktan sonra sscb’nin bir üssü haline gelmemesi için kruşçef’le kavga etmiş. ne yapmış etmiş sscb’ye karşı çıkmıştır.
enternasyonali iyi kavramıştır.
arjantin doğumludur. küba’da devrim yapmıştır. kongo’da işçi hareketine katılmış. bolivya’da can vermiştir. o bir milletin adamı değildir. o insanlığın adamıdır.
son olarak ise
"gerçekçi ol imkansızı iste!" demiş, imkansız yolunda ilerlememiz için ışık tutmuştur.
(bkz: sosyalizm)
(bkz: komunizm)
bence v.i.p. butonuna 20 aralıka kadar en çok tıklayan yazar bir ödül alacak. bence yani. ben paso f5liyorum. ödül benim. kimseye virmem.
ali kircaın aylık 70 bin dolar ile cukurova grubuna ait olan show tvye gecmesi olayıdır. yılbasından itibaren sunmaya baslayacagı show ana haber bulteninin yanı sıra siyaset meydani programını da show tv ekranlarında sunmaya devam edeceği, siyaset meydanı için kendine ekip kurma hakkı da yapılan antlaşmanın maddeleri arasında yer almaktadır. atv ana haberdeki ekibini de tasıyacagı yolunda haberler dolaşmaktadır.
emperyalizmin ön ayağı olan ekonomik yönetim. kapitalizm aslında devlet sınırlamaları olmadığı için insanların yaratıcılıklarını ön plana çıkaran,onları en özgür kılan sistemdir. fakat insanoğlunun aç gözlülüğünü de en çok kapitalizm körükler. parası olan konuştuğu ve daha çok kazandığı için zenginler daha zengin,fakirler daha fakir hale gelir ve doğuştan gelmesi gereken bir çok haklar dahi tehlikeye girer. karl marx ve friedrich engels komünist manifestoyu hazırlayarak kapitalizm buhranından çıkış kapısını göstermiş,das kapital ile ise elimize detaylı harita verilmiştir.
bekar evlerinin iflası anlamına gelen hadise.
bir çok dizi ve filmdeki hapisaneden tahliye sahnelerinin "ruh sağlığı bozuk suçluların yattığı" yerde çekildiği yer.
korusunda köpekler vardır. görünce sakın kaçmayın, kovalar bunlar. fıstıklı domelyan gibi uyanıksanız ggş’yi önden gönderin siz sıvışın.
korumaları da bir o kadar kibardır. "napıyosunuz kardeşim burda!" diye kovuverirler uygunsuz durumdakileri.
severiz, top oynarız. cici, koşu yapılan bir koruya sahiptir.
(bkz: bir başkadır benim hastanem)
korusunda köpekler vardır. görünce sakın kaçmayın, kovalar bunlar. fıstıklı domelyan gibi uyanıksanız ggş’yi önden gönderin siz sıvışın.
korumaları da bir o kadar kibardır. "napıyosunuz kardeşim burda!" diye kovuverirler uygunsuz durumdakileri.
severiz, top oynarız. cici, koşu yapılan bir koruya sahiptir.
(bkz: bir başkadır benim hastanem)
keyiften dört köşe eden, sözlüğün sağ köşesinde yer alan, sol temelli, reklamdan kaçıran yazı.
rüştünün fenerbahçedeki performansından hiç bir şey kaybetmediğini ve hiç bir şey ekleyemediğini gösteren maç oldu.
2 tane mükemmel bire bir pozisyonu başarıyla çıkardıktan sonra saçma bir pozisyonda saçma bir hatayla bütün hayallerimizi yıkmıştır. artık ikinci üçüncü torbadan seçilme isteğimizi yine başka bahara ertelemişizdir türk futbolseverleri olarak.
ali tandoğana söze gerek bile yok. rüştüyle el ele mahvettiler tur hayalimizi.
2 tane mükemmel bire bir pozisyonu başarıyla çıkardıktan sonra saçma bir pozisyonda saçma bir hatayla bütün hayallerimizi yıkmıştır. artık ikinci üçüncü torbadan seçilme isteğimizi yine başka bahara ertelemişizdir türk futbolseverleri olarak.
ali tandoğana söze gerek bile yok. rüştüyle el ele mahvettiler tur hayalimizi.
the last mohican filmini izleyenler hemen hatırlayacaktır; sara nın uçurumdan atlama sahnesinde müzik neredeyse sinema salonlarındaki insanlarında hemen bir uçurum bulup atlamayı istemelerini sağlayacak kadar etkileyiciydi. braveheart dan çok önceleri film müziğinin nasıl olması gerektiğinin dersini vermişti.
(bkz: nazdarovya)
bulgarca "şerefe".
karşılaşılması çok olası, gözleri islamiyet’i yanlış anlatanlar tarafından sımsıkı kapatılmış ve başını örterken beynini de örtmüş insanlık dışı kişidir.
karşılaşılmıştır da kendileriyle.
koltuk değneği ile yürümek zorunda kalan bendenizin başından geçmiştir. minibüste tek boş yer olan türbanlı bayanın yanına oturmak için topallanmış akabinde "öfke dolu bakışlara" ve "başka bir yere oturursana yer kalmadı mı?" sorusuyla karşılaşılmıştır.
minibüsteki diğer insanların "olmaz böyle şey", "anlayışlı ol." sözleriyle karşılaşan bayan yerinden kalkmış bütün yolculuk ayakta durmuştur.
anlayamadığım şey öpüp başına koyduğu kur’an’da geçenleri kavrayamadığını atlasak bile "insanlığı" nerede kalmıştır bu şahsın?
(bkz: bugün başımdan bunlar geçti sözlük)
ps: koltuk değneğini 2 ay içinde bırakacağım. houstonu rahat bırakın. sakatlığım dizimden. kalıcı bir şey değil.
karşılaşılmıştır da kendileriyle.
koltuk değneği ile yürümek zorunda kalan bendenizin başından geçmiştir. minibüste tek boş yer olan türbanlı bayanın yanına oturmak için topallanmış akabinde "öfke dolu bakışlara" ve "başka bir yere oturursana yer kalmadı mı?" sorusuyla karşılaşılmıştır.
minibüsteki diğer insanların "olmaz böyle şey", "anlayışlı ol." sözleriyle karşılaşan bayan yerinden kalkmış bütün yolculuk ayakta durmuştur.
anlayamadığım şey öpüp başına koyduğu kur’an’da geçenleri kavrayamadığını atlasak bile "insanlığı" nerede kalmıştır bu şahsın?
(bkz: bugün başımdan bunlar geçti sözlük)
ps: koltuk değneğini 2 ay içinde bırakacağım. houstonu rahat bırakın. sakatlığım dizimden. kalıcı bir şey değil.
shevekin gidişiyle beraberinde götürdükleri sadece o "eşitlikçi" entryleri değil aynı zamanda o ve onun gibiler olacaktır.
yandan yemiş diktatördür kendileri.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?