greyfurt

ingiltere kraliçesinin türkiye ziyareti sırasında, ingiliz basınının tüm baskısına rağmen uğramayarak düş kırıklığı yarattığı güzide mekandır.

gerek kelle paça endüstrisi , gerekse ileri düzeyde sarımsaklama teknikleri konularında gerçekleştirdiği arge’lerle sektörün öncüsü olmuştur.

çok ayıp ettin elizabet abla.

önemli not:istenmeyenadam, sen o tuzlamayı unut.

mehmet barlas’ın yokluğunu unutturmak için kepazelik sınırlarında dolaşan, "bakın bakın bizde farklıyız" imajı vermeye çalışan yetim kalmış programdır.

ha mehmet barlas gittiği yerde mutlumudur? o bilinmez ama keşke kalsaydı. cidden türkiye için tartışma adabını öğretmek açısından önemli bir programdı. hem gündemi iyi tahlil ediyorlar hemde içi dolu gündem yaratıyorlardı.

neyse işte, şimdilik program oturuncaya kadar bu tip şebeklikleri bir süre daha izleyeceğiz sanırım.

yanlış açılmış başlıktır. sorun yoğurdun sarımsaklanmaması değil, saklanamamasıdır. doğrusu "bir türlü saklanamayan yoğurt" olmalıydı.

çünküm; tekerlemede saklanma asıl amaç olup, sarımsaklanma ya da sarımsaklanmama sunulan tercihlerdir.

insan uygarlığının önemli bilinmezlerinden birini daha böylece andınşığa kavuşturmuş bulunuyoruz. bir sonraki yüzyılda, aynı saatte aynı ekranda buluşmak ümidiyle hoşçakalın.

diskotek => diskoto

(bkz: seni seviyorum)

pek çok ülke hakkında pratikçe bir çok bilgiye ulaşabileceğiniz bir kaynak.

elbetteki bir çok bölümü sansürlenerek yayınlanır.(ilginçtir; sansürlenen kısımlar en azından başlık olarak basına sızar)

şirin görünüşlü katil köpek. malesef ülkemizde onca hazin saldırıya ve yasaklara rağmen hala daha bazı organizmalar besliyor.

not: bende yan kanaldan pitbull beslemeye hevesli birini ikna etmeye çalışıyorum. koparacak bi yerini ancak böyle akıllanacak.

cidden tehlikelidir. özellikle çocuklu yada çok alkol kullanılan evde bulundurulmamalıdır.

izlediğim bir belgeselde bunun en toşhaklılarından birini yapmak için 4-5 ayrı usta çalışıyordu. sadece en keskin kısmını yapmak için ak sakallı bi amca, günler boyunca 3 ayrı tip biley taşı kullanarak kılıcı biledi. en son bileyi yapmak için bir bayanın serçe parmağının tırnağı büyüklüğünde küçücük taşları kullandı. mideme kramplar girdi tabi. kumandaya zor uzandım.

kısaca kılıç kadar yapan insanların sabrıda taktire değerdir.

güzide sözlüğümüzün bütün yazarları isviçreli bilim adamlarından oluşmadığına göre alıntı yapmakta yanlış bir şey yok. (bu konuda hemfikiriz sanırım)

e "oylama" denen şeyde zaten sözlüğe yapılan aktarımın bizde yarattığı taktirdir. ister muhteşem ver, ister berbat yada eh işte...

yazar kasmış, aramış, bulmuş, okumuş, alıntı olsa bile altına adını yazacak kadar güvenmiş yada değerli bulmuş. şimdi bunu oylamanın neresi yanlış?

işsizliğe yeni adım atmış kimse.

baskına katılan ve sonra teslim olan teröristlerden bazılarının şu şekilde ifadeleri olmuştur;

"dağlıca baskını 2 ay önceden planladı. baskınla ilgili uzun süre keşif ve gözetleme yapıldı. örgüt kış üslenmesine çekilmeden önce ses getirecek ve kendi tabanına moral verebilecek düzeyde bu denli bir eylem planlıyordu. bu baskına saldırı, savunma, keşif ve gözcü grubu olmak üzere yaklaşık 600 kişi katıldı. baskın öncesi dağlıca’ya yakın olan bir alana gare dağından 11 doçka uçaksavar ve havan topu getirildi. bu silahlar ağır ve taşınması güç olduğu için 1 haftalık bir yolculukla katır sırtında dağlıca’ya yakın bir noktaya getirildi. baskının bu çapta olmasındaki neden ağır silahların kullanılmasıdır.

gare dağındaki aydın kod adlı bölük sorumlumuz dağlıca baskına bizzat katıldı. ancak baskın esnasında verilen görevi doğru yerine getirmediği için görevden alındı. dağlıca baskınından sonra aziz kod bölük sorumlusu oldu. baskına katılanlarında bu olayın yapılacağından haberleri yoktu. zap kampında subay okulunun açılışı yapılacak denilerek gruplar toplandı. benim kaldığım taburdan aydın, jiyanda, şoreş, şiyar, dılbırin, tirej adlı 6 kişi de dağlıca saldırısına katıldı, ancak baskın sonrası geri dönmediler. akibetlerini sorduğumuzda bize zap bölgesindeki diğer taburlarla kış üslenmesine girdiklerini söylediler. ben baskın sırasında dağlıca’ya yakın olan gare dağındaydım.

duran kalkan’in kordinesinde oldu

gare dağındaki örgüt mensupları, zap kampındaki köprüyü onarma bahanesiyle kamptan ayrıldı. saldırı üst düzey yöneticilerden duran kalkan’ın koordinesiyle oldu. baskına 600 kişinin katıldığını toplantılardaki konuşmalardan duydum. saldırıda 14 uçaksavar, sayısını bilmediğim füze gibi ağır silahlar kullanıldı. eylemin amacı taburu tamamen ortadan kaldırıp öldürülen askerlerin cesetlerini alıp kuzey irak’a getirip ailelerini de çağırıp kamuoyuna propaganda olarak kullanmaktı. ancak istenilen şekilde olmayınca 8 asker kaçırıldı ve sağ teslim almanın daha iyi bir propaganda aracı olabileceği söylendi. bu eylemin asıl amacı ise tabur etrafındaki tepeleri tutup göstermelik bir baskın ile takviye gelecek birliklere zayiat verdirmekti. özellikle de helikopteri uçaksavar ve füze ile düşürmekti. tepelere yerleştirilen doçka uçaksavarlardan biri erken ateş edince plan uygulanamadı. deşifre oldukları için mecburen saldırı, üs bölgesine yoğunlaştı. bu nedenle eylem başarısız görülerek birçok yönetici görevden alındı."

kaynak:http://tinyurl.com/4s55yt

şu sıralar tarihinin en büyük felaketini yaşayan ülkedir. yaklaşık 5 bin kilometre kare alan sular altında kalmış, bir çok köy ve diğer tipte yerleşim alanı tüm nüfusuyla birlikte yok olmuştur.

yaşanan insanlık dramının boyutu o kadar üst noktadadır ki; yazacak bir şey bulamıyorum.

ölü sayısının 100 bini geçmesi bekleniyormuş. sadece şu an için kayıtlara geçen kayıp sayısı 42 bin, ölü sayısı 22 bindir.

kapalı sistemlerde, sürekli tazelemeyi ifade eder. (kaynak kıçım olduğu için fazlada güvenmeyin)

bu konuşmasında kendi hayatından 3 hikaye anlatan büyük insan.

http://www.dailymotion.com/swf/x3j81k&v3=1

edit: igor zaten bu videoyu vermiş daha önce (#747914) ama daha çok kişi izlesin diye bozmuyorum bu entry’i. izleyin, izlettirin. ayrıca tekrar teşekkürler igor.

hatırladığım kadarıyla 14’er penaltının kullanıldığı maçtır.

ilk penaltıdan önce "kupa sahibi belli olsun öyle gideyim tuvalete" gibi salakca bir cümle kurdum. 28 penaltı kullanılacağını bilseydim farklı olurdu tabi.

kayserispor’u tutuyordum (gençler daha önce 2 kere almış kupayı) onlar kazandı. tebrikler kayseri.

ayrıca;
(bkz: kayseri çık aradan)
(bkz: gayseri hadi gari)

editjjk: lem başlamışız madem, aklımda kalanın hepsini yazayım bari;
gayseri,
hadi gari.
atcez deyooz atemeyoz,
hep golleri biz yiyoz.

kurban : ne o elindeki?
greyfurt: ışın kılıcı
kurban : e naapcan onunla?
greyfurt: ikiye bölcem seni. nihohaha
kurban : ama sen kıllısın. kıllı erkek merhametli olur. bilmiyomusun?
greyfurt: hadi yaa. püh. epilasyon felammı yaptırsam acaba?
kurban : kapat o kılıcı. şarjı bitmesin. gel otur konuşalım.
greyfurt: çay varmı?

o donu giyip otobanda umarsızca koşacaksanız belki bir şans doğar. belki...neyse işte... şansınızı fazla zorlamayın bence.

melaninin kısaltması (nasıl yazılıyor bilmiyorum)
ingiliz ismidir.

tam entry’nin vurucu cümlesini tuşlarken üstünüze bişi atlar. evet, bu oyun oynamaya karar vermiş yalak kedinizidir.

bir parça et için değil sizi, ruhunu satacak kadar fütursuz, 4 patili, yandan şanzımanlı yaratığınız oyun oynamaya karar vermiştir. (evet, o karar verir biz uyarız. sanki o bizim sahibimiz)

ilk seferinde nazikçe yaklaşılır. tutup nazikçe yere bırakılır. siz onu yere bırakırken, kudurmuş şekilde sağa sola pati sallaması görmezden gelinir.

ama içindeki ibnelik güdümü harekete geçmiştir bi kere. tırıt tırıt odada koşar zıplar. en son gelir topuğunuzu ısısır. kendi aklınca oyun oynamaktadır. en nihayetinde hayvandır. degaj pozisyonu alınır ama son anda vazgeçilir. tüylü bebişko öz vatanına, yani salona götürülür. dizi izleyen ev ahalisi bu duruma homurdansa da, ortaya atılıp kaçılır.

kıssadan hisse: sonuç olarak kedi besleyenlerde de bir takım verimsizlikler olabiliyor. kedisine göre değişiyor demek ki.

dns cambazı sitelerinde derdimize çare olmaktan çıktığı, dağlara tepelere anırmak istediğim kelimeler bütünü.

ya ben sadece belgesel izliyorum. yap bi kıyak hakim amca.

"bir tek orası kusur kalmıştı" dedirten nesnedir.
entellektüel, işini severek yapan porno yıldızlarında görülür.

no: ne kadar uzaksın mars. biz daha semaya eremedik.