avusturyalı yönetmen erich von stroheim’ın ilk filmi.
ne severim ne de terk ederim diye bir cevap da verilebilir.
türkiye’de model united nations hakkindaki en kapsamli email grubun kısa adi.
http://groups.yahoo.com/group/mun-tr/
http://groups.yahoo.com/group/mun-tr/
filim ozetle soyle:
timoti hükümetler deviren, darbeler organize eden uluslararası bir şer cephesi için çalışan son derece çekici fakat gerektiğinde bir kadına kafa atabilecek kadar psikopatin biri.
artur ise ülkesinin iç ve dış güvenliği için her türlü şer odağına karşı savaşmaktan çekinmeyen gözpek, vatansever bir aile babasıdır.cok parası olan bir iş adamıdır ve gittiği şehirlerde en lüks otellerde hep aynı suitte kalır. güleryüzlü ve babacan tavırlarıyla kaldığı otel personelinin sevgi ve saygısıni kazanmis
elizabet, arturun sık sık konakladığı otelin resepsiyonunda görevlidir.ama ne iş yaptığı meçhuldur.iskolik bir kisilige sahiptir. bir kaç yıl önce tecavüze uğramıştır ve göğüslerinin birinin üzerinde hala olayın anısı olarak bir bıçak izi taşımaktadır. yönetmen film sırasında bir ara sanki bu tecavüz olayına eğilecek gibi yapmış fakat sonra vazgeçerek izleyiciye feyk atmıştır, sanat yapmıştır. elizabet ayrıca lise çağlarında okulun kriket takımında başarıdan başarıya koşmuştur. bunu babasının evindeki odasında duran resimlerden ve hala niye gardropta asılı durduğu anlaşılamayan kriket formasından anlarız.
timoti ve şebekesi ise bu esnada arturun öldürülmesinin dünya şer odaklarının lehine bir durum olacağını ve dünyayı bir kötülük mabedine çevirme emellerine katkıda bulunacağını düşünmektedirler.
film de işte bu arturu oldurme planı anlatıyor. iktidarlar deviren, darbeler yapan koca şer odağı artur abiyi öldürmek için çıkara çıkara şu embesil planı çıkarır; denizdeki bir tekneden atılacak roket o sırada odasında orta şekerli kahvesini yudumlamakta olan arturu ve ailesinin bedenlerini parça pinçik edecektir. yalnız sorun şudur ki artur abinin suiti deniz tarafında değildir. dolayısıyla bir şekilde odasının değiştirilmesi gerekmektedir.
bunun için de o esnada büyükannesinin cenazesine gitmiş olan elizabet kullanılacaktır. elizabet’in emekli olduktan sonra kendini kişisel gelişim kitaplarına adamış, balyayı sağlama almış babasının evinin önünde bir bıçaklı adam bulundurulmaktadır. bu adam vasıtasıyla elizabet’in artur beyin odasını değiştirmesi sağlanacaktır. şer odağı, kızın babasını kaçırma gereği bile duymamıştır. plan aceleye geldiğinden olacak akıllarına gelmemiştir bu.
plan doğrultusunda teşkilatın has adamı timoti elizabetle aynı uçağa biner. yanındaki koltuğu da allem eder kullem eder kapar. timoti önce kızın aklını alır sonra da uçak kalkar kalkmaz asıl niyetini söylerek bir kadına kafa atmak da dahil her türlü pisliği yapacağı bir aksiyonun içine balıklama dalar.
bu andan itibaren bir sürü gereksiz aksiyon olur, kız kaçar çocuk kovalar. sonuçta olaylar şer odaklarının beklediği gibi gelişmez ve elizabet boğazına kalem saplamak, kafasına kriket sopası yerleştirmek, burnunun üstüne kafayı yapıştırıp merdivenlerden yuvarlamak gibi eylemlerle timoti’yi canından bezdirir. elizabet’e babası da katılır ve ikisi birden çocukcağızı mermi manyağı ederler. timoti ölür ve film biter.
timoti hükümetler deviren, darbeler organize eden uluslararası bir şer cephesi için çalışan son derece çekici fakat gerektiğinde bir kadına kafa atabilecek kadar psikopatin biri.
artur ise ülkesinin iç ve dış güvenliği için her türlü şer odağına karşı savaşmaktan çekinmeyen gözpek, vatansever bir aile babasıdır.cok parası olan bir iş adamıdır ve gittiği şehirlerde en lüks otellerde hep aynı suitte kalır. güleryüzlü ve babacan tavırlarıyla kaldığı otel personelinin sevgi ve saygısıni kazanmis
elizabet, arturun sık sık konakladığı otelin resepsiyonunda görevlidir.ama ne iş yaptığı meçhuldur.iskolik bir kisilige sahiptir. bir kaç yıl önce tecavüze uğramıştır ve göğüslerinin birinin üzerinde hala olayın anısı olarak bir bıçak izi taşımaktadır. yönetmen film sırasında bir ara sanki bu tecavüz olayına eğilecek gibi yapmış fakat sonra vazgeçerek izleyiciye feyk atmıştır, sanat yapmıştır. elizabet ayrıca lise çağlarında okulun kriket takımında başarıdan başarıya koşmuştur. bunu babasının evindeki odasında duran resimlerden ve hala niye gardropta asılı durduğu anlaşılamayan kriket formasından anlarız.
timoti ve şebekesi ise bu esnada arturun öldürülmesinin dünya şer odaklarının lehine bir durum olacağını ve dünyayı bir kötülük mabedine çevirme emellerine katkıda bulunacağını düşünmektedirler.
film de işte bu arturu oldurme planı anlatıyor. iktidarlar deviren, darbeler yapan koca şer odağı artur abiyi öldürmek için çıkara çıkara şu embesil planı çıkarır; denizdeki bir tekneden atılacak roket o sırada odasında orta şekerli kahvesini yudumlamakta olan arturu ve ailesinin bedenlerini parça pinçik edecektir. yalnız sorun şudur ki artur abinin suiti deniz tarafında değildir. dolayısıyla bir şekilde odasının değiştirilmesi gerekmektedir.
bunun için de o esnada büyükannesinin cenazesine gitmiş olan elizabet kullanılacaktır. elizabet’in emekli olduktan sonra kendini kişisel gelişim kitaplarına adamış, balyayı sağlama almış babasının evinin önünde bir bıçaklı adam bulundurulmaktadır. bu adam vasıtasıyla elizabet’in artur beyin odasını değiştirmesi sağlanacaktır. şer odağı, kızın babasını kaçırma gereği bile duymamıştır. plan aceleye geldiğinden olacak akıllarına gelmemiştir bu.
plan doğrultusunda teşkilatın has adamı timoti elizabetle aynı uçağa biner. yanındaki koltuğu da allem eder kullem eder kapar. timoti önce kızın aklını alır sonra da uçak kalkar kalkmaz asıl niyetini söylerek bir kadına kafa atmak da dahil her türlü pisliği yapacağı bir aksiyonun içine balıklama dalar.
bu andan itibaren bir sürü gereksiz aksiyon olur, kız kaçar çocuk kovalar. sonuçta olaylar şer odaklarının beklediği gibi gelişmez ve elizabet boğazına kalem saplamak, kafasına kriket sopası yerleştirmek, burnunun üstüne kafayı yapıştırıp merdivenlerden yuvarlamak gibi eylemlerle timoti’yi canından bezdirir. elizabet’e babası da katılır ve ikisi birden çocukcağızı mermi manyağı ederler. timoti ölür ve film biter.
hollanda’da konu$ulan dil. kimine gore ise bu eski dil sadece belcikanin bazi köy-kasabalarinda konu$ulur. hollandalilar genelde bu dili anlamazlar bile ama yine de budili sahiplenmeye kalkisirlar.ayni zamanda belcika’nin resmi dili.
genellikle arabaların arkasında bir bayrak bulunur ve bu bayragın hemen altında bu yazi yer alir.ne anlama geldiği pek beli olmayan bu salakca yazı sanki bayrak yazanin babasının malıymıs gibi bir izlenim yaratır. o yazıyı yazan salak bilmez ki bayrak zoraki sevilmez. alem ugruna olmedikce ’alem’olmaz.
black eagles:kara kartallar.
durin the war: savas boyunca.
ilgileri sadece cansız nesnelere yöneliktir, nadir bulunan her cansiz nesneye ilgi duyarlar.
kendilerini tatmin etmek ugruna cok zorluklara katlanır ve mutluluk maskesiyle gezerler.
kendilerini tatmin etmek ugruna cok zorluklara katlanır ve mutluluk maskesiyle gezerler.
başkalarının yaptıklariyla ugrasan, bir raporun, bir belgenin, bir fotoğrafın peşinde gunlerce,aylarca koşturan kisi.
adı ustunde bilgi sozluk.ne ek$idir ne de aci adı ustunde bilgi sozluk.tamamen bilgi ve felsefe ustune.
gercek hali "i am a big big girl in a big big world" tur.
sebnem scheffer in belediye otobusune binmesi
cok sacma bir cumle; cunku sebnem scheffer otubuse binemez bilakis kendisi otubus.
cok sacma bir cumle; cunku sebnem scheffer otubuse binemez bilakis kendisi otubus.
cok sık tekrarlanan yalan.herkes soyluyor bu yalanı.
kendi kafasina uymayan entrylerin tumunu silen cok "free" bilgiç!.
ihsan eryavuz, 1877’de istanbul-üsküdar’da doğdu.
topçu subaylığı yapan eryavuz, binbaşı rütbesindeyken emekli oldu ve ticarete atıldı.
eryavuz, cebelübereket (osmaniye) mebusu olarak 1, 2 ve 3. dönem heyeti temsiliye’de bulundu.
ihsan eryavuz, 3. hükümet (fethi okyar hükümeti 22.11.1924 - 03.03.1925) ve 4. hükümet (3. ismet inönü hükümeti 03.03.1925-01.11.1927) dönemlerinde, 30 aralık 1924 - 1 kasım 1927 tarihleri arasında bahriye vekilliği yaptı.
eryavuz, tarihe "yavuz-havuz yolsuzluğu" olarak geçen olay nedeniyle yüce divan’da yargılandı ve hüküm giydi. (1928) bu karar, yüce divan’ın cumhuriyet tarihinde verdiği ilk mahkumiyet kararı oldu.
eryavuz, 6 mart 1947’de öldü.
<http://www.belgenet.com/kim/ieryavuz.html>
topçu subaylığı yapan eryavuz, binbaşı rütbesindeyken emekli oldu ve ticarete atıldı.
eryavuz, cebelübereket (osmaniye) mebusu olarak 1, 2 ve 3. dönem heyeti temsiliye’de bulundu.
ihsan eryavuz, 3. hükümet (fethi okyar hükümeti 22.11.1924 - 03.03.1925) ve 4. hükümet (3. ismet inönü hükümeti 03.03.1925-01.11.1927) dönemlerinde, 30 aralık 1924 - 1 kasım 1927 tarihleri arasında bahriye vekilliği yaptı.
eryavuz, tarihe "yavuz-havuz yolsuzluğu" olarak geçen olay nedeniyle yüce divan’da yargılandı ve hüküm giydi. (1928) bu karar, yüce divan’ın cumhuriyet tarihinde verdiği ilk mahkumiyet kararı oldu.
eryavuz, 6 mart 1947’de öldü.
<http://www.belgenet.com/kim/ieryavuz.html>
cumhuriyet tarihinde bilinen ilk yolsuzluk olayı.
bir de bilinmeyenleri var tabi.
bir de bilinmeyenleri var tabi.
ihsan bey’in bakanlığı döneminde penoit şirketine, hükümete bilgi vermeksizin ayrıcalıklar vermiştir.
tarihe "yavuz-havuz olayı" adıyla geçen konuyu araştıran meclis soruşturma komisyonu, 13 şubat 1928’de ihsanbey ve dr. fikret onuralp’in dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ve divanı ali’de (yüce divan) yargılanmalarına karar verdi. davayı 16 nisan 1928’de sonuçlandıran yüce divan, dr. fikret onuralp’i dolandırıcılıktan 4 ay hapis, 100 lira ağır para, ihsan beyi de görevi kötüye kullanmaktan ve rüşvet alma girişiminden 2 yıl ağır hapis ve 2 yıl memuriyetten men cezasına çarptırdı. bu, yüce divanın cumhuriyet döneminde verdiği ilk mahkümiyet kararı oldu.
tarihe "yavuz-havuz olayı" adıyla geçen konuyu araştıran meclis soruşturma komisyonu, 13 şubat 1928’de ihsanbey ve dr. fikret onuralp’in dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ve divanı ali’de (yüce divan) yargılanmalarına karar verdi. davayı 16 nisan 1928’de sonuçlandıran yüce divan, dr. fikret onuralp’i dolandırıcılıktan 4 ay hapis, 100 lira ağır para, ihsan beyi de görevi kötüye kullanmaktan ve rüşvet alma girişiminden 2 yıl ağır hapis ve 2 yıl memuriyetten men cezasına çarptırdı. bu, yüce divanın cumhuriyet döneminde verdiği ilk mahkümiyet kararı oldu.
kendi yorungesinden sapmıs,ve hangi yone gideceğini bilmeyen parti.bu chp 1923-25 yıllarında bile yavuz-havuz problemi yaşamış bir partidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?