confessions

evkaf sumbulu

- Yazar -

  1. toplam entry 24
  2. takipçi 1
  3. puan 6880

120

evkaf sumbulu
geçen hafta sonu arkadaşımla film izlemek için afm’de sıraya girdiğimizde tercihlerimiz yalnızca türk filmeleriydi ama hangisine gideceğimiz konusunda fikir birliğine varamamıştık. ben 120’ye gitmeyi düşünüyordum. arkadaşım başka bir teklifte bulunsa da sonunda benim dediğime geldi. bu filmin bu kadar iyi yapılmış olabileceğine ihtimal vermiyordum. ancak daha ilk arada herkes fısır fısır "harika bir filmmiş ya" demeye başlamıştı bile... film boyunca tüm izleyenler olarak çok duygulandık. konunun ve samimi bir oyunculuğun o kadar etkisinde kalmıştık ki her bir karakterin üzüntüsü, kahramanlığı, acısı ya da ölümü ta derinden bizim de yüreğimizi titretti. açıkçası arkadaşım ve ben filmde çok ağladık. ama film bittikten sonra gördük ki alkışlarının ardından sessizce koltuklarından kalkan kadınlı-erkekli, çocuklu-gençli herkes gözlerini silmekteydiler. filmden çıktıktan sonraki 10-15 dakika boyunca arkadaşımla hiç bir şey konuşamadık ve levaboya gidip şişmiş gözlerimizi yıkadık... sonrasında da sadece uzun uzun düşündük. derin bir sessizlik sonrası arkadaşım tek bir şey söyledi "iyi ki bu filmi izledik"
esasen biz, şiddetle tavsiye ettiğim o filmde, geçmişte kaybettiğimiz ve halen kaybetmekte olduğumuz birer ses ve gölgeden ibaret olan, içi inanç dolu körpecik bedenlerin teker teker duyulmaz ve görünmez oluşlarına, ebedi bir sükunete gömülüşlerine ancak bütün bunları yaparken sanki hiç şaşırılmayacak kadar basit bir iş yapıyormuşcasına mağrur duruşlarına ağlamıştık...

the catcher in the rye

evkaf sumbulu
biraz iç karartıcı olsa da kurgusunun çok güzel olduğunu düşündüğüm bir kitap. bazı yerlerinde genç caulfield’in hallerine çok üzülüyor, bazen de çok gülüyorsunuz. sanırım bu kitabi 100 büyük eser içine sokan en büyük özelliği samimiyeti... kimi bölümleri herkesin yaptığı ya da yapmak isteği ama bunu kendine bile itiraf etmeyi marifetten saymadığından sadece yaşamakla yetindiği pek çok hadiseyi içeriyor. ergenlik dönemi bunalımları, bir kişiliği sırtlanma çabaları, sosyal ortama ayak uydurmaya çalışma, ve çoğu zaman sevilmeyen bir koyu hayatı yaşamak kaygısı... ben bu çocuğu sevdim ya...

yaran diyaloglar

evkaf sumbulu
ankaralılar bilirler. sıhhıye meydanından taksilerin boş geçmesi yasaktır. iki erkek arkadaşım iki gün öncesinden burada kaldırımda yürürken bir taksicinin kendilerine arabaya binmeleri için rica ettiğini anlatmışlar rahat rahat kızılaya gittiklerini söylemişlerdi. akşam vakti bu iki arkadaşım ile iki kız arkadaşım ulustan kızılaya muhabbetine yürürken
bir arkadaş:acaba bi taksiye falan mı binseydik ben yoruldum.
ben erkek arkadaşlara dönerek: arkadaşlar siz biraz daha önden kaldırımın kenarına yakın yürüseniz.
e.arkadaşlar:niye ki?
ben: belki bi taksiciye cazip gelirsiniz...
cümleten: :)))
mustafa ve nevzat’a sevgiler...

kadınları itici yapan şeyler

evkaf sumbulu
-güzelim diye herkese laf sokan,
-ortalıkta selülit tarlalarını saran dar kıyafetlerle gezinip, kendinden güzel kızları kendileri için tehlike olarak görerek selam vermeyen
ya da arkadaş ortamında bu kızları yanlız bırakmak gibi gerizekalı bir düşünce ile herkese asan, karalayan, dedikodusunu yapan,
-şirret,
-sigara içmeyenlerin salak gören,
-gazino muhabbeti yapan,
-bir ev boyanabilecek kadar makyaj yapıp onsuz hortlak gibi görünen
-"lan"lı konuşan
-doğallıktan nasiplenememiş
-yapmacık ve gıcık tiplerdir.

osmanlıca

evkaf sumbulu
üniversite yıllarında sadece derslerinden geçtiğim hatta yüksek not alıp ortalama yaptığım, asla işime yaramayacağını düşündüğüm, bu yüzden esasen pek de üzerinde durmadığım ancak şu an bu birikimim ile alakalı bir işimin olduğu türkçe, arapça ve farsça karışımı dil.

şiir

evkaf sumbulu
vays’a....
ansızın üzerimize çöküveren elvedalar...
her birimizin yüreğinde umulmadık hareler açar.
bir büyük proje böylece akim kalıp bitti...
bu masalardan bir güzel vays gurubu geçti...
(bkz: vays)

istikraz

evkaf sumbulu
osmanlı devletinin özellikle 19. yy’da başına bela olmuş kelime, yöneten kurum "duyun-ı umumiye"dir. bugünkü karşılığı "kredi" dir. yöneteni ise imf dir. yüz yıllar geçmiştir ama biz bu beladan hala kurtulamamışızdır.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol