sevgili arkadaşlar bu gün dünya türk havlu ve bornoz günü kutlu ve mutlu olsun.
filmden haberdar olmayan beni haberdar ederek, merak etmemi sağlayan yasaklamadır.
internete düşsün hele bir izlemek şart yasaklara inat.
internete düşsün hele bir izlemek şart yasaklara inat.
bir bülent arınç cümlesi, bozuk saat bile günde bir kez doğru gösterir misali, kırk yılda bir doğru cümle sarfetmiş kendileri
şahsımın izlemediği, izlemeyeceği acun programlarından biri.
(bkz: hevsel bahçeleri)
diyarbakır’da başlayan direniş. twitter’da;
#hevseldekatliamvar
#hevseldedirenişvar hastagleri ile seslerine ses arıyorlar.
#hevseldekatliamvar
#hevseldedirenişvar hastagleri ile seslerine ses arıyorlar.
hevsel bahçelerinin dicle nehrinin kıyısında, kale ile dicle nehri arasındaki alanda bereketli alüvyonların yığıldığı topraklarda bulunan ve kentin kurulduğu günden bu yana besin kaynağı olan çok önemli bir yeşil kuşak olduğunu bilinmektedir. tahminen 8 bin yıllık geçmişi oldugu ve 180 türden fazla kuş oldugu sanılmaktadır..
asıl konu şu ki bu güzelim tarih ve doğa tokiye kurban edilmek istenilmekte.
kırklar dağının düzü diye türkülere konu olan hevsel bugun direnişte.
http://s18.photobucket.com/user/demiralm/media/sina_p10101691kucuk.jpg.html
(bkz: hevsel bahçeleri direnişi)
asıl konu şu ki bu güzelim tarih ve doğa tokiye kurban edilmek istenilmekte.
kırklar dağının düzü diye türkülere konu olan hevsel bugun direnişte.
http://s18.photobucket.com/user/demiralm/media/sina_p10101691kucuk.jpg.html
(bkz: hevsel bahçeleri direnişi)
bir süredir, başbakan yerine başka güzel cümleler kullanarak katıldıgım kampanya.
güzide türkçemizde hoşlanmadıgımız, sevmedigimiz hatta nefret ettiğimiz kişiler için sayısız hoş terimler vardır.
güzide türkçemizde hoşlanmadıgımız, sevmedigimiz hatta nefret ettiğimiz kişiler için sayısız hoş terimler vardır.
türkiye bir hukuksuzluk devletidir.
aslında her fikir yansızdır, ya da öyle olmalıdır; ama insan onu canlandırır, alevlerini ve cinnetlerini yansıtır ona, saflığını yitirmiş, inanca dönüştürülmüş fikir, zaman içindeki yerini alır,
bir olay çehresine bürünür: mantıktan sara hastalığına geçiş tamamlanmış olur…
ideolojiler,
doktrinler ve kanlı şakalar böyle doğar…
içgüdüsel olarak putlara taptığımızdan, düşlerimizin ve çıkarlarımızın nesnelerini kayıtsız şartsız şeyler haline getiririz…
tarih bir sahte mutlaklar geçidinden, bahaneler adına dikilmiş bir
tapınaklar dizisinden, zihnin gayri muhtemel önünde küçülmesinden ibarettir…
dinden uzaklaştığında bile insan, dine tabi kalır…
bütün çabasıyla tanrı benzerleri yaratır…
sonra da benimser bunları ateşlilikle: içinde ki kurgu ihtiyacı, mitoloji ihtiyacı, apaçık gerçeğin ve gülünçlüğün üstesinden gelir…
bütün cinayetlerin sorumluluğu tapma gücündedir…
bir tanrıyı yakışıksızca seven kişi, başkalarını da onu sevmeye zorlar…
buna razı olmazlarsa, onları yok etmeye de hazırdır…
hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik taviz vermezlik veya din yayıcılığı yoktur ki, şevkin hayvani temelini açığa vurmasın…
hele insan ilgisizlik melekesini bir yitirsin : potansiyel bir katil haline gelir…
hele fikrini tanrıya dönüştürsün : bunun sonuçları sayılamayacak kadar çoktur…
ancak bir tanrı ya da tanrı taklitleri adına insan öldürülür…
bir olay çehresine bürünür: mantıktan sara hastalığına geçiş tamamlanmış olur…
ideolojiler,
doktrinler ve kanlı şakalar böyle doğar…
içgüdüsel olarak putlara taptığımızdan, düşlerimizin ve çıkarlarımızın nesnelerini kayıtsız şartsız şeyler haline getiririz…
tarih bir sahte mutlaklar geçidinden, bahaneler adına dikilmiş bir
tapınaklar dizisinden, zihnin gayri muhtemel önünde küçülmesinden ibarettir…
dinden uzaklaştığında bile insan, dine tabi kalır…
bütün çabasıyla tanrı benzerleri yaratır…
sonra da benimser bunları ateşlilikle: içinde ki kurgu ihtiyacı, mitoloji ihtiyacı, apaçık gerçeğin ve gülünçlüğün üstesinden gelir…
bütün cinayetlerin sorumluluğu tapma gücündedir…
bir tanrıyı yakışıksızca seven kişi, başkalarını da onu sevmeye zorlar…
buna razı olmazlarsa, onları yok etmeye de hazırdır…
hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik taviz vermezlik veya din yayıcılığı yoktur ki, şevkin hayvani temelini açığa vurmasın…
hele insan ilgisizlik melekesini bir yitirsin : potansiyel bir katil haline gelir…
hele fikrini tanrıya dönüştürsün : bunun sonuçları sayılamayacak kadar çoktur…
ancak bir tanrı ya da tanrı taklitleri adına insan öldürülür…
"bir varlığın hatasını derinlemesine anlayacak, ona maksat ve teşebbüslerinin boşunalığını gösterecek güçteyizdir; fakat içgüdüleri kadar kaşarlanmış, önyargıları kadar eski bir fanatizmi gizleyerek, zamana canla başla sarılmasına nasıl engel olmalı? içimizde, yakışıksız bir inanç ve kesinlikler yığını taşırız – kuşku götürmez bir hazine gibi. bundan kurtulmayı ya da bunları altetmeyi başaran kimse bile, - kendi zihin açıklığının çölünde- hala fanatik kalır: kendinin, kendi varoluşunun fanatiğidir; bütün saplantılarını kurutmuştur, bu saplantıların kabuklarından çıktıkları zemin dışında; bütün sabit noktalarını kaybetmiştir, bağlı oldukları sabitlik dışında. hayatın ilahiyatınkilerden daha değişmez dogmaları vardır; çünkü her varoluş, cinnetin ya da imanın zırvalarının bile dudağını uçuklatan şaşmazlıklar içinde demir atmıştır… şüphelerine aşık olan kuşkucunun bile, kuşkuculuğun fanatiği olduğu ortaya çıkar. insan, tam anlamıyla dogmatik varlıktır; dogmaları onları dile getiremediği, bilmediği ve takib ettiği ölçüde derindir."
hakkında tek kuracağım cümle, bunca evlat acısı yaşattığı aileler içindir.
kendi evlatlarının acısını görmeden ölmesin, canı hergün yansın kor olsun ama ölemesin. yaşadıgı her gün zulum olsun.
kendi evlatlarının acısını görmeden ölmesin, canı hergün yansın kor olsun ama ölemesin. yaşadıgı her gün zulum olsun.
benim dahil olmadıgım yazarlar grubudur.
kırmızı bir kuştur soluğum
kumral göklerinde saçlarının
seni kucağıma alıyorum
tarifsiz uzuyor bacakların
kırmızı bir at oluyor soluğum
yüzümün yanmasından anlıyorum
yoksuluz `gecelerimiz çok kısa
dörtnala sevişmek lazım`.
(bkz: cemal süreya)
günümüz türkiyesine uygun olan bir cümle...
ülkenin %50sinin sevişmesine karşı çeşitli yaptırımlar, yasalar uygulamaya çalışan ak zihniyetin geldiği son nokta.. sevişebiliyorsan şimdilik özgürsün, tadını çıkar çünkü yakında sevişmemen için elimizden gelen her şeyi yapacağız, sadece evliyken sevişebilirsin...
sevişebilmek için yasal koşulları sağlaman gerek, sağlayamıyorsan kusura bakma arkadaş sevişmek sana yasak...
tez zamanda bununla ilgili denetim birimleri kurulacak sevişenler görüldüğü yerde taşlanacaktır deyuuu
cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, valilik, bakanlıklar, kolluk kuvvetleri kırmızı alarm vermiş memlekette sevişen çift avına çıkmışlar. vajina ve penis ayrılcak vajinaya devlet mührünün oldugu bekaret kemeri takılacak, devlet uygun buldugu zaman anahtarı acacak ve sevişmeye izin verilecek.
oysa en çok onlar sevişiyorlar lakin tek taraflı, bir adama 3-4 kadın mantığında kadını putlaştıran erkeği hayvansallaştıran sevişmeler, kadının da bu durumdan şikayeti yok hani çünkü kadının görevi erkeğinin mutluluğu, zaten cennette de bilmem kaç huri hizmet edecekmiş nuriye, cennet hizmetini adamlar ülkeye getirdiler yüzyılın çılgın projesi bu olsa gerek !!
evet sevişmek şimdilik özgürlük, sevişin gençler ...
ülkenin %50sinin sevişmesine karşı çeşitli yaptırımlar, yasalar uygulamaya çalışan ak zihniyetin geldiği son nokta.. sevişebiliyorsan şimdilik özgürsün, tadını çıkar çünkü yakında sevişmemen için elimizden gelen her şeyi yapacağız, sadece evliyken sevişebilirsin...
sevişebilmek için yasal koşulları sağlaman gerek, sağlayamıyorsan kusura bakma arkadaş sevişmek sana yasak...
tez zamanda bununla ilgili denetim birimleri kurulacak sevişenler görüldüğü yerde taşlanacaktır deyuuu
cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, valilik, bakanlıklar, kolluk kuvvetleri kırmızı alarm vermiş memlekette sevişen çift avına çıkmışlar. vajina ve penis ayrılcak vajinaya devlet mührünün oldugu bekaret kemeri takılacak, devlet uygun buldugu zaman anahtarı acacak ve sevişmeye izin verilecek.
oysa en çok onlar sevişiyorlar lakin tek taraflı, bir adama 3-4 kadın mantığında kadını putlaştıran erkeği hayvansallaştıran sevişmeler, kadının da bu durumdan şikayeti yok hani çünkü kadının görevi erkeğinin mutluluğu, zaten cennette de bilmem kaç huri hizmet edecekmiş nuriye, cennet hizmetini adamlar ülkeye getirdiler yüzyılın çılgın projesi bu olsa gerek !!
evet sevişmek şimdilik özgürlük, sevişin gençler ...
son 2 senedir dahil olduğum grup,
sanırım bundan sonra da dahil olmaya devam edeceğim. dün yine ense traşı yaptırdım galiba her seferinde biraz daha kısaltıyorum, hastalık gibi bişey..
sanki yıllarca o uzun saçları ben kullanmamışım gibi, şimdi şaşkınlıkla bakıyorum eski uzun saçlı fotoğraflarıma, bele kadar uzun saçlar, nasıl taşımışım, uğraşmışım yıllarca bilmiyorum.
hep isterdim kısa saçlı olmayı ama çok korkardım, saçlarım da uzunken güzeldi hani böyle rüzgarda uçuşurdu, kalın telli sağlıklı saçlardı..
kuaförüm kıyma bu saçlara diye çok uğraştı...
risklidir kısa saclı olmak, minyon yapıya sahip olmama rağmen ben çok zaman sonra cesaret ettim, iyiki de yapmışım...
şu da bir gerçek ki sevgili hemcinslerim gençleştiriyor kısa saç, sanki uzun saç ile birlikte devam eden hayat monotonluğunu alıp kesiyorsunuz saçlarınızla birlikte, saç boyunun kendini bulmakla bir ilgisi var mı bilmiyorum ama sanki ben kendimi yeniden keşfettim...
ben seviyorum kendimde kısa saçı bu tarz konularda etrafın ne dediğinden öte, kendimin ne hissettiğine bakıyorum...
istiyorsanız deneyin derim kökü sizde nasılsa...
sanırım bundan sonra da dahil olmaya devam edeceğim. dün yine ense traşı yaptırdım galiba her seferinde biraz daha kısaltıyorum, hastalık gibi bişey..
sanki yıllarca o uzun saçları ben kullanmamışım gibi, şimdi şaşkınlıkla bakıyorum eski uzun saçlı fotoğraflarıma, bele kadar uzun saçlar, nasıl taşımışım, uğraşmışım yıllarca bilmiyorum.
hep isterdim kısa saçlı olmayı ama çok korkardım, saçlarım da uzunken güzeldi hani böyle rüzgarda uçuşurdu, kalın telli sağlıklı saçlardı..
kuaförüm kıyma bu saçlara diye çok uğraştı...
risklidir kısa saclı olmak, minyon yapıya sahip olmama rağmen ben çok zaman sonra cesaret ettim, iyiki de yapmışım...
şu da bir gerçek ki sevgili hemcinslerim gençleştiriyor kısa saç, sanki uzun saç ile birlikte devam eden hayat monotonluğunu alıp kesiyorsunuz saçlarınızla birlikte, saç boyunun kendini bulmakla bir ilgisi var mı bilmiyorum ama sanki ben kendimi yeniden keşfettim...
ben seviyorum kendimde kısa saçı bu tarz konularda etrafın ne dediğinden öte, kendimin ne hissettiğine bakıyorum...
istiyorsanız deneyin derim kökü sizde nasılsa...
etimolojik yapısı itibariyle elif, tanışmak, kaynaşmak, sevmek, cana yakın olmak, dost-lukta bulunmak anlamlarına gelen “ülfet” ile, bir şeyin müteaddit unsurlarını bir araya getirmek, arasını bulmak, imtizaç ettirmek anlamındaki “te’lîf” mastarlarının türediği “e-l-f” kökündendir.
elif, alfabenin ilk harfi olduğu gibi diğer harflerin de sebebi ve kaynağıdır. hatta ibn muklâ’nın kaligrafi sistemine göre, bütün diğer harfler “elif” şeklinde yazılmalıdırlar. buna göre diğer harflerin hepsi “elif” harfinin değişik kıvrımları şeklinde yazılmasıyla meydana geldiğinden o tüm harflerin aslı ve esası durumundadır.
elif gerek yazılışındaki incelik ve zarâfet şeklinden ve hat sanatının özelliklerinden, gerekse taşıdığı sembolik anlamlardan hareketle türkçemizde çeşitli mazmunlara ve zarif nüktelere kaynaklık yapmıştır. birçok deyimler “`elif`” ile ifade edilmiştir: “elif’ ten yâya kadar” deyimi baştan sona kadar okumak, bilmek ve öğrenmek; “elifi görse mertek sanır” deyimi de okuma yazma bilmeme ve cehalet anlamına gelir. “elifi elifine” aynen, tıpatıp uygunluğu ifade için kullanılır.
tarikat ehlinin kullandığı bir tür başlığa “elifi tâc” denmektedir. bu deyimin geçtiği üsküdar’lı râzî’ye ait dörtlük şöyledir:
“başta elifi tâcı
kendi başların tâcı
tarîk-i nakşiyye’den
gözlerin hallâc’ı.”
bektâşîlerin giydikleri yeşil çuhadan yapılmış başlığın adı ise “horasânî elifi tâc”dır.
“âh bir elif çekti yine cânân bu gece” mısraında olduğu gibi aşığın sinesine aşk yarası açmak manasında da kullanılmıştır. bir başka bağrı yanık ise;
“elif elif ebzerim,
kan ağlıyor gözlerim”
diyerek türkü yakmıştır.
kısaca “elif” deyip geçme. elif’ in manasını bir kere anladık mı bu yeter. çünkü elif çok derin manalar ihtiva eder; o ilham kaynağıdır. maddi ve manevi âlemlerin tümü onda gizlenmiş. öyle ki, elif uğrunda nice hak âşıkları yanmışlar, tutuşmuşlar, hatta kellelerini dahi seve seve vermişlerdir.
elif, alfabenin ilk harfi olduğu gibi diğer harflerin de sebebi ve kaynağıdır. hatta ibn muklâ’nın kaligrafi sistemine göre, bütün diğer harfler “elif” şeklinde yazılmalıdırlar. buna göre diğer harflerin hepsi “elif” harfinin değişik kıvrımları şeklinde yazılmasıyla meydana geldiğinden o tüm harflerin aslı ve esası durumundadır.
elif gerek yazılışındaki incelik ve zarâfet şeklinden ve hat sanatının özelliklerinden, gerekse taşıdığı sembolik anlamlardan hareketle türkçemizde çeşitli mazmunlara ve zarif nüktelere kaynaklık yapmıştır. birçok deyimler “`elif`” ile ifade edilmiştir: “elif’ ten yâya kadar” deyimi baştan sona kadar okumak, bilmek ve öğrenmek; “elifi görse mertek sanır” deyimi de okuma yazma bilmeme ve cehalet anlamına gelir. “elifi elifine” aynen, tıpatıp uygunluğu ifade için kullanılır.
tarikat ehlinin kullandığı bir tür başlığa “elifi tâc” denmektedir. bu deyimin geçtiği üsküdar’lı râzî’ye ait dörtlük şöyledir:
“başta elifi tâcı
kendi başların tâcı
tarîk-i nakşiyye’den
gözlerin hallâc’ı.”
bektâşîlerin giydikleri yeşil çuhadan yapılmış başlığın adı ise “horasânî elifi tâc”dır.
“âh bir elif çekti yine cânân bu gece” mısraında olduğu gibi aşığın sinesine aşk yarası açmak manasında da kullanılmıştır. bir başka bağrı yanık ise;
“elif elif ebzerim,
kan ağlıyor gözlerim”
diyerek türkü yakmıştır.
kısaca “elif” deyip geçme. elif’ in manasını bir kere anladık mı bu yeter. çünkü elif çok derin manalar ihtiva eder; o ilham kaynağıdır. maddi ve manevi âlemlerin tümü onda gizlenmiş. öyle ki, elif uğrunda nice hak âşıkları yanmışlar, tutuşmuşlar, hatta kellelerini dahi seve seve vermişlerdir.
yalnizlik; yalinliktan gelirmis, yalin olma hali yaliniz, yalniz.. yalinliktan gelen yalnizlik mi bu, yalnizliktan gelen yalin olma hali mi bilinmez ama..her durumda tek basinasindir, kalabaliklar icindeki yalnizlik en zorudur, etrafiniz insan doludur ama hicbiri gideremez yalnizliginizi,yalinliginiz oyle beter bi hal..
"evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
üç ev görsek bir şehir sanıyorduk"
üç ev görsek bir şehir sanıyorduk"
gitmekle gidilmiyor ki…
gitmekle gitmiş olamazsın;
gönlün kalır,
aklın kalır,
anıların kalır.
(bkz: cemal süreya)
gitmekle gitmiş olamazsın;
gönlün kalır,
aklın kalır,
anıların kalır.
(bkz: cemal süreya)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?