dalyarock

polisin taksimde meydanda toplanıp su savaşı yapan gruba biber gazlı ve tomalı müdahalesinin akabinde, bu müdahalelerden kendilerine pay çıkarmış olsa gerek, bir grup kişi taksimde ellerinde palalarla sokaktan gelene geçene kadın çocuk demeden palayı sallaya sallaya saldıran.bir kadına palayla vurup arkasından tekme atan ve polisin içine rahatlıkla girip çıkan, dehşet saçan saldırganlardır.birbirlerine su sıkarak protesto gösterisi yapan göstericilere kalkanlarla, plastik mermilerle, biber gazıyla ve tomadan sıktığı su ile müdahale eden polis, bu saldırganlara sırtlarını sıvazlayarak ’olum tamam la yapmayın tamam halledicez biz’ edalarıyla müdahale etmesi gerçekten yurdumun içler acısı halini gözler önüne sermiştir.

gazete haberine göre bu gruptan iki kişi göz altına alınmıştır ve gözaltına alınırken bir polis müdürü yaralanmıştır.

izlemek için;
http://tinyurl.com/lc4o6a3
http://tinyurl.com/m3p2ly6

bu kişinin başına bir iş gelmemiştir.ancak bu günlerde, atatürk’ü seven ve onu unutmadığını gösterip onun izinde olan herkesin başına bir çok şey gelmiştir yazık..

başbakanın halkın tepkisine rağmen, ’topçu kışlasını yapacağız, akm’ninde yıkılması gerekir’ dediği ve bir yandaşınında gaza gelip çıkıp rahatlıkla ’anıtkabiride yıkarsak elhamdülillah’ diyebildiği bir ülkede.bu bayan arkadaşımız zamanında atatürk’ü sevmiyorum demiş çok mu?

büyüleyici bir sesi olan 60’larda çıkardığı ilk albümünden sonra müzik kariyerine 30 yıllık uzun bir ara veren ve 2000’lerde yeni bir albüm çıkartarak müzik hayatında ikinci baharını yaşayan ingiliz şarkıcı.

seslendirdiği train song ile sizi alıp götüren sanatçı.

vashti bunyan’ın insanı alıp uzaklara götüren.uzun yollarda dinlediğinizde kendinizi bir anda kuzeye giderken bulabileceğiniz şarkı.dinlerken zamanı durduran anı yavaşlatan şarkı.

dinlemek için:http://tinyurl.com/5h3pwo

(bkz: vashti bunyan)

buda sözleri:

travelling north, travelling north to find you
train wheels beating, the wind in my eyes
don’t even know what i’ll find when i get to you
call out your name love, don’t be surprised

it’s so many miles and so long since i’ve met you
don’t even know what i’ll find when i get to you
but suddenly now, i know where i belong
it’s many hundred miles but it won’t be long

what will i do if there’s someone with you
maybe someone you’ve always known
how do i know i can come and give to you
love with no warning and find you alone

it’s so many miles and so long since i’ve met you
don’t even know what i’ll find when i get to you
but suddenly now, i know where i belong
it’s many hundred miles and it won’t be long

memlekette vahim bir hadise olduğu zaman vurun abalıya şekilde ortaya atılan güçlerdir.

birileri halkı uyuturken, salak yerine koyarken, ezerken bir problem yoktur.ne vakit halk yeter der bu gidişe bir dur derse o vakit dış mihraklar gündeme gelir ve çok vahim, kötü, kaka şeyler yaparlar, insanımızı galeyana getirirler.

nüfus artışımızı engellemek için dış mihrakların bir oyunuymuş.

çok vahim çarşı bu hızla devam etseymiş (1 2 uçak savar mermisi daha) ihtilal yaparmış.iyi ki yakalanmışlar.

türk insanının sanal ortamdan sosyalleşme aşkının canlı kanıtıdır.önüne çıkan her türlü sosyalleşme aracını değerlendiren ve en az bir hesabı bulunan yurdum insanının bundan da geri durmayıp hemen edindiği mesajlaşma programıdır.

hatta bazıları abartarak arkadaşlarına; ’bak bu yeni çıktı hemen yükledim yakında whatsappı bitiricek yaaa’ diye anlattığı program olmuştur.

bu arkadaşlara yardım etmek için çantasının yanına bir şişe su bırakabilirsiniz zira ihtiyaç duyacaklar.ancak yan yana bu şekilde durmaya polis müdahale edebilir o yüzden biraz uzak ve ayrı durmak gerekir gibi geliyor.

zira izinsiz toplanıyorsunuz alın size biber diyebilir.

alman yeşilciler partisi eşbaşkanı olurmuş kendileri.şu an halk tv’ye konuklar.taksim gezi parkı olaylarında biber gazı yemiş ve polis tarafından istiklalden geçerek oteline gitmesine izin verilmeyişini anlatıyor.

birde biber gazı yediğinde bir direnişçi bana limon verdi ve yüzüme krem sürdü gibi şeyler anlatıyor.(krem değil o bacım talcit talcit.)

an itibari ile alman yeşilciler partisi eşbaşkanı (bkz: claudia roth)’un konuk olduğu televizyon kanalıdır.

claudia roth, kaldığı taksim divan otelinde şahit olduğu polisin aşırı güç kullanımını far yemiş tavşan şaşkınlığında anlatıyor şu an.

bazı mensuplarının maalesef sinir problemleri yaşaması ve bunun akabinde müdahalelerinde, hareketlerinde kendilerine hakim olamamaları.

polisi kamerayla çeken birine bu tepkiyi verebiliyorsa, direnişçilere ne yaparlar varın siz düşünün:
http://tinyurl.com/komkbvx

terorist olarak nitelendirilen, aynı zamanda ayyaş da olan kimse.

ak partili kesimin iddiasına göre; aslında orada teyzenin ’kılıçtaroğlu erdoğanın götünün kılı olamaz’ dediğini savunuyorlar.teyze konuşmanın başında kılıçtaroğluna giydirsede sonuç olarak görünen köy kılavuz istemiyor.

videonun tamamı için;http://tinyurl.com/lop7uto

halk tv haberine göre ’taksime girmeye çalışanlara terorist muamelesi yapılacaktır!’ gibi talihsiz bir açıklama yapmıştır kendisi.

altunizade’de olduğu gibi burada da taksime gelmek için yürüyenlere polisin ana caddede müdahalesinin olduğu semttir.

durağan bir şekilde kimseyi rahatsız etmeden, zarar vermeden demokratik hakları olan protesto hakkını kullanan vatandaşların üzerine yine vahşice polislerin saldırdığı parktır.

taksim’in çevre mahallelerinde ve benimde bulunduğum beşiktaş’ta şu an insanlar sokaklarda tencere tavalarla bu müdahaleyi protesto ediyor.

polisin müdahalesinin şiddetine bakarsak bu olaylar sabaha kadar sürer gibi gözüküyor.yarın iktidar partisinin yapacağı kazlıçeşme mitinginde bu gün yaratılan gerginlikten dolayı halk karşı karşıya gelirse bunun hesabını kim verebilir çok merak ediyorum.

(bkz: altan erkekli)’nin sunduğu ntv’de yayınlanan kazık uzmanlık soruları olan bir bilgi yarışması.

başbakanın 15 haziran 2013’de ankara’da yaptığı mitingde, ’mesele ağaç meselesi değil’ twitini hatırlatarak, bu ülkede hukuk varsa o sanatçı müsvettesinden hesabını soracağız dediği sanatçıdır.