comengineer

artık "it ürür kervan yürür" tavrını takınmıştır.

kibar olmak , saygılı olmak benimsediği ve sürekli tavsiye ettiği özelliklerdendir.ammavelakin karşı taraf sürekli "hakaretemiz" sözlerle "bazı kutsallara " ya da "yüce türk halkına" dil uzatmaya kalkarsa artık "onların dilinden karşılık verme zamanı" gelmiştir diye düşünmüş ve o şekilde davranmaya başlamıştır.

milli şef dönemini savunan "köhne" zihniyetlerle hiç işi olmaz.zira "dizleri üstünde yaşamaktansa ayakları üzerinde ölmeyi yeğleyen" bir milletin ferdi olarak o döneme lanet etmekte ve yıllardır yaşadığımız "darbelerin , krizlerin , amerikan rotasından çıkamamaların ,dünya sahnesinde aktif olamamanın" sebeplerinden biri olarak "milli şefçilik" dönemini görmektedir.

edit : kaldı ki "bu millet devletin düşmanıdır" fikrinin babası olan ismet inönü hala neye dayanarak savulmaktadır...

(bkz: devletin birey için olduğunu unutanlar)
(bkz: ultra devletçiler)

"türk" soyadına sahip olup "öcalanları" savunanların çelişkisini düşündüren konu.

(bkz: provakatör söylemlere devam)
(bkz: sözlüğü 28 şubatçılar sarmış)
(bkz: tiksinç kenanın torunları)
(bkz: fikrini doğan medya grubuna borçlu olanlar)
(bkz: götünü amerikaya dayayıp ülkede devrimci takılanlar)
(bkz: zikimin vatanseverleri)
(bkz: vatansız kuvvetsiz eşkiyalar birliği)

demekki atatürk te her zaman doğru söylemiyormuş.
kurtarıcı bir lider olduğu doğrudur fakat her sözüne de ayet gibi yapışmak manasızdır.

bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

mesela yukardaki sözdeki "gökten indiği sanılan" sözü dikkate değerdir.atatürke göre gökten inmemiştir ama tüm diğer müslümanlara göre gökten bizzat allah tarafından peygamberlere melekler yoluyla aktarılmış kurallar ve öğütlerdir o kitaplar.ve o kurallar asla dogma falan değildir.

(bkz: her şeye bok atanları at penisi ihya etsin)

bunu yakın tarihten hatırlıyoruz zaten.sırf allahın emrini yerine getiriyorlar diye insanların başından örtüleri alınmaya kalkışıldı , çıkarmayanlar da toplum dışını itildi.

kaldı ki kişinin laikliği yahudilik ve müslümanlıkta geçerli olamaz.çünkü laiklik kişinin inancıyla normal hayatını farklı yönlendirmesi ikisini birbirine karıştırmamasıdır.islam ve yahudilikte ise kişinin giyinişinden , gülümseyişine ,yemek yemesinden ,insanlarla ilişkilerine kadar herşey düzenlenmiştir.son tahlilde müslüman bir toplumda yönetim şekli laiklik olsa da kişinin laikliği söz konusu değildir.

türkiye demokratik bir hukuk devletidir.

(bkz: külahıma anlat)

(bkz: provakatör kuvvetler)
(bkz: aslında islamcı gözüküp farklı bir amaca hizmet etmek)

1946 tdk sözlüğünde türk’ün dini kemalizm yazarken ,nerelere gelmişiz... şimdi türkiye biraz muhafazakarlaştı diye birilerinin ödü patlayınca , eski statükolarının ve elit yaşantılarının ellerinden gittiğini görünce üçbuçuk atan bir takım zevatların zırvaları işte.

iyi yazıları da oluyor ya yılmaz özdilin fakat 33.dereceden masonların kontrolündeki medya organına katılınca böyle hocaefendiye bir saldırı başlatmış.hayırlı olsun ona da .aklı sıra rte- abdullah gül ve arkalarında gölge yönetici m.fethullah gülen demeye getirecek.

keşke bu ülkenin asıl gölgelerinden biri olan "aydın doğana" da bu kadar laf sokabilseydi.ama yemez işte....öyle ya insan beslendiği kaba sıçar mı ? gerçi o kabın içinde ne fışkılar dönüyor bir farkına varsa ...

cumhuriyet mitinglerinin ne kadar içi dolu(!) toplaşmalar olduğunu seçim sonucunda görünce kararında ısrar etme olayı.

marlboro sigarasının üzerinde ufacık harflerle yazılmış hede.

"duçe" özentisi "milli şef" dönemine göre iyi bir dönem yaşanacak en azından.

genelde akrabalardan duyulur , bakalım bizi tanıyor mu bu velet diye (ufakken tabi ) ama babalara has olan versiyonları da mevcuttur.
(bkz: biz bu evin nesiyiz)
(bkz: eşek başımıyız lan biz burda)

ve türkiyenin özgür bir ülke olduğunu sanardım.dünyadaki tüm
ülkelere kafa tutabilecek güçlü ve özgür bir ülke....

"lazlar" deyip dururlardı iki de bir.bende bunları "saz çalan bir grup" sanardım.

fenerbahçeli engin sakatlanmıştı ve yerini rüştü almıştı.engin düzelince rüştünün performansından dolayı yedek kalıp durdu.sonra bir spor programında bu serüveni anlatırken " rüştü enginden eldivenleri aldı ve bir daha geri vermedi" dediler.rüştü ne çirkef adammış bi eldivenleri adama vermedi işinden etti ,enginde pek malmış rüştüye posta koyup eldivenlerini alamadı diye düz mantıktan ve mecazdan yoksun bir anlayış geliştirmiştim.

"top direkte" patladı diyorlardı bir ara.bir maçta defalarca bu lafı kullandılar.yaf dedim adamlar ne hızlı vuruyorki top direğe çarpınca patlıyor.

koka-out.

yerinize göz koyan yaşlı amcanın "evladım sen gençsin bir kalkta ben oturayım" şeklinde sizi sözlü olarak dürtmesine yol açabilecek hede.

mor ve ötesi ile birlikte "darbe" şarkısını söylerlerdi.

-naber
- evini soymuştum len.
- ateş seni çağırıyor bak ondandır işte.
- yanarız yanmasına da ..bana en çok , milletin ahlakını çalıp sonra da "modern" geçinenlerle aynı ortamda bulunmak koyuyor...