cinderella man

bir gün temel yunanistan’da takılıyormuş. bir ağacın altında, uzun saçlı, uzun sakallı, elinde kitabıyla bir adam oturmaktaymış. adı aristo’ymuş. temel hemen tanımış aristo’yu. demiş "aristo usta beni filozof yap" aristo olmaz demiş. temel yalvarmış yakarmış en sonunda ikna etmiş aristo’yu. aristo "sana düz mantığı öğreteceğim ilk dersimiz bu" demiş. "tamam" demiş temel. başlamış aristo sormaya:
a - senin evinde akvaryum var mı?
t - var.
a - o zaman sen balıkları seviyorsun.
t- evet
a - o zaman sen hayvanları seviyorsun.
t - evet.
a - hayvanları sevdiğine göre, insanları da seviyorsun.
t - evet evet.
a - insanları sevdiğine göre kadınlarıda seviyorsun.
t - evet.
a - o zaman sen ipne değilsin.
t - vaaay. demek olay bu. tamam hocam sağol.
diyerekten ikinci derse kalmadan karadeniz’e memleketine döner. evinin her tarafını kitaplarla doldurur. filozof olmuştur artık. herkes temel’in çevresinde toplanmaya başlamış. dursun hemen temel’in yanına giderekten "bana da öğret" diye yalvarmış. temel mırın kırın etsede tamam demiş. ve sormuş:

t - saaa düz mantuği öğreteceğum. taam midur?
d - taam uşağum.
t - sizin evde akvaryum var midur?
d - yoktur.
t - o zaman sen ipnesin hacum.

minareyide mi görmedin denilesi başlıktır.

allahım...ukteleri doldururken güç ve ilham ver, eksi alınca herşeyin hayırlısı dedirt, sözlüğe küstürtme, entryim silinince takdir-i jedi veya mod dedirt, artı alınca kıçımın kalkmasını engelle...senin rızanla enrty girdim, senin rızanla kaydediyorum. amin...

kendi kendilerinin götlerini kaldırmakta usta olan kızlardır. çarşıda sanki bütün erkekler bunları kesiyormuş gibi, kafa yukarda millete tepeden bakara yürürler. sokaklar podyum, ablalarımızda mankendir.

ufkunu ve kelime haznesini geliştirmesi için mucize beklemesi gereken insandır.

(bkz: ayak parmaklarıyla entry giren yazarın dramı)

sevgilinin annesine "niyet ciddi he, oğlun benim olacak haberin olsun" mesajını veren kız modelidir. 83 modeli vardı bende bir tane anneme anne demiş, annemde "kızım şimdi dersleriniz önemli" diyerekten ayar vermişti.

k: kadın
e: erkek

k: dün gece ne yaptın?
e: bilmem, o kadar çok zaman geçtiki.
k: peki bu akşam napacaksın.
e: o kadar uzun planlar yapmam.

türbanı siyasi bir simge kabul edip, laikliğe isyan eden, karşı çıkan insanlarladır bu kişilerin işleri. her türban takana irticacı, anti laik damgası vurmak ise sığ düşünceliktir. hepimizin ailesinde ninelerimiz, teyzelerimiz ve yaşlılarımız türban olmasada eşarp bağlamaktadır. kafayı bir bez parçasının örtmesi siyasi bir simgeden öte bir örftür, ananedir en önemlisi dini bir vecibedir. ancak bunu siyasi bir simge olarak bensimek ne kadar aptallıksa, türbanlı ya da eşarp takanların geneline irticacı, fetullahçı demek daha da büyük bir aptallıktır.

afilli bir yalnızlığa sahip olunarak, nasıl hayran kitlesi yapıldığını gösteren yetenekli müzisyen.

(bkz: national pornograpics)

çocuğunu kusturmaya ant içen annedir.

bir zamanlar siyahlarla, beyazların bir birini yediği amerika’da bazı şeylerin değiştiğini gösteren durumdur. siyahi bir devlet başkanı seçildiğinde bu durum pekişecektir.

(bkz: dile benden ne dilersen)

verilen dilencinin apartman, işyerleri ve arabaları olduğunu öğrendiğinizde ana avrat küfür etmenize sebebiyet verecek hadise.

bilgiçin içindeki yazma hevesini tüketen ipnedir.

seksin yapıldığı zamana ve mekana göre hareketlerin değişeceği an.

(bkz: seks yaparken ezan okunması)

yasin sülün - hidayet türkoğlu

(bkz: ali bilgin)

bazı kişileri mest eden ve bunu çıkardıkları çoraplarını koklayarak belli edenlerin, parfümü çıksa alacakları kokudur.