zafiyetin en uzun boylu hali
1994-1998 mimar sinan üniversitesi, sanat tarihi öğrencilerinin "kuğulu park" adını koyduğu, dolmabahçe sarayı ile resim heykel müzesi bitişindeki küçük kafedir. kafenin üstü cam örtülüdür, çay ya da kahve içerken gökyüzünü, bulutları görebilirsiniz. ayrıca içeride bir de muz ağacı vardır. kar yağarken muz ağacının muzu en tepede bir yerlerde durur. üniversite yıllarımın en sevdiğim, kutsal mekanıdır. yıllar var ki gitmiyorum. kapanmış... diyenler oldu. anılarımdaki haliyle kalsın istiyorum, kuğulu park.
geceli gündüzlü, haftaiçli haftasonlu çalışan şehir insanının, "böyle insan olacağıma, ameliyatla ayı olayım, uyurum kendi kendime bari" dediği iç parçalayıcı durum.
konuşmasıyla, zekasıyla, hazırcevaplığıyla beğenimi kazanan; tvye pis sakallı çıktığı zaman beni bitiren şahsiyet. kadınlara bakarken gözleri çok hoş oluyor. zaten erkeğin koyu renk gözlüsü makbuldür.
istanbulda, denizde balık bulamayıp aç kalınca, şehrin merkezlerine kanat açıp, gece gece, çığlık çığlık bağıran beyaz kuş. bir martı olasım var... isteğimden, işbu hal sebebiyle vazgeçtiğim idolüm kuş türü.
internetin ve internet türkçesinin acaba ne demek istiyor? şeklinde düşündürttüğü bir entry. acep, kayısı koparmak mıdır? kayışı koparmak mıdır? kayışı kopartmaksa, şu an koptu kopacak. pazar günü de çalışacağımı öğrenmenin sancılı ruh hali içindeyim. kayısı koparmak ise, yok, bana uymaz. şeftali gibi dokunmaktan hiç de haz etmediğim meyve türlerindendir. benden uzak... en güzel ağaca meyve olsun... derim.
xl ile beğenimi kazanıp; kadınların düşü, beyaz atlı prense dair nişanemiz olan tek taş pırlantaya feminist tavır yüklediği için bozulduğum sevimli şarkıcı.
beni kahretmektedir.
"kavgam" adlı kitabında ideolojisini anlatır. ikinci dünya savaşında yaptıkları (1938-1945) "kendi de ideolojisi de yerin dibine batsın", dedirtmektedir. güzel kadınların cildinden lamba derisi, çocuklardan kobay, bilumum insanlardan sabun yaptıran şahıs; yunanistanı işgal ederken, atina akropolü zarar görmesin diye emir vermiştir. ve hava bombardımanını yasaklamıştır. sanata karşı bu kadar hassas olan bir ruhun, insanın karşısında cani, cellat, katil... e dönüşmesi mideme kramp etkisi yapmaktadır. intihar ederek bu dünyadan göçmüştür. öte tarafta rastlaşırsak hali iyi olmayacaktır.
sahibinin sesinde geç vakitlerde dinlendiğinde hıçkıra hıçkıra ağlayacak kıvama getiren, kız halimle yarin kapısına dayanıp nara attıracak kadar iç yakan usta. arabeskin böylesine saygı duyarım.
beni bitiren şiirdir. denize açılasım gelir...
sevdiğim koku...
bazı hatunlar hıyar sever, sözünün eyleme dönüşmüş hali.
stajyerim olduğunda karşılaşmamayı isteyeceğim durum.
alkent ilk açıldığında, alkentteki mağazalardan alışveriş yaparken çokça rastlanılan, o yılların popüler ismi, şarkıcı.
bir blog sitede bilgisozlugun yazarlarından değerli bir arkadaşın önerisiyle buradayım. kendilerini tanımam lakin sağolsun, var olsun...
bundan on beş sene önce, orta öğretimin adının orta okul olduğu yıllarda formaların altına giyilmesi mecbur kılınan, diz üstünde biten, çoğunlukla fitilli desenli çorap türü. o yıllarda kısa çorap giyme yürekliliğini gösteren kızlar marjinal sayılırlardı.
çizen için keyiflidir; sakal, bıyık, gözlük, küpe vesaire çizildikten, kişi maymun edildikten sonra gazeteyi okuyacak bir başka şahısa azap nedeni sayılabilir.
yaz günü bile kış gecelerini hatıra getiren, nilüferin söylediği dinle dinle bıkılmaz, duygusal şarkı. trtde klibi çıkan ilk müziklerdendir. klibin adı kliptir; bugünkü anlamda kliplerle uzaktan yakından ilgisi yoktur. nilüferin tepesine yağanlar büyük ihtimal pamuk parçalarıdır. yine de izlenerek de dinlenebilir.
konunun mağduruyumdur. boşalan şişeyi doldurmak hep bana düşer.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?