confessions

cetniklereolum

- Yazar -

  1. toplam entry 2399
  2. takipçi 1
  3. puan 49165

türban yasağı

cetniklereolum
laiklik kamusal alan diyerek devletin insanların inancına karışması olayı gelişmiş ülkelerde devlet vatandaşının inancını garanti altına alırken ortaçağ karanlığının hüküm sürdüğü ülkelerde devlet vatandaşının ibadetine karışır baskı ve yasaklarla insanları ülkesine küstürür

bugün türkiyede yaşananlar budur bu yasağın savunucuları laiklik dışında bu yasağın kadınları da koruduğunu iddia ederler çünkü onlara göre üniversitelerde başörtülü okumak isteyenlerin birçoğu aile baskısı yüzünden örtünür eğer maksatları kadını korumaksa aile baskısı yüzünden okuyamayanlara el atsınlar önce ya da zorla evlendirilen bayanları korusunlar çünkü bir insanın zorla örtünmesi zorla eğitiminin engellenmesinden daha kötü değildir

türbanla meclise girmek

cetniklereolum
merve kavakçıya onu seçen halk tarafından verilmiş haktır ancak yıllarca halkçı diye millete sunulan bir kişi arkadaşlarım lütfen şu hanıma haddini bildiriniz diyerek halkçılık anlayışını bizlere göstermiş halkta ilk seçimde kendisini sandığa gömmüştür bir de şuna bakmak lazım başörtüsüne bu kadar tepki veren zihniyet fadıl akgündüz mecliste yemin ederken salonu terketmişlerdir merve kavakçı da ise meclisin altını üstüne getirmişlerdir fadıl akgündüz binlerce insanı dolandırdığı için sessiz bir tepki alırken merve kavakçı ise inandığı gibi yaşadığı için meclisten resmen atılmıştır işte bu iki yüzlü zihniyet inandığı gibi yaşayana saldırır hırsıza ise meclisi terkederek tepki verir birde bunlarıda atatürkçülük adı altında yapar.

menemen olayıni unutmayın

cetniklereolum
emin çölaşanın bugünkü yazısının başlığı kendisi her yıl aynı yazıyı rakamlarda değişiklikler yaparak insanların önüne sermektedir.




menemen olayını unutmayın


adi mustafa fehmi kubilay. baba adı hüseyin, ana adı zeynep.

giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. kubilay bir öğretmen. cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında izmir’in menemen ilçesi’nde askerlik görevini yapıyor. o sırada 24 yaşında.

23 aralık 1930 sabahı, bundan tam 76 yıl önce, menemen’de tuhaf bir şeyler oluyor. sabahın erken saatlerinde dördü silahlı altı kişi belediye meydanında tekbir getirerek gezinmeye başlıyor. hepsi çember sakallı. başlarında sarık, sırtlarında cüppe var.

ortalıkta dolanan altı kişi, "biz şeriat ordusuyuz" deyip müftü camii’ne giriyorlar. elebaşıları olan derviş mehmet camide namaz kılanlara kendini "mehdi" olarak tanıtıyor ve dini korumaya geldiklerini söylüyor. arkalarında 70 bin kişilik halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini tebliğ ediyor!

derviş mehmet isimli sapık ve arkasındaki yobazlar, camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya takıyorlar. yoldan geçen birine meydanda bir çukur kazdırıp bayrağı oraya dikiyorlar. yobazlar bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye başlıyorlar... ve bağırıyorlar:

"şapka giyen káfirdir. yakında yine şeriata dönülecektir. bize kurşun işlemez." işin acı yanı, menemen ahalisinden bazıları bunlara alkış tutuyor!

* * *

olaylar ilçedeki askeri birliğe duyuruluyor. alay komutanı, yedeksubay kubilay’ı bir manga askerle birlikte olay yerine gönderiyor. kubilay ve askerlerin silahlarında mermi yok. süngü takıp olay yerine gidiyorlar.

kubilay askerlerini meydan girişinde bırakıyor ve yobazlardan teslim olmalarını istiyor. işte bu anda yobazlardan biri ateş ediyor.

kubilay yaralanıp yere düşüyor. ayağa kalkıp cami avlusuna doğru kaçıyor, ama orada tekrar yere düşüyor. çevredeki kalabalık paniğe kapılıp kaçışıyor.

derviş mehmet ve arkadaşları, işte o anda kubilay’ın başına çöküyorlar. mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkarıyor...

ve yaralı yedeksubay kubilay’ın başını orada kıtır kıtır kesip gövdesinden ayırıyor.

kin ve nefret gözlerini öylesini bürümüş ki, kesik baştan akan kanı içiyorlar. saçlarından tuttuğu kesik baş, şimdi derviş mehmet’in elindedir.

yeşil bayrağın sopasına kesik başı dikmeye çalışıyorlar, ancak bir türlü başaramıyorlar. bunun üzerine birileri kendilerine ip getiriyor. kesik baş, yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlanıyor.

* * *

bütün bunlar olurken yine tekbirler getirilmekte, "ey ahali din elden gidiyor" çığlıkları menemen’de yankılanıyordu.

silah seslerini duyan bir mahalle bekçisi olay yerine koşarak yetişti. bekçi hasan ateş edip yobazlardan birini yaraladı. hemen ardından yobazlar ateş edip hasan’ı orada şehit ettiler. arkadaşının yardımına koşan bekçi şevki de yobazların açtığı ateş sonucu şehit düştü.

birkaç dakika içinde üç şehit verilmiş, bir baş kesilmiştir.

yobazlar mutludur! kubilay’ın kesik başı, yeşil bayrağın sopası üzerinde sallanmaktadır. işte bu aşamada asker olay yerine yetişti. komutan "teslim olun" diye bağırdı. yobazların yanıtı kesindi:

"bize kurşun işlemez."

askeri birlik ateş etti. yobazlardan bazıları orada yere serilirken, bazıları kaçtı. daha sonra hepsi birden yakalandı.

menemen olayı genç cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki şeyh sait haininin isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır.

hükümet sıkıyönetim ilan etti. menemen’de general mustafa muğlalı başkanlığında bir harp divanı kuruldu. olaya doğrudan veya dolaylı katılan bütün sanıklar yargılandı. 18 gün süren yargılama sonucunda karar açıklandı:

40 kişi sorumsuzluğu nedeniyle salıverildi, 27 sanık beraat etti, 41 suçlu çeşitli hapis cezaları aldı.

36 kişiye idam cezası verildi.

ancak bazılarının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrildi.

28 sanık, 3 şubat 1931 gecesi menemen’de idam edildi. yobazlardan bazıları, yedeksubay kubilay’ın başının kesildiği yerde asıldı.

bir sanık sehpaya götürülürken kaçtı. iki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi. olayın hemen ardından menemen’de devrim şehidi iki bekçi ve kubilay adına anıt dikildi. anıtın üzerinde şöyle yazar:

"inandılar, dövüştüler, öldüler. bıraktıkları emanetin bekçisiyiz."

* * *

atatürk, menemen olayına çok kızdı. söylentiye göre, menemen’in haritadan silinmesini emretti. daha 10 yıl önce yunan işgali altında inleyen bir ilçede yobazların yaptığı ve halktan bazılarının bu yobaz sürüsüne arka çıkması, onu çileden çıkarmıştı.

o dönemde ortada kararlı bir devlet vardı. savaştan yeni çıkmıştık, güçsüzdük, olanaklar yetersizdi. ama devletin ve cumhuriyet rejiminin onuru, ilkeleri ve inancı vardı... çünkü ülkeyi mustafa kemal atatürk gibi bir devlet adamı ve onun devrimci kadroları yönetiyordu.

nitekim mahkeme derhal kuruldu, yargıladı ve gereken cezaları verdi.

şimdi bir düşünün bakalım, aynı durum bugün olsa acaba ne yapılır?

yarın, bu korkunç irtica olayının 76. yıldönümünde menemen’de törenler düzenlenecek. yılanın başı aradan geçen 76 yıla karşın ülke genelinde ezilmedi. unutmayın, yılan pusuda bekliyor.


#390112

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5658410.asp?yazarid=5&gid=61

bilgi sözlük airlines

cetniklereolum
zamanında bu firmayla yolculuk yapıp çömez durumuna düşmüşlüğüm vardır yaşadıklarım sonrası söyleyebileceğim tek şey lanet olası bir firmadır uçuş sırasında moraliniz bozulur ve bu firma yetkililerinin hiç umrunda olmaz tek kurtuluş tekrar bilgiç olmaktır çok şükür atlattım o günleri bana uzak kaşınanlara yakın olsun.

medrese

cetniklereolum
1924 yılında kapatılan aradan geçen onlarca yıla rağmen yerlerine alternatif kurumlar kurulamamıştır özellikle doğu anadoluya bakıldığında bunu anlamak zor olmayacaktır osmanlı devletinde ülkenin en ücra köşelerine kadar eğitim vermiştir bu kurumlar din eğitimi verildiği gibi diğer alanlarda da eğitim verilmiştir.
11 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol