farkında olunarak ya da olunmayarak kadın-erkek ayrımının ortaya çıkarıldığı başlık.. neden tabusuz insanlar değil de özellikle kızlar diye düşünmeden edemiyor insan.. ayrıca bir insanın kadın ya da erkek belli sınırlarla yaşaması şart mıdır ki bu toplumun yarattığı bir takım tabulara bağlı kalmıyor oluşu garip bir durum oluştursun? kendi hayatının sınırlarını bir insanın yalnızca kendisinin çiziyor olması/çizmek istemesi son derece normal bence..
velhasıl kelam iyidir tabusuz kızlar onları sevelim, koruyalım, bizler de toplumun üzerimizde oluşturduğu şu kalıpları biraz olsun genişletmeye çalışalım, bizim gücümüz genişletmeye yetmiyorsa da en azından bunu yapanlara/yapabilenlere kadın ya da erkek olmasını önemsemeden saygı duyalım..
kampüsteki yurtlarda kalan öğrenci bilgiçlerin sürekli gerçekleştirmekte olduğu eylem..
doğrusu: o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
kıçtan uydurulmuş hali: o mahur beste çalar müjganla fenalaşırız
(bkz: ben küçükken çok salaktım)
kıçtan uydurulmuş hali: o mahur beste çalar müjganla fenalaşırız
(bkz: ben küçükken çok salaktım)
seneler önceki 6-0 dan başka galatasaraya karşı kullanabilecek bir şeyleri olmayan fenerbahçelilerin esprili(!) kişiliğinin bir ürünü.. daha yaratıcı olsalar keşke diyeceğim ama onlar da ne yapsın ellerinde başka malzeme yok..
giden sevgilinin arkasından ağlamaktan ziyade bu gidişin nedenlerini anlamaya çalışmak daha tercih edilesi ve mantıklıdır bence.. eğer sevgisi bittiği yahut hiç başlamadığı için gitmişse ağlamak gereksiz olacaktır bu durumda çünkü gidişi kalışından daha hayırlıdır.. yok sizin hatalarınız yüzünden gitmişse yine ağlamak yerine hataları kabullenmek ve bir daha tekrar etmemek için uğraşmak daha mantıklıdır.. gitmeye sebebiyet verebilecek kadar büyük hataların geri dönüşü olmaz çünkü bu yüzden de telafi etmeye çalışmak da anlamsızdır..
eğer bu gidişi iki taraf da istemiyorsa ama gitmek zorundaysa o zaman çok güzel ağlanır işte, elden de ağlamaktan başka bir şey gelmez zaten..
eğer bu gidişi iki taraf da istemiyorsa ama gitmek zorundaysa o zaman çok güzel ağlanır işte, elden de ağlamaktan başka bir şey gelmez zaten..
bana şans dile,mustafa hakkında her şey ve babam ve oğlum olmak üzere 3 tane sinema filmi bulunan son dönemin en başarılı yönetmenlerinden.. ilk önce şaşıfelek çıkmazı adlı diziyle girdi hayatımıza ama adını daha çok asmalı konakla duyduk.. daha sonra çemberimde gül oya ile başarısını ve şöhretini ikiye katladı.. yalnızca dizilerle kalmadı bu arada sayısız, hepsi birbirinden başarılı televizyon filmi çekti.. oyuncu seçimi konusunda da türkiyede en başarılı isimlerden biridir kesinlikle..
silenin canını da en az sildiği kişi kadar yakan hadisedir..
sezen aksunun da vokalde eşlik ettiği muhteşem şiir..
yavaş yavaş ısıtmaya başlayan güneşle geldiğini müjdeleyen muhteşem mevsim.. ağaçlarda çiçekler belirmeye başlar, pikniğe gidilir, akşamları yürüyüş yapılır, açık havada bira içilir, dersler ekilip çimlerde uyunur ve genelde aşık olunur ilkbaharda..
müzikleriyle ve salma hayekin başarılı oyunculuğuyla süslenmiş, hem görselliğiyle hem de çekimleriyle oldukça etkileyici, iki dalda oscar almış film..
(bkz: frida kahlo)
(bkz: frida kahlo)
recep tayyibin içindeki kasımpaşalı ruhunun uyanması sonucu söylediği cümle.. "duygular karşılıklı recep bey, siz de validenizi alıp gitseniz buralardan keşke" dedirtmiş cümledir aynı zamanda..
uykusuz gecelerin yegane arkadaşı..
(bkz: herkes gibisin)
tapılası, tekrar tekrar okunup ezberlenesi ahmet telli şiiri..
"ezberlenecek hicbir sey yok bu dunyada
kirletilmemis bir bulut bile yok artik "
"ezberlenecek hicbir sey yok bu dunyada
kirletilmemis bir bulut bile yok artik "
şarkıda eksik kalan son bölümü
ve hala sımsıcak durur anılar
sımsıcak ve biraz boynu bükük
ne varsa yaşanmış ve paylaşılmış
yasak bir kitap gibi durmaktadır
ve firari bir sevda gibi
şimdi duvarlarda resmin
olan ahmet telliye ait onur akın tarafından bestelenmiş şiir..
ve hala sımsıcak durur anılar
sımsıcak ve biraz boynu bükük
ne varsa yaşanmış ve paylaşılmış
yasak bir kitap gibi durmaktadır
ve firari bir sevda gibi
şimdi duvarlarda resmin
olan ahmet telliye ait onur akın tarafından bestelenmiş şiir..
yusuf hayaloğludan dinlemenin de ayrı bir keyif olduğu muhteşem şiir..
iki ucu boklu değneğin kibar versiyonu..
kimselerin gelip geçmediği, yolunun düşmediği, unutulmuş yerler için kullanılan deyim..
şehir merkezi kabul edilen yere uzak kalan, ulaşımı zor olan ve pek kimsenin yaşamadığı yerler için kullanılan deyim..
isimlerin sonuna can ekleme manyaklığından nasibini almış mehmet isminin biraz daha süslenmiş hali..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?