confessions

bok bocegi

- Yazar -

  1. toplam entry 962
  2. takipçi 1
  3. puan 23875

seyreyle güzel

bok bocegi
eskiya film müziklerinden biri..

seyreyle güzel kudret-i mevla neler eyler canan canan
allaha sığın adl-i teala neyler

meyla eylemezem gayrısına tövbeler olsun canan canan
şol yüzleri dost özleri düşmandan usandım

suları şikest meyleri kalp hazreti haktan canan canan
bir ane değin ettiğim isyandan utandım

sevgilim

bok bocegi
sevgilim,
yetimim benim,

aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken

kapılar kapalı, dünya buzlu cam
uyuşmuş gözlerimin önünde
hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan

ikimizin yerine dinliyorum
sevdiğin şarkıları
siyah tişörtünü giyiyorum yatarken
gömleklerini, kazaklarını, kokunu
senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken
gün boyu elimde kahve fincanı

kapıyı açmıyorum
telefonlara çıkmıyorum
başını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların

sevgilim,
yetimim benim,
nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata
öldüğünden haberi yok fotoğraflarının


murathan mungan

bir yalnızlık işareti

bok bocegi
bir cam gibi önünde
yüzümü elinle sil,
hohlayarak üstüne.
seyret boş bir sokağa
hüzünle yağışını yağmurun.
sonra kaplasın yavaşça,
ilık buğusu soluğunun
yüzümü baştanbaşa.

ve bırakıp gittiğinde
bir küçük boşluk kalsın
alnını dayadığın yerde;
bir yalnızlık işareti
işleyen ta içime.

metin altıok

ölümden konuşacaktik

bok bocegi
evet sırasıdır, ölümden konuşacaktık,
intiharın ebruli ipliğiyle
bir düğün gecesinde senin
yakası işlemeli giysinden.
kapı kapı dolaşıp, etamin ve goblen
örtüler satan bohçacı ölümden.
boynuna taktığın eğri taneli
iki sıra inciden konuşacaktık,
seni ürküten tren sesinden
ayı gölgeleyen tekinsiz gecede
karşımıza apansız çıkıveren
o ihtiyar dilenciden.

gel ölümden söz etmeden önce
bir şeyler içelim seninle.
buğulu bir bardağın içinde,
buzlu ve limonlu votkayla birlikte
konuşalım ölümden,
bir samanyolu olsun masamızın üstünde.
hadi gel konuşalım,
sulanmış bir taşlığın serinliğinde.
akşam sefaları içinde,
bir masa, birkaç sandalye
ve ikimiz ölümden konuşalım,
senin ağzında gül, benimkinde menekşe.

yarına var mısın söyle?
doğacak çocuğa, çığlığa, ishak kuşuna,
rüzgarın savurduğu tohuma,
kavağın pamuğuna var mısın,
bir ağacın kavına,
deri değiştirmesine yılanın,
kozadan çıkan kelebeğe,
hatmiye, atkestanesine?
hadi gel öyleyse ölümden konuşalım.
belki de tümüyle aykırıdır gerçeğe,
ama ne olursa olsun biz yine
ölümden konuşalım seninle

ölüm de vardır yaşadığımız her şeyde.
bir bardak çatlarsa durduğu yerde,
bir aşk ansızın biterse,
ayna kırılırsa yüzünle birlikte,
zamanıdır konuşmanın ölümden.
bir çiçek olağanüstü güzellikte
açıvermişse bir sabah,
bir topal aksamadan yürümüşse,
hadi gel ölümden konuşalım;
yüzünü al basmış hasetçiden
ve onun elindeki kuru değnek bile
filizlenir sevgimizden.


metin altıok

yuzun

bok bocegi
bir metin altıok şiiri..

yüzün müdür acaba yolumu dolaştıran?
acının bu solgun haritasında,
kendime yeni duraklar bulduğum.
ulaştığım ıssız dağ doruklarında
yüzün müdür hep sorular sorduğum,
bakışının titrek aydınlığında?

aslında ne bulunur bir gezginin yanında
kendi yüzünden başka,
hüzünle bileyen direncini.
bir suyun ürpermiş aynasında
apansız gözgöze geldiğim.
ayakları ayaklarıma bitişik
kımıltısız bir gövdeyle rüzgârın sildiği.
bir bulup bir kaybettiğim
yani bir gezginin hep gittiği,
senin yüzün benim yüzüm değil mi?

sevmiyorum seni

bok bocegi
metin altıok’un bir şiiri..

şimdi benim buzdan bir döşekte
üç büklüm olmuş zavallı sevdam
üşüyorsa ölesiye yalnızlıktan
bil ki senin hep böyle güvensiz
yaşamdan korkar oluşundan..

işte bunun için sevmiyorum seni..

şimdi benim bir han avlusunda
hiç bitmeyecek umutsuz kavgam
soluyorsa başı önde yorgunluktan
bil ki senin hep böyle umarsız
yarını göze alamayışından..

işte bunun için sevmiycem seni..

çocuklarla girilen komik diyaloglar

bok bocegi
8 yaşındaki velet üniversitedeki kuzeninin anneler gününü kutlamak için inat etmektedir..

ufaklık: yaa banane işte onun da anneler gününü kutlicam..
annesi: kızım anne değil ki o istersen kutla ama çocuğu olanların anneler günü kutlanır..
u: belki vardır ne biliyorsun?
a: allah allah saçmalamasana çocuğum..
u: belki abdülrezzaktan hamile kalmıştır, olmuştur.. (ufaklık kuzeni tarafından uzun yıllardır abdülrezzak adlı bir sevgilisi olduğu söylenilerek kandırılmıştır)
a: abdülrezzak kim?
u: sevgilisi..
a: kızım evlenmeden hamile kalınmaz ki..
u: nedenmiş? acı hayattaki kız kaldı!
a:????

insanları etiketleme merakı

bok bocegi
insanlığın büyük kısmının pençesinde olduğu bir türlü çare bulunamayan hastalık.. örneklerle açıklayalım;

motor/kaşar hatun: bazen kendim de olmak üzere çevremdeki hemen herkesten duyduğum kadınlar için kullanılan sıfatlar.. orospu, basit kadın(!) anlamları taşımaktadır.. fakat kim karar verecektir neyin basitlik olduğuna? bir hatunun kaç erkekle beraber olması gerekmektedir motor/kaşar damgası yemesi için? kesin bir sayı mı vardır? elbette ki hayır ama ısrarla telaffuzuna rastlanmaktadır.. ha bir de son moda bir deyim vardır böyle kaka(!) hatunlar için: tabusuz kızlar..

kıro: nedir ki kıro? bizim gibi olmayan insanlar mı? arabesk dinleyenler mi? maddi durumu elvermediği için markalı giyinemeyenler mi? genel bir tanım bile vardır bunun için; altın künye takan göğsü kıllı erkek.. yahu sanane, adam beğeniyor takıyor, sen istemezsen takma.. milletin keyfinden sana ne? yok eğer kıro kelimesiyle anlatılmak istenilen yolda kadınları taciz eden, yerlere tüküren vs. insanlarsa onlara kıro denmemektedir.. denyo, dallama, görgüsüz gibi örnekleri çoğaltılabilecek nice uygun sıfat vardır..

tikky: bu da kıyafetlerinde ve kullandığı diğer eşyalarda genel olarak pahalı markaları tercih eden insanlarımız için kullanılan bir sıfattır.. iyi de parası varsa ve bir kazağa 200 milyon(200 ytl) vermek onu rahatsız etmiyorsa bize ne ki? bizim cebimizden mi çıkıyor harcadığı para?

bu şekilde örnekleri çoğaltılabilecek durumdur.. asıl mesele insanları gruplandırmak belli gruplara belli isimler vermek değildir.. sınıflandırmalar yaşamın her evresinde vardır ve hep var olacaktır.. asıl sorun aklı sıra bu kullandığı sıfatlarla insanları aşağılamaya çalışan salakların sayısının her geçen gün artmasıdır..

gönül yarası

bok bocegi
filmden unutulmayacak replikler sıralamak gerekirse;

-hepimiz hayallerimizin kurbanıyız..

-benim adım neden nazım, senin piraye, abinin memet?

+kürtçe biliyor musun?
-hayır
+o zaman neden ağlıyorsun?
-bu türküye ağlamak için kürtçe bilmek gerekir mi abey?

-ben de çocukları çok seviyorum baba.. hiç doğmayacak çocuklarımı da çok seviyorum..

+yani sen şimdi bana diyorsun ki önünde iki yol var: ya pavyona dönersin ya da kocanla gidersin..
-evet..
+bir üçüncü yolu yok mu?
23 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol